ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

388 Words
Hatırlayın... Küçük bir oyunla başlamıştı her şey. Daha sonra olaylar adım adım planlandı; Zerrenize kadar işlendi gerçeklikler. Zaman, bitap düşmeye başlamıştı dakikalara. Dakikalar, saniyelerin içinde boğuluyordu adeta. Hazırlanın... Yaşam, artık ölümün tarafında… Egemen'in Ağzından... (18 EKİM 2014 CUMA GÜNÜ) Bir katil kurbanını seçerken odaklanması gereken tek nokta zihniyetidir. Kurban, ne kadar zeki olursa katilin yakalanabilme ve kurbanını elinden kaçırabilme olasılığı o kadar yüksektir, ama kurban, ne kadar saf ve mantıktan yoksun olursa, katil işini daha kolay ve temiz halleder. Seçilmesi gereken kişiler özel olmalı. Katil her zaman daha zeki ve kurbanlarından bir adım önde davranmalı. Her katilin kendine özgü cinayet işleyişi vardır. Kimisi az acı vermeyi severken kimisi, acı kokan çığlıklardan zevk alır. Kimisi beden üstünde oynamayı severken, kimisi boş olan bedeni paçavra gibi bir kenara fırlatır. Kural budur. Katil her zaman kendinden emin, temkinli ve bilgi dolu hareket etmelidir. Katil açısal oranların hesaplamalarını doğru yapmalıdır. Bıçağı kaç santim ile bedenine saplarsa acı çekeceğini ya da öleceğini, bir kurşunun bedenin neresine gelirse kan kaybından bayılacak olmasının ya da kemirgen hayvanların kaç saatte kurbanın ölümüne sebep olacağını ince hesaplarla bilmelidir. Kendi zaaflarını önceden istediğine göre ayarlamalı, işini düzgün yapmalıdır. Yıllar yılı geçtikçe yaptığım düzen bu olmuştu. Bir hayvan gibi kendimi evcilleştirmiş, oyununu kuralına göre oynamaya başlamıştım. Önümdeki fotoğraflara bir kez daha baktım. Kızın kısa kesilmiş küt saçları ve simsiyah gözleri onun en belirgin özelliklerinden biriydi. Abimin hazin ölümünden sonra ailem beni, geçmeyen kargaşadan uzak durmam için 1 yıl sonra İngiltere’ye göndermeye karar verdi. Şehrin kırsal kesimi olan North Yorkshire kasabasına yerleştiğim günden beri, temiz havanın ve başarmış olduğum işin gururuyla yaşamaya devam ediyordum. Onu ilk sıkça gitmeye başladığım Türk restorantında gördüm. Yüzü hiçbir şeyden memnun kalmayacak kadar donuk, tavırları biran evvel bulunduğu yerden kurtulmak istercesine panikti. İlk zamanlar beni fark etmemişti. Sadece önüme sipariş verdiğim yemeği koyuyor ve aynı hızla yanımdan uzaklaşıyordu. Onun dikkatini çekmem için yapmam gereken şey basitti. Her gün aynı saatte oraya gel ve aynı yemeği sipariş et! Oturduğum masa bile aynı olmalıydı. Tezgahın hemen karşısındaki 15 cm uzaklığında ve hafif sallanan eski ahşap masa. Yaklaşık 1 ay boyunca düzenli olarak yaptığım şey bu olmuştu. Onun bir anda karşısına çıkarak ürkütemezdim. Sakin olmalı ve onun bana gelmesini beklemeliydim.  Saate baktığımda öğle arasına yaklaşıyordu. Hazırlanmalı ve 13.00’da restorantta olmalıydım. Ayağa kalkacakken masamdaki çerçeveye gözüm kaydı. İçinde hafif sararmaya başlamış gazete parçasına kocaman sırıttım. Gazete başlığı fazlasıyla orjinaldi.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD