Önümdeki etten küçük bir parçayı seçip yerken altındaki közlenmiş patlıcandan biraz alarak yedim. Ural yanımda yemeklerin ne olduğunu ve içeriklerini paylaşıyordu.
Fısıldayarak anlatsa bile Aral'ın dikkatinden kaçmamıştı. Ama bir şey de demiyordu, ki zaten dememesi gerekirdi. Ural bana yardımcı oluyordu sadece, ona nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyordum.
"Vera beğendin mi canım?"
"Şey çok lezzetli daha önce yedim mi bilmiyorum ama gerçekten elinize sağlık çok güzel olmuş." Nasıl bilecektim ki? Bildiğim her şeyi unutmuştum. Kadın gülümseyince aynı şekilde karşılık verdim ona. Cidden nereden bilebilirdim ki neyi sevip sevmediğimi ?
İsmimin geçmesiyle elimdeki su bardağını bırakıp Ural'a döndüm.
" Abi Vera'ya bir telefon ayarladık. Arabası da araştırılabilirmiş soruşturma devam ediyor. "diyen Ural'ın sözünü kesti hızla Aral.
" Ural bunların konuşulacağı yer yemek masası değil sonra konuşuruz abicim . "
Ama neden, ben de dinleyecektim işte burada konuşsalar. " Bilmem gereken bir şey var mı peki Ural ? "
Ağzındaki kaşığı çıkarmadan kafasını iki yana salladı. " Abim benden daha çok şey biliyor zaten. Telefonunu da Şükrü abi getirir birazdan. "
" Tamam teşekkür ederim. " gülümseyip önüme döndüm.
Yemek tüm hızıyla biterken ne olduğunu bilmediğim ama çok güzel gözüken bir tatlı kondu önüme. Cidden tok olsam bile tadına bakmak istiyordum, ağzım sulanmıştı.
" Ne bu ? " Yanımdaki Urala doğru fısıldadım. Abisine fark ettirmeden gülerek " Baklava , annem yaptı tadına bak bayılacaksın. " Dedi.
Kenarda duran dondurmadan bir kaşık alırken Nergis hanıma gözüm değdi. Baklavasını ters çevirmiş öyle yiyordu. Baklavanın ne olduğunu biliyordum ama isimler konusunda bir hatırlatmaya ihtiyacım olduğu kesindi. Ben de onun gibi ters çevirip dondurmadan da biraz üstüne ekleyerek ağzıma attım.
Nefis.
Ben tatlı insanıydım kesinlikle. Allah'ım bu çok güzel bir şeydi.
Gözlerimi açar açmaz üstümdeki bakışlarla karşılaştım. Yanlış bir şey mi yapmıştım ?
" Çok lezzetli olmuş elinize sağlık. " dedim bana gözleri ışıldayarak bakan kadına. Beğenip beğenmediğimi merak etmişti sanırım.
" Afiyet olsun kızım güç kuvvet olsun da çabucak iyileş inşallah. " İçimden inşallah derken gözlerim kısık gözlerle bana bakan adama kitlendi.
Korkmalı mıyım acaba ? Ama yanlış bir şey yapmamıştım ki. Cidden anlamıyordum bu adamı derdin varsa direkt söylesene ya .
Tabağını önünden azıcık itip ayağa kalktı. " Odama geçiyorum işlerim var biraz çalışacağım. " Ural 'da onunla birlikte ayaklanınca " Sen annemle kal, Vera tatlın bitince yanıma gel. " saatine bakıp " on beş, yirmi dakika sonra falan. " dedi.
Kafamı sallayıp onu onaylarken " Elinize sağlık. " dedi annesine ve merdivenlere yöneldi. Tatlımı yavaş yavaş yerken Ural ve annesinin sohbetini dinliyordum. Ural okulunda başarılı bir öğrenciydi sanırım.
" Sen ne okudun acaba ? " dudağımı bilmiyorum dercesine bükerken " Belki okumamışımdır" dedim.
" Aaa yok kesin okumuşsundur altında araban var giyiminden görünüşünden de iş sahibi biri olduğun belli oluyordu. " Ural' a gülümserken " Gerçi baba parası yiyor da olabilirsin. " diyerek bizi güldürdü.
" Bence Vera çok başarılı bir genç kız. Umarım bir an önce her şeyi hatırlar da hayata adapte olmakta sıkıntı yaşamaz. "
" Aslında en azından biraz günümüzden haberdar olabilsem nasıl olacak bilmiyorum ama kendimi yeni doğmuş gibi hissediyorum. En azından bir yerden öğrenmeye başlamam gerekir sanırım. "
" Sana bilgisayar kullanmayı öğretirim. Gerçi görünce hatırlarsın belki ama olsun, oradan istediğini araştırır öğrenirsin." kaşlarım havalanırken ağzımdaki baklavayı yutup onu onayladım.
" Harika olur. "
Aral'ın yanına çıkmam gerektiği aklıma gelirken dondurmamı da kaşıkladım. Dışarıda hava buz gibiydi ama evde dondurma yiyorduk evin içi sıcacıktı ama olabilirdi sanırım bu.
Aral ne diyecekti de özel görüşmek istiyordu ki?
Nergis hanım çok sevecen kıpır kıpır bir kadındı. Ural annesine çekmişti sanırım neşeli deli doluydu.
Aral tam tersi. Buzhane.
Nergis hanım kış bahçesine geçip kahve içelim diye teklif edince kıramadım. Hep birlikte çıkıp kızların kahveleri getirmesini beklerken koşturarak gelen kızla kaşlarım havalandı.
" Vera hanım Aral bey sizi çağırıyor. " On beş dakika ne çabuk geçmişti ?
Kafamı salladım. " Ben bir bakayım, kahveye yetişmeye çalışacağım. "
" Acele etme kızım içeriz yine. Aral ne diyor git bak bakalım bir de onunla uğraşma şimdi . " Ural annesinin dediğine gülerken yerimden kalkıp kızın gösterdiği yoldan ilerlemeye başladım.
Bir kat üste çıktık.
Burası kaldığım katın üstündeki kattı. Aral burada kalıyordu demek ki. Nergis hanım bana girişte bir oda daha ayarlatmıştı ama rahatsızlanmak gibi bir durumum olmayacağını düşünerek direkt normalde kalmam gereken odaya yerleşmiştim.
Kapıyı tıklayıp bekledim. Kız yanımdan anında kaybolmuştu.
" Gel ! " Adamın sesi bile gerginlik yayıyordu etrafa.
" Beni çağırdın, geldim . "
" Sana seni 15 dakika sonra odamda beklediğimi söylemiştim Vera geç kaldın . " Karşısındaki koltuğu gösterince küçük ve sakin adımlarla oraya yöneldim. Geç kalmamıştım daha yirmi dakika olmamıştı. On beş yirmi dakika derse ben de yirmi dakikada gelirdim.
" Anneni kıramadım kahve içecektik ama sen çağırınca onu bırakmak zorunda kaldım. Ayrıca yirmi dakika da demiştin onu dikkate aldım . " ellerini masaya dayayıp öne doğru eğildi.
"Kahveyi hatırlıyor musun?" Gözleri kısıldı. Cidden bunu mu merak ediyordu yoksa beni deniyor falan mıydı ? Hiçbir şey hatırlamadığıma da inanmıyordur bu adam kesin.
" Aslında çoğu genel şeyi hatırlıyorum yemek yemeyi ya da diğer ihtiyaçlarımı gidermem gerektiğinde bunları yapabiliyorum. Banyo yapmak, diş fırçalamak, saç kurutmak , konuşmak , kelime üretmek normal şeyler. Ben sadece olanları, burada ne işim olduğunu, bir ailem var mı yok mu onu bilmiyorum. Aklımda en ufak bir şey yok hatırlamak isteyince de başıma bir ağrı giriyor." Gözlerim dolunca bakışlarımı ondan çektim.
Hiçbir şey mi hatırlamazdı insan ?
" Seni araştıran biri çıkmadı şu ana kadar. İsmin biraz farklı olduğu için daha kolay bulabiliriz diye düşünmüştüm ama bu saate kadar bir ses çıkmamış olması normal değil. Daha net bir şey olmasa bile hazırlıklı olmanı istiyorum. Kendini her şeye hazırlamalısın, bir ailen olmayabilir. Seni arayan biri de öyle. " dedikleriyle zaten dolmuş olan gözlerimden bir damla kayıp giderken ayağa kalktım.
" Hayır." kafamı iki yana sallarken " Kendimi buna hazırlayamam. Hakkımda hiçbir şey bilmemem zaten kötüyken bir de hayatımda kimseye sahip olmadığım bir geçmişe sahip olmak ne kadar kötü bir fikrin var mı ? Ölsem daha iyi, bu neyin cezası ? " dedim.
Benim bir ailem olmalıydı. Tek başına bir insan olamazdım ben. Kaç yaşımda olduğumu bile yanık bir kimlikten öğrenmiştim ama soyadım yoktu.
"Benim bir ailem olmalı Aral. Ne olur araştırmaya devam et. Nasıl yaşarım , burada ne kadar kalabilirim ki? Ne olur yardım et bir çıkar yol bulmak zorundayım, hatırlayamıyorum lanet olsun." Küçük ellerimi kafama vurmaya başladım.
Nasıl kimse aramaz sormazdı beni? Arkamda bıraktığım bir annem babam yok muydu? Bir başıma mıydım bu hayatta? Nasıl bu kadar kimsesiz olabilirdim ?
Ellerimin tutulup bedenimin hareket ettiğini kafamı Aral'ın göğsünde hissedince fark ettim.
" Salak mısın kızım daha yeni kaza geçirdin? Çok acele ediyorsun dur bakalım belki bir şey çıkar. " Kafamı göğsüne gömerken hıçkırdım.
Eli sırtımı sıvazlayıp sanırım beni rahatlatmaya çalışırken diğer eli de saçlarıma çıktı. Burnumu çekip konuştum. " Ya kimse aramazsa ya kimsem yoksa ? " Kafamı hafifçe kaldırıp kızaran gözlerimle baktım yüzüne.
" Eğer kimsen yoksa burada kalırsın olur biter annem seni çok sevdi zaten . " Elini boynuma götürüp tekrar kafamı göğsüne bastırdı. " Çocuk gibisin, her şeye ağlarsan işimiz var seninle. "
Havada kalan ellerimi çekingen bir şekilde sırtına koydum.
" Olmaz ki , sırf kaza geçirdim diye size yük olamam. Aral ne olur bul biri varsa. Annem babam olmasa da ailemden biri ne olur ! " Hıçkırıklarım ve gözyaşlarımla göğsünde ağlarken hiç de sert değildi . Sesi sertti ama davranışlarına yansıtmıyordu en azından.
Eli sakinleştirmek ister gibi sırtımı okşarken mırıldandı. " Buluruz sen ağlama artık hadi . İşim gücüm var . "
Geri çekilip gözyaşlarımı sildim. Cidden bir an kendimi kaybetmiştim sanırım. Ama ağlamak da iyi gelmişti.
O masaya geçerken koltuklara oturdum. Şu an aşağı inmek istemiyordum. Nergis hanım çok dikkatliydi hemen fark ederdi ağladığımı.
" Biraz burada otursam gözlerim kızarmıştır sanırım biraz geçene kadar ? "
Kıpkırmızı olduklarına emindim aslında ama olsun. Bir kere beyaz tenliydim. En ufak darbede kızarıp morarabilirdim. Gözlerim de buna dahildi.
" Tamam otur sessizce ." Odasını incelemeye başladım. Evdeki beyazlık buraya yansımamıştı. Daha koyu renkler tercih edilmiş ağır bir havaya sahip olmasını sağlamışlardı.
Oda baştan aşağı karanlıktı işte. İnsanın çalışası gelmez , ruhu kararırdı burada.
" Sen ne işle meşgulsün ? " Nefesini üfleyip kafasını önündeki kağıtlardan kaldırdı.
" Gemi mühendisiyim şirketimiz var. Başka sorun yoksa ? " kafamı iki yana sallarken ayağa kalktım. Burada bir sürü kitap vardı. Birini alıp yerime oturdum geri.
" Aslında var galiba, geldiğimden beri aynı kağıda bakıyorsun. Neyin içinden çıkamamış olabilirsin ? " kaşları hayretle havaya kalkarken farklı bir davranışta bulundurabildiğim için tebrik ettim kendimi.
Onu şaşırttığım için mutlu olmuştum sanırım.
" Ufak bir sıkıntı var onu halletmeye çalışıyorum. " Yerimden kalkıp masanın arkasına geçince " Sanki anlayacaksın Vera otursana şuraya. " Dedi.
Tamam kızma be !
" Merak ettim ya hiç değilse bir kere bakayım. Sanki yiyeceğim kağıdını. "
Nefesini üfleyip sertçe kağıdı önüme koydu. Ayakta çizimi incelerken büyülendim resmen. Allah aşkına bu nasıl gemiydi ? Sanırsın sanat eseri.
" Çok güzel. Neyi çözemedin ki harika olmuş . " bana yan yan bakıp konuşunca kağıttan bakışlarımı çekmeden dinledim onu.
" O işler öyle değil işte en ufak gözden kaçırdığım bir şey yüzünden tüm plan alt üst olabilir anladın mı ? " Kafamı salladım. Salak değildim sadece hafızamı kaybetmiştim.
Başıma giren sancıyla masaya tutunurken kolumu tuttu hızlıca. Bir anda ne olmuştu anlamamıştım.
" Sana otur diyorum ki bir kere de dinlesen şaşarım . " Kendi kalktığı yere oturttu beni.
" Midem bulanıyor . " Derin nefesler alıp kendime gelmeye çalışırken dışarıdaki kızlara seslendiğini duymuştum. Gözlerimi açıp önümde diz çökmüş duran adama baktım.
" Başın dönüyor mu ? " kafamı sallayınca ayağa kalktı. " Yok böyle olmayacak hadi gidiyoruz. " yüzüme doğru eğilince " Nereye, hastane deme bak gitmem. " dedim.
Bir anda bedenimi kucağına aldığında istemsizce çığlık attım. " Kulağımı sevdin Vera. Kafanı omzuma koy gidiyoruz. "
" Hastaneye götürme sakın üstüne kusarım bak. " gülüşü kulağıma dolarken kafamı geri çekip görmek istesem de midemin bulantısı hareket etmemi engelliyordu.
Merdivenlerden inerken kollarımı boynuna sarıp kafamı göğsüne yasladım. " Oğlum ne bu telaş ne oluyor ? "
" Midesi bulanıyor başı da dönüyor anne bir şeyler hazırlatsana. Kızlar biriniz de hemşireye haber verin odasına götürüyorum. "
" Ay odasına götürme kızın eşyaları yerleştiriliyor. Aldıklarımızı alt kattaki odaya bırakmış kızlar şimdi vakit bulunca yapın dedim. Arka bahçeye çıkın temiz hava alsın. " Aral kucağında benimle ayakta duruyordu bu sırada tabi.
Sinirle nefes alıp verdiğini fark ederken boynuna sardığım kollarımı sıkılaştırdım. Şak diye atmasaydı bari beni. Annesine de kızamazdı gerçi.
" Ural kalk oradan ! "
" Abi ne oldu yine, Vera iyi misin ? " Yumuşak bir zemine yatırılınca gözlerimi açmadan yattım. " İyiyim, başım döndü biraz abartılacak bir şey değil. "
" Kafanı kaldır. "
" Aral iyi böyle. " Dememe kalmadan bir hareketlenme hissettim yine. Kafamı yastığa koymuştu. Oha ! Boynumu kıracaktı resmen.
"Anne daha etkili bir şey yok muydu, ilaç gibi mesela ? "
Gözlerimi açıp onlara baktım. Aral ve Ural yüzünü buruşturmamak için zor duruyor gibiydiler. Ne olmuştu ki ?
" Oğlum mideye çok iyi gelir o çekilin siz ben kızımla ilgilenirim." Başımı aniden kaldırıp baktım Nergis hanıma.
Kızıma mı ? Gözlerim anında dolarken bakışlarımı Aral'a çevirdim. Sıkıntıyla bakıyordu o da.
"Teşekkür ederim ben içebilirim." Kibarca aldım bardağı. Neydi bu ?
Bir sürü farklı şeyin kokusu geliyordu. Ama güzeldi sanki kokusu.
Sakince içmeye başladım. Tepki gösterdikleri kadar kötü değildi. İçtikçe midem hafifleyince minnetle baktım Nergis hanıma.
Gerçekten iyi geliyordu.
" Hadi uyusun artık kız yoruldu bugün haklı olarak tepki gösteriyor vücudu. Aral ve Ural ikinizin odasının ortasındaki oda Vera'nın bildiğiniz gibi. Ona göre. Yüksek sesli müzik" diyerek Ural'a baktı. "Bağırarak telefonda konuşma gibi eylemlerinize son verin." Diyerek de Aral'a.
İkisi de bir şey demeyince gülümsedim. Annelerine karşı gelmiyorlardı. Ama zaten odam ikisinin ortasındaki oda değil miydi ?
Biliyor olmalılardı. Neden tekrar uyarmıştı Nergis hanım anlamamıştım. Ama bu kadına minnettardım her şeyi yapabilirdi.
" Gel Vera yardım edeyim. " Ural kolumdan tutup yavaşça kaldırırken iyi geceler diledim diğerlerine.
25 yaşında genç bir kız olmama rağmen Nergis hanım ne oğullarından ne de benden dolayı huzursuz olmuştu.
Daha ilk günden bana güveniyor olmaları şahane bir histi.
Odaya girdiğimizde perdeleri kapatıp odayı düzenleyen iki kızla karşılaştık.
"Buyurun Vera hanım bir ihtiyacınız olursa çekinmeden söyleyin hemen hallederiz." Diğerlerine göre daha yaşlı ve deneyimli duran kadına gülümsedim.
Ural odadan çıkarken peşinden kızları da göndermiştim.
Pirinç başlıklı yatağa üstündeki saten pudra rengi nevresime morumsu perdelere baktım kısaca.
Nergis hanım odayı sanki benim için tekrar döşetmişti.
Dolabı açarken hiç eşyam olmadığı geldi aklıma. En son yırtık tişörtümün arasından Arala baktığımı hatırlayınca güldüm.
" Hayırdır ne bu kadar komik olan ? " Kapıdaki Aral'a bakarken dudağımı ısırıp geri adım attım.
" Neden kapıyı çalmıyorsun ? "
" Çünkü açık. " Normal bir şeymiş gibi kapıyı gösterince " Olsun her halükarda çalıp geldiğini belli etmelisin. " Dedim.
" Kızım konuşarak geldiğimi belli ettim ya işte." Adam da haklıydı şimdi.
" Tamam neyse bir şey mi oldu ? " Az önceki sorusunu unutmuşsa benziyordu. Neye güldüğümü nasıl söyleyecektim yoksa.
" Yok odama geçiyordum da hangi deli kendi kendine gülüyor diye bakmaya geldim." Attığı lafa dil çıkarmamak için zor dururken alayla baktığını fark edince kafamı iki yana salladım.
" Çok komik cidden. "
" Hadi uyu uyu. " tam çıkacakken seslendim.
" Aral şu gemi çizimi vardı ya. "
" Evet ? " Odanın içine iki adım atınca bende dolabı kapatıp ona yaklaştım bir adım.
" Ben o çizimde bir şey fark ettim ama emin değilim. Yani ne anlarım sonuçta ? " Odadayken bana söylediği lafa atıfta bulununca kollarını göğsünde kavuşturdu.
Bu bir savunma yöntemiydi.
" Ne fark ettin ? "
" Güvertesinde dört metre çelik potrel kullanmışsın ama biraz daha azaltarak alandan tasarruf edip su üstündeki kalıcılığını arttırabilirsin. Çizimin o kısmına tekrar göz atabilir misin rica etsem kafama takıldı. "
Hayretle havaya kaldırdığı kaşlarını indirip " Sen çelik potreli nereden biliyorsun ? "diye sordu.
Çelik potrel mi?
"Bilmem. Biliyorum işte sen bir kontrol et lütfen." Omzumu silktim. Biliyordum demek ki bir yerden. Bir de hatırlasam.
" Hadi yat uyu sabah konuşuruz bunu. " Nefesimi üfleyip gidişini izledim. Odası yan tarafımdaydı ama o merdivenlere yönelmişti.
Gülümseyerek pijamalarımı aldım elime. Kontrol etmeye gitmişti. Odanın kapısını kapatıp banyoya yürüdüm. Hem hamam vardı hem banyo. Yani madem banyo var neden hamamda yıkandım ben Nergis teyze?
Ama çok otantikti.
Saçlarımı toplayıp arkamı döndüğümde yatağın üstüne bırakılmış bilgisayar ve telefona şaşkınca baktım. Az önce yoktu bunlar ? Ya da vardı da görmemiş miydim ?
Elimdeki bilgisayarla odadan çıktım. Beyaz ince pijamalarım ve toplu saçlarımla komik dursam bile bunu istemiyordum.
Odasının kapısını tıklattım. Ses gelmeyince tekrar ve tekrar. Burada olmadığını bilsem bile geldim yoktun ben de bıraktım odana demek için başka çarem yoktu.
" Vera hanım ? " Dudağımı ısırıp arkama döndüm. Genç kız halime gülümseyip " Aral bey çalışma odasında eğer onu arıyorsanız. " Dedi.
Teşekkür edip çekingen bir şekilde gülümsedim. Rezil olmuştum rezil !
Çalışma odasının kapısını çalmadan açtım. Çalınca rezil oluyordum bir de böyle deneyeyim bakalım .
" Vera ? "
" Aral ben bunu istemiyorum. " Bilgisayarı masaya bırakıp geri çekildim. Kaşları çatık bir şekilde elindeki kalemi bıraktı.
" Neden ne oldu modelini mi beğenmedin, son model almıştır Ural ama ? "
" İhtiyacım yok eğer olursa senden isterim. Araştıracak, bakacak bir şeyim yok. "
" Canın sıkılır diye almış Ural. Film falan izlersin al şunu hadi. " Eliyle bilgisayarı gösterdi.
" Ben benim için masraf yapmanızı istemiyorum Aral , lütfen." tahammülsüz bir şekilde bana bakınca bir adım geri gittim fark ettirmeden.
" Saçmalama ne olacak bir bilgisayar alt tarafı." Gözlerimi devirip kafamı salladım. " Ama hafızamı geri kazanınca hepsini geri alacaksın, söz mü ? "
" Aynen alırım tabi . " Kendi bilirdi ne yapayım.
Önündeki çizime baktım, hala uğraşıyordu. Yanına yaklaşıp masada duran kalemi aldım. O da ayakta duruyordu zaten.
" Buradan bahsediyordum yanlış yere bakıyorsun. " Diyerek aklımdaki şeyi başka bir kağıda çizerek düzeltmek istediğim yerin yerine koydum.
" Anladığımdan değil sadece bir yerden tanıdık geliyor. " omuz silkip ona döndüm. " Doğru değildir ama fikir olsun." kafasını sallayıp konuşmazken tekrar konuştum ve geri çekildim elimdeki bilgisayarla.
"İyi geceler ve bilgisayar içinde teşekkür ederim." Odadan çıkıp kimseye görünmeden odama gittim hızlıca.
Bilgisayarı ve telefonu açarken önüme düşen saçlarımı geriye itip heyecanla bekledim. İsmimi arama kutusuna yazdım bir umut. Ülkede kaç tane Vera olabilir ki?
Bilmem kaç bin tane varmış. Gözlerim büyürken üzüntüyle kapattım sayfayı. Bu şekilde ölsem bulamazdım. Ne yaparsam yapayım Aral'ın arayıp bulacağı bilgilere kalıyordum. Elimde ondan başka güçlü biri de yoktu. Umudumu kaybetmeyecektim.
Güzel olduğunu düşündüğüm bir film seçtim. Kafa dağılırdı hiç değilse yani en azından öyle umuyordum.
Çift kişilik yatağa girip bilgisayarı yanıma çektim. Telefonda sadece dört kişinin numarası vardı. Aral, Ural, Nergis teyze ve Şükrü.
Hayatımda sanırım bu üç insandan başkası da yoktu. Şükrü de Aral'ın evdeki adamıydı . Beyim diye dolanıyordu peşinde. Evdeki kızlarda öyleydi.
Beyim nedir ya ? Bey demek neylerine yetmiyordu ?
Garipti.
Filmin bitiş yazısı hızla akmaya başlarken gözlerim yumdum. İki saattir izliyordum ve sonuna kadar dayandığıma inanamıyordum.
Güzeldi ama umutlarımı yeşertmişti. Her gün hafızamı kazanmaya biraz daha yaklaşacaktım. İnanıyordum, olacaktı.