Karanlık damarlarımda dolanan bir zehirdi: Yakıcı, koyu, yapışkan... İzlediği yol boyunca önüne çıkan her parçamı eriten, kaplayan ve sahiplenen. Vücudumun benden alındığını, ele geçirildiğini ve gittikçe ruhumdan ayrıldığını hissediyordum. Uyumak gibi değildi bu ya da bayılmak... Simsiyah bir boşluk değildi; tamamen katrana bulanmış zehirle dolu bir havuza atılmış gibi hissediyordum. Tüm hücrelerime ayrı ayrı nüfuz eden bir acıydı var olan. Bazı rüyalar vardır gerçek gibi gelir. O kadar gerçekçidir ki yaşadıklarımız, uyandığımızda etkisi hala devam eder. Çığlıklar atar, nefesimizi düzenlemeye çalışır ve elimizle kalbimizi tutup vahşi bir kuş gibi çırpınışlarını sakinleştirmeye uğraşırız, etrafa korkuyla bakıp gördüklerimizin gerçek olup olmadığını anlamaya çalışırken. Bu yaşadıklarım ö