When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Gün doğmadan önce gecenin varlığı hissizleşirdi. Tanrılar şafağının kutsalları da öyle düşünüyorlardı. Çünkü hiç kimse gecenin ardındaki doğan günün gerçekliğini göremezdi. Kai’de gün doğumunda doğmuştu. Ahşap ve geleneksel evlerle dolu, dar sokaklarda yaşayan yetim bir kadın tarafından dünyaya gelmişti. Sonra da köyün efendisinin kapısının önüne bırakılmıştı. İmperia Krallığında savaş yüzünden binlerce yuva dağılmış, binlerce aile kalacak yer bulamamıştı. Birçoğu açlıktan ve sefaletten ölmüştü. Birçoğu da zenginlere köle olarak satılmıştı. Savaşa giden erkeklerin de birçoğu geriye dönememişti. Sahipsiz kalan topraklar zamanla yok olmuş, zenginler sefa içerisinde yaşarken fakirler cefa altında ezilmişlerdi. Yine böyle bir köyde, bir aile yetim bir kızı biricik oğullarına almışlardı. An