Nur' da en az Miray kadar şaşkındı. Yüzü birden bembeyaz oldu.
' Miray sen misin ? İnanamıyorum. Kaç yıl oldu. Biliyorum seni aramam yardım etmem gerekirdi ama ben şey... '
Bir an Miray' gözünden yaşananlar geçse de hızla kendini toparlamayı başardı.
' 6 yıl oldu Nur Hanım. Ayrıca aramadığınız için teşekkür ederim. Uzak kalmak zorundaydım .'
Nur hala üzerindeki şoku atamamıştı. Miray' a sarıldı. Miray bir an karşılık vermek zorunda hissetse de kendinde bunu yapacak gücü bulamadı. Öylece durdu. Kendini geri çekti. Koltuğu gösterdi.
' Buyurun oturun lütfen. '
' Buraya Bora' nın doktoru ile konuşmaya geldim. Uzun zamandır kimse kabul etmemişti. Çok doktor getirttim ama Bora hiçbirini kabul etmedi. '
' Üzgünüm ama bende kabul edemem Nur Hanım. '
' Anlıyorum ama önce beni lütfen dinle. '
Miray Nur' un çaresizliğinin farkındaydı. Görmeye alışık olduğu mağrur halinden eser yoktu. Ama her zamanki gibi asildi. Nur' un bu hale gelmesine neden olacak kadar ne olmuştu Bora' ya merak ediyordu ama diğer yandan açılan geçmiş sayfaların mutluluk getirmeyeceğini hissediyordu.
' Fikrimin değişeceğini sanmıyorum. Zaten bu etikte olmaz. Tanıdığım birinin tedavisini üstlenemem. Üstelik yeni mezunum. Deneyimli biri değilim. '
' Miray beni dinle lütfen. Sonra senden tek ricam kabul etmesen bile bir kez onu görmemi sağla'
' Onu görmeniz için izin ayarlayabilirim. '
' Görememe nedenim izin değil Miray. Nedeni Bora. 4 yıldır onu sadece kameralardan görüyorum. Onu gördün mü bilmiyorum ama perişan halde. '
' Neden sizi görmek istemiyor? '
' Hiçbir zaman iyi bir anne olamadım. Bora bir sabah eve geldi. Motorunu park etti. Anahtarı yere attı. Müştemilata girdi. Önce rahatsız etmek istemedim ama 2 gün ordan hiç çıkmadı. Motoruna bakıyordum ama yeri hiç değişmedi. Yanına gittim. Dolabın yanında, yerde kurumuş kan izleri vardı. Korkuyla 'Ne oldu burada?' dedim 'Onu öldürdüm.' dedi ' Kimi?' diye sordum ' Beni gerçekten seven tek kişiyi öldürdüm.' dedi. Miray ben seni arayamadım çünkü... '
' Gerçekten öldürmüş olduğunu düşündünüz ve bu gerçekle yüzleşmek istemediniz. '
' Evet. Özür dilerim '
Miray buna hiç şaşırmadı. Nur' dan tam olarak beklediği davranıştı zaten. Oğlunu korumak için her şeyi yapardı. Kime ne olduğunu önemsemezdi. Yeterki oğlu iyi olsun ve isimlerine bir zarar gelmesin diye düşünürdü.
' Önemli değil Bora' yı korumak için her şeyi yaparsınız biliyorum. Aslında size bu konuda hak veriyorum. '
' Miray ne oldu o gün? Neden her yer kandı? Yoksa Bora başka birini mi... Buna mı şahit oldun? Bu nedenle mi gittin? Yoksa Semih mi? O da aynı zamanda kayboldu. '
' Geçmişi hatırlamak istemiyorum. İsterse eğer Bora anlatır. Tek söyleyebilecek olduğum Bora kimseyi öldürmedi. O konuda endişeniz olmasın. '
Cümleyi içinden sessizce tamamladı. ' En azından fiziksel olarak. ' Nur' a söyleyecek bir şeyi yoktu. O zamanları artık zaten kendi geçmişi gibi hissetmiyordu.
' Anlatamaz çünkü hatırlamıyor. İki yıl müştemilattan çıkmadı. Yanına ne zaman gitsem buraya gelmek istedi ama kabul etmedim. Biliyorsun burası onun için ölmek gibiydi. Sonra bir gün çıktı evden ve bir çanta ile geldi bir kaç saat sonra. İyileşmeye başladığını düşündüğüm için üstüne gitmedim. Ertesi gün yardımcımız ' Bora Bey' e bakar mısınız?' dedi. Müştemilata girdiğimde yerlerde sprey boyalar vardı ve bütün duvarlar simsiyahti. Duvara bir yıldız yapıştırmış gözleri sabit ona bakıyordu. '
Miray istemsizce kendi kendine mırıldandı.
' Bizim yıldızımız. '
' Anlamadım '
' Yok bir şey. Önemli bir şey söylemedim. Kendi kendime konuşuyordum. '
' O gün buraya gelmesini kabul ettim. Benden yüklü bir miktar para istedi. Hepsini buraya vermiş. Ölünceye kadar burda kalmak istiyor. Ne kadar hasta bilmiyorum, o sizin uzmanlık alanınız ama kendini cezalandırmak için burada. Beni yanına almıyor. Kimseyi almıyor. Hepimizi seni ondan korumamakla suçluyor '
Miray Bora' nın geçen sürede neler yaşadığını öğrenmenin etkisini üzerinden atmaya çalışıyordu. Ne kadar düşünmek istemese de aklına gelen hiçbir şey doğru çıkmamıştı. Bora' nın bir hayatı yoktu. Hiç olmamıştı. Ama elinden gelen bir şey olmadığını düşündü.
' Yapabileceğim bir şey yok maalesef Nur Hanım. Zaten birbirimize iyi geleceğimizi de sanmıyorum. '
Nur' un gözü Miray' ın parmağındaki alyansa takıldı. İçinde bir öfke oluştu ama belli etmenin zamanı değildi. Oğlu bu hale gelmişken Miray' ın hayatına devam etmiş olmasını sindirememişti ama her zaman duygularını kontrol etmekte iyiydi. Miray' a hiçbir şey belli etmedi .
' Sanırım evlisin. '
' Evet. '
' Çocuğun var mı? '
' Bir oğlum var. '
' O zaman beni daha iyi anlarsın. Sen her zaman güçlüydün. '
' Öyle olmak zorundaydım. Başka şansım olmadı hiçbir zaman '
' Senin için hayatı kolaylaştırmadım. Aksine zorlaştırdım. Bunun için üzgünüm. Ne yazık ki telafi etmek için çok geç. Bora hiçbir zaman senin kadar güçlü olmadı. Sana ne yaşattı bilmiyorum. Belki asla telafisi olmayacak şeylerdir bilemem. Ama sen ayağa kalkmış bir hayat kurmuşsun. Ama o 23 yaşında bir ölü. Ona bunu borçlusun '
' Yanılıyorsunuz. ben ona hiçbir şey borçlu değilim Nur Hanım.'
' Yanlış bir şey söylediysem özür dilerim. Ama onu bir kez hayata döndürdün, o zamanda bunu sadece sen başarabilmiştin. Şimdide sen başarabilirsin. Sana bir anne olarak yalvarıyorum en azından iyi olduğunu yaşadığını görsün. Ne düşünüyor bilmiyorum. Ama bir kez seni görmeli en azından. '
' Sadece bir kez. Ama onu tedavi etmeyi kabul edemem. Sizi görmesi için ikna etmeye çalışağım. Bütün yapabileceğim bu. Lütfen benden daha fazlasını beklemeyin. '
' Teşekkür ederim Miray. Çok teşekkür ederim. '
...
Miray' ın anlatımı...
Bora' nın kaldığı odanın ,daha doğrusu hücrenin önüne gittik. Onu bu kadar zaman sonra yeniden görmeye hazır mıydım? Yaptığım doğru muydu? Neden Nur Hanım' a daha kesin bir konuşma yapmamıştım.
Ama içeri girmek istiyordum. Bunu eninde sonunda yapacaktım. Bir an önce yapmak en iyisiydi. Ne yazık ki aynı yerdeydik. Hayat bana yine bir oyun oynamıştı.
Son anda aklıma kameralar geldi. Bora sürekli izleniyordu. Ve ben asla Bora' yı daha önceden tanıdığımın bilinmesini istemiyordum. Geçmişimi kimse kurcalamamalıydı.
' Bütün kameraları kapatın. '
' Ama Doktor Hanım... '
Güvenlik panik olmuştu. Nedenini sormak istemedim. Beni ilgilendirmezdi.
' Dediğimi yapın. Nur Hanım dışında kimsenin kalmasına gerek yok.'
Bana aklımı kaçırmışım gibi bakıyordu. Ama kararlı olduğumu anladı. Anahtarı bana uzattı. Neden bana zarar vermeyeceğine güveniyordum. Ona güvenmek için aklımı kaçırmış olmam gerekiyordu. Ama kısmen kaçırmıştım zaten.
' Peki Doktor Hanım nasıl isterseniz. Kendinize dikkat edin ve sakın ismiyle seslenmeyin. Öfke krizine giriyor. İsterseniz yakınlarda bekleyeyim ben yine de '
' Gerek yok. Teşekkür ederim. '
Görevli gitti. Kapının önünde duruyordum. Gerçekten bunu yapmalı mıydım? Ne haldeydi? Neden adını duyunca saldırıyor demişti? Bora' ya ne olmuştu? Anahtarı elimde sıktığımı ancak canım acıyınca fark ettim. Cesaretimi topladım ve kapıyı açtım.
' Bora!'
Vereceği tepkiyi merak ediyordum. Yaptığım ne doğru ne de mantıklıydı. Şu an kesinlikle bir doktor gibi hareket etmiyor Bora' nın benden önce tutulmuş bütün dosyalarını hiçe sayıyordum. Kendimi sorgulama aşaması devam ederken o sadece usulca bana doğru döndü. Sanki sesimi tanımıştı.
' Hoş geldin Miray' ım.'
Gereğinden fazla sakindi. Sanki daha dün görüşmüşüz gibiydi. Ama aynı zamanda çok kötü görünüyordu. Saçı sakalı birbirine karışmıştı. Ona uyum sağladım.
' Nasılsın Bora?'
' Gördüğün gibi hala yaşıyorum. Ölmek istiyorum ama yanına gelmeye yüzüm yok '
Durum şimdi netleşmişti. Beni hayal sanıyordu. Onu böyle bulmayı hiç düşünmemiştim. Dayanamıyordum. Nefes alamadığımı hissettim. Kendimi odadan dışarı attım.
Nur Hanım merak ve telaşla bana bakıyordu. İyi görünmek zorundaydım ama bunu nasıl yapacaktım?
' Ne oldu Miray? '
' Yapamam. Üzgünüm ama ben yapamam. '
' Yüzün bembeyaz olmuş, iyi misin? Bora iyi mi? Seni görünce ne tepki verdi?'
Yalan söylemenin ne anlamı vardı. Her şey ortadaydı zaten.
' İyi değilim. Nur Hanım üzgünüm ona çok iyi doktorlar bulmalısınız yoksa kendine zarar verebilir. '
' Bunu defalarca denedi zaten. Dosyasını okumadın sanırım. '
' Tam olarak okuyamadım. Ama benim ona faydam olmaz beni hayal sanıyor. Ben onu hayata döndüremem. Aksine kendine daha çok zarar vermesine neden olabilirim bu çok riskli. '
' İlişkinize karşı çıktığımda Bora bana ne demişti biliyor musun? "Sen Her Gün Ölmek İsteyen Bir Adamı Sevebilir Misin? Miray sevdi." Sen her an ölmek isteyen o adamı hayata döndürecek tek kişisin Miray. Bunu daha önce başardın. '
Her gün ölmek isteyen o adamı seven kız ben değildim. Ama o kız içimde bir yerdeydi. Ve ben onun daha fazla ortaya çıkmasını istemiyordum
Ama diğer yandan Nur Hanım' ı böyle çaresiz görmek beni etkilemişti. Ve Bora, onun gerçekten hatırlamama ihtimali. Bunu düşündükçe... Hayır böyle bir hakkı yoktu. İyileşmeliydi. Benim acılarımın onda hiçbir karşılığı yoktu. İnsan en azından pişmanlık görmek istiyordu.
' Onunla tekrar konuşmayı deneyebilirim. Belki en azından benden sonra gelecek doktoruna yardımcı olacak bilgilere ulaşırım ama daha fazlasını yapamam. '
' Teşekkür ederim. Bu benim için yeterli.'
Odaya tekrar gireceğim sırada Nur Hanım seslendi.
'Miray! '
Ona doğru döndüm. Zaten ayaklarım geri geri giderken beni durdurmakla iyi yapmamıştı.
' Efendim Nur Hanım'
' Rica etsem yanına girerken yüzüğünü çıkarabilir misin? '
Yüzüğüme baktım. Altı yılımın, ailemin sembolüydü. Ama Bora olanları hatırlamıyorsa nasıl bir tepki vereceğini kestirmek mümkün değildi. Sonuçta hastaydı. Yüzüğü çıkardım. Cebime koydum. Kendimi çıplak ve savunmasız hissediyordum. Tekrar odaya girdim.
' Miray' ım. Konuş benimle. Bugün çok garip davranıyorsun. '
Hayalimle ne konuştuğunu bilmiyordum ki. Bozuntuya vermemeye çalıştım. Umarım hala birlikteyiz sanmıyordu.
' Ne söylememi istiyorsun? '
' Beni affetmediğini...'
' Bunu neden duymak istiyorsun? '
' Çünkü beni affetmeni haketmiyorum. '
' Ya affedersem. '
' O zaman daha çok ezilirim yaptıklarımın altında. '
Her şey rolden mi ibaretti? Bora hasta değil miydi?
' Bana ne yaptığını hatırlıyor musun? '
' Her gün bunu soruyorsun ama hala hatırlamıyorum. Sen neden anlatmıyorsun? Yine mi anlatmayacaksın?'