Sabaha kadar uyumamış annesinin yanına gelmişti.
Annesi tekerlekli sandelyesinde oğlunun geldiğini duyduğunda içine sığdıramadığı heyecanla bakıcısıyla beraber salona indi.
Annesinin geldiğini gören adam dişlerini sıktı,onu bu halde görmeye dayanamıyordu,alışamamıştı hala,alışmayacaktıda,annesine bunu yapanlar elbet bir gün hesabını vereceklerdi ona.
Sadece zamanını bekliyordu.
"Annem"dedi en içten sevgi dolu sesiyle.
"Canım oğlum,çok özledim seni gelmiyorsun kaç gündür"deyip oğluna sarıldı kadın.
Cevap vermedi annesine,bilmiyordu ki babasının pislikleriyle uğraştığını.
Sarılmaları bittiğinde annesinin tekerlekli sandelyesini salonun ortasına doğru götürüp iri bedenini koltuğa bıraktı adam.
Annesi onun bu haline gülümsedi.
"Tıpkı baban gibisin sığamıyorsun hiç bir yere"
"Babam sağ olsun,fazlaca iri olunca ondan olanda böyle oluyor,nerde o?"
"Bilmiyorum Demir'im sabah erkenden çıktı gitti"
"Anladım"
"Neyin var Demir neden böyle durgunsun"
Annesi oğlunun iyi olmadığını görebiliyordu.
"Fazla çalışıyorum anne bu aralar kafamı toparlayamıyorum ondan sanırım"
Oğlunun yüzüne dikkatle baktı"Hayır iş yorgunluğu değil bu tanıyorum ben oğlumu,babanla aranda bir sorunmu var yoksa?"diye sordu.
Oturduğu koltukta doğrulup annesinin ellerini tutup yüzüne baktı acıyla,annesinin ve kendisinin yaşadıkları onca şeyler,baba demeye bin şahit isteyen o adamın o küçücük bir çocukken onlara yaptığı eziyetler,uyguladığı acımasız cezalar,geçmişindeki o günler film şeridi gibi gözlerinin önünden her ğeçtiğinde babasını öldürmek isteyen arzusu hiç bir zaman yakasını bırakmıyordu.
Oğlunun hafif sakallı yanağına elini koyup"Bakma bana böyle,eskide kaldı o günler yaşlandık artık,dokunmuyor bana biliyorsun,sen büyüdün otuz iki yaşında güçlü yakışıklı bir adam oldun,onun boyunduruğu altında değilsin artık"dedi.
Demir içine derin bir nefes çekip"Unutamıyorum anne beynimin içine giren bir kurt gibi sürekli kemiriyor,hiç birşeyde yapamıyorum,sadece senin için susuyorum biliyorsun değilmi?"diye sordu.
"Biliyorum hadi anlat bana neyin var"
"Bilmiyorum anne gece bir rüya gördüm etkisinden çıkamadım hala"diyen adamın gözlerinin içine baktı kadın.
"Anlatmak istersen dinlerim"dedi.Gülümseyerek.
Annesinin yanında hep türkçe konuşurdu annesi küçüklüğünde öğretmişti ona Ostap Borzilov'dan gizli öğrenmişti.
Ostap Borzilov Türk düşmanı acımasız bir adamdı,ne adetlerini gelenekleri severdi ne de karısının konuşmasını isterdi hatta konuşturmazdı kadını,oğlunada Türk dilini öğretmemesi için defalarca yediği dayaklarda cabasıydı kadının.Anton Demir babasının annesini hiçbir zaman sevmediğini bir gün bile annesine güzel bir kelime söylediğini hatırlamıyordu.Sürekli aşağılayıp,eziyet edip,hakir görürdü kadını.
"Yine söylüyorum anlatmak istersen dinlerim"
"Anne iyi değilim,inan bana hiç iyi değilim bu bir kaç gündür aynı rüyayı görüyorum,anlam veremiyorum neden sürekli aynı rüya?Bilmiyorum belki senin yaşadıkların yüzünden kendimi suçlu hissediyorum o yüzdendir ama gerçekten bir anlam veremiyorum"
Oğlunun ellerini tuttu yaşlı kadın.
Annesinin gözlerine baktığında ona olan saf sevgisini görebiliyordu.
Gördüğü herşeyi baştan sona anlatan adam kafası karışık bir halde yine ve yeniden baktı annesinin gözlerinin içine.
"Oğlum ilk göz ağrım sen benim herşeyimsin biliyorsun değilmi?Ben sevilmediğim ve sevmediğim halde sevginin ne olduğunu sende öğrendim sen öğrettin bana,birini ölümüne sevmeyi,sende öğrendim ben,bir evlat annesinden ayrılmaz ,kopartılamaz o anne buna dayanamaz Demir'im,olurda bir gün böyle birşey yaparsan sakın yapma lütfen,ben evladın annesinden kopartılmasının acısının nasıl bir şey olduğunu öyle iyi biliyorum ki Rabbim kimseye yaşatmasın,yapma sakın böyle bir şeyi sen baban gibi değilsin Demir onun gibi gaddar,acımasız değilsin çünkü".
Annesinin söylediklerini dinleyen adam oturduğu koltukta gerilmeye başladı.
Zorla yutkundu.
Annesi her ne kadar baban gibi değilsin demiş olsada tıpkı onun gibi acımasız,gaddardı.
"Peki....Gerçekten yapmam gerekiyorsa anne böyle birşeyi?"
"Senin kararlarına asla karışmam biliyorsun ama umarım öyle bir şey yapmak durumunda kalmazsın"
"Чего вам не хочется делать?"("Neymiş o yapmak durumunda kalmak istemediğiniz şey")
Anne ve oğlu duydukları sesle başlarını o yöne çevirdiler.
Ostap Borzilov her zamanki ketumluğu ve çatık kaşları ile ikisinide göz hapsine almıştı yine.
"Ничего, папа Откуда ты такой?"("Hir bir şey baba...Sen nerden geliyorsun böyle?")
"У меня были дела, я о них позаботилась, приходи ко мне в кабинет, нам нужно поговорить с Антоном.""(İşlerim vardı onları hallettim ,çalışma odama gel konuşmamız gerek Anton")
Merdiven basamaklarını çıkıp gitti Ostap Borzilov.
Gözlerini kısıp babasının arkasından bakan adam babasının yine bir şeyler karıştırdığını biliyordu,birazcıkta olsa tanıdıysa eğer evde oturduğu yerde bile ortalığı karıştıcabileceğini biliyordu.
*****
Çalışma odasının kapısının önüne geldiğinde eli kapı koluna gitti ve durdu,kendine sakin olması için direktifleri verdikten sonra kapıyı açıp ağır adımlarla odaya girip Ostap Borzilov"un karşısına dikildi.
Ostap Borzilov oğlunu boydan ayağa tek kaşını kaldırarak süzüp"Женщины не должны быть нашим больным местом, Антон, даже если это твоя мать(Kadınlar bizim hassas noktamız olmamalı Anton bu annen dahi olsa bile)".dedi umursamazca.
"Должен ли я быть таким, как ты, папа? Ты хочешь, чтобы я был бессердечным, беспринципным, жестоким, как ты, папа?(Senin gibi mi olayım baba,senin gibi kalpsiz,vicdansız acımasız!Öylemi olmamı istiyorsun?)"
Oğlunun söylediklerinden sonra dudaklarına yalancı bir gülümseme yerleştiren adam"Ты уже такой как я,Антон!Ты жестокий как я,ты не имеешь ни к кому сострадания,ты мой сын,не играй со мной в игры совести,если хочешь,ты должно быть забыл человека,которому ты сломал ноги и чьему пальцы, которые ты отрубил(Zaten benim gibisin Anton!Benim gibi zalimsin,kimseye acıma duygun yok,sen benim oğlumsun,istersen benimle vicdan oyunu oynama,bacaklarını kırıp,parmaklarını kestiğin adamı unuttun heralde)"dedi memnun bir ifadeyle oğluna bakarak.
Ostap Borzilov'un kendisini takip ettirdiğini anlayan Anton Demir çalışma masasına yaklaşarak ellerini masaya koyup,yüzündeki tiksinen ifadeyle eğilip"Не путай со мной, папа, я не защищаю насильников или тех, кто торгует женщинами, по крайней мере, как ты. Когда дело касается женщин, связь между мной и моей матерью не твое дело, как и женщины я впускаю в свою жизнь любые ваши дела.Я пришел сюда говорить о бизнесе,а не о женщинах!Скажите мне,что вы хотите сказать,мне есть на что идти
(Beni kendinle karıştırma baba,ben tecavüzcüleri kadın pazarlayanları savunmuyorum en azından senin gibi,konu kadınlara gelecek olursa eğer annemle aramdaki bağ seni ilgilendirmez,hayatıma aldığım kadınlarda ilgilendirmez seni,ben buraya iş konuşmak için geldim kadınları değil!Söyleyeceklerini söyle gideceğim işlerim var)"dedi çalışma masasından uzaklaşarak.
Anton Demir'in bir kadına bağımlı kalmasını asla istemiyordu Ostap Borzilov.Yıllar önce kendisinin yaptığı hataya onunda düşmesini istemiyordu.Sevdiği kadın onu aldattıktan sonra kendi elleriyle öldürüp cezasını vermişti. Oğlunuda göz göre göre bırakmayacaktı böyle bir şeyin içine gerekirse etrafındaki bütün kadınları öldürürdü hiç acımadan.
Kadınlara olan acımasızlığı,hiç bir zaman bitmeyen bu kini,katran karası gibi olan kalbi onun savunmasıydı ona göre,kadınlar sadece yatağı süsleyen bir faişeden ilerisi olamazdı.
"Вы поедете в Турцию, отложите свою работу здесь на несколько дней, некоторые компании, которым мы заплатили большую сумму денег, задержали оплату и не хотят платить, что поделаешь, заберите эти деньги, лишите их жизни. если надо, заставишь их продать все свои активы, принеси эти деньги мне(Türkiye'ye gideceksin,burdaki işlerini ertele bir kaç gün,yüklü miktarda para verdiğimiz bazı şirketler ödemeyi hem geciktirdi hemde ödemeyi reddediyorlar,ne yap et al o parayı,gerekirse canlarınıda al bütün mal varlıklarını zorla sattır o parayı getir bana)"
Duyduklarına inanamayan Anton Demir"Неужели человеческая жизнь для тебя так дешева? Твоя религия и вера стали деньгами. Оглянись вокруг, папа. Тебе нужны деньги оттуда?(İnsan hayatı bu kadar ucuzmu senin için,dinin imanın para olmuş,etrafına bir bak baba ordan gelecek paraya ihtiyacınmı var senin?)"
"Не твое дело спрашивать, кто я, Антон, просто делай, как я говорю! Уходи сейчас же(Benim ne olduğumu sorgulamak senin haddin değil Anton dediklerimi yap yeter!Çık şimdi)"
Sinirle yumruklarını sıkan Anton Demir konuşmak için geldiği çalışma odasından bir şey söylemeden hızlıca çıktı.Annesine görünmeden zorlukla kendisini dışarıya attı.Sabrını zorluyordu babası olacak bu adam.Onu öldürmemek için fazlasıyla iradesini kullanan Anton Demir'in sabrının kırıntılarınıda babası tüketiyordu.
Arabasının kapısını açan sağ kolu Victor"Вы хорошо, сэр?İyimisiniz efendim)"dedi.patronunun yüzünden anlayabiliyordu içerdeki olan konuşmanın iyi geçmediğini.
"У меня все хорошо, Виктор, готовь самолет, он должен быть готов через час, мы полетим в Турцию(İyiyim Victor uçağı hazırlat bir saat sonra hazır olsun Türkiye'ye gideceğiz)"dedi.
"Хорошо, сэр(Peki efendim)"diyen Victor uçağın hazır olması için talimat verdikten sonra geldikleri eve tekrar sürdü arabayı.
*******
Bir saat sonra bir kaç adamı ve Victor ile uçağa binen Anton Demir sinirden ağrıyan şakaklarını ovalayarak homurdanıp ağzının içinden küfürler savuruyordu.
"Если хотите, я могу сделать вам массаж, господин Антон(İsterseniz masaj yapabilirim bay Anton)diyen tepesinde ona beklentiyle bakan Hostes kadını süzen Anton Demir oturduğu koltuktan kalkıp özel uçağının arka bölümüne geçti,içeri girdikten sonra"Раздеться(Soyun)" diye emir verdiği kadının üzerini çıkarmasını izlemeden geçip yatağa uzandı,şuanlık babasına olan sinirini tanımadığı bu kadınla birlikte olup atması gerekiyordu.