YAĞMUR   Okul çıkışı eve dönüş yolunun sonu oturduğum evin sokağına saptım sesler yükselmiş kıyametler kopuyor işittiğim sesler tanıdıktı konağa doğru koştum. Konağın avlusundan içeri adım atışım ile silah sesi aynı anda gerçekleşti refleks olarak ellerimi kulaklarıma götürüp kapatmamla çığlığım avluda yankılandı sadece benim sesim yankılanmamış ev ahalisin sesleri duyuluyor korku ile sıkıca kapattığım gözlerimi nefes nefese açtım kimse vurulmamış kan gövdeyi götürmemişti. Hasan amcanın elinde silah namlusunun ucunda abim ne olduğuna anlam veremedim Devran babasının elinden silahı almak için uğraş veriyordu. Annemle babam Hasan amcaya yalvarıyor bir taraftan Hacer teyze olanlara seyirci kalmış Meral iki gözü iki çeşme ağlıyor neler oluyor? Ben okulda iken evin avlusu harp yerine dönmüş. “ baba bırak silahını “ “ sen karışma namusumuz iki paralık olmuş o iti benden mi koruyorsun? “ “ onu öldürünce namus temizlenmiş mi olacak? “ “ ağam kurbanım olam yapma kıyma oğluma onlar etmiş bir cahillik etmiş affet “ “ ne diyon lann sen? Yediğiniz kaba pislediniz bedelini ödeyecek benim evimde benim namusuma göz koymanın cezası ölümdür “ “ baba yeter kaza çıkmadan bırak silahı “ “ lann sen benim oğlumsun o şerefsizin tarafını mı tutuyorsun? çekil “ Ortalık yangın yeri Hasan amcanın gözü dönmüş abimi öldürmeyi kafasına koymuş kimse onu durduramazken olay kısa sürede kasabaya yayılmış ağalar toplanmış adamları ile haber salmış hüküm verilecekti. Hepimizi mahşer yerine ağaların huzuruna çıkardılar. Uzun yıllardır bu topraklarda çok canlar yandı kaç evin ocağı söndü, kaç kişi berdel uğruna hayatları ellerinden alınmıştı kan akıtılmasın diye kurtlar sofrası kurulmuş. Bu avluda akılları sıra kendi bildikleri doğrultularında töre adı altında karar verilirdi. Şimdi bu avluya istemeyerek ayak bastım en başından iki taraf dinlendi babam ve annem o konakta yıllardır hizmet etmekte abim onları kızı Meral ‘a sevdalanmış. Bu sevdalarına karşı çıkacaklarını bildikleri için çareyi kaçmakta bulmuşlar çok uzağa gidemeden yakalanmış bu topraklarda insanlar gücüne göre sınıflandırılır. Kimse bir alt sınıfı hayatlarına dahil etmezler bir de birbirlerine olan güç gösterisi nasıl bir yaşantının içindeyim? Bu topraklara hiçbir zaman ait olmadım olmakta istemiyorum son senemdi orta okulu bitirdikten sonra liseyi bu şehirden uzak bir tercih edeceğimi kararımı yıllar önce vermiştim bütün harçlıklarımı biriktirmiştim bursluluk sınavına girecektim bir daha buraya ayak basmak bile istemezken şimdi benim nasıl kurban oluşumu kurtlar sofrasında ağa bozuntularına servis edilişimi seyirci kalışım....

Sesimi ben dahil kimse duymuyor yılların verdiği bu sessizlik içimde yanan kor alevlerim zamanla yerini küllerine bırakıyor esen rüzgarı ile küllerimi savurdu. Savrulan küllerimden yeniden doğdum babamın kızı olarak bastığım yeri inletirken şimdi tanımadığım adamın kollarında nefesi nefesime karışmış. Sesi sesim olmuştu ama tanımadığım bu adam deniz gibi dalgaları bedenimi sarmış oradan oraya sürüklüyor boğulacağım yada dalgaları sakinleşerek beni kıyıya bırakmasını bekleyeceğim...

Adıma alınmış karar beni peşinden sürüklemeye mahkum etti. Yıllar geçmiş hayatım tam yoluna girdiğini düşündüğüm anda param parça olmuş bedenimin üzerine toprakla ört pas edildi. Kimin günahının bedelini ödüyorum bilemiyorum yaşadıklarım bana ağır geliyor. Yaşamak istemiyorum hayatımdan kendimden vazgeçtiğim zaman varlığından haberim olmayan canımdan bir parça bana güç verdi. Bütün açılmış yaralarımı herkese, hayata inat küllerimden yeniden doğdum eskisinden daha güçlü sağlam adımlarla geliyorum...

Yalnız yürüdüğüm bu yolda yıllar sonra karşıma çıkan iki seçeneğim vardı birincisi normal yaşam sürerek hayatıma devam ederek anneme verdiğim sözü yerine getirecektim ikinci bir seçeneğim karanlığın izinden gidecek karşıma çıkan yabancının peşinden rüzgarına kapılacaktım. Aklım, kalbim karanlığın rüzgarına kapılacak kadar aşık olmam. Nereye kadar sürükleneceğimi bilmiyorum hiç akla hayale gelmeyecek birine aşık oldum bu aşk uğruna bugün olmasa bile bir gün sonum olacağını bile isteye karanlığın asıl sahibi kalbi atmayan hatta yaşayan bir ölü. Evet yanlış duymadınız yaşayan bir ölü o vampir adamdan başkası değil ben celladıma aşık oldum şimdi rüzgarına eşlik ederek peşinden gidiyorum...

Adıma verilmiş kararlar alınmıştı ya ölecektim ya da yaşacaktım ne istediğimi sormadan öleceksin dediler. Ben aldığım kararla başıma geleceklerden habersiz bir yabancının peşinden sürüklenmeye mahkum edildim hayat beni nereye götürecek bilemiyorum tuksak olduğum yabancı kalbimin kilidini kırmış içeride tahtını kurmuştu kalbim yabancının kanatların altında beni yaşatacak mı? yoksa öldürecek mi? hangi cevabını beklemekten başka çarem yoktu...

Ateş ile barut hiç yan yana durur mu? ATEŞ o bir mafya babası EFSUN sıradan ama canı yanmış genç bir kadın. Ateş sorunsuz geçmeyen bir hayatı olsada bir gün aşık olup onun peşinden sürüklenmesi. Efsun doğdugundan bugüne kadar yaşadığı yaralı hayatını sarabilecek birini bulmuş mudur? Heyecan,macera, aşk,gizem v.b. hepsi bir arada gelin hep birlikte AŞKIN KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞMAK nasıl bir duyguymuş hissedelim siz olsanız aşkınız için herşeyi kabul ederek severmiydiniz yaralarını sararmısınız ?

Eda ve Baran birbirlerinden farklı özelliklere sahip Eda eğlenmeyi seven başı beladan kurtulmayan seksi kız bir o kadar da ölüme meydan okuyan gözü kara korkusuz biri hayatı sırlarla dolu.Baran ise ailesini düşünen her zaman adaletli olmaya çalışan ve aynı zamanda gardı olan aşiretin lideri ikisinde tek bir özelliği intikam ateşiyle kavrulması. Ne kadar da klasik olsa Baran'ın kan davası ikisini bir araya gelmesine sebep olması işlerin iyice kızışmasına neden olacak öfkeleri, nefretleri bitmek bilmeyen olayları gizli saklı işler gün geçtikçe açığa çıkması birbirlerine olan sevgilerini dile getirmeselerde sonradan tutkulu aşka dönüşmesi hayatlarını değiştirecek