Sara, dünkü neşeli gecenin ardından yeni güne gözlerini fal taşı gibi açmayı, yüreğinde ferahlık ile uyanmayı bekliyordu. Sabah uyanır uyanmaz bugün iş arayacaklarını düşünüp yüreğine koca bir yumrunun oturmasına sebep oldu. Yataktan kalkmak istemiyordu. Sanki bir dakika içinde hastalanmıştı. Kendini pek iyi hissetmemeye başladı. Bir korku sardı yüreğini. Bugün onları nasıl bir vukuat bekliyordu acaba diye düşünmeden edemiyordu. Gergin bir vaziyette yatağında kıvranmaya başladı. Bir sağına bir soluna dönüp duruyordu. Queen’i uyandırmaktan korkuyordu ki Queen gözlerini açtı neşeli bir ses tonuyla ‘’ günaydınnn’’ dedi. Queen hala dünkü keyifli gecenin etkisindeydi belli ki. Sara’nın gergin halini anlayana kadar, bir süre bu halde devam etti. Sara yarım ağız, tedirgin ses tonuyla ‘’ günaydın’’ diye karşılık verdi. Queen’e o an dank etmişti bir sorun olabileceği. Sara’ya doğru dikkatlice baktı ve ‘’iyi misin sen? Bir şeyin mi var? Hasta mı oldun yoksa’’
Sara, normalde bu soruların sorulmasından hoşnut olurdu. Queen’in onu düşünmesi ona çok iyi gelirdi. Ama o gün o kadar gergindi ki soru soruldukça gerginliği artıyordu. Queen’in kalbini kırmamak için sakinleşmeden herhangi bir söz etmek istemedi. Sakinliğini korumaya çalışmak için derin nefesler alıp veriyordu. Aklından geçenleri bir nebze de olsa hafifletmiş kontrol altına alabilmişti. Derin bir iç çekişin ardından ‘’ Yok hasta değilim. İyiyim merak etme. Sadece bugün bizi nasıl sürprizlerin beklediğini düşününce canım sıkıldı. Ondan dolayı durgunum.’’ Dedi.
Queen, ‘’ daha güne başlamadık ki sakin ol neden birden bu duygulara kapıldın ki? Hep sen derdin oysaki, iyi düşün iyi olsun diye, ‘’güzel düşünelim eminim ki güzel olacak. Hadi toparla kendini birer kahve içip kendimize gelelim. Sara kendini toparlayıp yataktan kalktı önce kendine gelmek için elini yüzünü yıkadı. Daha sonra kahve yapmak için mutfağa gitti. Queen de balkonda manzaraya karşı masa ve sandalyelerini kurdu. Hava güzel görünüyordu. Güneş tüm sıcaklığıyla koca şehri ısıtmaya gayret ediyordu. Bu güzel havada dışarı çıkmak iyi gelecekti belki Sara’ya. Kahvelerini bitirdikten sonra hazırlanmak için ayaklandılar. Hazırlanmaları kısa sürmüştü. Queen, aldığı yeni kıyafetleri giymişti. Gayet de yakışmıştı. Sara gözlerini ondan alamamıştı. Sara da yeni aldığı kıyafetlerden bir kombin yapmaya karar verdi. Gitgide şehrin ortamına ayak uydurmaya çalışan güzel ve yakışıklı çiftimiz iş aramak için hazırdılar. Zaman kaybetmeden evden çıktılar. Sara’nın içinde hala bir karamsarlık, nefes almasını engelleyen koca bir yumru var gibiydi. Aklını başka şeylerle meşgul edip bu karamsarlığa son vermek için uğraşıyordu. Şehrin mağazalarını, kafelerini, birbirinden farklı görünüşe sahip insanlarını görüp seyre daldıkça bu duygu dağılıyor, şaşkınlık ve hayrete dönüyordu. Biraz zaman geçtikten sonra odak noktası iş ilanları olmuştu. Gördükleri her ilan asılı markete, mağazaya, kafeye geçip iletişim bilgilerini bıraktılar. Kimileri gerçekten dönüş yapacaklarına inandırmıştı onları, kimileri başından atmaya çalışırcasına arayacaklarını söylüyordu. Bazılarının sunduğu imkanlar o kadar komikti ki. Şehrin pahalılığı karşısında sunulan bu imkanları duyunca adamlara ‘’ bizimle alay mı ediyorsunuz? ‘’ demek geliyordu içlerinden ama kendilerini zor da olsa dizginliyorlardı. Henüz tanımadıkları insanlar, tam manasıyla uyum sağlayamadıkları bu şehirde kimseyle yüz göz olmaya niyetli değillerdi. Son olarak bir bar tarzı kafeye girdiler. Queen bu tarz ortamları bildiği için Sara’nın orada çalışmasını istemedi. Kendi için iş talebinde bulunup iletişim bilgilerini vermeyi düşündü. Oradaki yetkili buna gerek olmadığını isterse hemen gelip başlayabileceğini söylemişti. İkisi de bunu beklemiyordu. Şaşkınlıkla önce birbirlerine sonra yetkili kişiye baktılar. Queen lafa atıldı. ‘’ Biz kendi aramızda bir konuşalım, daha sonra size gün içinde dönüş yapalım olur mu?’’
Yetkili kişi, ‘’olur’’ diye soğuk bir şekilde cevapladı. Sanki anlık cevap alamadığına bozulmuş gibiydi. Onlar ise gelen bu teklifin şokunu atlatamamış adamın bu tavrını pek umursamadan ‘’ peki, kolay gelsin.’’ Diyerek çıktılar. Sara pek mutlu görünmüyordu. Ortam pek içine sinmemişti. Queen ise hiç bu yönlere takılmadan, yavaş yavaş borçlarının ödeneceğini, ihtiyaçlarının karşılanması için bir para akışı olabileceğini düşünüp mutlu oluyordu. Bir kafeye oturup bu durumu istişare etmek istedi bir an önce. Buldukları ilk yere girdiler. Şanslarına sessiz ve sakin bir ortamı vardı. İki çay istediler öncelikli olarak. Direkt sohbete tutuştular. Queen, önce Sara’nın fikrini bilmek istedi. Sara bu duruma engel olmak istemiyordu. Duygularını açıklıkla ifade etse belki Queen üzülecekti ya da bu işten vazgeçecekti. Sara zaman kazanmak için derin bir nefes aldı. Yumuşak bir ses tonuyla lafa girdi. ‘’ ben senin adına çok sevindim ama tabi böyle bir şeyi beklemiyordum ve açıkçası ortam pek hoşuma gitmedi. Ama senin her zaman destekçinim. Bunu belirtmeme gerek yok diye düşünüyorum.’’
Queen, elini Sara’nın elinin üstüne koyarak, ‘’ biliyorum tabi. En güçlü dayanağımsın. Buraya alışkın değiliz diye mekânı beğenmemiş olabilirsin. Sana hak veriyorum ama ben hiç bu açıdan düşünmedim. Yavaş yavaş borçların ödeneceğini ve ihtiyaçlarımızın karşılanabilmesi için para akışı gireceğini düşünerek sevindim.’’
Sara, ‘’haklısın tabi ki, bu sevindirici bir durum zaten. O zaman çayımızı içelim kalkıp işi kabul ettiğini söylemek için mekâna gidelim.’’
Queen, ‘’ dur ne acelemiz var, acıktım ben, güzel bir yemek yer öyle gideriz. Hem bu durumu kutlamayacak mıyız? Güzel bir yemek ile kutlayalım.’’
Sara, ‘’peki, tamam. Hadi yiyelim.’’ Diyerek menüye göz attılar. İkisi de birer hamburger menü sipariş ederek hem bu anı kutladılar hem de karınlarını doyurdular.’’ Artık Queen bir iş sahibiydi. Bu durumun verdiği mutlulukla neşeli bir sohbete tutuşup, borçtan arta kalan paraları ile neler yapacaklarının hayalini kurmaya başladılar. Onla r hayal kurdukça neşeleniyor yalnız aynı zamanda zaman su gibi de akıp geçiyordu. Uzun ve keyifli kutlamalarının ardından Queen saate baktı ve ‘’ ohoo saat epey bir ilerlemiş. Daha geç olmadan gel gidip işi kabul ettiğimi söyleyelim. Sonra da eve geçip dinleniriz. Bugün de bayağı yorulduk.’’
Sara, ‘’ tamamdır, hadi gidelim öyleyse.’’ Dedi ve kalktılar.
Mekân hemen yakınlarındaydı. Adına bile bakmamışlardı bunu şimdi fark ediyorlardı. Mekânın önüne varınca ismine bakmayı akıl etmişlerdi. Nihayetinde Queen’in iş yeri olacaktı. Adı Luvi Kafe idi. Sara bu ismi garipsemişti ama zamanla hiçbir şeyi garipsememeyi öğrenecekti. Sara garip hallerini sürdürürken Queen, kolundan çekip içeri sürükledi peşinden. İçeri geçtiler yetkili kişi karşıda oturuyordu ona doğru yürüdüler. Adam onları görür görmez tanıdı. Queen selam verip lafı uzatmadan konuya girdi. ‘’ İyi günler, sabah gelmiştik biz. İşi kabul ettiğimi söylemek için geldim yeniden.’’
Yetkili, ‘’evet, hatırladım sizi. Tamam bugün akşam mı başlamak istersin yarından itibaren mi?’’
Queen hiç düşünmeden, ‘’ yarın başlamak istiyorum.’’ Dedi.
Sara bunu duyduğuna sevinmişti. Bir gün daha birlikte olacaklardı.
Queen yetkili kişiye teşekkür edip yarın görüşmek ümidiyle çıktılar oradan. Yol boyunca sessizdi ikisi de. Sara’nın birden aklını bulandıran bir fikir yine etkisi altına aldı onu. Queen işe gittiği günlerde o ne yapacaktı. Tek başına evde nasıl geçirecekti günlerini. Yine yüzü düşmüştü. Queen yarının heyecanıyla dümdüz ve düşünceli bir şekilde yürüdüğünden fark edememişti Sara’nın bu halini. Eve vardılar. Queen Sara’ya sımsıkı sarılmak istedi ve onu kendine doğru çekerek sarıldı. Yüzüne bakmamıştı ama Sara’nın o sarılma ile birlikte yüzünde gülümseme belirmesi bir oldu. Unutmuştu bütün karamsarlığını. Queen bu sarılma ile sınırlı kalmadan ‘’ iyi ki yanımdasın Sara’’ diye güzel sözleri sıraladı. Sara o an kendinde değildi. Adeta algıları kapanmıştı heyecandan. İçeri geçtiler. Queen, ‘’bugün güzel bir gün geçirdik. Hadi gel seninle bir film izleyelim. Bu geceyi böyle güzel bir şekilde bitirelim.’’
Sara mutlulukla, ‘’ olur, ne izleyelim?’’
Queen, ‘’ güzel bir film buluruz illaki.’’
Sara, ‘’ tamamdır. Hadi sen film seç ben de atıştırmalık bir şeyler getireyim.’’ Sara atıştırmalıkları hazırladı. Queen ‘de romantik komedi türünde güzel bir film seçti. Kanepeyi açtılar iyice yerleşip filmi açtılar. O kadar heyecanlı ve sürükleyici bir film ki buldukları gözlerini kırpmadan izlediler. Film bitince etrafa göz gezdirince atıştırmalıkların etrafa saçıldığını görüp birbirlerine bakıp bu çocuksu hallerine güldüler. Saat de oldukça geç olmuştu. Uzun ve yorucu geçen bir günü güzel bir film keyfiyle taçlandırıp sonlandırdılar. Huzur dolu bir uyku için hazırdılar. Kanepeyi düzenlemekle uğraşmadılar. İlk defa o gece birlikte uyumaya karar verdiler. Baştan sona mükemmel ilerleyen gün, karanlığın çökmesi ve huzurlu gece ile son buldu.