Yağızdan...
Yalının bölmesiyle dışarı çıktım. Bu çocuğu harbi kovacaktım. En yakın arkadaşım olmasa kesin kovmuştum da... Bir de felaket tellalı oldu başıma.
Babaannemle dün konuştuk bu gün buraya gelmesi hayır olmazdı.
Her taraftan kuşatılmış ada gibi hissediyorum. Bu gidişatı artık değiştirmeliyim. Ne de olsa ben Yağız Karamanım.
Buraya kadar kolay gelmedim. Tam Yalınla konuşurken babaannem yanımıza geldi.
-Oğlum.
- Babaannem dedim elini öpmek için hemen. Elini verdi. Rahatladım biraz demek ki sinirli değil.
- Sen eve gelmeden seninle baş başa konuşmak istedim.
- Buyur babaanne dedim odayı göstererek.
Gamze karşımda mahsun mahsun bakıyordu. Gülesim geldi. Kızı o durumda bırakıp gittim. Üstelik bu ilk sefer değildi.
Ohh olsun o da tam zamanında regl olmuş. Kaç gündür ereksiyon haliyle gezip duruyordum. Taşımakta zorlanacam juniorı.
İnsan öyle güzel güler mi ? O kadar güzel kokabilir mi? Aynı zamanda bir bakışıyla adamı tahrik edebilir mi? Onun yüzünden yeni yetmelere döndüm. En son ergenliğimde bunları yaşadım herhalde.
Hemen babaannemin yanına gelip
- Hoşgeldiniz dedi elini öptü. Aferin kız sana.
- Hoşbuldum kızım dedi babaannem. Kızım mı bu işler hayır ola.
- Buyrun
- Evet babaanne gel dedim kanepeye götürerek.
Oturduk birlikte Gamze
- Bir şeyler içer misiniz?
- Yok kızım sağol.
- Şey o zaman özelse ben çıkabilirim.
- Özelimi kalmış kızım otur sen de dedi babaannem. Bana baktı saf saf omuz silktim. Haklı valla özel filan kalmadı aramızda Gamze. Her yerimi sana açarım yani. O kadar kalmadı bende özel.
- Ne oldu babaanne dedim.
- Babanla konuştuk sen gittikten sonra eğer boşanmazsanız kendi haklarını isteyip şirketten ayrılacakmış.
- Bu da son kozu mu babaanne?
- Yağız yapma oğlum. O senin baban.
- Babaanne o adam benim babam olsaydı. Böyle bir şey söyler miydi?
Hem benim şirketlerin hiçbiri sizinle bağlantılı değil bu beni ilgilendirmez.
- Oğlum o şirketi deden kurdu. Baba mirası, benim gözbebeğim. Ne olur yapma ? Beni ikinizin arasında bırakma.
- Ben boşanmam babaanne karımı seviyorum deyip Gamzenin elini tuttum. Bana tuhaf tuhaf bakıyordu. Biraz kızarmıştı. Oda elimi sıktı. İki gündür bana destek oluyordu sanki gerçek karım gibi.
- Anladım oğlum. Mutlu musun peki bize inat olsun diye değil, gerçekten mutlu olmak için evlendiğini duymak istiyorum.
- Mutluyum babaanne gerçekten. Ne olur bari sen yapma. Hep bana destek oldun yine destek ol.
- Tamam bu evliliği kabul ederim ama bir şartım var. Gamzeyle birbirimize baktık.
- Nedir dedi benden önce.
- Sana şanımıza yakışır bir düğün yapmak istiyorum. Düğün sırasında baban ne derse göz yumacaksın. Onun da gönlünü alacaksın. Tek şartım bu.
- Ama babaanne
- Aması yok oğul, kabul mu değil mi ? Yoksa benim de bu evliliğe rızam yok.
Ayağa kalktım.
- Sen nasıl istersen öyle olsun babaanne. Sadece senin için deyip elini öptüm. Bana sarıldı.
- Sen sadece torunum değil aynı zamanda oğlumsun biliyorsun değil mi?
- Biliyorum babaanne. Sen de benim annemsin dedim.
- Sende gel kızım dedi. Arkamı döndüğümde Gamze gözleri dolu dolu bize bakıyordu. Yanımıza geldi babaannemin elini öptü.( Ne babaanne be sürekli elini öptürüyor. Gören padişah sanır)
- Kızım artık sen de bizim ailemizin bir üyesisin. Biz Yağızla konuşuruz düğün işini. Senin de istediğin bir şey varsa söyle
- Sağolun, sizin bize onay vermeniz benim için yeterli dedi Gamze.
Babaannem elini sıktı.
- Bana iyi bir gelin getirmişsin aferin oğlum dedi gülümseyerek.
- Ben işte babaanne dedim bilerek. Omzuma vurdu
- Sıpa seni... Hep birlikte güldük.
- Ben artık gideyim. Telefonun yanında olsun oğlum bir şey olursa seni ararım dedi.
- Tamam babaanne. Gamze geliyorum dedim kulağına doğru. Kafasını salladı. Bu az önce bana meydan okuyan kız olamaz. Süt dökmüş kedi gibi be. Babaannemi kapıya kadar götürdüm. Beni öpüp
- Oğlum kendine dikkat et. Umarım bu karar ailemiz için hayırlı olur dedi.
- Umarım babaanne dedim. Kapıya kadar eşlik edip yukarı çıktım. Yalın beni bekliyordu.
-Abi
-Yalınım bak babaannemin gittiğinden emin ol. Sonra bana bu gece için bir kız bul. Aşağıdaki odaya yerleştir.
- Ama abi yenge.
Sinirle baktım.
- Dediğimi yap Yalın.
Arkamı döndüm. Zaten sinirliyim. Kaç gündür bu halde geziyorum. Kimse beni düşünmüyor. Yalın her şeyi biliyor sonuçta bu anlaşmalı bir evlilik. Bu akşam da ona sadece sarılıp uyuyamam.
Babaannem evi de halletti. Elimden bir şey kaçmıyor. Sonuç olarak her şey iyiye gidiyordu. Ben de bir ziyafeti hak ediyorum.
Bir şeyler yapmam lazım. Kendimi rahatlatırsam benim için daha iyi olacaktı. Yoksa regl falan dinlemem kendimi onun içine gömerken bulabilirdim.
Tam odaya gidiyordum. Gamze beni karşıladı. Sinirli mi o?
- Bir sıkıntı mı var?
- Yok ne sıkıntısı?
- Bilmem sinirli gibi bakıyorsun.
- Yoo sana öyle gelmiş.
- Anladım. Bu gün eve de gitmiyoruz. Sen dinlen istersen yoldu, bizim ev seni yormuş olmalı.
- Yorgun değilim aslında Kayseriye daha önce hiç gelmedim. Senin içinde bir mahsuru yoksa biraz buraları gezsem. Tarihi yeraltı çarşısı falan varmış.
- Benim biraz işim var ama
- Senin gelmene gerek yok. Yalın ve o yakışıklı çocukla biz gidebiliriz.
Ne diyor lan bu kız. Sikerim hangi yakışıklı. Sakin, sakin, sakin ol.
- Gamze hangi yakışıklı acaba ?
- Geçen nikah şahidimiz olan beni otele Yalınla bıraktılar ya.
- Ateşş
- Evet evet Ateş.
- Gamze sen evli barklı kadınsın sanane milletin yakışıklılığından.
Kafayı yiyeceğim bu Ateş elimde kalacak. Yumruklarımı sıkmaktan elim acımıştı.
- Ne var ya adamı tabir ediyorum. Yakışıklı işte başka ne diyeyim. Hem biz formaliteden evliyiz unutma. Sen haber ver ben hazırlanıyorum dedi arkasını dönüp yatak odasına gitti.
Sikerim böyle işi. Hemen kapıyı açıp Yalını çağırdım.
- Abi
- Bu Ateş ne ayak Yalın ?
- Nasıl anlamadım abi ?
- Yalın gönder şunu bu gün bizimle gelmeyecek.
- Niye abi bir kabahati olduysa söyle.
- Öyle istiyorum. Sürekli beni sorgulama dediklerimi yap.
- Tamam abi dedi tam gidecekken.
- Arabayı da hazırlayın yengene Kayseriyi gezdireceğiz dedim. İçeri girdim. Girmez olaydım.
- Gamze bu kılık ne? Giyinmeyi mi unuttun?
- Yağız iyi misin sen değil miydin paspal giyinme diyen? Üstelik giydirmeyeceksen neden aldın ki?
- Ben mi almışım dedim şaşırarak.
- Evet senin aldığın elbiselerin içinden çıktı.
- Bence çıkamamış daha.
Bana gözlerini devirdi. Ne oluyor ya bana. Daha önce bundan açık giyen sevgililerim oldu. Böyle tepki vermem normal mi?
Elimi saçlarıma daldırdım. Sakin olmak için nefes alıp veriyordum ama her gördüğüm de kanım yine kaynıyordu. Başka erkekler ona böyle kanı kaynayarak bakarsa katil olabilirim.
Olabilir mi kesin olurum.
- Neyse ben çıkıyorum. Senin işlerin vardı. Görüşürüz deyip gitmeye çalıştı. Kolundan tuttum. Kendime çekince bir an şok oldu.
- Birlikte gideceğiz güzelim.
- Bana fark etmez deyip dışarı çıktı. Ne oluyor bu kıza böyle ?
Gamzeden...
Yağızın katil olmasına az kalmıştı. Ohh olsun ona. Demek gece birini bul Yalın haa. Sen daha kiminle aşık attığının farkında değilsin Yağız beyy.
Gözümden düşen damlanın hesabını sana soracağım.
Hem tamam anlaşma yaptık ama ben onun karısıyım. Aynı otele kız getirmek de neyin nesi. Kayseriyi gezerken ben çok eğlenmiştim. Gerçekten güzel bir yer. Kış olsaydı kayak yapmaya da gidebilirdik.
Yağızda kim benimle konuşsa sinirden deliye döndü. Haketti bence. Otele dönüyorduk. Çok eğlenmiştim. Arabada bana bakıp duruyordu. Hiç bakmadım. Pencereye kafamı dayadım. Uyuma numarası yapmak en iyisiydi.
Çalış aklım çalış yoksa Yağız bu gece elden gidecekti. Gözlerim kapalıydı. Yağız hafifçe beni dürttü.
Uyanamıyormuş gibi mırıldandım. Bir dakika geçmeden kapım açıldı. Düşmeden biri beni tuttu. Bacaklarıma sanırım ceketini örttü.
Bu adam harbi kıskançtı.
Bu bilgi çok işime yarayacaktı. Sonra beni kucağına aldı. Kokusundan onun olduğunu anladım. Bende refleksmiş gibi boynuna sarıldım. Yanağımı göğsüme sürüp
-Yağızz dedim.
- Şş uyu güzelim deyip alnımı öptü.
Birden gözlerim doldu. Dışarıdan biri görse gerçekten sevgili sanardı. Birbirine aşık iki genç.
Ama benim hayatım da aşka yer yoktu. Bana sakın aşık olma diyen bir adama aşık olursam ben mahvolurdum. Benim buna ihtiyacım yok. Kardeşimi de düşünmek zorundayım.
Yağız zorlanmadan beni odamıza taşıdı. Beni yatağa yatırınca gerindim. Ayakkabılarımı çıkarıyordu. Ben de yeni uyanmış gibi
- Ne zaman geldik neden uyandırmadın dedim.
- Uykunu bölme yeni geldik.
- Tamam deyip bluzumu çıkardım.
- Ne yapıyorsun dedi gözleri simsiyahtı.
- Bunlarla uyuyamam dedim sanki normal bir şey yapar gibi. Şortumu çıkarmak için kalktığımda yutkundu.
- Benim çıkmam lazım dedi.
- Nereye dedim. Hala gideceğim diyor mal ya.
- İşim var dedi ve ben daha bir şey söylemeden çekip gitti.
Saat bire geliyordu. Bu saatte alt katta o kızla olmaktan başka ne işi olabilir ki adi herif.
Birden gözlerim doldu. Ne olursa olsun bu adamı kendime aşık edemiyecektim. Aslıyla yaptığımız plan boşunaydı. 6 gün bile dayanamayıp başka bir kadına giden adama ne yapabilirim ki?
Kafamı yastığa gömüp ağlamaya başladım. Yenilmiş olma düşüncesi, beni böyle küçük düşürmesi gururuma dokunuyordu.
Dün bana kendimi genç hissettiren, beni tutkusunda boğan adam nasıl da canımı yakıyordu. Kendimi böyle yetersiz hissetmek çok zordu. Yapacak hiçbir şeyim kalmamıştı. Kabul ettiğim sözleşme ortadaydı.
O gün denize düşüp yılana sarıldım. Bu gün yılan beni soktu. Zehri vücuduma yayıldı. Onu düşünmek bile canımı yakıyordu...