Asaf'ın sinir bozan oyunu ve Umut'un kaybolmasının üzerinden bir hafta gibi bir süre geçmişti. Bu süreçte kimseden ses çıkmamıştı ve bu garip bir şekilde beni huzursuz etmişti. Bir şeyler başlayınca bitene dek üst üste geleceğini düşünürsünüz. Genelde de öyle olurdu, olaylar hep birbiri ardına patlardı ve sonuç kısa sürede belirlenirdi. Bu kez öyle olmamıştı, bunun yerine derin ve uzun bir sessizlik beni karşılaşmıştı. Derin ve uzun sessizliklere alışkındım, alışkın olmadığım şey gürültüydü. Birilerinin sürekli etrafımda olması, bir şeyler söylemesi ve benden bir şeyler beklemeleri alışık olduğum bir şey değildi. Benden bir şeyler beklenirdi fakat bu hep iş veya okul için olurdu. Kişisel meseleler dahil olduğum mevzular arasında yoktu. Bu bir haftada defalarca kez Umut'a ulaşmaya çalışm