Yol boyunca içimdeki heyecan büyüyordu. Karar vermiştim. Önceki hayatımda erkeklerden yana yüzüm gülmemişti. Bu hayatımda erkeklerden de nasibimi alacaktım. Bu gecenin burada bitmesini istemiyordum.
Arabanın içi sessizdi ama aramızdaki elektrik elle tutulur cinstendi. Gözüm arada sırada Timur’a kayıyor, onun da sanki bir şeyler söylemek için fırsat kolladığını hissediyordum. Şehrin ışıkları hafifçe artmaya başladığında, eve yaklaştığımızı fark ettim. Kalbim deli gibi atıyordu. Cesaretimi bir kez daha toplamalıydım; hissettiğim her şeyi ona açıkça söylemeliydim.
Eve yaklaştığımızda derin bir nefes aldım ve yutkundum. Artık bunu daha fazla erteleyemezdim. Arabayı park ettiğinde, sessizlik ağırlaştı. Gözlerimle ona döndüm ve bir an için bakışlarımız birbirine kilitlendi.
"Timur!" dedim, sesim biraz titrek ama kararlıydı. "Bu geceyi seninle geçirmek gerçekten çok güzeldi ama bir şey var ki daha fazla içinde tutmak istemiyorum."
Gözlerinde dikkatle dinleyen bir ifade vardı, biraz da meraklı. Dudaklarımda hafif bir titreme hissederken, içimdeki cesareti zorlayarak devam ettim. "Sana karşı bir şeyler hissediyorum. Bu duyguların nasıl olduğunu bilmiyorum. Seninle olduğum her an bu hisler daha da güçleniyor. "
Bu sözlerden sonra, Timur’un yüzü daha da yumuşadı. Gözlerindeki sıcaklıkla bana baktığında, kalbim titredi. Dudaklarında o kendinden emin, ama içten bir tebessüm belirdi. "Elif," dedi, sesi alçak ve yumuşaktı. "Bende sana karşı bu şekilde hissediyorum. Senin bu kadar açık olman… Bu, beni daha da etkiliyor. " dedi usulca ellerimi tutup okşayarak. Sanki ikimiz de daha fazlasını bir şey söylemeye gerek duymadan anlaşıyorduk.
Sonra, bir anda bana doğru eğildi. Ellerini yavaşça çenemin altına koydu ve gözlerini dudaklarıma indirdi. Nefesim kesildi. O an etrafımızdaki dünya sessizliğe büründü. Tek duyduğum kalbimin çarpışlarıydı. Dudaklarımız buluştuğunda, içimde bir ateş parladı. Timur’un dudakları önce nazik, sonra daha tutkulu bir hale büründü. Bir anda kendimi tamamen ona bırakmıştım. Öpücüğün derinliği, hissettiğim tüm karmaşayı ve heyecanı silip süpürdü. Vücudum, onun her dokunuşuna cevap verirken, aramızdaki çekim daha da büyüyordu.
Öpüşmemiz sona erdiğinde, nefes nefese kalmıştım. Gözlerim hala kapalıydı, ama içimdeki duygu dalgası dinmek bilmiyordu. Gözlerimi açtığımda, Timur’un yüzündeki o çekici gülümseme yine karşımdaydı.
"İçeri gelmek ister misin?" diye sordum, sesim fısıltı kadar hafifti. Bu soruyu sormak, içimdeki arzunun bir yansımasıydı, ama aynı zamanda yeni bir başlangıcın kapısını aralayan bir teklifti.
Timur, bana doğru eğildi ve saçlarımın arasına dokunarak hafif bir öpücük daha kondurdu. "Elif, buna emin misin?” diye sorduğunda başımı olumlarcasına salladı. “O zaman geceye senle devam etmekten daha güzel bir şey olamaz olamaz benim için." dedi. Bakışlarındaki şefkat ve arzu içimi alevlendirdi.
Arabadan inip eve doğru yürürken, kalbim yerinden çıkacakmış gibi çarpıyordu. El ele, yavaş adımlarla eve ilerledik. Kapıyı açarken, hissettiğim bu yoğun duyguların büyüsüne kapılmıştım. O an, gece bizim için yeni başlıyordu.
İçimde adeta coşkun bir heyecan vardı. Onu istiyordum. Kapıdan girdiğimde sonrasında onu evime davet ettim. Kapı kapandıktan hemen sonra usulca bana yaklaşarak beni kucağına aldı. Bacaklarımı beline sardığımda usulca dudaklarıma ulaşarak nazik bir şekilde öpmeye başladı o dudakları hissettiğim de sanki nehrin denize kavuşması gibi içimde ona duyduğum arzuda artmıştı. İki arada derede ayakkabılarımı çıkarmış kendi ayakkabılarını çıkardıktan sonra içeriye doğru ilerledi. Timur’un yavaş başlayan öpüşleri dahada şiddetlenirken elleri vücudumu keşfe çıkmıştı. Eli yavaş yavaş eteğini yukarıya doğru kaydırıp bacaklarımı okşuyordu. Diğer eli de ensemdeyken beni daha da sert öpmeye başladı. Bütün vücudum sanki yanıyor gibiydi onun her dokunuşu içimde tarifi imkansız duygulara sebep oluyordu. Dudakları sanki benim sonum olacak gibiydi, bir yandan öperken bir yandan salona doğru yürüyordu. Bense parmaklarımı saçlarına geçerek o dolgun dudakların keyfini çıkarıyordum.
Dudaklarımdan ayrılıp “Yatak odan hangisi güzelim?” diye fısıldadığında “Soldan ilk kapı…” deyip tekrar dudaklarına ulaşmaya çalıştım. Sonunda yatak odama geldiğimizde beni indirdi. Elbisemin eteklerinden tutup hızla çıkardı. Üzerimde kırmızı bir takım iç çamaşırı vardı. Gördüğünden memnun kalmışcasına bütün vücudumu süzdü. Bende onun ceketini çıkarıp acelesi bir tavırla gömleğini çıkarmaya çalışıyordum. Gömleğinin altından çıkan o kaslı bronz ten nefes kesiciydi. Uzun boyu yüzünden dudaklarına ulaşmak zorlaşmıştı. Parmak uçlarıma basarak onu öperken ellerim kemerine gitmişti alelacele çıkardığım pantolon yeri boylarken oda sütyen kopçamı açmış bir göğsümü okşarken elimi alıp erkekliğinin üzerine koydu.
Timur gözlerimin içine tutkuyla bakarak “Beni ne hale getirdiğinin farkına var güzelim. Sana son kez soruyorum. Benim olmaya hazır mısın?’’ dedi. Elim penisini istekle sıktığında dudaklarından bir inilti döküldü. “Seni istiyorum.” dediğimde beni kucağına aldığı gibi yatağa yatırdı. Dudaklarıma saldırdığında yüzümde beliren sinsi gülümsemeyle o müthiş bedenine zevkle dokunuyor okşuyordum. Üst dudağını emerken oda benim alt dudağıma yönelmişti. Artık sabrım kalmamıştı. Onun olmak istiyordum bir an önce. Önceki hayatımda Harun'la çok aktif almaya bir cinsel hayatım vardı ve ilkimde Harun olmuştu. Şimdiyse ikinci şansımın ilklerini yaşayacaktım.
Timur dudaklarımdan başlayarak göğüslerime indiğinde dudaklarımdan iniltiler dökülüyor saçlarına geçirdiğim parmaklarım başını göğsüme bastırıyordu. Bu adam işini biliyordu. İki göğsüme de eşit muamele yapıyordu. Onları ısırıyor, emiyor ve okşuyordu. Daha aşağılara kayarken dudaklarının değdiği yerler yakıp geçiyordu. Elleri kırmızı külotumu kavradığında ben çıkaracağını sanırken ufak bir çekişle yırtılmıştı. Külotu yere atmadan önce burnuna götürerek derin bir nefes aldı. Bu hareketi kasıklarımda tatlı bir sızı yaratmıştı.
Bacaklarımı iyice ayıran Timur başını kadınlığıma yaklaştırdığında ne yapmak istediğini anlamıştım ama daha önce böyle bir şey yaşamadığım için bacaklarımı kapatmak istedim. O güçlü ve büyük elleriyle engel olurken “Bırak bebeğim. İzin ver seni mutlu edeyim. İzin ver tadına bakayım.” dedi ve başını kadınlığıma gömdü. Kadınlığım o kadar ıslaktı ki zevk suyum adeta akıyordu. Dudaklarının kadınlığıma değmesiyle ıslak sesler ve inleyişlerim odamda yankılanıyordu. Orgazmın yaklaştığını hissediyordum. Kadınlığımdaki dudakları beni tüketirken İçimde yükselen orgazm beni esir almak üzereydi. Dudaklarının yanı sıra kadınlığımın girişinde parmaklarını da hissetmek bende kayışı koparmıştı. İçime giren ilk parmakla “Bebeğim çok sıkısın, kasma kendini.” dediğinde dudaklarımda kesik iniltiler dökülmeye devam ediyordu. İçimdeki parmakları sayesinde kasılmalarımı fark etmiş olacak ki “Boşal bebeğim.” boşalmaya başladım ve zevk dört bir yanımı kaplamıştı.
Elleri hala kadınlığımı okşarken hala zevk kasılmalarım devam ediyordu. Omzunda olan ellerim onu yukarıya doğru çekti. Dudaklarını öperken kadınlığımın tuzlu tadını alıyordum. Ellerim kalçalarına kaydığında devam etmek istediğim mesajını almış ve iki arada bir derede baksırını çıkarmıştı. Kadınlığımın zevk sıvılarıyla ıslanan elini penisine koyarak ileri geri okşadı. Timur penisini birkaç kere kadınlığıma sürdükten sonra gözlerimin içine bakarak içime girmeye başladı. İçimde ilerledikçe iri penisi canım acıyordu. Acıdan dişlerimi dudaklarıma, ellerimi Timur’un sırtına geçirmiş Biliyordum birazdan daha büyük bir acı yaşayacaktım. Kızlık zarım yırtıldığında…
Timur’a bakire olduğumu söylememiştim. Gerçi tahmin ettiğini düşünüyordum. Ama yanılmıştım. Kızlık zarıma dayanan erkekliğiyle gözlerimin en derinine bakıyordu beni sorgular gibi. “Bakiresin?” dedi sorar gibi. Başımı aşağı yukarı salladığımda “Acıyacak biliyorsun!” dedi oda bunun geri dönüşünün olmadığını biliyordu. Ağzımı açıp konuşamıyordum sadece başımı sallayabiliyordum.
Onayımı aldıktan sonra tek bir hamleyle önündeki engeli yarıp geçti. Dudaklarımdan istemsiz bir çığlık koptuğunda “Dayan bebeğim, geçecek, birazdan zevk almaya başlayacaksın. Geçti.’’ diyordu kulağıma fısıldayarak.
Bir süre bu şekilde durduk. Acı bir nebzede olsa hafiflediğinde dudaklarına doğru hamle yaptım. Bunun devam et demek olduğunu anlayan Timur içimde hareket etmeye başlamıştı. Onunda kendini zor tuttuğunun farkındaydım. Alnında biriken ter usulca şakaklarından süzülüyordu. Bu adam benimde zevk almam için elinden geleni yapıyordu. İçimde git gel yapan erkekliği canımı acıtsada diğer yandan içimde zevk karşı konulmaz bir şekilde yükseliyordu.
Zevkten gözlerim kaymaya başlamıştı bile. Kulağımda bana ne kadar güzel olduğumu söyleyen Timur’un sesi içimde onun penisinin gidiş gelişleri ile sona yaklaştığımı hissediyordum.
“Aahh daha sert…’’ dediğimde Timur daha da hızlandı. Ben çığlık çığlığa zevkten bağırıyordum. İçimde penisinin şiştiğini hissediyordum. Anladım ki oda yaklaşmıştı sona.
“Aahhh daha hızlı, daha sert.’’ dediğimde “Bu kadar sabırsız olma bebeğim. Canını acıtmak istemiyorum. Ben gel dediğimde birlikte geleceğiz tamam mı?’’ dedi. Sadece başımı sallayabildim. Boynunu sarılarak dudaklarına uzandım. Sertçe öpüşüyorduk ve benim dayanacak halim kalmamıştı. Artık boşalmak istiyordum. Timur’un nefes alışverişleri sıklaştığında sonunda duymak istediğim sözcükler dolgun dudaklarının arasından döküldü ve ‘’Gel bebeğim. Benim için boşal.’’ dedi.
Ben sanki zincirlerimden boşanmışçasına boşaldım ve aynı anda onunda en derinlerime tüm menilerini boşalttığını hissediyordum. İçimde akan menisi rahmimi yakıyordu adeta. Timur’un zevkten yarı kapanmış gözleri benim kaymış gözlerimle buluştuğunda dudakları alnıma değdi ve sessiz bir teşekkür eder gibiydi.
Timur içimden çıktığında yataktan kalkıp banyoya gitti. Bir süre sonra elinde sıcak suyla ıslattığı bir havluyla geri döndü. Bacaklarımı ayırıp kadınlığımı temizlemeye başladı. O kadar halsizdim ki sadece yaptıklarını izlemekle kalıyordum. Havlunun her değişiyle hassas olan kadınlığım titrememe sebep oluyordu. Havluda kızıl lekeler oluşmuştu.
Sonunda havluyu yere atıp kadınlığıma ıslak bir öpücük kondurduğunda gözlerimin içine bakıp “Biliyorum yorgunsun ve emin ol ilkin olmasaydı sabaha kadar seni becerirdim güzelim ama seni daha fazla yormak istemiyorum. Bana bu güzel geceyi bahşettiğin için teşekkür ederim bebeğim.” dedi. Yatağa uzanıp beni kollarına aldığında alnıma bir öpücük kondurdu ve saçlarımı okşamaya başladı.
O kadar bitkindim ki gözlerimi açık tutmakta zorlanıyordum. İkinci şansımın bana getirdiği bu adamı daha çok tanımak istiyordum. Ben bu düşüncelerle boğuşurken uykunun huzurlu kollarına sığındım.