Mahzende geçirdiğim süre göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş gibiydi, ama gerçekte ne kadar kaldığımı cebimden çıkardığım telefonuma baktığımda anlamıştım. Saat onu gösterirken telefonda birkaç cevapsız arama gördüm. Biri Mehmet’tenken diğerleri Elif’tendi. Şimdi ayvayı yemiştim. Elif’e hemen döneceğimi söylemiştim. Üstelik geç kalacağımı da arayıp söylememiştim. Üstüne üstlük aramalarına da cevap vermemiştim. Eminim ki canıma okumak için evde bekliyordu. Ben bir yandan bunları düşünürken bir yandan Kader Taşı’nın kehaneti zihnimde yankılanırken, mahzenin soğuk ve ağır havası ürpermeme sebep oluyordu. Bu kadar derin bir gizeme şahit olmak ruhumda ağır bir yükle birlikte omuzlarıma yüklenmiş bir sorumluluğu da beraberinde getirmişti. Bir an için Elif’in yanımda olmasını istedim, ona her şey