Yazarın anlatımı...
Miray hastaneden çıkınca Semih' in yanına gitti. Yemek yediler . Miray ilk gününü anlatırken bazı ayrıntıları atlıyordu.
Bugüne kadar hiçbir şey saklamadığı Semih' ten ilk kez bir şey saklamıştı. Bu çok huzursuz etse de Semih' in böyle bir risk almasına izin vermeyeceğini biliyordu. Kendi içinde yaşadığı gitgelleri anlamlandıramadı ama sonunda Semih için zaten zor olan bu dönüş yolculuğunda, bir de böyle endişelere neden olmak istemediğini düşündü. Bu Semih' ten sakladığı ilk sırdı. Ama son olmayacaktı. O an bunu kendisi de bilmiyordu.
Yemekten sonra bir kaç küçük eksiklerini alıp yeni evlerine gittiler. Miray fotoğraflarından beğendiği eve görünce aşık oldu. Sıcacık bir yuva olabilirdi bu ev. Şimdiden o enerjiyi veriyordu. Kimbilir belki eksik yanları da tamamlanırdı burada. Onlar üç hatta dört kişilik çok güzel bir aileydi. Damla' yı asla kendilerinden ayrı göremiyordu.
' Sende beğendin mi Semih? Doğruyu söyle ama.'
Semih gülümsedi. Miray' ın gözlerinde bu ışığı gördükten sonra beğenmemesi mümkün değildi.
' Şimdi beğendim. '
Miray gözlerine aşkla bakan adamın gözlerini görünce başını utançla eğdi.
' Semihh. ' dedi utanmış bir ses tonuyla. Görmese de biliyordu pembeleşen yanaklarını.
Semih Miray' ın omzundan tutup diğer eliyle hafifçe çenesinden kaldırdı. Kendine bakmasını sağladı.
' Ne yapayım sevgilim. Önce sıradan bir evdi ama sen girince yuva oldu. Havası, kokusu bile değişti.'
Miray içi sıcacık Semih' e sarıldı. Semih' in kollarıda onun için yuvaydı. Semih' e kadar yuvasız bir kuştu.
' Eşyalarımız ne zaman gelecek? '
' Bir kaç saat sonra. Ama sen bir otele gidip dinleneceksin , biz yerleştiririz.'
' Yardım edeyim bende. '
' Sabah işe gideceksin. Ayrıca bir sürü adam olacak. Gerek yok yorulmana. Sabah erkende temizlik şirketinden gelecekler. Bende fazla yorulmayacağım merak etme.'
Miray onu bu kadar düşünen bir adamla evli olmanın huzuru ile gülümsedi.
' Hafif bir kıskançlık kokusu mu aldım? '
Semih' in kıskançlığı bazen rahatsız ediyordu ama düşününce ona hak veriyordu. Sonuçta aşk evliliği olarak başlamamışlardı. Semih Miray' ın bilmediği bir süre boyunca tek taraflı aşk yaşamıştı ve bu onda ister istemez bir gerilim yaratıyordu.
' Sanki hafif var, evet. ' dedi Semih. Kıskandığını saklamıyordu da zaten.
Miray başını Semih' in göğsüne yasladı. Bu mutluluğun kokusuydu. Mutluluğun resmini yapamazdı belki ama kokusunu tanıyordu.
' Temizlik için gelenler ya çok güzel olursa...'
Semih kısa süreli bir kahkaha attı.
' Yoğunlaştı sanki kıskançlık kokusu. Bana mı öyle geliyor yoksa. '
Miray sert bir sinirle konuştu.
' Semih! '
Böyle hislerinin yüzüne vurulmasından hala utanıyordu. Utangaçlık onun doğasında vardı bu tarz konularda.
' Vallahi bilmiyorum aşkım. Aklıma gelseydi 20 yaş altı olsun derdim ama hiç sormak bile aklıma gelmedi.'
' Sen benim arıza yanlarım ortaya çıksın istiyorsun galiba.'
' Şaka yapıyorum aşkım. Ama beni kıskanman hoşuma gidiyor. Onlar gelince ben oğlumuzu karşılamaya gideceğim. Sonra da zaten Damla gelecek sanırım için rahatlamıştır. '
' Rahatladı tabii ki Damla senin gözünü oyar. '
' Bana değil ona güveniyorsun yani. '
' Benim sana güvenim sonsuz.'
Miray Semih' e gerçekten güveniyordu. Kimseye bugüne kadar güvenmediği kadar. Uzanıp yanağından öptü. Semih Miray' ı otele yerleştirip eve döndü. İçinde anlam veremediği bir sıkıntı vardı. Eşyalar gelince üzerine düşünme fırsatı olmadı. Yeni evlerini bir an önce düzenlemeye koyuldu.
....
Miray sabah uyanır uyanmaz otelden çıktı. Oteller ona hep yalnızlık hissi veriyordu. Hatırlamak istemediği anıları hatırlatıyorlardı. Bora' yı, babasını. Taksiye bindi. Taksiden indiğinde hastane yerine Bora ile birlikte boyadıkları duvarın önüne geldiğini fark etti. Önce bir an önce gitmeyi düşünse de gözleri duvara takıldı. Birlikte grafiti yapmışlardır ve kocaman harflerle MiRa yazmışlardı. Mira o gün bir kızları olursa adını Mira koymayı hayal etmişti ama hiçbir zaman dile getirmedi bu hayalini.
Solmuştu renkleri bazı yerleri dökülmüş yazının Ra kısmı simsiyah boyanmıştı. Birden Bora ' nın hayalini gördü sanki boyarken burada Bora' yı izliyordu. Onun kendine ait kısmını simsiyah boyayışını. O kadar iyi tanıyordu ki onu. O anki her mimiği, bakışı, duruşu gözünde canlanabiliyordu.
' Her zaman karanlıktın, karanlığa aittin. Ben aydınlığa çıkarırım sandım' diye fısıldadı ve birden Bora' nın sesini duydu.
" Tehlikeliyim kızım ben."
"Bence benden uzak durmalısın çünkü gerçekten tehlikeliyim ben."
"Ben sana aşık karanlık bir adamım."
Hatırladıkları yorgun düşmesine neden oldu. O zamanlar hiç kimseyi hiçbir uyarıyı dinlememişti. Bora' yı bile. Ağacın altına oturdu. Anılardan kurtulmak isterken daha da içine saplanmıştı. Bora' yla kendini görüyordu.
' Neden geldin? Gitsene burası benim düşünme yerim.'
' Duvarda benimde adım yazıyor ama '
' Sende mi düşünmeye geldin?'
' Olabilir.'
Kendine bağırmak istiyordu. ' Uzak dur ondan! Git ve bir daha arkana bakma!' demek ama sesi çıkmıyordu.
İlk randevu teklifini burada aldığını hatırladı. O an ki heyecanını. O zaman ki Miray' ın ne kadar toy ve aptal olduğunu düşündü. İş ona iyi gelecekti. Çantasına uzandı. Bugün yeni bir heyecanı vardı. İlk hastasının heyecanı... Ona odaklanmaya çalıştı.
Dosyayı çantasından çıkarıp açtı.
Hasta adı: Bora Şahoğlu
Dosya yavaşça elinden kayıp düştü.
'Bunu yapamam bunu kabul edemem'
' Ettin bile '
' Bilmiyordum.'
' Yine de kabul ettin ve yapacaksın '
' Sen kimsin. Aklımı mı kaçırıyorum?'
' Kim olduğumu biliyorsun aslında. Miray Şanlı' yım ben. Aklını şimdi kaçırmadın bu uzun zaman önce oldu. '
' Bu olmaz mümkün değil. Miray Şanlı... '
' Sen öldün mü diyeceksin? Ben senim, sen ölmeden ölemem. Hadi ama sen doktursun. Konuşmasam da benim farkındaydın. Benden kurtulmaya tedavi olmaya boş yere uğraşmadın. '
' Sen biliyordun. Sen onun Bo... Sen onun o olduğunu biliyordun. '
' Adını bile ağzına alamıyor musun? Tabii ki biliyordum. O benim ilk aşkım. Hissettim tabi ki. Biz birbirimizi her zaman hissederiz. '
' Ama benim değil. Benim bir hayatım bir ailem var. Sen geçmişte kaldın '
' Senn hiç aşık olmadın ki. Aşkın gücünden zerre kadar haberin yok. '
' Ben Semih' e aşığım. '
' Kendini kandırmaya çalışıyorsun. Bazen başarıyorsun da. Ama beni kandıramazsın. Ben senin içini görüyorum. Aşık falan değilsin ona. Benim Bora için yaptıklarımın onda birini bile yapmazsın sen Semih için.'
' Aşığım! Ve bu hastayı kabul etmeyeceğim. '
' Çok geç. Ettin bile. Hatırlamıyor musun? '
' Ben etmedim, sen ettin.'
' Saçmalama yıllarca okudun. Hatta o kadar kendini verdin ki, okulu erken bitirdin. Benim senden farklı olduğumu düşünemezsin gerçekten. Bu mesleki bilgilerine aykırı. Bazı yaptıklarımı bilmiyorsun ama yine de biz aynıyız. Aynı kişinin iki farklı tarafı. Sen sadece diğer tarafını görmeye başladın. Bunun kişilik bölünmesi olmadığını biliyorsun. Öyle olsaydı benden haberin olmazdı. '
' Hala patavatsızsın. Dünya böyle dönmüyor. '
' Değişim masalıyla kendimi kandırmaya çalışmıyorum en azından. Hala ne düşünüyor, ne hissediyorsam öyleyim. Senin gibi ne hissetmem ne söylemem gerektiğini düşünerek yaşamıyorum. '
' Peki ne düşünüyorsun, ne istiyorsun, intikam almak mı? '
' Ben intikam almam. İntikam isteyen yanın ben değilim. Kendine biraz zaman ver. Bütün gerçekler birden ağır gelir sana. Ben kendi gerçeklerimi istiyorum. Bu nedenle bu mesleği seçtin. Gerçekte neler oldu öğrenmek zorundayım. '
' Gerçekte neler olduğunu iyi biliyorsun. En azından ben biliyorum. İstersen anlatayım. Kaldırabileceksen hatırlamayı. Beni sen mi yönlendirdin bu mesleği seçerken ?'
' Ben o gerçeklerin daha fazlasını istiyorum. Çok fazla sır var. Ve sen hala bir yalana inanmaya çalışıyorsun. Beni kendinden farklı mı düşünmek istiyorsun? Peki öyle olsun. Seni ben yönlendirdim. Çünkü ben her zaman gerçekleri öğrenmek isterim. Öğrenmeden de asla vazgeçmeyeceğim. '
' Öğrendiğin hiçbir gerçek seni mutlu etmedi. Bundan sonrada etmeyecek. Beni rahat bırak. '
' Belki haklısın. Belki mutlu etmedi ve yine etmeyecek. Ama benim acılarım en azından gerçekti senin mutlulukların ise her zaman sahte oldu. '
' Neden o zaman? Neden bu kadar bekledin? '
' Yeni mezun oldun. '
' Sorabilirdin ona. Neden zorla kurduğum düzeni bozmak istiyorsun? Ne cevap istiyorsan o zaman almaya çalışsaydın. Benim bir oğlum ailem var. '
' Sende biliyorsun gerçek Bora' nın sözlerinde değil beyninde. Sorsaydım alacağım cevapların ne kadar anlamı olabilirdi ki? En fazla ne diyebilirdi? Hissediyorum. Çok daha fazlası gizli. '
' Bu nedenle hipnoz alanını seçtirdin bana. '
' Günaydın Miray Serdem. Sonunda anladın. '
' Bunu kabul etmeyeceğim. Benim bir ailem düzenim var. Semih' in neler yaşayacağını düşünmüyor musun? Nasıl hissedeceğini? '
' Semih benim umrumda değil .'
' Ama benim umrumda. '
' Bazı şeyleri hatırlamamayı seçtiğin için.'
' Ne demek o? '
' Semih çok mu masum?'
' Evet öyle .'
' Kendinizi kandırmayın Sayın Serdem. '
' Duymak istemiyorum seni. O benim ailem, çocuğumun babası. En iyi sen bilirsin kime aşık olacağını seçemez insan. Yapma bana bunu. Uzak dur benden. Sus. '
' Peki sustum ama şimdilik. Ama beni kendinden farklı düşünmek sadece seni daha fazla hasta eder. Bir an önce kendi gerçeğini gör. '
Duyduğu diğer sesi durdurdu Miray.
'Bu bana beynimin bir oyunuydu yıllar sonra geldiğim bu şehirde yaşadığım stres yüzündendi hepsi. Tamam bazı sorunlar yaşamıştım. Hatırlamadığım zamanlar, davranışlarım olmuştu. Ama tedavi olmuştum gizlice. Bu yaşadığım gerçek değildi. Sadece kendi iç sesimdi belki de. Ve kesinlikle kabul etmeyeceğim. Onun doktoru olamam. Bu zaten etik değil. ' diye düşündü.
Hastaneye gidip odasına çıktı. Bir kahve söyledi. Kahvesi bitince Başhekim ile bu konuyu konuşmayı düşünüyordu. Şimdiden kaldıramaz hale gelmişti olanları.
Aynı anda Bora kimsenin girmeye cesaret edemediği odasında
'Yeni bir doktor gelmiş ve beni tedavi etmeyi kabul etmiş. Onu buna pişman etmeyi düşünüyorum. Ben iyileşmek istemiyorum ki. Benim ait olduğum yer burası. Yeni mezun olduğunu duyunca gülmüştüm. Genç ve idealist doktor bir kaç saat içinde mesleği bırakma kararı alır yazık olacak diye.' diye düşünüyordu.
Sonra adını duydu. Miray.
'Bütün Miray' lar mı dik kafalı inatçı hırslı olur. Ona tedaviyi kabul etmediğimi söyleyeceğim. Umarım anlar beni ona zarar vermek istemiyorum. Beni buna mecbur etmesin. ' diye düşünüyordu. Aslında bir çok şeyin farkındaydı ve kasten yapıyordu. Oradan başka evi yok gibi hissediyordu. O evini elleriyle öldürmüştü. Buradan daha fazlasını hak etmediğine inanıyordu.
Miray' ın kapısı hafifçe vuruldu.
' Girin. '
Odanın kapısı açılır tanıdık bir yüz girdi içeri. Miray şaşkındı. Zorlukla konuştu.
' Ama siz. Nur Hanım. '
Bora' nın annesini görmeyi hiç beklemiyordu. Özellikle böylesine yorgun ve böylesine yenilmiş görmeyi. Nur Şahoğlu herkesi dize getiren bir kadındı. Oldukça katı. Şahoğlu soyadına hayrandı. Kendinde herkesi diz çöktürecek bir güç olduğuna inanan kadın şimdi yenilmiş görünüyordu. Herkesi ayağına çağıran kadın şimdi kendi Miray' ın ayağına gelmişti.