YABANCI
PINAR
Adıma alınmış karar beni peşinden sürüklemeye mahkum etti. Yıllar geçmiş hayatım tam yoluna girdiğini düşündüğüm anda param parça olmuş bedenimin üzerine toprakla ört pas edildi. Kimin günahının bedelini ödüyorum bilemiyorum yaşadıklarım bana ağır geliyor. Yaşamak istemiyordum hayatımdan kendimden vazgeçtiğim zaman varlığından haberim olmayan canımdan bir parça bana güç verdi. Tek hayatta tutunma sebebim olmazsa yaşamanın bir anlamı yoktu. Bütün açılmış yaralarımı herkese, hayata inat küllerimden yeniden doğdum eskisinden daha güçlü sağlam adımlarla geri döndüm. Kimsenin karşısında asla boyun eğmem karşımda meydan okuyan var ise hodri meydan acımam yakar geçerim. Düşüncelerimden sıyıran asistanımın içeri girmesi oldu.
“ efendim Orhan Bey geldi avukat olduğunu ve sizinle görüşmek için ısrar ediyor “
“ konu nedir? “
“ bilemiyorum sadece ısrarla önemli olduğunu söylüyor “
“ tamam gelsin bakalım ısrarının sebebi olan şey neymiş öğrenelim? Sen çıkabilirsin “
Onayladı ve çıktı peşinden Orhan denen avukat içeri girdi
“ Pınar Hanım “
“ önemli konu nedir? Umarım vaktimi boşa harcamazsınız “
Dudağını yukarı kıvırıp karşımda ki koltuğa oturdu elindeki dosyayı uzattı
“ önümüzdeki iki ayrı ihaleden çekilmeniz için size sunduğumuz teklif “
Dosya ya göz ucu ile baktım okuma gereği bile duymuyorum bunun gibi bir sürü şeylerle karşılaştım hiç birinin teklifini ya da tehditlerine aldırış etmedim kimseye boyun eğmem kimsede beni yıldıramazdı hayat bana kafama vura, vura öğretmişti. Ayağa kalktım oturduğu yerden ona tepeden bakışım elimdeki dosyayı önüne fırlattım
“ siz benim bu teklifi kabul edeceğimi sanıyorsunuz? Kimse bu ihaleden geri çekilmemi isteyemez şimdi ikile “
Ukala tavırla sergiliyordu
“ pişman olacağınız kararlar almayın “
“ şimdi de beni tehdit mi ediyorsunuz? şirketimi hemen terk et hemen “
“ Pınar hanım…”
“ tek kelime etmeden defol “
Kapıyı gösterdim ayağı kalktı
“ kiminle dans ettiğinizi bilmiyorsunuz pişman olacaksınız çokta gençsiniz yazık olacak umarım patron insaflı davranır “
Ceketinin yakasından kavradım
“ asıl siz kiminle dans ettiğinizi bilmiyorsunuz sakın işime burnunuzu sokayım demeyin canını almadan defol git “
Yakasından çekip savurdum kapıya doğru sendeledi dengesini toparladığında ceketini düzelterek kapının kolundan tuttu
“ pişman olacaksın geç olmadan iyi düşün kararını ver “
Son sözünü söyleyerek çıkıp gitti elime dosyayı alımdım kimse yıldıramadı sende yıldıramayacaksın Gökalp Hanoğlu yerime geçip oturdum ardından kapı birden açıldı.
“ selam patron “
Karşıma geçip oturdu
“ opss yine suratın pancara dönmüş söyle bakayım seni kim kızdırdı? “
“ Bora hiç havamda değilim kısa kes “
“ oy oyy kim kızdırmış benim güzeller güzeli patroniçemi? “
Gözlerimi devirdim
“ sen şebek misin? “
“ şebek? Seni neşelendirmek isteyen de kabahat “
Elimdeki dosya gözüne kestirdi
“ o dosya ne var? Sıkıca kavramışsın “
“ maşallah gözünden de bir şey kaçmıyor “
Önüne attım içini açıp göz atıyordu
“ bu ne şimdi? “
“ birileri ihaleden çekilmemi istiyor üstelik arkasına sığındığı adamı üzerime salıyor kim bu Gökalp Hanoğlu? öğren “
“ anlaşıldı kızgınlığının sebebi merak etme hallederim şimdi boş ver onu da Feyza ‘nın bu gün doğum günü akşam dışarıda kutlayacaktık hatırlatayım “
“ tamam, geleceğim sen yeri konum at “
“ peki, o zaman ben kaçtım byy “
O gidince yine kendimle baş başa kalmıştım…
Bora buluşacağımız yerin konumu göndermiş mekana doğru gidiyordum akşam trafiği yoğundu. Kırmızı ışığa sürekli takılıyordum sonunda yeşil yanmış hareket geçtiğimde birden tak sesi ile olduğum yerde sarsıldım. Kendimi toparlanmamla arabanın dışında bağıran adam arabadan indim topuklarımı vurarak yanına gittim şaşkın bir o kadarda baştan aşağı beni süzüyordu.
“ hey sana söylüyorum sağır mısın? Geçiş hakkı benimken gelip arabama çarptın üstüne haklıymışsınız gibi bağırıyorsunuz “
Nutku tutulmuş gibi hali vardı
“ karşıma birden çıkan sensin “
“ manyak mısın? İşitmediğin kadar da kör olmalısın yeşil ışık yandı geçiş hakkı benimdi ve sen arabanla gelip çarptın üstelik in lan aşağı diye kükrüyorsun bu kadar yüzsüzlük olamaz “
Umursamaz tavırları beni çıldırtıyordu
“ iyi tamam uzatma neyse zarar karşılarım “
Alkışlamaya başladım tek kaşını kaldırmış bakıyordu
“ bravo gerçekten çok anlayışlısınız dikkatsizliğin yüzünden ölebilirdim diyorum sergilediğiniz tavırlarınıza bakın gerçekten onur verici “
Alaycı konuşmama sinirlenmişti
“ şükür ölmedin yoksa karşımda nasıl dırdır edebilecektin “
“ akşam, akşam çattık ya sizinle uzlaşamayacağız polis çağıracağım belki dilinizden anlar “
Polis çağırmamı engellemiş tüm masrafları karşılayacağını söylemekle diretip durmuştu onunla uğraşmak istemiyordum. Yeterince gergin gün geçirmiş üstelik geç kaldım. Aramızda tutanak tutmuş çekici gelerek arabayı alıp götürdü kartını uzatmıştı. Karta bakmadan çantama attım ondan uzaklaşarak taksi bekliyordum ensemde hissettiğim nefes tüylerimi diken, diken etmişti. Arkamı döndüğümde burun buruna geldik geri bir adım attım.
“ ne istiyorsun? “
“ tamam hatamı kabul ediyorum aracım gelmek üzere istediğin yer…”
“ sen kendini ne sanıyorsun? Gideceğim yere kendim gidebilirim senin aracına ihtiyacım yok “
Lafı ağzına tıkayarak ilk gelen taksiyi durdurup bindim mekana giderken sinirden gerilmiştim telefonumda susmak bilmiyordu Bora arıyordu sadece yoldayım diye cevap vermiştim. Aklıma geldikçe deliriyordum kabahatli üstelik kendini beğenmiş bir de yiyecekmiş gibi gözlerini benden alamıyordu. Belli etmese iyi olurdu mekanın önüne geldiğimde hızlı adımlarla içeri girecekken bir taraftan çantamda telefonumu arıyordum başım önümde olduğundan birine çarpmıştım dengemi kaybetmiş geriye sendeleyerek düşecektim. Belime dolan bir çift kol sıkıca kapattığım göz kapaklarımı yavaşça araladım kendimi birden ondan uzaklaştırdım
“ sen benimi takip ediyorsun? “
Başta afallamıştı sonra
“ kendini fazla önemsiyorsun sanırım senin gibi huysuz birini takip edecek kadar delirmedim “
Aramızda tartışmaya başladık etraftakiler bizi izliyordu bu akşam öfke limitini onunla doldurmuştum konuşmaya devam ederken onu es geçip içeri girdim kalabalıkta bizimkileri aramaya başladım. Sinirden avazım çıktığı kadar bağırmak istiyordum Feyza ‘yı görünce yanlarına gittim soru yağmuruna tutmuşlardı gelir gelmez olanları ayrıntı vermeden anlattım.
Doğum günün şerefine kadehlerimizi kaldırmış içtikçe gergin olan bedenim gevşemediği halde geriliyor. Eğlenmeye odakladım ama keyfim yerine gelmiyor tadım kaçtı olaysız bir gece ile sonlandırmak istiyordum. Kızlarla izin vermemiş sahnenin ortasına geçip elimde içki kadehim eğlencenin dibine vurmaya çalışırken gözüme çarpan o adam. Ona aldırış etmeden içkinin verdiği rahatlıkla kendimden geçiyorum sanki bütün sinirim stresim alınmıştı. Gözleri benim üzerimde bedenim ise müziğe uygun ritim tutturmuş dans ediyordum. Fırat kollarımızdan çekiştirmeye başladı bu kadar yeterli olduğunu söyleyerek bizi locaya oturmazı sağladı. Gülüşmelerimiz, eğlencemiz tavan yapmıştı. Arada ona baktığımın farkına varmasını gizlice istemsiz gözlerim onu arar oldu. Ortalıktan kayboluşunun ardından yerimden kalktığım hep bir ağızdan nereye soruna ters bakışımla susturdum. Çantamı alarak çıkışa doğru ilerledim içeri çok fazla nefessizdi aşırı derecede içki kokuları birbirine karışmıştı. Çantamdan çıkardığım sigarımı dudaklarımın arasına yerleştirdim biri sigaramı yakmak istedi. Başımı çevirip baktığımda onu göreceğimi düşünürken başka bir adam yerinde durmayı beceremeyen sarhoşun teki isteğini geri çevirdiğimde itiraz etmiş üsteliyordu. Arkamı döndüm içeri girmek istedim kolumu sıkıca kavramıştı ters bakışlarıma aldırış etmedi
“ çek o elini “
“ çekmezsem ne olur güzelim? “
“ olacaklardan ben sorumlu değilim git başka yerde belanı ara “
O pis sırıtması ayakta durmaya hali yok kendine çekmeye çalışırken sabrımı zorluyordu. Ondan kurtulacakken birden boşluk oluştu o kendini beğenmiş adama yumruğunu geçirdi. Adam yerde ağzı burnu kan içinde kaldığında bıraktı telaşla yanıma geldi
“ iyi misin? “
“ sana ne kendini kahraman mı sanıyorsun? “
“ rica ederim ne demek görevim “
“ senden böyle bir şey istememdim kendim hallederdim “
Gerçekten mi bakışın ardından yerden kalkan adam arkadan üzerine saldıracakken onu kenara çekip tekmemi savurdum yeri tekrar boyladığında gördün der gibi bakışlarımın ardından
“ beni takip etmeyi bırak inan bununla sınırlı kalmam “
Yanından geçtim içeri girmemle sıkıldığımı söyleyerek mekandan ayrıldım. Evin yolunu tutarken aklımdan yüzünün görüntüsü gitmiyordu bir daha görmeyeceğim bir yabancı neden bu kadar takılı kalmıştı? bilmiyorum bilmekte istemiyorum beynimden bütün izlerini ayıldığımda silinmesini istiyorum…