bc

YANIMDA KAL

book_age18+
2.4K
FOLLOW
13.7K
READ
office/work place
kingdom building
like
intro-logo
Blurb

Acı,

Korku,

Hırs,

Öfke,

Bu dört duygu birleştiğinde ortaya çıkacak olan tek duygu nefrettir. Fakat, Derya ile Duman arasında ortaya çıkan duygular,

Ateş ve tutkuydu. Bu iki duygu birleştiğinde ise ortaya aşk çıkıyordu.

Derya, teşkilatın hızla yükselen Ateş böceği

Duman, teşkilatın beyni adı dumandı.

Derya, teşkilata gecenin karanlığında ateş böcekliği yapıp yön verirken Duman, ekibi duman misali sarıp, görünmez hale getirirdi. Fakat Ateş böceği Duman'ın içine girerse ne olur?

Ya ateşi daha çok parlar, yada söner.

Duman ve Derya'nın ateşli ve soğuk hikayesi

chap-preview
Free preview
ATEŞ BÖCEĞİ
Gecenin karanlığında kaybolmak kolaydı. Karanlık içinde ne varsa dipsiz bir kuyu gibi yutabilirdi. Kalbinin her geçen gün buz tutması canını acıtsa da iki yılda geldiği noktadan oldukça memnundu. Derya, teşkilatın yükselen operasyon ekibindendi. Ekibin gözü kulağıydı ve bunu cidden önemseyerek yapıyordu. Bilgisayarın başına geçtiğinde bulamayacağı, bir haber, bilgi yoktu. Ya da kıramayacağı şifre. İstediği tüm bilgiye ne kadar güvenlik engeli olsa da oturduğu yerden ulaşabiliyordu. O kadar başarılı olmuştu ki teşkilat ona Ateş böceği lakabını takmıştı. Hayatı her ne kadar başarılar ile dolu olsa ve bu başarılara yenilerini katmak için çabalasa da her daim kalbinin köşesinde acı ile sakladıkları vardı. Akademiden mezun olduğunda istediği tek şey sahadaki operasyonlarda yer almaktı. Eğitimlerde öğrendiği ne varsa her birini uygulayacağı anı iple çekiyordu. Mezuniyetin ikinci yılında istediği olmuştu. Akademi sonrası staj eğitimlerini hızla geçmiş ve üsleri onun kısa bir eğitim sonrası ilk görevini alacağını söylemişlerdi. Kısa bir eğitim alacağı kişi teşkilatın en sert, en soğuk, kelimeler konusunda pek fazla cimri kalbi olmayan bir adam olan Duman Kara'ydı. Onunla ilk karşılaşmaları mezuniyet balosuydu ve o bakışların hayatının sonuna kadar tek ürpertici, sıcak ve aynı zamanda soğuk olan tek kişiye ait kalacağına emindi. Sadece 2 hafta alması gereken eğitim 1 ay uzamış ve hayatında elde edemeyeceği kadar mükemmel insanlarla tanışmasına vesile olmuştu. Eğitim esnasında ilk hatasında genç kadın hayatının adrenalini ile adamı öpmüştü. Bu aptallık ile savaşırken Duman'ın onu öpmesi ile kalbi fena çarpılmıştı. Her şey mükemmel ilerliyor derken değer verdikleri arkadaşlarından biri pislik adamın teki tarafından kaçırılmış ve kendisini bir anda çatışmanın ortasında bulmuştu. İkinci ve hayati bir risk taşıyan hatasını da orada yapmıştı. Kendine fazla güvenmiş, bir şeyleri ispatlamaya kalkmış ve vurulmuştu. Tamam yarası hayati bir risk taşımıyordu fakat neredeyse Duman'ın da vurulmasına sebep oluyordu. Bu hatasının sonucunda ciddi bir ceza geleceğini biliyordu. Duman, her ne kadar onu farklı bir yere koymuş olsa da kurallara fazlasıyla bağlı bir istihbaratçıydı. Üstelik ilk hatasında onu gayet net bir şekilde uyarmıştı. Aldığı ceza canını yakmamıştı. Hatalarının bedelini ödemeye çok küçük yaşta öğrenmişti. Üstelik cezadan öde ilk görevi için geri dönmesi gerektiğini söylemesi, bir nevi işi için iyiydi. Aldığı eğitimleri gösterebileceği gerçek bir görev asla ceza olamazdı. Kalbini kıran ve acıtan adamın aralarındaki yaşanan yakınlığı yok sayıp ona tek kelime etmemesiydi. Yani ben seninleyim, seninim, benimsin gibisinden. Oda çekip gitmişti. Veda etmeden, sarılmadan, öpmeden. O günün üzerinden neredeyse 2 yıl geçmişti ve bulunduğu birim tamamıyla onun adıyla doluydu. Yönetim istihbarat. Yani bulunduğu pozisyonda sayılı kadındılar. Tüm ekip arkadaşlarının dilinde Duman Kara vardı. Çoğu kısa eğitimlerde, ya da aldıkları operasyon görevleri öncesi Duman'ın operasyon yönetim kayıtları dinletiliyor ve izletiliyordu. Sesini duymak her defasında kalbine biraz olsun iyi gelse de her bir kelimesini aklına kazıyordu. Her yöntemi ezberlemiş ve onun yolundan adım adım ilerlemişti. Operasyonlarda içinde bulunduğu ekiplerin beyni, gözü, kulağı oluyordu. Çıkışları, atışları, konumları hep Derya tarafından yönetiliyordu. Arkadaşları bir binaya girecekleri zaman içeride kaç kişi var, etrafta kaç kişi var, muhtemel gelebilecek tehlikeler hangi yönde her birinin cevabını oturduğu bilgisayarın başından o bildirirdi. Olası yaralanmalara karşılık helikopter, olası fazla düşmana karşı ek takviye güç. Gelecek olan güçlerin favadan, karadan veya denizden, hangi yönden ne ile geleceklerini kontrolünü sağlardı. Her geçen gün adı teşkilatta daha fazla duyulur oldu. Bu onun için başarıydı fakat iki yıldır içinde çok büyük bir yalnızlık ve onu her geçen gün içine biraz daha çeken bir boşluk vardı. Bazen rüyalarında, bazen durup dururken aklana hücum eden hayali ile boğuşmak onu fazlasıyla yormuştu. Her geçen gün onun yaptığı işte ustalaşırken fark etmeden onun gibi olmuştu. Hiç gülmeyen, eğlenmeyen, dikkatli, kontrolcü ve sessiz. En son kiminle doyasıya muhabbet ettiğini, bir yerlere gidip içtiğini veya içinden geldiği için kahkaha attığını hatırlamıyordu. Deli gibi spor yapıyor, birçok programa hâkim olmak için bilgisayar başından hiç kalkmıyordu. Elinde 3 dosya vardı ve her bir dosyada araştırması gereken 3 suçlu vardı. Biri uyuşturuşu ile ilgiliydi ve adamı çözmek fazla zor değildi. Bir diğeri bilişim ile ilgiliydi ve adam kendini fazla iyi saklamıştı. Fakat devletin ona sağladığı imkanlar dolayısıyla bu da pek zor gibi görünmüyordu. Sonuncusu ise terör örgütü elemanıydı. Oturduğu masada derin bir nefes aldı ve kolundaki saate baktı. Saat çoktan 22.00 olmuştu. Bu gecelik bu kadar yeterdi. Mailine baktı ve üssünden gelen maili açıp göndermiş olduğu videoyu açtı. Duman'ın benzer araştırmalarda kullandığı program ve taktiklerini içeren bir videoydu. Ve videoda tek kelime etmiyordu. Adam görmen gereken sadece nasıl kullandığım dercesine hızla programı kullanıyordu. Kabul ediyordu ki adam gerçekten efsaneydi. Bunu saygıyla kabul ediyordu. İşi bittiğinde çantasını topladı ve evine gitmek üzere teşkilattan ayrıldı. Teşkilatın önünde duran siyah Maserati'ye gözü takıldı. Bu arabayı tanıyordu ve kalbi içinde deli gibi atmaya başlamıştı. Kalbinin en son ne zaman bu şekilde attığını hatırlamıyordu. İki yıl olmuştu onu görmeyeli, kukusunu içine çekmeyeli ve o gri gözlerine bakmayalı. Derin bir nefes aldı ve elini kalbinin üzerine yerleştirerek, "Seni hatırlamıyordur bile" dedi ve gözlerine dolan yaşı kendini salmadan durdurarak hızla oradan uzaklaştı. ................................... Duman, uçaktan ineli sadece 2 saat olmuşken teşkilatın önde gelen komutanlarından biri olan Tahsin yüzbaşının karşısındaki masada oturuyordu. Çok yorgundu ve bu kadar acil olmasa komutanının onu çağırmayacağından emindi. Ta ki gelir gelmez bir uyuşturucu operasyonunda ekibin başına geçmesini istediğini söyleyene kadar. Kendi ekibi çoktan aile ziyaretine gitmişti ve elinde sadece Cesur vardı. Komutanın teklifi ise teşkilatın ona sunduğu ekipti. Yani kendinin seçmediği bir ekip. Bu kesinlikle kabul etmesi imkânsız bir seçenekti. "Duman, bu görev için seçme şansın yok. Ekibin başında sen olacaksın. Cesur'u zaten tanıyorsun ve diğer ekip arkadaşların ise seni yetiştirenlerden eğitim aldı. 7 kişilik bir ekip ve ekip içinde bir kişi bizzat senden eğitim aldı" diyen komutanına çatık kaşlarla bakan Duman, cidden içinde bulunduğu durumdan sıkılmıştı. Her işi, iki üç kişilik bir ekip ile yapar ve cidden sıfır risk ile çalışırdı. Fakat bu ekipte Cesur haricinde hiç kimseyi o seçmemişti. Gelecek olanlardan biri kendisi tarafından yetiştirilmiş ve üstelik operasyon koordinatörü olacak kadar başarılı biliniyordu. Hafızasını zorladığında bilgisayarda kurt haline getirdiği bir öğrenci aklına gelmedi. Derin bir nefes aldı ve "Operasyon yönlendirme yapacak olan bir öğrenci yetiştirdiğimi hatırlamıyorum. Sahada olacaksam yönlendirmede cidden güvendiğim biri olmalı" dediğinde karşısındaki komutanı sırıtarak, "Son kurtarma operasyonunu duymuşsundur." Duman, kaşlarını çattı. Son zamanlarda Ateş Böceği lakaplı bir istihbaratçının ortalığı kasıp kavurduğunu tabi ki duymuştu. Hatta bir bayan oluşundan gurur duymuştu. Fakat bu arkadaşın tamamıyla onun taktikleri ile çalışıyor oluşu canını sıkmadı dese kesinlikle yalan olurdu. Adını öğrenmek için çaba sarfetmemişti fakat operasyonu kesinlikle merak ediyordu. En son yurt dışında bir operasyonda 2 yıl kalmıştı ve döneli henüz hafta bile olmamıştı. Ve İstanbul'dan Ankara'ya 2 saat önce gelmişti. Yorgundu. Biraz dinlenmek istiyordu. Tamam aldığı eğitimler birkaç saatlik uyku ile gün boyu idare etmeyi öğretmişti fakat 2 yıldır gerçekten iki saatlik uykularla ayakta duruyordu. Arkadaşlarını ziyaret etmek istiyordu. Dağhan, Zafer cidden onu yakalarsa kim olduğuna bakmadan vuracaktı. Hatta biraz da nefes almak istiyordu. Ada'daki evine gitmek, orada biraz kafa dinlemek istiyordu. "Dilersen sana şimdi Ateş Böceğinin son operasyonunun kısacık bir bölümünü dinleteyim. İzleyip, gördüğünde kızın ne kadar başarılı olduğunu sende anlayacaksın" dediğinde operasyon ekranı açıldı. Saha gözlerinin önünde duruyordu ve fazla karışıktı. Bir erkek sesi, "Dördüncü kattayım. 5 kişi saydım fakat bunun arkası var" diye söylediğinde Duman, ekranda 8 kişi gördü. Arkasına bakmazsa kesin vurulacaktı ve "8 kişi var, 3 kişi hemen arkanda. Cesur, arkasını temizle" diye tüm bedenini bir anda titreten ses kulaklarına ulaştığında, sesin kime ait olduğunu anlamıştı. Ateş böceğini Cesur'dan dinlemişti. Cesur 2 yılın içinde 3 defa ülkeye gelmiş ve gerekli olduğu görevlerde yer almıştı. Kalbi şaşırtıcı bir şekilde ritmini bozdu. Genç adam, bir kalbinin olduğuna mı şaşırmıştı? Yoksa sesin sahibine mi? Bakışları ekranda donup kalmıştı. Ekrana kendi bakıyordu ve eğer bu ekranın yönlendirmesi onda olsaydı ekip arkadaşlarına sağdaki binada bir keskin nişancı olduğunu hemen söylerdi. Eğer söylemez ise adam hareket eden her bir canlıyı tek tek avlardı. "Sağdaki bina, 4. Katta bir nişancı var. Burak, sen onu hallet ve beyler sizde komut alana kadar yerinizden kıpırdamayın" dediğinde birkaç saniyelik bir sessizlik oluştu. Her ekipte bir aceleci mutlaka olurdu. Ve bu ekipte de vardı. Birkaç saniyenin ardından yerinden başka bir konuma geçen ekip arkadaşlarından birine "Berk, sana yerinde kal dedim. Şov meydanı değil burası!" dediğinde Duman'ın dudaklarında bir sırıtma belirmişti. Tamam, onun bir yerlere geleceğinden emindi. Hatta geldiği noktada adından söz ettireceğini de fazlasıyla biliyordu. Fakat kendisinin bayan versiyonu olabileceğini düşünmemişti. Ekran kapandı ve gözlerinin içine bakan komutanına gülümseyerek, "Kabul. Fakat bu Ateş Böceği ile bizzat görüşmek istiyorum." Dedi ve komutanı başını tamam dercesine salladıktan sonra gülümsedi. Tahsin komutanda Duman'ın aslında kendinin bayan versiyonunu gördüğünü anlamıştı. Duman tek başına bir orduya bedeldi. Ve ondan bir tane daha olması teşkilatın canına minnetti. Evet onunla bizzat görüşmesi gerekiyordu. Komutanı ile operasyon öncesi eğitimleri konuştu ve ekibi tanımak için birkaç küçük yapay operasyon yaratacağını da söyledi. İş için 1 ayları vardı. Bu işin başında olmasını istiyorlarsa kesinlikle ne istiyorsa yapmasına izin vermeleri gerekiyordu. Sonrasında ise teşkilattan ayrılmak için yerinden kalkıp yürümeye başladı. Buraya her geldiğinde arka kapıdan yürüyerek arabasının bulunduğu yere doğru ilerlerdi. Akademiden mezun olduğunda burada birlikte basket oynadığı, çalıştığı, idman yaptığı arkadaşlarını hatırlardı. 3'lü bir ekiptiler ve o üç kişiden sadece kendi kalmıştı. Ellerini takım elbisesinin ceplerine soktu ve buraya gelmek için neden bunu giymek zorunda kaldığını hala anlamamanın verdiği memnuniyetsizlikle yürümeye başladı. Havanın sıcaklığından bunalıp kravatını aşağıya çekip bol bir hala getirdi ve ceketini çıkararak omzuna attı. Tam o anda arabasının önünde duran kişi ile duraksadı. Biri kalbine emir vermiş gibi delirmişçesine atmaya başladı ve bu emri verenin kesinlikle kendi olmadığına inanıyordu. Tüm kalçalarını saran dar kot panolunun içinde oldukça fit görünüyordu. Kesinlikle her sabah koşu veya ağır birkaç spor yapıyor olmalıydı. Kollarındaki diriliğe bakılacak olursa hala kum torbasını kendisi sandığına emindi. Saçları artık bukle bukle değildi ve kesinlikle o hali süper olsa da dalgalı haliyle de büyüleyiciydi. Bakışlarını görmese bile simsiyaha boyanmış saçlarının nasıl ön palana çıkardığını hayal etmekte zorlanmamıştı. Genç kadın kendisinin burada olduğunu arabasından anlamıştı. Elini kalbine götürmüştü ve onu hatırlamamış olabileceğine dair bir şey fısıldamış ardından hızla oradan uzaklaşmıştı. Duman, kadını gözden kaybolana kadar sessizce izledi ve fısıltıdan öte çıkmayan sesi ile "Aklımdan hiç çıkmadın ki Baş belası" diye mırıldandı ve derin bir nefes alarak siyah Maserati'sine binip arabanın gür sesi ile teşkilatı inletmesine izin verdi. Sonrasında gecenin karanlığında Ankara'daki evine hareket etti....   

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

SINIR (TÜRKÇE)

read
17.7K
bc

Leyl Tutkusu

read
398.3K
bc

KALP HIRSIZI (Hırsız Serisi-2)

read
8.2K
bc

Kalbimin Derininde

read
10.6K
bc

HÜKÜM

read
158.6K
bc

Ufaklık | Texting

read
2.5K
bc

Yasak İlişki (+18)

read
10.5K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook