Odaya geri dönen Şule lavaboya girip üzerini değiştirdi. Sonra yatağa girip kıvranmaya devam etti. Ağrı kesicisi kalmamıştı. Miray’ın da eşyaları arasında bulamayınca çareyi hilkat garibesi gibi iniltiler koyuvermekte buldu. Miray, Kerem üzerini değişmiş halde yemek masasına oturduğunda kendini toparlamıştı. Tabaklara servis yapılırken yarım kalmanın siniri üzerinde olan adam gergindi. Macit'i bir güzel haşlamak için an kolluyordu. Sessizce yemeklerini yerlerken ağzı kapalı tabağa uzanan Miray içten içe sırttı. Bilerek bunu yaptığını büyük bir istekle söyleyebilirdi. Kerem yemek sonrası kaldıkları yerden devam edeceklerini düşünürken gördüğü şey ve aldığı kokuyla gözlerini genç kıza dikti. “Mantı?” “Evet, bol sarımsaklı ve hakiki Kayseri mantısı efendim. Dünya mutfağı kadar biz