“Anne. Anne biliyordu. Kitabı hala evinde. Odada. Ama oraya gitme. Ben söyleyeceğim. Sözleri biliyorum. Sözleri unutmam.” Şarkılara olan merakını bilen Wendy hafifçe gülümsedi ama içten içe sinirden köpürüyordu. Bu Canavar’ı onun başına musallat eden kişinin annesi olduğunu öğrenmek onu derinden sarsmıştı. Ve önceleri anlam veremediği bazı şeyler artık biraz daha mantıklı gelmeye başlamıştı. “Demek seni annem çağırmıştı!” dedi. “Anne bize seni verdi. Küçüktün. Biz de büyümeni bekledik. Sonra yeniden çağırdı. Senin için geldik.” Canavar tavandaki pencereye bakarak kızın etrafında dönüp duruyordu. Pencerenin küçülüp kaybolmakta olduğunu o da fark etmişti. “Vakit yok!” dedi. “Benimle birlikte söyle, ezberle.” “Tamam,” dedi Wendy sersemlemiş bir şekilde. “Semaların kapıları, Semaların