Aynı anda Araf ve Ayaz da arabadan indi. Ben de inmek istesem de Araf inmeden beni uyarmıştı. İkisi de Özgür’ün tam arkasına geçti. Özgür’ün ellerinin titrediğini buradan bile görebiliyordum. Babasına doğrulttuğu bu silah onun esaretinin bedeliydi. Amcam şoke olmuş bir şekilde oğluna bakarken bakışlarımız kesişti. “Yeğenim de buradaymış,” dediğinde Araf “Kes sesini! O, senin yeğenin değil!” diye bağırdı. Cebinden silahını çıkartıp amcama doğrulttu. Ayaz da ona ayak uydurdu. Arabadan indim. Araf’ın söylediklerini dinleyemezdim. Araf, benim indiğimi görünce kaşlarını çattı. “Deniz,” diye uyardığında omuz silktim. Amcamın karşısına dikildim. “Afra nerede?” diye sordu. “O kim?” diye sordu. Özgür “Yalan söyleme!” diye kükredi. Onu ilk kez böyle sinirli görüyordum. Gözlerinin tam içine bak