Kurdun Acısı (5)

731 Words
Serkan arabayı sürüyordu, sigaramı dudaklarıma yerleştirmiştim. Bir elini bacağıma attığında göz devirip, -"Senden emin değilim." Serkan göz devirmişti, dişlerini sıkıp, -"Bir gün seni zorla kaçırıp nikah basacağım ve göreceksin." Arabayı tam ters yöne sürmeye başlamıştı, -"Nereye?" Meraklı gözlerle ona bakıyordum, -"İşimizi yapacağız. Beraber!" Göz devirmiştim, -"İstemiyorum, ben seninle aynı anda iş yapmam." Serkan gülmüştü, -"Sike sike yapacaksın o halde." Sigaramın külünü savurmuştum, -"Sikerim belanı, aynı anda iş yapmak ne demek pezevenk? Birimizin götümüzü kollaması lazım değil mi?" Serkan sırıtıyordu, -"Madem benden emin değilsin, göreceğiz. Ayrıca pezevenk karı pazarlayana denir sürtüğüm, ben seni pazarlamıyorum seni kendi ellerimle sikiyorum." Pis bir kahkaha patlatmıştım, -"Her karı pazarlayana pezevenk denmez aptal, senin gibilerine de pezevenk denebilir? Ayrıca beni herkes sikiyor unuttun mu? Kendi isteğimle herkesle yatıyorum. Bu halk dilinde orospuluk." Serkan gaza yükleniyordu, -"O zaman benim orospumsun." Gözleri kararmıştı, aldın başına belayı Hera. Bu piç sinirlenince başımıza iç açıyor sanki bilmiyorsun. Hay sıçayım- -"Serkan..." Serkan ses vermiyordu, sadece yola bakmakla meşguldü. -"Kes sesini Hera. Sana kimin yanında olduğunu göstereceğim." Camı aralayıp sigarayı dışarı atmıştım, bıkkın bir şekilde arkama yaslandığımda çalıştığımız mekana gelmiştik. Mekanın önünde bir sürü motor vardı. Serkan silahını beline alıp, -"İçeri gir, ben etrafa bakacağım bu piçler de neyin nesi?" Saçlarımı geriye atıp içeriye girmiştim, içerisi karanlıktı. Yutkunup ışıkları açmak için duvara uzandığımda kollarım arkadan kilitlenerek ağzıma bir el kapanmıştı. Ona karşı koymak istesem de beni dizlerimin arkasından ittirip yere düşürmüştü. -"Sakın ses çıkarma! Yoksa ikinizi de gebertirim." Sesi hiç tanıdık gelmiyordu, parmaklarını ısırıp elini ağzımdan uzaklaştırmaya çalışsam da kollarımı daha da sıkmaya başlamıştı. Sikeyim! Kapı büyük bir gürültüyle kapanmıştı, ışıklar bir anda açıldığında Serkan kapının önünde bana kısa süreli şokla bakıp silahını çekmişti, -"Ne oluyor lan amına kodumun yerinde! Siz kimsiniz?" Başıma bir silah dayanmıştı, -"Kızı bize vermezsen ikinizi de gebertirim, duydun mu beni?" Yutkunmuştum, Serkan'a gergin bir şekilde bakıyordum. -"Ne istiyorsunuz ondan?" Beni tutan kahkaha atmıştı, -"Yararlanmam gereken konular var, bırakıyor musun zorluk mu çıkaralım?" Serkan havaya birkaç el ateş açmıştı, onun bacağından vurup beni de yerde sürüklemeye başlamışlardı. O kadar canım acıyordu ki! Zemin her yerimi çizmişti, beni iple bağladığı için zerre kıpırdayamıyordum, Serkan'ı da yerde sürükleyip, -"Motorun arkasındaki uzun bagaja kilitleyin ikisini de! Bayıltın bağırmasınlar." Siyah maskeli olan konuşup dışarı çıkmıştı, enseme ağır bir darbe yemiştim.... _________________2 saat sonra Ayağa kalkmak istesem de kalkamıyordum, irkilerek ağzımdaki bandı çıkarttığımda inlemiştim. -"Oh, uyandılar patron!" Çakmak sesi duyduğumda başımı kaldırmıştım, Serkan yerde baygın bir şekilde yatıyordu. Siyah saçlı ve siyah kuru kafa maskeli renkli gözlü bir adam bana doğru eğilmişti. -"Bundan sonra benim için çalışıyorsun." Yüzümü kavrayıp gözlerimin içine bakmaya başlamıştı, -"İlk teslimatı alman için seni hazırlayacaklar, eğer alamazsan seni akşam fuhuş partisinde orospu olarak kullanırım. Duydun mu beni!" Yüzümü sarsıp beni bırakmıştı, bunlar geçen yolda karşılaştığım çetenin ta kendisiydi! Hera....Bu sefer sıçtın kızım. Ananı sikeyim! Ne halt edeceğim bu ibne yüzünden düştük! Piç Serkan! Ensemden tutulup zorla ayağa kaldırılmıştım, elime bir kese kağıdı tutuşturulmuştu. Yüzüme pembe renk bir maske geçirmişlerdi. -"Motor kullandığını gördük, tam 59 dakika içinde teslimatı orada yazılan adrese götüreceksin. 59. Dakikayı bir saniye geçerse eğer..." Yutkunmuştum, motorun anahtarını ondan alıp koşarak motora geçmiştim. Panikle motoru çalıştıramadığım için hepsi kahkaha atmıştı. Halledebilirim evet, bu ibne uyanınca da buradan çıkabiliriz! Motoru çalıştırıp kağıtta yazan adrese doğdu son sürat yola koyulmuştum, ellerim titriyordu. O kadar ağır darbe yemiştim ki, sanırım vücudum sarsılıyordu. Uyanık kal...Hera alkol saatin ama şu an sırası değil. Ayık kalman gerek! İç çekip eski fabrikaya motorla girdiğimde kendime az da olsa gelmiştim. Burası eski bir konfeksiyon fabrikasıydı, motoru durdurmadan kenara koyup içeriye koşmuştum. Nefes nefese bir şekilde kendimi tamamen içeriye attığımda bana üç takım elbiseli adam bakıyordu. Paketin üstünü okuduğumda "Tanbey" yazıyordu. Siyah saçlı ve siyah gözlü olan uzun boylu yapılı vücutlu adam beni süzüp, diğer iki adama, -"Beyler Arslança her geçen gün yeni birini alıyor." Diğer siyah saçlı kaslı adam bana bakıp, -"Paketi alayım, kontrol edelim gel Deniz." Bana bir çanta uzatmışlardı, -"Tanbey ekstra ücret karşılığında senin düşmanını yok etmiş dersin, Arslança'nın bana borcu ikiye katlandı." Çantayı alıp tekrardan motora koşturmuştum, umarım geç kalmamışımdır! Yine aynı durumda son gazla omuzlarım gerile gerile yola koyulmuştum. Lanet olsun! Koşarak içeriye girdiğimde çetenin hepsi ayakta dikilir bir halde bekliyordu, kuru kafa maskeli olan başını sağa yatırmıştı. -"60. Dakikada geldin..." Ellerimi dizlerimin üstüne bastırmıştım, -"O sikik konfeksiyon fabrikasını bulana kadar ebem sikildi!" İçlerinden birkaç tanesi gülmüştü, bana bakan asla gülmüyordu. -"Madem öyle..." Boğazını temizlemişti, -"İçeriye götürün ve hazırlayın şunu! Gece çok uzun." Yutkunmuştum.... -.-.-.-Arslança'yı sevdiyseniz yorumlarda belirtin...oy vermeyi unutmayın lütfen 🖤
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD