Şahin Bakışlı

Kaçıyormusun benden

Bu salak kız hangi cesaretle, hangi akılla odama kapıyı vurmadan giriyordu anlamak mümkün değildi. Bundaki resmen deli cesaretiydi. Daha kötü bir şekilde de görebilirdi dicem de görmediği çokda bir şey kalmamıştı. Arkam dönük olsada çıplaktım sonuçta. Hayır yani bugün yeteri kadar canımı sıkmamış gibi daha ne istiyordu. Tamam dediği gibi öpmek zorunda değildim. Fakat o an mantıklı olan o gibi gelmişti. Zaten bende öptüğüme pişmandım. Pişmandım çünkü kahretsinki tadı çok güzeldi. Ben şimdi ona her baktığımda o tat aklıma gelirse soğuk suyla çok işim vardı. Eve gelir, gelmez soğuk duş almak hiç bana göre olmasada onun yüzünden mecbur kalmıştım. İlk öpücüğünü de benden almıştı. Aslında tecrübesiz olduğu her halinden belli olsada. Dudağımı dişlemesi benim sınırlarımı baya bir sorlamıştı. Kesinlikle erkekler hakkında hiç bir halt bildiği yoktu. Canımı yakacağını düşünürken beni baştan çıkardığının farkında bile değildi. Bugüne kadar nefretle baktığım birine bir öpücükle farklı bakacak halim yok deyip kendimi sakinleştirdim. Benim için hala o muşmula surattı. Hiç bir zaman fazlası olamazdı. Hele öyle biriyle benim hiç işim olmazdı. Tüm bu saçmalıklardan aklımı kurtarıp yapmam gereken işi yapamamıştım yine. Bu kezde kardeşim ve o muşmula engel olmuştu. Ali amirimi arayıp gelişmelerden haberdar etmem gerekiyordu. Fakat hangi yüzle arayacağımı bilmediğim için sabah yüz, yüze konuşmaya karar verip en iyisi yatıp uyumaktı.

Sabah gözlerimi açtığımda gördüğüm rüyalar sonucu durumun fahim bir şekilde uyanmıştım. Anasını satayım o kadar bok bir işin içine girersen rüyalarda bile rahat vermezdi tabi. Kalk al soğuk suyla diye kendi, kendime teselli verdim.

Karakola geldiğimde ilk iş Ali amirimi görmek olacaktı. Yine bir şekilde bizim mahalle olayın işine girmiş ve karışmıştı. İşin en kötüsü bu kez benim kız kardeşim var cadı arkadaşıydı. İçeriye girmemle günaydın diyen iş arkadaşlarıma başımla cevap verirken. Yine hepsi pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. Ve ben bu sırıtmanın anlamını gayet iyi biliyordum. Sanki benim suçumdu bir şekilde işin yine mahalleye bağlanmasına. Önce odama geçip Burak ve Fatih' in yanıma çağırdım. Akşam mecburen operasyon yarıda kalınca onlara devredip öyle çıkmıştım. Ben çıktıktan sonra neler oldu anlatın bakalım geldimi o şerefsiz. Oltaya takılan vardı çabuk anlatın. "Abi aslında pek bir şey olmadı. Beklediğimiz kişi gelmedi. Fakat dediğiniz gibi o Hakan denilen adamla kesinlikle bir bağlantısı var. Çünkü onlarda siz çıktıktan bir on dakika sonra gelen bir telefonla apar, topar gittiler."

Ee naptınız takibe aldınızmı peki? " Şey amirim siz bir şey demediğinizi için takibe almadık" diyen Burak' a sinirlenip. Ulan her şeyi tek, tek söylemem ni gerekiyor sizin aklınız yokmu. Madem şüphelendiniz niye takip etmediniz. "Abi diğer adam gelir diye bekledik o yüzden takibe almadık" diyen Fatih' e zaten başka hiç adam yok değilmi orada. Biriniz bile takibe alabilirdiniz. Diğerleri yerinde kalırdı. Neyse geçti artık acaba beni mi görüp şüphelenip gelmedi desem imkansız dedim. Sesli düşünerek. "Bencede imkansız amirim kızın dudaklarına öyle bir yapıştınız ki yüzünüzü görmek imkansız dı. Biz bile bir ara hiç bırakmayacaksın diye düşünmedi değiliz"

Sırıtma lan ne sırıtıyonuz. Sanki keyfime öptüm kızı. "Valla amirim keşke ben uyarmaya gitseydim kızı maşallah taş gibiydi hani" Fatih!!! gebertirim lan seni taşı görürsün. Geri zekalı sen hangi sıfatla uyaracaktın kızı. Bir daha böyle saçma, sapan konuştuğunuzu duymayacağım.

"Amirim yanlış anlamazsanız bir şey sorabilir miyim" diyen Burak' a umarım saçma bir şey değildir sor bakalım. " Amirim siz o kızı nerden tanıyorsunuz?" Aynı mahalledeyiz ve kız kardeşimin en yakın arkadaşı dedim. "Amirim sizin mahallede böyle tipler mi vardı? Niye bugüne kadar hep en tipsizler denk geldiki. Karar verdim sizin mahalleye taşınacağım" Fatih şansını çok zorlama defol çık lan. Mahalleye taşınacakmış. Yok böyle tipler mi varmış. Geri zekalı sen önce kendi tipine bak diye bağırdım. Bende çıkayım mı? diye soran Burak' a ille tek, tek kovmammı lazım lan sizi siktir gidin. Ali müdürüm gelincede bana haber verin. Bunların dillerine düştük mü kurtuluşum yoktu. Şimdi oturur karı gibi dedikodu yaparlardı. Şahin komser barda bir kızı öptü diye. Ulan sanki keyfimizden öpmüştük. Keyiften öpmüş olsam devamını getirmezmiydim. Orada mı öpüşürdüm hem. Off işin yoksa birde bunla uğraş dedim. Elimdeki dosyalara bakarken dün akşam çekilen bir kaç fotoğraf dikkatimi çekmişti. Zeynep' in patronum dediği Hakan şerefsizin Zeynep' e olan bakışları dikkatimi çekmişti. Hiçte öyle çalışanına bakar gibi değildi. Hatta diğer fotoğraflarda gözleri sürekli başka yerindeydi. Bu adama zaten kıl olmuştum. Ama şimdi ayrı bir ayar oldum. Her ne olursa olsun Zeynep mahallemizin kızıydı. Tamam ben sinir oluyo olabilirdim. Ama başkasının da böyle yiyecek gibi bakmasını hazmedemezdim. Bir kaç resim daha vardı onları görmemle cıldırmıştım resmen. O şerefsizlerden biri kardeşime mi bakıyordu. Lan hangi ara bunlar bu kadar yakınlaştı kız kardeşime. Resimlerle olmucaktı bu iş. Bardaki video kayıtlarını izlemem lazımdı. Odadan çıkıp Fatih' den görüntüleri almaya giderken Ali müdürümün geldiğini görünce, bende sizinle konuşmak istiyordum. Müsaitmisiniz diye sordum. "Gel Şahin odama birde sen anlat bakalım akşam olanları." Sizin çenenizin bağını s.keyim emi hemen anlattınız mı. Geliyorum müdürüm deyip arkasından içeri girdim. "Evet Şahin anlat bakalım neler oldu. Operasyondan çok senin kız öpmen konuşuluyor. Hayırdır hangi kızı öptün. Ve en önemlisi niye öptün?"

Resmi olarak mı anlatayım? Yoksa abi moduna geçip öylemi diye sordum." Bu odada kimse yokken ben senin her zaman abinin Şahin daha kaç kez tekrarlıcam."

Tamam abi o zaman anlatayım. Şimdi biz bara geleceklerini haber alınca. Barın içine bizden birilerini yerleştirdik. Barın sahibi temiz adam araştırdım. Bugüne kadar böyle olaylarla hiç adı geçmemiş. Ve bize de çok yardımcı oldu. Her şey istediğimiz gibi gidiyordu aslında. Ama işi bozan kardeşim ve onun arkadaşı bara gelince. Bende işler biraz karıştı. Çünkü ne olacağını bilmiyorduk. Eğer adam gelirse çatışma bile olurdu. Tabi sessiz halledeceğimizi söylesekte barın sahibine karşı tarafın ne yapacağı belli olmazdı. Her neyse ben bu iki salağı aradım açmadılar. Zeynep' in lavaboya gittiğini fark edince gidip konuşup eve gitmelerini söyleyecektim. Yanına gittiğimde takip de olduğumuz adamların birini görünce beni fark etmesin diye Zeynep' i öpmek zorunda kaldım. Olay bu abi. " Peki bu Zeynep bizim mahallede mi başka bir yermi?" Maalesef bizim mahalle Rıfat amcanın kızı Zeynep dedim. "Ney Rıfat'ın kızınımı öptün sen. Oğlum sen salakmısın? Bir duysa seni gebertir. Sen Rıfat' ın ne iş yaptığını biliyormusun?" Biliyorum eski asker emeklisi. Hem beni sever niye gebertiyor. Hem sanki herkes keyfimden öpmüşüm gibi davranıyor. O an mecburdum adam beni görse daha mı iyiydi.

"O senin bildiğin askerlerden değildi haberin olsun. Mecburiyetten emekli oldu. Vurulduğu için yoksa hala görevinin başında olurdu. Her neyse öpmen iyi olmamış ama. Peki şimdi durum ne? Naptınız?" Aslında pek bir şey yapamadık beklediğimiz adam gelmedi. Birde Hakan denilen lavuk varya onunla da kesin bağlantısı var. Hakan' ı tam olarak suçlayacak bir şey bulamasak da her bokun içinden çıkıyor. Abi birde şöyle bir durum var bu Hakan Zeynep' in patronuymuş. Zeynep işe yeni başladı. Ne yapalım sence? "Oğlum maşallah kızın hakkında her şeyi de biliyorsun." Abi bizim evden çıktığımı var Defne ya onlarda ya bizde mecbur biliyorum. Akşam söyledi patronum diye. " Rıfat nasıl izin veriyor sizde kalmasına dicemde babanla kankalar o yüzdendir. Neyse şimdilik durduk yere kızı tedirgin etme. Bir şey söyleme. Hatta sağlam kızsa ilerde işimize bile yarar. Belki bilgi almamısı sağlar." Yok artık abi sende böyle adamların yanında çalışmasına izin verip birde yardım mı isteyeceğiz. "Elimize böyle bir fırsat geçmişken neden olmasın. Ben Rıfat' la konuşurum. Sen karışma bu işe. Rıfat ve Zeynep kabul ederse yeterli bence. Rıfat devleti için her şeyi yapar. Bu adamları ele geçirmek istiyorsak biraz risk alacağız Şahin" Nasıl derseniz öyle olsun ama Zeynep işe yaramaz. Hatta işimize çomak sokar. Benim fikrim hiç karıştırmamak. "Hayırdır Şahin kıza bir şey olur diyemi korkuyorsun? Varsa böyle bir şey açık, açık söyle." Ne alaka abi ben o muşmula suratlı için değil, bizim için dedim. Yoksa hiç umrumda olmaz.

Ali müdürümün yanından çıkıp odama geçip akşama kadar dosyaların içinde deyim yerindeyse boğulmuştum. Ben burada ne yapıyorum diye düşünmüyor değildim. Ben sahalar da olmalıydım. Burada dosyaların içinde ne işim vardı. Tek iyi tarafı sanırım akşam eve gitmek oluyordu. Tabi bu işe en çok sevinen her zamanki gibi annem oluyordu. Eve geçmeden Hayriye sultanı aramış bir şey isteyip, istemediğini sormuştum. Yine koca bir liste verince aklıma gelen şeyi sordum. Bunların içinde o muşmulanın istediği bir şey yok değilmi diye sordum. "Kızıma şöyle deyip durma. Zaten canı sıkkın gibiydi sabahda kahvaltı yapmadan evlerine geçti" Bizde değil yani. Bak bu güzel haber. Ben bir saate evde olurum ve kurt gibi açım deyip telefonu kapattım. Canın sıkkın gibiymiş alla, alla neden acaba. Her işe karışırsa canı daha çok sıkılır. Öğrenmiş oldu bir erkeğin odasına dan diye girilmeyeceğini. Birde beni tehtit ediyor bağırırmış. Salak bir ses yapsan bir haftaya anam seni gelin olarak alır. Benim başımı yakacak haberi yok. Allah korusun ne gelini deyip kafamdaki saçma düşüncelerden arındım.

***

Bir haftadır Defne' nin tüm ısrarına rağmen onlara gitmeyi red ediyordum. O pislik herifi görmek istemiyordum. O günden sonra zaten tuhaf, tuhaf rüyalar görüyordum. Her uyandığımda terler içinde kalmış olarak uyanıyordum. 22 senelik hayatımda ilk kez böyle bir şey başıma gelmişti. İzlediğim filmler bile bende bu kadar etki etmezken bir öpücük beni ne hala getirmişti. Tabi sadece öpücük de değildi birde çıplak görmüştüm. Ayy düşününce yüzüm kızarıyordu. Ya yüzü kapıya dönük olsaydı. Görmediğim bir şeyi kalmıcaktı. Zaten adamda ki popo benimkinden güzeldi. Biri derse gülerdim Şahin' in poposunu görüp etkileneceğimi. Ama maşallahı vardı yani. Zaten kaslı olduğu giydiği kıyafetlerden belli oluyordu ama böyle çıplak görmek çok daha farklıydı. Bir haftadır aklımdan çıkarmaya çalışırken rüyalarım hiç unutmama müsade etmediği gibi birde aklıma daha beter saçma şeyler sokuyordu. Sanırım bu aralar şeytan yanımdan ayrılmayıp beni fişekliyordu.

Defne' ye sürekli işi bahane edip gitmemiştim fakat bugün hafta sonu ve iş yoktu. Hayriye annem bile arayıp neden gelmiyorsun diye sorunca artık gitmek farz olmuştu. Havalar bu ara çok sıcaktı ve ben sıcak hiç sevmezdim. Annem ne kadar kızsada yine şort ve crop giyinip anneme yakalanmamak içinde üzerine uzun bir gömlek giymiştim. Sırf mahallenin olmayan ahlakını bozmak istemediğim içindi. Anneme ben Defne' ye gidiyorum deyip evden çıkmıştım. Zaten iki ev aşağıdaydı. Tek isteğim o pislik herifin evde olmamasıydı. Eğer azcık bir şansım varsa oda uçamayan Şahin' in uçup gitmesiydi. Hayır buna neden Şahin ismini vermişlerdi onu da anlamıyordum. Adam mavi gözlü dev gibi bir şeydi. Şahin değilde Kartal olsa acaba dahamı iyi olurdu. Neyse her ikiside hayvandı sonuçta. Bizim Şahin de isminin özelliğini taşıyan bir hayvandı.

Eve geldiğimde zile bastım açan yok bir kaç kez daha bastım yine yok. Telefonu çıkartıp Defne' yi aradığımda ise 5 dakikaya evde oluruz abim evde açar o kapıyı deyince hemen buradan kaçmak istedim ama sanırım geç kalmıştım ve kapı açıldı. " Siz niye anahtar almayıp beni uyandırıyorsunuz" diyen Şahin'e şey Defne evdeyim demişti o yüzden zile bastım yoksa gelmezdim dedim. "Pazara gittiler birazdan gelirler geç içeri" Tamam aradım şimdi 5 dakika evde oluruz dedi zaten deyip içeri geçtim. Ben seni rahatsız etmem sen git uyumaya devam et. Defne gelir şimdi hatta ben onun odasına geçeyim deyip gidiyordum ki Şahin önüme geçip " Sen benden kaçıyormusun, yoksa bana mı öyle geliyor" Ne kaçacağım be senden. Sadece rahatsız etmek istemedim. "Normalde sırf ben rahatsız olayım diye uğraşan sen. Şimdi rahatsız olmamam için uğraşman sencede biraz garip değilmi?" Aslında söyleyecek hiç bir lafım yoktu. Çünkü gerçekten kaçıyordum. Tam ağzımı acıp cevap verecektim ki kapı çalındı ve ben cevap vermekten kurtuldum.