Geçmişin geleceğe vaat ettiği ölüm sessizliği, umudu vurulan kelepçeleri aşındırmakla birlikte ülkenin üzerine çöken kara bulutları da kızıştırıyordu. Soğuk değildi belki içerisi ancak onun için buz tutmuştu. Kimin mi? Arven’in. Gözünden akan bir yaş yere düştü ve düştüğü yerde bir oyuk oluştu. Tıpkı kara delik gibiydi, kimse şaşıramadı. Onun normal olmadığı herkesten tarafından biliniyordu. Ancak herkes üzgündü. Arven kendince hep şatonun neşesi olmayı düşlese de yaşam şartları nedeniyle bu isteği hep geri plana itilmişti. Onu üzen en büyük etkende buydu. Alfa olmak istemiyordu. Güçlü olmanın verdiği yük omuzlarında büyük bir ağırlık oluşturmuş, taşıyamayacağı hale gelmişti. “Tanrım, inanamıyorum size.” Dedi kafasını iki yana sallayıp gerçekliği bir umut reddetme çabasıyla. “İy