DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

536 Words
“VAHŞET” DEMİR AİLESİNİ BULDU! İstanbul’un önde gelen iş adamlarından olan Engin Demir’in kayıp olan oğlu Aykan Demir, tavana bağlanmış ve derisine kazınmış yazılarla 1 haftanın sonunda, çevreye yayılan koku yüzünden, orada yürüyüş yapan bir çift tarafından, öldürüldüğü barakada bulundu. Gördükleri manzara karşısından şoke olan çift, hemen polise haber verdi ve o andan itibaren çalışmalara başlandı. Derin saatler sonucunda olay yerinde bulunan Aykan Demir’in çalıştığı şirkete ait ortak telefon ve kanlı bir erkek gömleği bulundu. Çıkan balistik sonuçları ve yapılan telefon konuşma dokümanlarına göre cinayeti, şirkette rakibi olarak görülen Türkmen Sürgün’ün işlediği ortaya çıktı. Mahkeme günü bile cinayeti kabul etmeyen Sürgün, aynı gün içinde tutukluluk hali ile ceza evine gönderildi. Zor zamanlar geçiren aileye Allah’tan rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyoruz. Bu çerçevenin yanına eklenecek haberler için fazlasıyla sabırsızdım. İçimdeki dürtüye bir türlü engel olamıyordum ve o, her an tetikte benim zayıf anımı bekliyordu. Ellerim kaşınmaya başlamıştı. Tırnaklarımı avucuma batırdım. Bu, asıl bendim. Vücutta bırakılan izleri seviyordum! Kana ise aşıktım! Yerimden kalktım ve ceketimi üstüme geçirip evden çıktım. Hemen yan evde, balkonda oturan Bayan Charlotte’ye başımla selam verdim ve hızlı adımlarla restorana doğru ilerlemeye başladım. Kasaba kırsal bir kesimde olduğu için nüfus sayısı neredeyse parmakla sayılacak kadardı. Buraya gelmeyi özellikle seçmemiştim, ama kader karşıma onu çıkarttığı için kendimi şanslı sayıyordum. Saat tam 13.00 olduğunda restorandan içeri girmeyi başarmıştım. İçeriye hızlıca süzüp masama doğru ilerledim. Arka taraftaki müşterilerin siparişini alıyordu. Ceketimi çıkarıp sandalyemin arkasına astım ve masaya yerleştim. Tezgaha geri geldiğinde ilk göz temasımızı kurmayı başarmıştım. Bir müddet gözlerime baktığında hafifçe gülümseyip başımla selam verdim. Dudaklarının 2 milim oynadığına emindim. Mutfak bölümüne geçtiğinde başka bir garson siparişimi almak için yanımda bitmişti, ama ona daha düşündüğümü söyleyip yanımdan kovmam kısa sürmüştü. Aradan geçen 10 dakikanın ardından önüme konan yemek servisi ile bakışlarımı yanımda dikilen küt saçlı kıza diktim. “Fırınlanmış tavuk - patates ve tuzsuz lapa pilav.” dedi hafifçe gülümseyerek. Ve işlem tamamlandı Bu kadar güzel yapmanız benim sorunum değil.” dedim gülümseyerek. “Farklı tatları da denemelisin. Seveceğine eminim.” Geçen zaman boyunca en uzun konuşması bu olmalıydı sanırım. Kendi de şaşırmış olacak ki, yine eski ifadesini takındı ve yavaş adımlarla arkasına döndü. Fırsatı kaçırmazdı. “Şu ana kadar yediğim yemekten memnunum, ama etrafın tadına daha bakamadım.” Tekrar konuşmamla arkasını döndü. “Uzun zamandır buradasındır diye düşündüm, yani her gün rutin olarak aynı saatte buraya geliyorsun.” Seni düşünmüş. Etkilemeye devam et. “Yakın zamanda abimi kaybettim. Buraya geldim geleli de evden çıkmayı pek tercih etmedim. Sadece belirli saatimde birisi için buraya gelmeye başladım.” dedim imayla gülümseyerek. Anlamıştı ve hoşuna gidercesine gülümsemişti.  Başın sağ olsun. O zaman... İş çıkışı sana biraz İngiltere sokaklarını gezdirebilirim. Eğer sen de istersen.” Olumlu anlamda başımı salladım. “Kaçta geleyim?” Saat 17.00’da. “17.00’da çıkıyorum. Bu arada adın neydi?” Onu büründüğü ifadeden bu denli sıyrılmasını sağlayan olayı merak etmeye başlamıştım. Takip ettiğim zaman boyunca yaşadığı küçük kulübesinden dışarı çıkmıyordu. Ailesi yoktu, arkadaşı yoktu. Sadece o ve imkanı olsa yanından ayırmayacağı minik kedisi vardı. Sanırım bunun cevabını en net akşam alacaktım. “Egemen. O zaman akşam için anlaştık.” dediğimde patronu bize doğru seslendi. “Masa 5'in siparişini al Leyla.” Masaya doğru ilerlerken içimde biriken o dürtü tekrar nüksetmeye başlamıştı. Leyla Şimşek. Karanlığıma doğan ilk ışık.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD