SENİDE GÖRMEK GÜZEL

2050 Words
Derya, içinde neredeyse nefes almak adına çırpınan kalbinin sancısının acısıyla kıvranıyordu. Lanet olsun koskoca 2 yıl geçmişti. Sesinin tonu, bakışlarının ateşi, karanlığının ürpertici hissini çoktan unutup yoluna devam etmiş olmalıydı. Tamam her gün neredeyse videolarında sesini duyuyor olabilirdi fakat bunu eğitim için diye düşünerek geçirebiliyordu. Fakat, onun binanın içinde bir yerlerde olduğunu hissetmesi bile kalbinin deli gibi atmasına neden olmuştu. Teşkilattan evine neredeyse koşarak gelmişti. Tamam evi 100 metre uzaklıkta yapılmış olan lojmanda olabilirdi fakat hiç ara vermeden, duraksamadan koşmak nefes nefese kalmasını sağlamıştı. Gerçi çoğu akşam çok geç saatte çıktığından arabasını kullanırdı. Genç kadın Duman'ın resmen kopyası olup çıkmıştı çünkü araba tercihi de onunla aynıydı. 2 yılda birçok görevde başarılı olmuş fazlasıyla prim almıştı. Hız yapmayı çok sevdiğinden ve araba ona Duman'ı hatırlattığından Kırmızı bir Maserati almıştı. Tamam, Serap'ı kurtarma operasyonunda birkaç dakikalığına olsa bile kullanma isteğinin kabul edilmemesi buna teşvikte etmiş olabilirdi. Lojmandaki daire küçücüktü ama ona yetiyordu. Zaten çok fazla kaldığı da söylenemezdi. Zamanının çoğunu teşkilatta bilgisayar başında geçirdiği için buraya genelde yapmak için gelirdi. Kalbinin ritmi düzelmeyecek gibi hissediyordu ve eline aldığı soğuk içeceğini hızla başına dikip, "Lanet olsun burada ne işi var?" diye söylendi. Sonra duraksadı ve onun da kendisi gibi teşkilatta olduğunu hatırladı. Yeni bir görev, ya da teşkilatla alakalı bir iş için burada olabilirdi. Derin bir nefes aldı ve onunla karşılaşmamayı diledi. O karanlık gri gözlerin çekimine bir daha kapılmamayı diledi. ....................... Derya, saçlarını kuruttuktan sonra açık bırakıtı. Saçları iki yılda fazlasıyla uzamıştı ve artık bukle bukle değildi. Bunun için fazla para harcadığını inkâr etmiyordu. Brezilya fönü denen bir işlem için kuaförde resmen saatlerini harcamış ve tek izin gününü bu şekilde harcadığı için günün sonunda saçlarından her ne kadar memnun olsa bile küfürler savurmuştu. O günden sonra kuaföre hiç gitmemiş, aldığı bir kutu siyah boya ile işini kendi hallederdi. Fakat, saçlarındaki bukleler birkaç aya kalmaz geri gelecekmiş gibi görünüyordu. Bunun için üzgün olsa bile aynı işkenceye tekrar katlanmaya niyeti yoktu. Bugün her ne kadar teşkilat binasına gitmeyecek olsa bile komutanından aldığı mesajda sabah saat 09.30'da toplantı yapılacağına ve her kesin orada olması gerektiğine dair bir emir niteliğinde mesaj almıştı. Bu demek oluyordu ki bir operasyon vardı ve yeni bir görev onu bekliyordu. Duman'ın sadece dün gece için orada olduğunu umut etti ve kendini buna inandırmak için düşünmedi bile. Sonunda hazırlanması bittiğinde arabasının anahtarını alıp, bir silahını kontrol ederek koltuk altındaki kılıfına bir diğerini de kontrol ettikten sonra beline yerleştirerek evden çıktı. Telefonu, çantası her bir şeyi tamamdı ve yeni görev için fazlasıyla hazırdı. Arabasına bindi ve motorun gür sesi ile gözlerini kapadı. Bu arabayı ve bu sesi gerçekten seviyordu. Lojmanın garajından çıktı ve biraz hız yaparak teşkilatın girişine yanaştı. Güvenliktekiler onu arabasından tanır ve kapıyı direk açarak ona sadece selam verirlerdi. Arabasını teşkilatın hemen önünde bulunan büyük otoparka çekip motoru istop ettirdiğinde gözlerini kapadı ve derin bir nefes aldı. Tamda o anda hala gür bir motor sesinin kulakları tırmaladığını duydu. Anahtarı kontrol ettiğinde ise kontağın kapalı olduğunu görmesi zaman almadı. Bedenini saran ateşe bakılırsa bu ses içinde bulunduğu arabadan gelmiyordu. Hemen yanındaki boş park alanına yanaşan arabaya bakmasa bile içinde kim olduğunu biliyordu. Onun için sıkıca gözlerini yumdu. Kalbi ona resmen ihanet ediyordu. Gerçekten bunca zaman ölü taklidi yapıp, şimdi sanki kriz geçiriyormuş gibi atmasının açıklanır bir yanı yoktu. Dişlerinin arasından, "Biraz daha böyle atmaya devam edersen yemin ediyorum tek kurşunla işini bitiririm." Dediğinde sanki kalbi ona pis pis sırıtıyormuş gibi hissetti. Sonra derin bir nefes aldı ve siyah aynalı gözlüklerini gözünden çıkarmadan arabasından indi. Tabi ki Duman arabasından çoktan inmiş ve ön kapısına yaslanarak arabasını inceliyordu. Onun da siyah gözlükleri gözündeydi ve şu anda ne hissettiğini anlamak fazlasıyla güçtü. Gerçi genç kadın, o bakışların hiçbir zaman ne hissettirdiğini anmayacağını biliyordu. Adam cidden hisleri alınmış gibiydi. Derya, gözlerini ona dikmiş bir vaziyette bakarken kalbinin ağzından fırlamaması için dua ediyordu. Duman, mükemmel bedenini yasladığı arabasının ön kapısından itip, ağır adımlarla genç kanının hemen karşısında durduğunda bakışlarının karanlığını Derya neredeyse tüm bedeninde hissediyordu. Adamın resmen dev gibi cüssesi vardı. Tüm bedenini saran beyaz tişörtü ve kargo pantolonu ile tüm kasları gözler onuna seriliyordu. Cidden onu spor yaparken görmüştü. Bu bedenin, bu şekilde kalması için fazlaca emek sarf ediyordu. Her birine fazlasıyla değiyordu. Genç adam ellerini ceminde tutmayı tercih ederek Derya'nın karşısında durdu ve birkaç saniye onun tüm sıcaklığını bedeninde hissetmenin verdiği huzurda kaybolmayı tercih ettiğinde derin bir nefes aldı fakat bunu gerçekten o kadar yavaş yaptı ki Derya'nın fark etmediğine bile emindi. Bakışlarını, kırmızı arabanın üzerinde dolaştırdıktan sonra çenesi ile göstererek, "Güzel seçim" dediğinde Derya ellerini göğsünde birleştirip bakışlarını kırmızı arabasına sabitledikten birkaç saniye sonra, "Evet. Nadir olan güzel seçimlerimden" diyerek cevap verdiğinde ise Duman hala sessiz bir şekilde onu izliyordu. Aralarında bir adımlık mesafe vardı ve bu her ihtimale karşılık fazlasıyla makul bir uzaklıktı. Her ikisi bakışlarını arabadan ayırıp, gözlük camlarının ardından bile olsa bakışlarını kilitlediler. Her ne kadar aralarında bir adımlık mesafede olsa her iki beden iki yıl önceye, adadaki evin odasına gitti. Sessizlik, bıraksalar sonsuza kadar sürerdi fakat Derya, "Burada ne işin var?" diye sorunca anın büyüsü bir anda kaybolup gitti. Duman, onun kızgın olmasını anlayabiliyordu. Fakat kızgınlığının asıl hedefi kendisi miydi? bundan emin değildi. Duman elini cebinden çıkararak kırmızı arabayı işaret etti ve "Bunu sadece lojmandan buraya 100 metre için kullanmadığını söyle bana?" diye sorduğunda Genç kadın gözlüklerini taktığına cidden memnundu. Çünkü karşısındaki adam resmen kelime cimrisiydi. Ağzından en fazla iki kelimelik cümleler çıkardı. Tabi kendi daha fazlasını duyduğu zamanları hatırlıyordu fakat, şu anda yaşadığı şoka engelde olamıyordu. Onun için, "Ne zamandan beri iki kelimeden fazla cümle kuruyorsun?" diye sorduğunda genç adam gülmemek için çabalamak zorunda kaldı. Genç kadın hala cevabını beklemeden başka bir soru sorabiliyordu. Gözlüklerini gözünden çıkarmadan ona doğru eğildi ve aralarında hiç mesafe bırakmayacak bir şekilde durduğunda, Derya'nın Hindistan cevizi karışımı kokusunun içine dolduğunu hissetti. Birkaç saniye bunun tadını çıkardıktan hemen sonra, "Eminim sorguda adamları fena terletiyorsundur." Dediğinde ise genç kadın dişlerini sıkmak zorunda kalmıştı. Sorgu memuru falan değildi. O görevi hiç ama hiç almamıştı. Onun gibi operasyon başındaydı ve bunu onun bilmesine falan gerek yoktu. Onun için, "Evet, sonuçta dosyamı eğitmenim o şekilde doldurmuştu." Dediğinde Duman, kaşlarını çattı. Ateş Böceği olduğunu saklıyordu. Oyun oynamaya çalışıyordu ve bunu gerçekten anlamayacağını sanıyordu. Umarım bu açıklar sadece onun karşısında oluyordu. Onun için oyununa katılmaya karar verip, "Dosyalarda her zaman yazdığımız bölümde kalman gerektiğine dair bir seçenek yok. İlerleyen zamanlarda yeteneklerine göre geçişler yapabileceğin bir kuruluştasın" dediğinde Derya derin bir nefes alarak, "Neden buradasın?" diye sordu. Duman, sırıttı ve genç kadına bir adım yaklaşıp, gözlüğünü tek eli ile çıkarıp o gri bakışlarını Gözlüklerin ardından bile olsa Derya'nın yeşil gözlerine sabitleyerek, "Sen neden buradasın?" diye sordu. Genç kadın hiç düşünmeden "Burada çalışıyorum" dediğinde Duman sadece kollarını önünde birleştirdi ve Derya'ya tek kaşını kaldırarak baktı. Tamam Derya, şu anda kendini bir aptal gibi hissediyordu. Adam teşkilatın gözdelerinin başında geliyordu. Tabi ki buraya görev için gelmişti. Kendisi için geldiği düşünecek kadar sıyırmadığına emindi. Onun için, "Tamam. Ne için geldin?" diye sorunca bu sefer Duman'ının iki kaşı birden havaya kalktı. Teşkilatın ilk ve değişmez tek kuralı, eğer görev hakkında bir şeyi bilmiyorsa bu kişi ekip arkadaşın bile olsa bilmediği bilgiyi verme! Çünkü o bilgiyi bilmesi gerekiyorsa kesinlikle bilir. Derin bir nefes aldı ve hala karşısında bir çaylak gibi hissettiği, artı bunu hissettirdiği için kendinden nefret etti. Derin bir nefes aldı ve "Her neyse" dedi ve onunla savaşmanın bir anlamı olmadığını düşündü. Birkaç güne kalmadan defolup giderdi. Onun için ondan ve kalbinden uzak durması gerektiğini kendine hatırlattı. Gölüğünü gözünden çıkardı ve Duman'ın gri duman rengi bakışlarına, yemyeşil bakışlarını sabitledi. Ona düşman değildi. Şu anda bulunduğu pozisyona onun sayesinde gelmişti. Tamamıyla onun rehberliğinde bunu bilmese bile ona bunun için borçluydu. Her ne kadar kalbindeki acının sahibi olsa da... Onun için biraz yumuşayan bakışları ile "Her ne kadar iki yıl kayıp olsan da seni görmek güzel" dediğinde kısa bir sıcaklık oluştu. Teşkilat binasının önündeki bahçede olmasalar Duman onu kendine çekip sıkıca sarılmak istese de ellerini göğsünde daha sıkı sardı. Birkaç saniyenin ardında, "Yanlış hatırlamıyorsam. Kayıplara karışan sendin" dediğinde kaşları çatma sırası Derya'daydı. Kalbi içinde öfke ile atmaya başladı. Ondan gitmesini istemişti bunu ne çabuk unutmuştu. Onun için sıkılı olan dişlerinin arasından, "Gitmemi istedin!" dediğinde Duman alaycı bir gülümseme ile başını iki yana salladı ve "2 gün sonra ilk görevini almak için dönmen gerektiğini söyledim" dedi ve ona bir adım yaklaşıp neredeyse aralarında mesafe bırakmadan gözlerini gözlerine dikti ve Derya, "Doğru olanın bu olduğunu söyledin" dediğinde Duman, "Bölüm olarak öncelikler geride kalmanın sorgulayan, takip eden soğuk bölümde kalmanın uygun olacağını" dediğinde genç kadın yutkundu. Duman, birkaç saniye sessizce genç kadının gözlerine baktı ve bakışlarındaki yansımadan beyninde neler döndüğünü anlamaya çalıştı. Genç kadının beyni öylesine hızlı çalışıyordu ki birkaç saniye sonra bilgisayar belleği gibi patlayacaktı. Onun için, "Sana hayatımdan çıkıp gitmen, beni bir daha aramaman ve ortadan kaybolmanı söylediğimi hatırlamıyorum. Sanıyorum bu senin tercihindi." Dediğinde genç kadının bakışları anlık şokla açıldı. Bir an üzerine atlamayı bile düşünüyor olabileceğini düşünerek gözlerini kocaman açtı ve Duman bir adım geri gitmek zorunda kaldı. Derya, "Ah Hayır! bunu benim üzerime yıkamazsın. Kalmam için tek kelime etmedin." Dediğinde Duman, elinde tuttuğu gözlüğü yine tek elini kullanarak gözüne taktıktan hemen sonra derin bir nefes aldı ve "Hala kelimelerin içinde kayboluyorsun Baş belası" dedi ve telefonunu cebinden çıkartıp, saati kontrol ettikten hemen sonra, genç kadına baktı ve "Senide görmek güzel "dedi ve genç kadını ardında bırakıp teşkilatın merdivenlerine doğru yürümeye başladı. Bazı şeylerin akışına bırakılması her zaman tercih ettiği bir yoldu. Onu her ne kadar deli gibi özlemiş olsa ve kendini kontrol etmekte zorlanacak olsa da önlerinde tehlikeli bir operasyon vardı. Bir operasyonu tehlikeye atan iki şey vardı. İşini bilmeyen söz dinlemeyen ekip arkadaşları ve aynı ekipte birbirini seven kişilerin olması. Her birinin acı tecrübesini de geçmişte yaşamıştı. Neyse ki bu sefer sahada olacak olan kişi kendisiydi. Merdivenlerden çıkarken "Sonra Baş belası" diye mırıldandı. ................... Derya, masanın diğer ucunda hatta tam karşısında oturan adam ile neredeyse nefes dahi alamıyordu. Yeni bir görev vardı ve bu görevde ekibin başında bilin bakalım kim vardı? Duman Kara... İçinden tonlarca küfür savuruyordu ve bir bir yönettiği tüm operasyonların kayıtlarını izliyordu. Çoğu yerde kaşlarını kaldırıyor ve ona bakıyordu. Bunun ne demek olduğunu biliyordu. Fakat şlu anda ölmek dahi istediğinin farkındaydı. Kayıtlar bittikten sonra Duman, alaycı bakışlarını Derya'nın keskin bakışlarına odaklayarak, "Güzel" dedi ve boğazını temizleyerek masaya doğru eğilip kollarını dirseklerinin üzerinde masanın üzerine yaslayarak, "Fakat yeterli değil" dediğinde genç kadın elindeki kalemi o keskin suratına fırlatmamak için kendini tutmak zorunda kaldı. Gerçi kalemi fırlatacak olsa bile koluna bile isabet ettiremeden genç adamın kurtulacağını çok iyi biliyordu. Fakat sessiz kalmayı başardı. Duman ise masada oturan diğer ekip ile teker, teker göz göze geldi ve "Ekip içinde her biriniz tek başınıza mükemmelsiniz, mükemmel yönetiyor, mükemmel atlıyor, mükemmel koşuyor, mükemmel dövüşüyor ve mükemmel atıyorsunuz. Fakat bu görevde ekip olmak zorundasınız." Dediğinde her biri birbirine baktı. "Görev için 1 ayımız var. Bu bir ayda her hafta bir planlanmış eğitim operasyonu yapacağız. Aslında koordine etmem gerekenler sahada olanlar değil, onun için iki ayrı ekip olacağız." Dediğinde içeriye 4 kişi daha girdi. Giren kişilere baktığında ise Derya cidden şok olmuştu. Çünkü Dağhan ve Zafer karşısında duruyordu ve yanlarında tanımadığı iki kişi daha vardı. Derya ve ekipteki herkes şok içinde bakarken Duman, "Dağhan Kaya, eski kara komutanlığı özel tim çekiçlerindendi. Zorunlu emekliliğe ayrılmadan önce bir bölgede patlama yapıp ortalığı dağıtmamız gerekirse önce o ve ekibi giderdi. "Dedikten sonra sırıtarak, "Ekibin elinden kurtulanı görmedim" dediğinde ise Dağhan sırıtıp başını sağa sola salladı. Ardından Duman "Zafer Çelik, Cesur sen yakından tanırsın. Nişancılık eğitimini ondan aldın" dediğinde Cesur sırıtarak, "Siz şuna ölüm eğitimi diyebilirsiniz. Bir ara eğitim esnasında öleceğim sandım" dediğinde ise Zafer, "Uçurumun kenarında uyuduğun için seni denize atmamı kastediyorsan haklısın. Hala hayatta olman büyük bir şans" Cesur haricinde masadaki herkes sırıtıyordu. Duman, "Ömer Kılıç, patlayıcılar ve fare avı ondan sorulur" dediğinde masadaki herkes bir anda buz kesmişti. Çünkü karşılarındaki adam neredeyse sessiz bir duvar gibiydi. Bakışları cidden karşısındakinin kanının çekilmesine yeterdi. Duman, son olarak "Ve Aslan Dağ, teşkilattaki adı parçalayıcı. Kendisi eline geçirdiğini parçalamakla bu unvanı almıştır" dediğinde her birinin yutkunması neredeyse duyulmuştu. "İki gurup olacağız." Dedi ve bakışlarını Derya'nın bakışlarına sabitleyerek, "Senin ekibine karşılık benim ekibim. Bakalım beni, benle yenebilecek misin? 1 ay içinde 4 operasyon. Sonunda ya bizi yok edecek ve ekibinizin hazır olduğunu kanıtlayacak, ya da ben operasyon için kendime bir ekip kuracağım" dediğinde derya kalbinin içinde deli gibi attığını hissetti. Ekip arkadaşları sahada ne yapardı bilmiyordu fakat kendisinin Duman karşısında resmen hiç şansı yoktu... Duman sırıtarak, "Hadi bakalım Ateş Böceği ekibini nasıl aydınlatacaksın?" dediğinde yutkunmadan edememişti.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD