Parlayan Şeyler (4)

998 Words
-"Buralarda Lalzâde soyadlı bir kız arıyorum, onu bulana kadar çetemle bu mahalledeyiz. Yoluma bir daha çıkarsan seni gebertmekten çekinmem." Yutkunmuştum, bu söz aklımın en uç köşelerinde yankılanıyordu. Bu da babamın bulaştığı işlerin bir sonucu muydu! _______________________________________________________1 Gün Sonra -"Hera! Seni sikerken öldürmek için gün sayıyorum biliyor musun?" Dudaklarımdan akan kanı sırıtarak silmiştim, -"Ah, öyle ölmek için dua ediyorum biliyor musun! Zevkten gebermek herkesin harcı değil ama seninki o kadar büyük değil?" Gökay bozulmuştu, -"Dün gece altımda inleyen kimdi o halde?" Tüm kaltaklığımla kıkırdamıştım, -"İhtiyacımı seninle giderdim?" Gökay purosunu dudaklarına yerleştirmişti. -"Bana bilgi ver o zaman?" Sırıtarak başımı sağa sola sallamıştım, -"Hayır...Belki rüşvet verirsen bunu ayarlayabilirim." Gözlerini kısmıştı, -"Pekala, ne kadar istiyorsun?" Dudağımı yalamıştım, -"50.000 'e herkesi satarım." Gökay, kasayı tek hamlede açıp, -"Al! 100.000 nakit var hepsi senin olsun." Cebime sıkıştırdığım çantayı ona atmıştım, -"Yerleştir o zaman." Gökay sırıtarak paraları yerleştiriyordu, -"Ee, dökül. Yoksa dökmeyeyim seni." Parmaklarımı kütürdetmiştim, -"Serkan sizin çetenin peşine düşmüş, uyuşturucu ticaretini öğrenmiş." Gökay kaşlarını çatmıştı, -"Orospu çocuğu! Nereden öğrendi o pezevenk?" Omuzlarımı havaya kaldırmıştım, -"Bilmiyorum? Ah...Bana sattığım uyuşturucuların parasını vermediğin için ben ötmüş olabilir miyim?" Gökay sinirle gözlerini kapatmıştı, derin bir nefes alıp. -"Bak, şu çantanı alıp git buradan yoksa elimden kaza çıkacak." Çantayı bana attığında koşarak odasından çıkmıştım, Serkan kapının önünde beni bekliyordu. -"Aldın mı?" Başımı sallayıp, -"Biraz daha memurlarına söz geçiremezsen sanırım öleceğim. Kes sesini biraz Serkan, senin benim peşimden bu ticarete atıldığını öğrendiklerinde ne olacak?" Serkan elimdeki çantayı bagaja atmıştı, -"Sadece sana yardım ediyorum." Bıkkın bir şekilde nefesimi dışarı vermiştim, -"Neden!" Serkan gözlerini üstümden çekmemişti, -"Arkanı toplayacak başka biri yok, yapayalnızsın ve bu durum benim içime sinmiyor." Göz devirmiştim, -"Kendi götümü kendim toplarım!" Serkan kollarını birbirine bağlamıştı, -"Alkolik birisin, ayık kafayla gezdiğin yok. Nasıl toplayacaksın sen bensiz?" Arabaya bindiğimde kendisi de binmişti, -"Bak...Sana zarar gelmesini istemiyorum." Elimi havaya kaldırmıştım, -"Kes." Beresini çıkartmıştı, -"Hera." Gözlerimi ondan kaçırıyordum, -"Hera, sana aşığım ne yapayım uzak duramıyorum senden." İç çekmiştim, -"Sen benim peşimde olan bir polissin, yem at ben de kanayım bir de beni içeri tıktır değil mi?" Serkan kahkaha atmıştı, -"Umarım benimle taşak geçiyorsundur." Omuz silkmiştim, -"Bilmiyorum, sana şans verirsem yakalanırız. Bu adsız ilişkimiz en iyisi." Cebimden kokain paketini çıkartmıştım. Torpidodaki küçük kağıtlardan birini alıp rulo haline getirirken, -"Hayır!" Serkan eliyle paketi benden almaya çalışıyordu, -"Bırak lan!" Serkan paketi elimden çekerken onunla itişmeye başlamıştım. -"Sana ne!" Serkan cebinden bir küçük viski şişesi çıkartmıştı, -"Alkol iç ama o zıkkımı içme. Onu satacağız hem." Göz devirerek paketi ona vermiştim. Viskiyi bana verirken, -"Sarhoş halin nasıl acaba?" Gülmüştüm, -"Bilmem. Uyuyorum genel." Serkan bir anda gaza basmıştı, arabayı kuytu bir yere park ettiği sırada elimden tutup, -"Bana ne olur bir şans ver Hera!" Gözlerimi ondan kaçırmıştım, -"Serkan bak...Ben sadık kalamam." Çenemden kavramıştı, önüme düşen saçlarımı çekip, -"Bize şans ver. Her şeyi değiştireceğim söz. Aileni de bulacağım ben bir polisim unuttun mu?" Yutkunmuştum, -"O yüzden olmaz." Dudaklarıma odaklanmıştı, yutkunmuştum. Yavaş hareketlerle beni öpmeye çalıştığı sırada başımı sağa çevirmiştim. -"Pekala." Yutkunmuştu, -"Nereye gideceksen oraya bırakayım?" Üzgün bir ses tonu vardı, bana bakmayıp yola odaklanmıştı. Üstümü çıkartıp saçlarımı salaş bir topuz yapmıştım. -"Ben ineyim, motorum yakınlarda." Serkan dişini sıkarak, -"Aptallık yapma, buralarda çevirme var biliyorsun." Kapıyı açıp çıkacağım sırada bir araba benim olduğum yerden çok hızlı bir şekilde korna çalarak geçtiği için sarsılmıştım. Serkan beni içeri çekerken kucağına düşmüştüm. Beni sımsıkı kavramıştı, -"İyi misin?" Kafamı sallayıp, doğrulmaya çalışırken bana daha sıkı sarılmıştı. Başımı dikleştirip ona baktığımda dudaklarıma yapışmıştı. Beni sert bir şekilde öpüyordu, ona karşılık vermem için zorlamamıştı ama ben karşılık verdiğimde dudaklarımdan ayrılıp, -"Biliyordum!" Cevap vermemi beklemeden beni kucağına alıp daha da sert bir şekilde öpmeye başlamıştı, arabanın kaputuna beni oturtup bacaklarımı beline dolamıştı. Eli bacak arama indiğinde elimi elinin üstüne koymuştum. Yapma bunu! Dayanamıyorum lanet olsun. Vajinamın üstüne elini koyup yavaş hareketlerle masaj yapmaya başlamıştı, o kadar yükselmiştim ki. Sırtımdan aşağı doğru ateş basmıştı. Yeni çıkan sakallı boynuna dudaklarımı yöneltmiştim. Boynunu emmeye başladığımda inleyerek bana dayamaya başlamıştı. Erkekliği o kadar sertleşmişti ki, sanırım taytımı yırtacak kadar falandı. Biraz daha boynunu emdiğimde benim boynumu kavramıştı. Beni kaputa yaslayıp, taytı sıyırırken gözleri bana şefkatle bakıyordu. Bir çırpıda taytımı sıyırmıştı, pantolonunun düğmelerini açıp beni kendisine yaslarken içime girmişti bile. Serkan gözlerini gözlerimden ayırmayıp, -"Beni sevmesen de olur, senden uzak kalmak istemiyorum." Kısa süreli bir sevişmeden sonra toparlanmıştık, iç çekmiştim, -"Sen beni sevmiyorsun Serkan, bana acıyorsun." Deri ceketimi giymiştim, bana şaşkın bir şekilde bakıp, -"Acımak değil, koruyup kollamak istiyorum." Başımı sallayıp, -"Eminim!" Elimi kavramıştı, -"Acımayı nereden çıkardın?" Yutkunmuştum, -"Öyle hissettiriyorsun." Cebinden bir kutu çıkartmıştı, -"Her şeyi ardında bırak? Yeni kimlik bile alırız sana, yurt dışında yaşarız. Benimle evlenir misin Hera?" Afallamıştım, ne diyecektim! Elim ayağım birbirine dolaşmıştı. Serkan bana bakarken, siren sesleri duyulmaya başlamıştı. O sırada havaya ateş açılıp, -"Hera!" Serkan kaşlarını çatmıştı, -"Kim var orada!" Kutuyu bana verip belinden silahını çıkartmıştı, -"Kimsin sen!" Çalının arkasından bir adam çıkmıştı, -"Vay, vay, vay. Bir orospuyla yatmak, bir polise yakışıyor mu amirim?" Serkan burnundan solumuştu, -"Gözlerini başka yere sokmayayım senin! Siktir git asabımı bozma benim." Adam maskesini çıkarttığında nutkum tutulmuştu. Bu Vecip'in ta kendisiydi. Bana silahını doğrultup, kabzayı ileri geri hareket ettirmişti. -"Amirim çekilin şuradan da işimi halledeyim. Heracığım! Ah böyle karşılaşmak olmadı değil mi?" Serkan benim önüme geçmişti, -"Ne istiyorsun?" Vecip iç çekip, -"Kızı!" Serkan başını sağa sola sallayıp, -"Hera, arabaya bin. Halledeceğim." Hızlı hareketlerle kendimi arabaya atmıştım, Serkan Vecip'in karşısında dikilmeye başlamıştı. Vecip bana bakıp bir şeyler söylüyordu. Çantamda tuttuğum 1 kilo kokaini istediğini bildiğim için toplu paketi alıp arabadan inmiştim. Vecip'e bakıp paketi salladığımda Serkan, -"Orospu çocuğu derdin hani başkaydı senin! Hera'ya silah doğrulttuğun için atayım mı şimdi seni içeri?" Bir yumruk sallamıştı, yerde boğuştukları sırada sigara yakmıştım. -"Ne zaman kavgayı bitireceksiniz? Ben açım." Serkan Vecip'in boğazını tutuyorken başını bana çevirmişti, -"Hadi yemek yiyelim." Vecip kutuyu alıp, üstünü silkelemişti, -"Paranı getireceğim." Belimden küçük silahımı çıkartmıştım, -"Para olmadan mal yok." Serkan sırıtmıştı, -"Mücevherlerini ver." Vecip kaşlarını havaya kaldırmıştı, Serkan belindeki kelepçeyi ona gösterdiğinde başını sallayıp, -"Pekala..." Boynundaki ful pırlanta zincir ve altın bilekliklerinin hepsini çıkartmıştı. Bir de altın kolyesini çıkartıp, -"Ben gidiyorum!" Serkan mücevherlerin hepsini bana verip, -"Hadi gidelim. Aç kalmana müsaade edemem." Arabaya binmiştik... -.-.-.-.-.-yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen 🙏🏻
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD