3
İlker gözlerini kısarak giden kızın arkasından baktı. Ona görünmemek için duvara sırtını yasladı. Yeliz telefonla konuştuktan sonra izin alarak dükkandan çıkmıştı ve İlker onun bir erkekle buluşacağına emindi. Şu an yaptığı büyük ihtimalle çok saçmaydı ama o kız hem babasına hem kendisine emanetti. Yani gönül rahatlığı ile abilik yapabilirdi. Şanslı gününde olmalıydı ki Yeliz yürüyerek gidiyordu ve İlker onu kolaylıkla takip edebiliyordu. Otobüse Ya da metroya falan binse yakalanma ihtimali çok yüksekti. Zaten geçen günden sonra kafasını dağıtmak için Yeliz ile uğraşmak iyi geliyordu. O kendini medyum diye tanıtan mavi saçlı kızın evinden çıktıktan sonra onu geride bıraktığını sanmıştı . Ta ki yatağına yatıp rüyasında onu tekrar görene kadar. İlk defa gördüğü bir kızdan bu kadar etkilenmek İlkeri çok sinirlendirmişti. Ertesi gece çok şükür ki rüyasında onu görmemişti . Hatta üç gece daha öyle geçmişti. Ama neden rüyasında onu görmekten bu kadar korktuğunu da bir türlü anlamamıştı. En sonunda dün gece tekrar o kızı rüyasında görmüş ve mutlu bir şekilde uyanmıştı . Daha sonra da mutlu olduğu için kendisine kızmıştı.
Kafasını sallayarak kendisini toplayan İlker , Yeliz'in telefonu ile konuştuğunu fark etti. Yeliz başını sallayıp etrafına bakınmaya başladığında ise İlker hemen kendini yakınında olan ağacın ardına attı. Kafasını biraz çıkartıp Yeliz'e baktığında onun köşedeki bir cafeye girdiğini gördü. Hemen ağacın ardından çıkıp cafeye koştu. Buluşacağı erkek orda olmalıydı. Hızla kapıdan girip masaları taradı. Kaşları sinirle çatılmıştı ki masalardan birinde kendisine el sallayan kızı gördü. Sinirle çatılan kaşları önce şaşkınlık sonra da utançla eski halini aldı. Yeliz oturduğu yerde sırıtarak ona el sallıyordu. Karşısında da başını arkaya çevirmiş , Yeliz'in kime el salladığını görmeye çalışan güzel bir kız vardı. İlker sırtını dikleştirip yanlarına geldi.
" Yeliz . Ne tesadüf . Bende burda arkadaşımla görüşecektim ."
" Ya öyle mi ? Arkadaşın gelene kadar bizimle otursana . Seni Tuğba ile tanıştırayım . "
İlker kıza elini uzatarak tokalaştıktan sonra Yeliz'in yanına oturdu. Tonga'ya düştüğünü anlaması ise kısa sürdü. Yeliz cadısı onu buraya bilerek çekmişti. Tuğba karşısında oturan İlkere beğeni ile bakıyordu. Bu da Yeliz'in İlkere sevgili bulma çabalarının devam ettiği anlamına geliyordu. Sarışın , sevimli bir kızdı. İlker derin bir nefes vererek bulunduğu duruma ayak uydurdu. Akışına bırakmaya karar verdi .
&&&&&&
Ayla suya tuttuğu tabağı kenara koyduktan sonra suyu kapattı. Dalgın bir şekilde ıslak ellerini üzerine silip mutfaktan çıktı. Salona geçip kendisini koltuğa attı. Kendini çok yorgun hissediyordu . Bir kolunu gözlerinin üzerine kapatarak düşünmeye başladı. Dün gece neler olduğunu halen bilmiyordu . Gözlerini açtığında kendini o evde yerde yatıyor olarak bulmuştu. Falına bakacak olan kadın ortalıkta yoktu . Bir kaç kez ona seslenmişti ancak cevap alamamıştı. Hızla toparlanıp evden çıktığında ise geldiği zaman sessizce onu izleyen köpek onu gördüğü anda deli gibi havlamaya başlamıştı. Ayla koşarak o evden çıkmış ve korka korka evine gelmişti.
Ne kadar düşünürse düşündün neler olduğunu bulamıyordu. Aklına ilk gelen kadının dolandırıcı olduğuydu. Ona ikram ettiği çayda onu bayıltacak bir ilaç olabilirdi. O yüzden eve gelir gelmez çantasını kontrol etmişti ancak bütün eşyaları ve parası yerinde duruyordu. Bu nedenle bu ihtimali elemişti. Aklına başka da bir şey gelmiyordu. Her hangi bir mantık oturtamamıştı.
Oflayarak yine başarısız olduğunu düşünürken saçlarında bir hareketlilik hissetti. Hızla kolunu çekip doğruldu. Hiç kimse yoktu . Etrafına bakındı ve sonra kendine kızarak tekrar uzandı. Gündüz vakti hayal görmeye başlamıştı. Evde yalnızdı. Murat öldükten sonra hep yalnızdı.
&&&&
Işık siyaha kaçan mavi saçlarını tepeden toplamış etrafına da eşarp bağlamıştı. Koyu gözleri odadan giren müşterisinde konsantre olmaya çalıştı. Bu sefer ki genç bir kızdı. Belki 17, 18 yaşlarında . Başını iki yana sallayarak kendi kendine cıkcıkladı. Kendi işini elbette küçümsemiyordu. Ama daha hayatın gerçek sorumluluğu ile yeni yeni tanışacak olan bu gençlerin bu tür işlerle uğraşmalarını anlamıyordu. Işık bu işi hatırı sayılır bir miktara yapıyordu. Bu çocukların o kadar parayı böyle şeylere harcamaları onu kızdırıyordu. Genç kız onun önünde oturdu. Büyük ihtimalle üniversite sınavını falan soracaktı.
" ismin ne ?"
" Merve "
" Merve . Ne derdin var güzelim ? Ne öğrenmek istiyorsun ?"
Kız gözlerini kırpıştırarak derin bir nefes aldı . Oturuşu rahatsızdı . Daha önce yere oturmadığı çok belliydi. Olduğu yerde kıpırdanarak anlatmaya başladı.
" Şimdi benim bir arkadaşım var tamam mı ? Aslında en yakın arkadaşım . Adı Gül . Bizim okulda herkes bizi kıskanır . Çünkü biz çok havalıyız tamam mı ? . Onu çok seviyorum . Ama bu sene okula yeni bir çocuk geldi ."
Işık kızın anlattıklarına şaşkın bir şekilde bakarken kız dudaklarını ıslatarak tekrar konuşmaya devam etti.
" Ayy o kadar yakışıklı ki. Çocuğun adı Ali. Bence o yakışıklılığa farklı bir isim olmalıydı . Ama tabiki ailesini suçlamıyorum . Neyse bu çocuk geçen gün teneffüste bize göz kırptı. Gül dedi ki bana kırptı. Ama bence bana kırptı. Sonra Gül ile kavga ettik. "
Işık kızın ne saçmaladığını anlamaya çalışırken gözlerini bir kaç kez açıp kapattıktan sonra " Ve ?" diye sordu.
" İşte Ali hangimize göz kırptı onu öğrenmek istiyorum "
Işık bir kaç saniye boyunca kıza dümdüz baktı sonra elini uzatarak " Ver elini " dedi . Kız elini uzattı ve Işık kızın elini tuttuğu gibi görmeye başladı. Sadece bir kaç saniye yetmişti. Elini bırakıp geri yaslandı.
" Şimdi . Kulaklarını aç söyleyeceklerimi iyi dinle . Saçma sapan şeyleri düşünüp hayatını boşa harcama . Böyle devam edersen üniversiteyi kazanamayacaksın . Ailenin parasına güveniyorsun . Onların sayesinde girdiğin okulda O yakışıklı dediğin Ali ile karşılaşacaksın . Çocuk sana tecavüz edip hayatını mahvedecek. Kafanı kullan adam gibi oku. Şimdi kalk git . Para falan da verme "
Kız ağzı açık bir şekilde şok olmuş gibi kaldı. Işık eli ile onu kovalar gibi yapıp " Hadi hadi kalk " dediğinde ise hızla sırt çantasını alıp göğsüne bastırdı ve geri geri odadan çıkıp gittti. Onun ardından ise Zeynep odaya daldı.
" AA ne oldu burda be . Kız cin görmüş gibi kaça kaça gitti . Para da vermedi . "
" Boş ver parayı . Bu iş böyle olmaz . Müşterilere kısıtlama koymuştuk. 19 yaş altı randevu vermeyecektin . Bu kız lise öğrencisiydi . "
" Valla telefonda bana 19 yaşında olduğunu söyledi Işık ."
Işık başını iki yana sallayarak yerinden kalktı. Böyle olduğu zaman sinirleri geriliyordu. İçine dolan enerji ile titredi. Kaşlarını çatarak boynundaki kolyesini tuttu. Gözleri maviye döndüğünde Zeynep sessizce bekledi. Işık ise vücudunu saran enerjinin ne olduğunu anlamaya çalışıyordu ancak anlayamadan enerji kayboldu. Işık kolyesini bırakarak olduğu yerde durdu .
" Allah Allah "
" Ne oldu ?"
" Anlamadım . Sanırım biri iletişim kurmaya çalışıyordu ama çok zayıftı . "
" Hayalet mi ?"
" Büyük ihtimalle . Neyse sıradakini al içeri ."
Zeynep başını sallayıp odadan çıktı. Işık ise Kısaca duvardaki asılı aynaya bakış atıp yerine geçti. Aklının bir köşesinde evine dört gün önce gelen adam vardı. Aslında ondan hiç haz almamıştı. Ama ona dokunduğu zaman içine dolan enerji ve gözlerinin önünden geçen görüntüler ile aklı karma karışık olmuştu. O adamı tekrar göreceğini biliyordu . Çünkü admın geleceğindeki kısa geçitlerde kendini de görmüştü. O kadar hızlı bir görüş olmuştu ki hiç bir şekilde olayları anlayamamıştı ama biliyordu ki o adam bir şekilde ışığın hayatına girecekti . Belki müşterisi olacaktı . Emin değildi .
" Merhaba "
Işık gözünün önünde sallanan parmakları fark ettiğinde daldığı düşüncelerden hızla çıktı. Kendine kızarak karşısında oturmuş olan iki kadına gülümseyerek baktı . İşine dönmeliydi .
&&&&&&
İlker telefonunun titremesi ile elini cebine attı. Yanındaki müşterileri karar vermesi için rahat bırakarak uzaklaştı. Telefonuna baktığında Tuğba'dan mesaj geldiğini gördü. Yeliz'i takip ettiği gün tanıştırdığı arkadaşı ile yanlarından ayrılmadan telefon numaralarını birbirlerine vermişlerdi. Kız aslında çok tatlı biriydi. Sarışın ve seksi diyebilirdi. Başta yaşı biraz dert etmişti ama sonradan beş yaş çok da fazla gelmemişti gözüne. Mesajı açıp baktı. Dün geceden beri mesajlaşıyorlardı . İlk mesajı kız atmıştı. İlkerin cevap vermesi ile devamı da gelmişti.
" Bence bu güzel "
İlker müşterilerin konuşması ile telefonu cebine geri tıktı. Kadınların seçtiği modelle bakarak fiyat konusunda anlaşmak için babasının yanına geldiler. Sonunda da ölçüleri almak için adreslerini alıp kadınları gönderdi.
" Ee anlaştınız mı Tuğba'yla ?"
Yeliz'in sırıtarak sorduğu soruya İlker gözlerini devirerek cevap verdi.
" Sen çok oyuncusun "
Yeliz omzunu silkerek yanından ayrılırken dükkanın kapısı açıldı ve atalyöde çalışan elemanları kolları dolu bir şekilde içeri girdi . Selçuk Bey onunla ilgilenirken İlker tekrar telefonu çıkarıp Ayla'yı aradı. İki gündür konuşmamıştı. Geçen sefer aradığında da kız bir bahane ile çabucak kapatmıştı telefonu. İlker bundan biraz şüphelense de en azından bir haftadır hocaya falan gitmek istemediği için memnundu. Kulağına gelen uykulu ses ile dikkatini telefona verdi .
" Alo "
" Ayla . Nasılsın ?"
" İyiyim İlker . Sen ?"
" Bende iyiyim . Ama senin sesin pek iyi değil gibi ?"
" Uykum Var sadece "
" Bu saatte ?"
" Geceleri uyuyamıyorum "
" Neden ?"
" Çok gürültülü "
" Komşular mı ? Gelip uyarmamı ister misin ? "
" Hayır . Sadece uyumak istiyorum . Sonra konuşalım mı ?"
" Tamam güzelim . Hadi yat sen "
Kapanan telefon ile bir süre düşünen İlker Yeliz'in yanına gelmesi ile dikkatini ona verdi .
" Zeynep Duman . Perdeleri geldi . "
İlker içi sıkıntı ve heyecan dolarak Yeliz'e baktı. Bu o garip saçlı güzel gözlü ve nefret ettiği dolandırıcılardan olan kızın evi içindi. O eve hem gitmek istiyor hem de istemiyordu . Ama o perdeleri gidip o eve ulaştıracaktı. Yoksa babası gitmek zorunda kalırdı ki teslimat işi genelde İlkerindi .
Zorunlu olarak başını salladı ve kocaman kuyuyu alıp arabaya attı. Adrese bakması gerekmiyordu. Evi hatırlıyordu.
&&&&
Işık televizyonun karşısında uzanmış elinde kumanda ile sürekli kanal değiştiriyordu. Zeynep ise sabırla onun bir kanalda durmasını bekliyordu . Elindeki bardağı bir kere daha dudaklarına götürdü . Sıcak çay ağzını yakarak boğazından indi. Bu gün müşteri yoktu. Boşlardı ve sıkıcı geçiyordu.
" Dur artık bi yerde valla başım döndü "
Zeynep'in ısrarı ile Işık sırıtarak daha hızlı kanal değiştirirken çalan kapı zili ile ikisi de birbirine baktı.
" Müşteri mi var bu gün ?"
" Bildiğim kadarı ile yok "
Zeynep ayağa kalkıp kapıya giderken Işık da onun peşinden gitti . Kapıyı açmış olan Zeynep'in arkasından kolları dolu olan İlker denen adamı görünce ise kıpırdamadan olduğu yerde kaldı. Adam onun geldiğini görünce küçük bir bakış atıp gözlerini Zeynep'te sabitlemişti. Ona hiç bakmıyordu.
" Ay sonunda geldi demek. Çok güzel olacak "
Zeynep sevinçle adamı içeri davet ettiğinde ilker tereddüt ederek içeri adımını attı . En son buradan ayrılışı pek de iyi olmamıştı. Işık kenara çekilip ona yer verdiğinde İlker nefesini tutarak kızın önünden geçti. Üçü birlikte salona girdiklerinde İlker elindekileri koltuğun üzerine bırakıp onlara döndü. Işık kollarını kavuşturmuş kapıda ona bakıyordu. Gözlerinde değişik bir ifade vardı. Anlamını çıkaramıyordu ama İlker kendini tuhaf hissetmişti. Kız geçen seferki gibi kötü bakışlarla ya da onu küçümseyen bakışlarla değil de sanki onu uzun zamandır tanıyormuş gibi sanki arkadaşlarmış gibi sanki onu bekliyormuş gibi bakıyordu .
" Aslında sizin işiniz değil biliyorum ama -"
İlker önünde duran Zeynep'in konuşması ile bakışlarını ona çevirdi. Kız ellerini önünde birleştirmiş sevimli sevimli ona bakıyordu . Onun ne demek istediğini anlamıştı . Arkasını dönüp perdelere baktı. Onların çıkarılıp yenisinin takılması gerekiyordu. Gülümseyerek başını salladı.
" Tamam "
Zeynep ellerini çırparak hemen koltuğa çıktı ama boyu tabiki yetişmedi. İlker gözlerini devirerek ondan bir sandalye istedi. Onlara yardım edecek ve hemen burdan gidecekti. Kendisini izleyen kızdan bir an önce uzaklaşmak istiyordu. Yoksa yaptığı mesleği unutup onunla arkadaş olmaya çalışacaktı.
Perdeleri çıkardıktan sonra sandalyeden indi ve getirdiği yeni perdeleri düzgün bir şekilde çıkardı. Ancak daha bir hamle yapamadan Zeynep'in söylenmesi ile ona bakmak zorunda kaldı.
" Ya camlar çok kirliymiş. Şimdi bembeyaz perdeleri asmayalım . Ben iki dakika bi sileyim hemen . "
Zeynep fırlayarak salondan çıktığında ilker ağzı açık bir şekilde arkasından bakakalmıştı.
" Umarım bir işin yoktur . Zeynep o camları ne kadar sürede siler bilemeyiz ."
Işık kafasını iki yana sallayarak gülmesini bastırdı ve ona oturması için işaret verdi . İlker boşta olan koltuğa oturduğunda Işık meraklı bir şekilde ona baktı .
" Gözlerini kaçırıyorsun . Neden ?"
" Kaçırmıyorum "
" Burda olmaktan rahatsız gibisin ."
Kesinlikle öyleydi .
" Hayır "
" O zaman tanışalım . Benim adım Işık . "
İlker kıza başını sallayıp " İlker " diye cevap verdi .
" Biliyorum "
Adam tek kaşı havada kıza baktığında Işık sadece omzunu silkti. İlker ise " Hoca işleri " diyerek sahte bir şekilde güldü . Ama Işık onu " Medyum işleri " diye düzelterek sustu .
" Onu ne zaman getireceksin ?"
İlker yine anlamayarak ona baktı . Koyu gözleri dikkatle kendisini inceliyordu.
" Kimi ?"
" Bana ihtiyacı olacak "
" Ne ? Bilmece gibi konuşarak kafamı karıştırmayın ."
İlker sinirlenerek kalkacağı sırada Zeynep elinde malzemelerle yanlarına girdi. O dakikadan sonra konuşmadılar . Zeynep yavaş yavaş camı silerken Işık oğlanı inceledi. Bunu da alenen yaptı. Adamın uzun boyu ve yakışıklı yüzü ilgisini çekmişti. Ama mesleğine olan saygısızlığı büyük bir sorundu elbette . İlker ise incelendiğinin farkında rahatsız bir şekilde kıpırdandı. Kız ile geçen hafta kavga etmişti . Bu hafta ise kız onu beğeni ile inceliyordu. Bu ne kadar istemiyorum dese de hoşuna gidiyordu. Hayat Çok garipti.
&&
Ayla korku ile telefonunu aradı . Ama hiç bir yerde bulamıyordu . Evin içinde sanki kaybolmuştu . Korkudan elleri titreyerek aynı yerlere tekrar baktı. Bir an önce İlkeri araması gerekiyordu . Delirmek üzereydi . Ne yapacağını bilmiyordu . En sonunda pes ederek kapıya yöneldi . Bu evden çıkmalıydı . Koşarak kapıya yöneldiğinde önünde birden beliren duman ile gözleri kısa bir anlığına kör oldu . Hiç bir şey göremeden geriledi ve salonuna geri döndü. Ellerini saçlarından geçirip yere çöktü. Sırtını duvara vererek gözlerini sımsıkı kapadı. Titriyordu . Neler olduğunu bilmiyordu ama çok korkuyordu .
&&&