Esved 'den devam
İşlerimi halletmeye çalışıyordum.
İçeri Paşa girdi. -Abi şey Hükümcüler depodalar. Kafamı salladım.
Yeraltı Dünyasının Başında İmparatoruz diye her şeyim güllik gülistanlık değildi.
Sekreter beye döndüm
"İşleri iptal et, eve dosya işleri varsa Cevdetten gönderirsin!"
Kafasını salladı.
Otoparka indim. Başlıyordu Ceza.
Diz çöktüm ve kafama çuval geçirilmesine izin verdim. Ellerimde bağlamıştı demirle.
Hiç bir şey görmüyordum. Ama olacakları az çok biliyorum.
Nurumla evlenmeden önce bu kadar Hükümcülerin cezasına maruz kalmıyordum çünkü cezaların hepsine uymaya çok dikkat ediyordum.
Ancak Nurumdan sonra işler karışmıştı. Yeni kurallar öğrenmiştim ancak benim sorunlarım değildi artık o uymadığında da bir şekilde ben ceza alıyordum.
İmparatorluk kurallarına kadınlara ceza hiç bir zaman ne psikolojik ne de fiziksel bir şiddet olmuştu. Biz kadınlarımıza çok önem gösterirdik. Adeta ayağı burkulsa biz ceza çekerdik.
Uzun bir yoldan sonra yaka paça indirildim.
Kapı açılma kapanma sesi duydum daha sonra dizlerimdeki acıyı.
Sesleri geliyordu, balataların sesleri...
"Hükümdar ya da İmparator olmak bir şey değiştirmezzz, kurallar çiğnenirse her şey alt üst olur.
CİHANŞAH KURALLARINA SAYGI DUYMADIN!!
CİHANŞAH KURALLARI DERKİ :Kraliçe Üzülürde ağlarsa Kral yanında bulunmak ZORUNDADIR. ONUNLA TEMAS HALİNDE OLMAK ZORUNDADIR!
SEN BU ÖNEMLİ KURALA UYMADIN!!
Beni yere yatırdılar ve ellerimi ayaklarımı arada boşluk olacak şekilde bağladılar.
Yüzlerinde her zaman siyah maske olurdu. Kendilerine aslında Azaplar derlerdi ancak ben onlara Hükümcüler diyordum. Bu bilinen İmparator olan erkeklerin cezalarla koyulan kurallara uymasın da çok yardımcı oluyordu.
-Kraliçenin yanında olmamanın cezası görülmeyecek yerlere faça ve üzerine can yakan işkencelerdir. Bugün Vakıf gecesi olduğundan fazla olmayacak!
Kafamı aşağı yukarı salladım. Onların yanında ergenliğe girmiş çocuğa dönüyordum. Gerçi kendimi bildim bileli Hükümcülerle beraberdim ergenliğimden
Yavaşça elimdeki Jiletlerle vücuduma derin ancak kısa çizikler atıyordular. Canım acısa dahi ses çıkartmam yasaktı. Yoksa bununda cezasını çekerdim.
-Şimdi bağır bir daha kraliçenin ağladığında yanında olacağım, ona destek olacağım.
Sesimi bulmaya çalıştım.
-Kraliçenin yanında bir daha olacağım.
Kırbaç yedim.
-Doğru söyle!!
-Kraliçenin ağladığında yanında olacağım, kırbaç, Ah-hh Ona des-stek olacağım.
Bir kaç kırbaçla darbe daha attılar. Sonra göğsümün üzerine Boğa damgasını bastılar. Daha fazla kendimi sıkamadım ve inledim.
-Nurum ahh.
İçeri hızlıca doktor girdi. Beni depodaki revire götürdüler.
İçeride bir başka İmparator daha vardı. İmparatorlar 5 kişiydi. İkisi yabancı üçü türktü.
Başımla selam verdim. Normalde burası benim revirimdi ancak çok ağır yaralar almışki hemen müdahale için buraya getirmişler.
-Cihanşah hangi kuralı çiğnedin?
-Karım ağlarken göz göre göre yanında olmadım. Sen?
- Kraliçem benden ailesine götürmem istedi ben de erteledim.
-Ooo senin pertinin çıkması çok normal!
Doktor yaralarımı sardıktan sonra üzerimi giyindim. Ve ağrı kesici serum takıldı.
Gözlerimi kapattım. Nurumu kontrol için telefonumu aldım. Eve gelen hanımlarla elbise seçiyordu. Aradım. Bir kaç dakika sonra o benim sakinleştiricim olan sesini duydum.
-Nurum, kraliçem
-sesin yorgun geliyor neden?
Hay-ırr ya ben unuttum Ceza aldın değil mi?
Yerimden kalktım.
-Sakın Nurum daha fazla cezamı alıyım?
-Tamam sen iyi misin?
-Sesini duydum şimdi iyiyim.
-Nur hanım elbise hazır!
-Ben kapatayım bebeğim.
GÖRÜŞME DEVAM **
Görüşmem iyi geçmişti. Eve gelmiştim.
Çantamı boşalttığımda gördüğüm boşlukla sinirlerim bozuldu. Konferans defterim yoktu. En son elimdeydi. Ve ben konferans salonunda unutmuştum. Ah ya bugün blogumda notları düzenleyip paylaşacaktım.
Neyse yarın sorarım ben.
✨?✨?✨?✨?✨?✨????✨?✨?✨?✨?✨?✨??
Esved den devam
Sahneden indim. Ve rektöre teşekkür ettim. Bana yeni bir bakış açısı kazandırmış kız bir kadının yanında konuşuyordu. Elindeki defteri bıraktı. Karşısındaki ile çok hararetli bir konuşma yapıyordu doğrusu.
Önüme döndüm ve Koltuğa oturdum. Sabahtan beri yemek yemediğim için hafif başım dönmüştü.
Bir kaç kişi kaldı salonda daha sonra herkes dağıldı. Salonda gördüğüm defteri aldım. Sonra Cevdetle okuldan çıktım.
Arabaya bindiğimde elim defterin içine gitti.
Üzerinde inci gibi yazı ile konferans defteri yazıyordu.
"Nur Vedia Çebi 'nin Konferans Defteri"
En son sayfaya geldiğimde gördüğüm bilgilerle adeta boğazım kurudu.
Bu kız beni mi araştırmıştı?!
Sonra defteri karıştırınca bu araştırmanın her konferans öncesi yapmış olduğu bir etkinlik olduğunu anladım.
Sayfaların üzerinde Blog sayfasına yazıldı adlı kaşe vardı.
Kaşedeki sitenin blog sayfası olduğunu düşündüğümden telefondan girdim.
Bugün bakalım benim için ne yazacaktı?!
İçinden bir fotoğraf düştü.
Bir erkekle sarılmış bir halde yüzünde gülücükler açıyordu.
Ters çevirdiğimde gördüğüm not ile gülümsedim.
'Biolojik olmayan ancak sütt kardaşım olan Yakışıklı Nük ile otlarda dolaşırkene...
Tarih 2015 *'
Gülümsedim ve defterin içine koydum.
✨?✨?✨?✨?✨?✨?✨?✨?✨?✨?✨✨?✨?✨?✨
Aklımda kalanları yazmak yerine not düştüm. Genelde Blog yazılarım çok ayrıntılı olurdu.
Okurlarıma lalettayn bir şey sunmak içime sinmezdi.
Onlar en güzeline ve en mükemmeline layıktılar.
Kafamı salladım. Namazımı kıldım ve Fetih suresini okudum. Telefonumun zil sesi ile arayana baktım. Bu bizim Füktü...
"Ola Nükk" "alo yiğenim nörüyon"
"Ayı mısın Nük yiğenim ne be?!"
"Heee atıyım hem de en bal seveninden"
"Hı, ne oldu Muaz"
" bir şey olmadı özledim be ondan aradım bir de bugün blog yazısı paylaşmadın bir kaç takip eden arkadaşım sordu."
Kafamı masaya çaktım.
"Konferans defterimi seminer yerinde bıraktım. Yarın aldığımda yazacağım"
"Anladım Nurum tamam ben kapattım, Sevgiler anama"
" hay senin anana diyeceğim de ana benim anam"
Namazı kıldım ve yattım yarın gidip o defteri alacaktım.
Sabah dersten sonra hızlıca konferans salonuna İlerledim. Kapı açıktı zaten içeri girip baktım en son hoca ile konuşuyorum.
Off yoktu ya ya!! Nerede olabilirdi?
Ben şimdi o kadar yılın birikimini kaybetmiştim.
Çok üzgünüm.
Konferans salonundan çıktım.
Bir sonraki dersime ilerlemeye başladım.
✨?✨??✨?✨?✨??✨??✨?✨?✨?✨???✨?✨
Esved den devam (günümüz)
Serum bittikten sonra depoda bulunan giyinme odama gidip üzerime bugün için siyah takım elbise giyindim, saçlarımı elimle yaptım.
Cevdet ile beraber depodan çıktık.
Paşaya döndüm.
-NURUM hazır mı?
Kafasını onaylar biçimde salladı.
Arabaya bindim. Onu mekanda karşılayacaktım. Depo uzakta kalıyordu.
Nurumu alsam geç kalabilirdik.
Kafamı yasladım ve biraz da olsa gözlerimi kapattım.
İşkenceler beni yormuştu.
Gözlerimi Cevdetin sesi ile açtım. Son kez orta aynadan baktım ve Paşanın kapımı açması dışarı adeta kendimi attım.
Paparaziler doluşmuştu. Plakasından kraliçemin geldiğini anladım. Paşa kapıyı açmak için gitti ancak durdurdum.
**Bir Cihanşah kuralı daha :
Kraliçe ile bir davete gelinmiş ise ve eğer Kraliçe ayrı bir arabada mekana ulaşmış ise Kral Kraliçeye hürmeten kapıyı eğilerek açar.
Hızla arabanın yanına gittim. Hafiften bedenimi eğdim. İlk kez davette Hürmet hareketini yapmamıştım.
Nurumun kapısını açtım.
"Kraliçem hoşgeldin"
Aşağıya indi. Üzerini taradığımda sinirlenmiştim. Bu kadar güzel olmak zorunda mıydı bu kadın?!

Üzerinde belinden sonra bollaşan siyah simli bir elbise vardı.
Ayağında ise en az on santimlik sttiletto vardı. Doğruldum ve kolumu uzattım. Koluma yavaşça girdi. Yüzüme baktı ve saniyelik biçimde gülümsedi.
Beraber yürüyerek poz vermek için ayarlanan girişteki süslü mekana gittik. Paparaziler peşimizden hızla geliyordular. Bir yandan poz verdik bir yandan da soruları dinledim.
Boğazımı temizledim ve Nurumun belini sarmaladım. Aradaki boy farkı yine ciddi derece de vardı.
Ve ben bundan acayip derece de hoşlanıyordum.
Bir adamdan soru geldi.
"Sungur bey bebek düşünüyor musun?"
"Bu bize kalmış bir şey ancak kraliçem ne isterse o olur"
Muhabir kafasını salladı.
"Peki ya bayan Cihanşah sizin gelecek planlarınız neler?"
"ben şuan üniversitemi bitirmeyi düşünüyorum daha sonra ise durumu göre kendi alanımda ilerliyeceğim."
Nurumla biz bu konuları çoktan sonuca vardırmıştık.
Bunun gibi bir kaç soruyu daha cevapladıktan sonra içeri geçtik.
İçeri geçince herkesin bakışları bize döndü. Nurumun belini daha sıkı kavradım. Nurum trabzanlardan tutundu ve merdivenlerden ilerledik. Bize ayrılan büyük masaya oturduk. Nura baktığımda eli ile masanın üzerindeki içkileri işaret ediyordu.
Bana doğru eğildi
"lütfen kaldırır mısın? Rahatsız oluyorum da!"
Kafamı salladım. Elim ile garsona işaret verdim.
"Buyrun efendim"
"Genç şu şişeleri kaldır!"
Kafasını korkuyla salladı. Ve içkileri aldı.
"Teşekkür ederim"
"rica ederim kraliçem her zaman"
Bize doğru gelen sima ile içtiğim su boğazıma kaçtı. İşte şimdi Nur beni öldürebilirdi...
✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨
Bir bölümün daha sonuna geldik canlar. Beğendiyseniz votelemeyi ve yorum yapmayı unutmayın!
Sağlıcakla ve papatyaların minnoş sevgisi ile kalın... ??????