3, bölüm

2237 Words
Sevda Oturduğu koltukta Doruğa hayranlıkla bakarken bunun farkında olan ve kızı kırmamak için dümdüz yola bakan adam derin bir nefes verdi. Annesi resmen Sevdayı kolundan tutup peşine takmıştı. " Halen inanamıyorum . Dün geceden hiç iz yok gibi " Sevda adamın yüzünü incelerken Doruk yutkunarak direksiyonu sağa çevirdi . " Göründüğü kadar kötü değildi . Kalanını da Derin halletti . Kapatıcı mıdır nedir ondan sürdü işte . " Sevda anlamış gibi başını sallarken arabanın içinde yükselen melodi ile çantasını açtı. Telefonunu çıkarıp baktıktan sonra aramayı meşgule alıp telefonu geri koydu. Sonra bariz bir şekilde Doruğa bakıp önüne döndü. Adamın kimden arama geldiğini sormasını bekliyordu ama Doruk hiç oralı değildi. Şirketin otoparkına park ettiklerinde Doruk hemen inerken Sevda içerde bilerek oyalandı . Adamın kapısını açmasını bekledi . Doruk ise ondan tarafa dolanıp kapının önünde beklemeye başladı. Kız bir süre çıkmayınca da arabanın camını tıklatıp " Gelmiyor musun ?" diye sordu. Onun bu hareketi üzerine Sevda arabadan yüzü asılarak indi. Hülya onu uyarmıştı. Doruğun çapkın biri olmadığını ve bir kadını sevdiğini söylemişti. Sevda kim olduğunu öğrenememişti ama  Doruğu ilk gördüğünden beri ondan hoşlanıyordu . Derin ile henüz çok samimi değildi ama ileride o da olduğunda ondan yardım isteyebilirdi. Beraber otoparktan çıkıp asansöre bindiler . Doruk kızın yanında sürekli kendisine baktığının farkındaydı elbette . Ama onun dikkatini Leyla'dan başkası çekmemiyordu. " Günaydın efendim " Doruğun asistanı Beliz adam asansörden çıkar çıkmaz peşine takılmıştı bile. Siyah saçlı minyon tatlı bir kızdı . Bu şirkette Doruğun eli ayağı olmuştu. " Babam geç gelecek . " " Peki efendim " " Bu gün önemli bir şey var mı ?" " Saat 15 de reklam çekimi yerini ziyaret edecektiniz " " Tamam . Başka ?" " Saat 13 de stajyer seçimi var " Doruk odasının kapısında durup Belize döndü . Tam yanında duran Sevdayı yeni hatırlamış gibi ona baktı ve kafasını salladı . " Kaç kişi alınacaktı ," "  İki " Doruk kıza Sevdayı göstererek konuştu . " Birini aldık . Sevda . Bu da Beliz . Benim asistanım .  Sana yapacaklarını anlatır . Birazdan görüşürüz " Doruk odasına girip kapıyı kapattığında Sevda şaşkın bir şekilde kalakaldı . &&& " Kızım kaç kişi var burda ?" Aylin kendisi ile birlikte on beş kişi sayarken umutsuz bir şekilde oturduğu yerde büzüldü. Bu şirkette çalışmak onun için çok büyük bir fırsat olurdu. Ama işi çok zordu. " Çok fazla işte " Aylin görüşme için beklerken tanıştığı Ayşegül isimli kız ile sohbet ederek heyecanını atmaya çalıştı. Biraz erken gelmişti. Belki sıranın önüne geçebileceğini düşünmüştü ama diğer adaylar da onun gibi düşünmüş olmalıydı. " Maaşı çok iyi ya . İnşallah alınırım " " Sadece iki kişi alacaklarını açıklamışlardı " " Evet okudum ama yine de benim umudum var . Diploma notum yüksek . Ayrıca referans hocam Doruk Beyin hocası " Aylin yanında konuşan Ayşegüle bakıp kendine üzüldü . Ayşegül  kesinlikle alınacaktı. Geriye kalan bir kişilik yer için ise 13 kişi ile savaşacaktı.  Onun referansı yoktu. Okuldaki hocası bardı sadece . O da tanınan biri değildi. Açık kestane rengi saçlarını topladığı yerden kaşımaya çalıştı. Morali bozulmuştu. Kahve gözlerini etrafta gezdirdi. Morali daha da bozuldu . " Duydunuz mu bir kişi çoktan işe alınmış " Erkeklerden biri yüksek sesle haberi ortaya söylediğinde Aylin gözleri kocaman açılarak kalakaldı. Bekleme salonunda bir kaç kişi ayaklanıp oradan ayrıldı. Pes etmişlerdi. Aylin de pes etmeyi düşündü. Sonra da gelecek kaygısı yerinde oturmasını fısıldayınca kıpırdayamadı. Hızlıca etrafı taradığında 8 kişi kaldığını gördü . Bu da savaşacağı 7 kişi demekti. Aylin düşünceler içinde beklerken minyon tatlı bir kız salona girip boğazını temizleyerek dikkatleri kendi üzerine çekti . " Görüşmeler birazdan başlayacak . Hepinizi ben yönlendireceğim . İsmim Beliz . Doruk Beyin asistanıyım ." " Doruk Bey görüşmelerde olacak mı !" Adaylardan birinin sorduğu soruya karşılık Beliz ise sadece " Evet " diyerek cevap verdi ve elinde tuttuğu telefonu kulağına götürdü. Aylin heyecan ile kızın hareketlerini gözlemlerken Beliz konuşmasını bitirip tekrar onlara döndü . " Dördüncü kattaki toplantı salonuna geçebilirsiniz. Görüşme on dakika sonra başlayacak " Herkes aynı anda ayaklandığında Aylin de otomatik aynı hareketleri tekrarladı. Herkes ile beraber asansöre binip odaya girdi. Sandalyelerden birine yerleşip beklemeye başladı.  Ayşegül de yanına oturdu. Çok  geçmeden Beliz toplantı odasına girdi . Onun arkasındanda iki kişi daha girdi. Tamda adayların karşısına geçecek şekilde oturdular. Beliz ise köşede bir sandalyeye oturdu. Aylin sorulara kendini hazırlarken kapı tekrar açıldı . İçeriye takım elbiseli yakışıklı bir adam girdi. Yanında oturan Ayşegül kızın kulağına " Doruk Bey " diye fısıldadı. Aylin adamın yakışıklı olduğunu kabullenerek gözlerini ona odakladı. Adam diğer iki kişinin yanına gitmek yerine köşeye gidip Belizin yanına oturdu. " Hoş geldiniz arkadaşlar . CV leriniz incelendi. Bu gün aranızdan bir kişi ile devam edeceğiz ." Ve adamlar mülakata başlayıp herkes ile tek tek konuşurken Aylin sıranın kendisine gelmesini bekledi. Yanındaki Ayşegül adamların sorusunu cevaplarken Aylinin gözleri köşede oturan Beliz ve Doruk Beye takıldı . İkisinin de gözleri adaylardaydı. Kıyafetlerini davranışlarını inceliyorlardı. Aylin hemen diğerlerine baktı . Neredeyse hepsi siyah gitmişlerdi. Kendisi de öyle. İsmini duyduğunda gözleri direkt köşeye kaydı ve Doruk Bey ile göz göze geldi. Adam şimdi de kendisini inceliyordu. Gereksiz bir heyecan daha hissetti. İkinci kere ismini duyduğunda hemen gözlerini adamdan ayırıp diğer iki adama döndü. Oturuşunu dikleştirdi. Sordukları sorulara cevap verirken gözlerini köşede oturan adama kaydırmamak için kendisi ile savaştı. Sırasını savınca ise rahatlayarak yerine oturdu. Tekrar Doruk Beye döndü göz göze gelmeyi bekledi ama adam çoktan diğerlerini incelemeye dönmüştü. Herkes ile konuşulduktan sonra Doruk Bey ve Beliz ayaklanarak toplantı odasından çıktılar . Diğer iki adamda ayağa kalkıp " Sonucu on dakika sonra açıklayacağız. Burada bekleyebilirsiniz " diyerek çıktılar . Ayşegül kendinden emin , Aylin endişeli diğerleri de Aylin gibi bir tavırla on dakikayı geçirdi . Beliz kapıyı açıp yanlarına geldiğinde hepsi kıza odaklandı. " Kadir Akar. Sizinle devam edeceğiz. " Aylin duyduğu isim ile beraber bütün umutları çöpe giderek ayaklanırken Yanındaki Ayşegül şaşkın şaşkın " Nasıl ya " diyerek toparlandı. Hepsi odadan çıkarken Aylin diğer reklam şirketlerine başvurmayı kafasına yazdı. &&&& Derin vakıfa geldiğinde ilk iş olarak dün geceki küçük kızı sordu. Ona yardım edildiğini öğrenince içi rahatladı . Vakıf binasının arkasında büyük bir yurt vardı. Gerektiğinde yardıma ihtiyacı olanları yurttaki odalara yerleştiriyorlardı. Derin küçük kızın kaldığı odayı öğrenip vakıf binasından çıktı ve arka tarafa doğru yürüdü. Sabah annesinin kardeşine yaptıkları aklına geldi. Sevdayı Doruğun koluna takıp göndermişti . Sevda iyi bi kıza benziyordu ama kesinlikle Doruğun tipi değildi.  Doruk sarışın sevmezdi . " Günaydın Derin hanım . " Derin bahçedeki güvenliğe başını sallarken düşüncelerini toplamaya çalıştı. Sabah Doruk ile yaptığı konuşma düştü bu sefer de aklına . Genlerini araştırmak istiyorlardı ama ailesi bunu istemiyordu.  Yine de Derin ve Doruk bunu araştıracaktı. İkisi de inatçıydılar . Ayrıca çok da güçlülerdi. Acı eşikleri yüksekti. Anne babasının ise tam tersiydi. Bu konuda ailelerine çekmemişlerdi .  Derin merdivenleri çıktıktan sonra kapıyı açıp binaya girdi. İçerideki görevli ile selamlaşıp ikinci kata çıktı. Küçük kızın ismini öğrenmişti . Kübra . Ama hakkında başka bir şey bilmiyorlardı . Kız onları gece aramış ve Derinin ismini söylemişti sadece. Dern kızın kaldığı odanın önüne geldi . Kapıyı tıklatıp bekledi. Ama ses gelmedi. Kızın korktuğunu tahmin edebiliyordu. O kadar dayaktan sonra bu gayet normaldi . Tekrar kapıya vurup seslendi . " Kübra benim Derin . Dün gece sana vakıfın numarasını vermiştim ." Derin sustuktan sonra kapı yavaşça açıldı . Ve sonunda küçük bir yüz göründü . Halen pislik içindeydi. Uykudan yeni kalkmış gibi gözleri kızarmıştı . "  Merhaba " Kız Derinin eline uzanıp sımsıkı tuttu ve onu içeri çekip kapıyı kapattı . Derin kızın onu yönlendirmesine izin vererek odanın ortasına kadar geldi . " Siz peri misiniz ?" Kızın kocaman açılmış gözlerine gülümseyerek bakan Derin dizlerinin üzerine çöktü . Kirli saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp başını iki salladı.  " Ama siz beni iyileştirdiniz ." Derin dudaklarını sımsıkı kapatıp kızın gözlerinin içine baktı . " Bu üçümüzün arasında bir sır olacak . Anlaştık mı ?" Kız bu sefer  başını aşağı yukarı salladı . Dern gülümseyerek ayağa kalktı ve  onu banyoya götürdü . " Benim arkadaşlarımı da iyileştirebilir misiniz ?" Derin sıcak suyu ayarlamaya çalışırken kıza döndü şüphe ile . " Başka yaralılar da mı var ?" " Onlar hasta . " Genç kız büyük bir nefes vererek başını salladı . " Önce seni temizleyelim . Sonra da bana arkadaşlarını ve hayatını anlatırsın . Tamam mı ?" Kız gülümseyecek kıyafetlerini çıkarmaya çalışırken Derin de ona yardım etti. Banyo yapıp temiz kıyafetler giyince karşısında bambaşka bir kız durdu. Derin dün geceki pislik ve kan içindeki kızın bu gün sarı saçlı çok tatlı bir kız olduğunu gördü. " Hadi anlat bakalım . Dün gece seni o hale kim getirdi?" &&& Doruk  yanındaki Beliz ile birlikte reklam çekiminin olduğu sete girdiğinde daha gün bitmemesine rağmen çok yorulduğunu hissediyordu. Arkasından gelen Sevda ve bu gün işe alınan Kadir etrafını büyük bir merak ile inceliyordu . " Kestik . Kameraya değil karşıya bakacaksın " Yönetmenin sesi duyulduğunda Doruk direkt olarak onun yanına yöneldi. Onu fark eden yönetmen de oturduğu yerden kalkıp Doruğa elini uzattı . "Hoş geldiniz " Doruk kendisine uzatılan eli sıkıp başını salladı . " Nasıl gidiyor. Marka sahipleri merakla çekimi bekliyorlar " " Valla Doruk bey fazla gitmiyor . Acemilerle çalışıyoruz . Herkes yeni yüz burda . Ama olacak " " Sen yaparsın Ferit . Sana güveniyorum " Doruk ve Ferit konuşurlarken Sevdanın adama elini uzatması ile ikisi de sustu . " Ben Sevda . Doruğun hem arkadaşı hemde iş arkadaşıyım " Sevda gülümseyerek konuşurken Ferit kızın elini tutup üzerine küçük bir öpücük kondurdu . Doruk sevdanın bu çıkışına karşı kısa bir sinirlenme yaşadı. " Sevda bünyemizde Stajer olarak katıldı. Ayrıca kendisi kardeşimin arkadaşı. Ve yanındaki arkadaş da Kadir. Kendisi Sevda ile beraber staj görecek. " " Hocam hazırız " Başka bir kızın araya girmesi ile yönetmen koltuğuna geçerken Doruk da onun yanına oturdu . Hemen arkasında Sevda durunca geldiğinden beri sessiz olan Beliz gözlerini devirerek kenarda kaldı. Kadir ise gözleri ile setteki bütün kızları taramakla meşguldü . Çekim tekrar başladığında tanıtılan ürün olan markaya ait kıyafetler senaryo gereği yerlere serilmişti . Manken olan bir kız ise yerdeki kıyafetlerin ortasında uzanıyordu . Üzerinde ise yine aynı markaya ait kıyafetler vardı . Doruk pür dikkat çekimi izlerken Kadir'in yüksek sesle hapşırması üzerine herkes durup ona döndü. Doruk da dahil . Kadir ise bir şey olamamış gibi gülümsedi . " Toz " " Tamam baştan alalım " Tekrar kamera çalışıp çekim başladığında aynı sahne tekrar edildi. Doruk telefonuna gelen mesaja baktı . İkizindendi. Oyuncu kız sözlerini söylerken ortama büyük bir gürültü yayıldı . Herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken köşede yere saçılmış eşyaların içinden Kadir hızla doğruldu . " Pardon , pardon . Dayanmak istemiştim sadece . Ayakta yoruldum da . Bir sandalye alabilir miyim ben " Doruk eli ile yüzünü kapatırken yönetmen " Bu adamı çok mu aradın " diye sordu . &&&& Derin arabasından inip geldikleri yere endişe ile baktı . Kübrayı da indirip arabasını kilitlerken döndüklerinde arabasını burada bulmayı umut etti. Geldikleri mahalle pek de tekin bir yere benzemiyordu . " Burası mı ?" " Biraz ileride abla . " Derin kızın anlattıklarına üzülüp diğer çocukları da o adi heriflerin elinden almak istemişti. Ama tabiki tek başına bunu yapamazdı. Zaten vakıfları polisle iş birliği içindeydi. Tek sorun bu sefer hasta çocuklar varsa polisler onu görmeden iyileştirmek zorundaydı. Daha sonra da polise haber verecekti. Sessizce ilerledikleri sokakta Derin etrafına bakarak yürüdü . Kızın onu götürdüğü yerde hasta çocukları tuttuklarını öğrenmişti. İşlerine yarayanları kullanıyorlar hasta ve çelimsiz olanları ise bir köşede ölüme terk ediyorlardı. Ne ekmek ne su verilmiyor ara da sırada ölen var mı diye kontrole geliyorlardı . Kübranın anlattığı bu yöndeydi. Derin iyileştirebileceği türde olmalarını umut etti. "Burası " Derin yıkılmış ve ayakta zor duran bir kaç kolonun olduğu binaya içi acıyarak baktı . Hava halen tam ısınmamıştı . Böyle bir yerde insan yaşayamazdı . Hele ki hasta çocuklar . İçeri girdiklerinde ağır bir koku ile karşılaştı . Soğuk ve metal kokuyordu . Yerde, betonda yatan iki tane çocuk vardı . Yüzleri solmuş , deyim yerindeyse ölü gibi görünüyorlardı . Bu Derin için iyi olmamıştı. Ağır hasta olduklarını tahmin etmişti ama bunlar neredeyse ölmek üzerelerdi. Bu da Derin onları iyileştirirse kendinden geçecek demekti . Ama onları bu şekilde bırakmaya da vicdanı el vermiyordu . Kübraya döndü . " Buraya kimsenin gelmeyeceğinden emin misin ?" Kübra hızlı hızlı başını salladı. En son dün kontrol etmişlerdi . Haftaya kadar kimse gelmezdi . " Pekala . Arkadaşların iyileşecek ama ben hastalanacağım . Sakın korkma tamam mı ? Büyük ihtimalle de bayılacağım . Ama bu kısa sürecek . Eğer birisi gelecek ve beni bulacak olursa direkt polise git " Derin telefonunu çıkarıp Doruğa mesaj attı. Farklı yerlerde güçlerini kullanırlarsa kendine gelene kadar diğeri merak etmesin diye aralarında kod oluşturmuşlardı. Şimdi bir mesaj kendine geldikten sonra bir mesaj . O işini de hallettikten sonra ilk çocuğun yanına çöktü. Elini çocuğun kalbine koyarak onu iyileştirmeyi düşündü . Birden başına büyük bir ağrı girdi. Gözleri yaşardı . Göğsü acımaya başladı . Sanki iç organları ona saldırıyordu . Ağzının kenarından hafif kan sızdı . Bu çocuk kanserdi . Derin gözlerini kapatıp vücudunun halsizleşmesine izin verdi . Saniyeler içinde kanserin son evresine gelmişti . Öksürerek ağzından sızan kanı sildi. Ayakta duracak gücü yoktu . Bayılmadan önce diğer çocuğa da yardım etmeliydi . Sürünerek diğerinin yanına gitti. Ölü gibi morarmış olan çocuk zorla gözlerini açıp ona baktı. Derin elini çocuğun kalbine koyduğu gibi karnında büyük bir sancı hissetti. Sanki yaralanmış gibi bir zonklama vardı . Büyük ihtimalle de durum öyleydi . Yaralanmış ve tedavi olamadığı için enfeksiyon kapmıştı . Çocuk Yavaş yavaş ölüyordu. Derin daha fazla dayanamadı ve gözleri karardı . &&&  
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD