Toprak telefonu Güneş' e verdi. Güneş annesini görünce gülümsedi.
' Anne. '
' Ne oldu kızım? Benimle konuşmak istemişsin. '
İçeride ne demiş olursa olsun kızına en azından iyi anne rolü yapıyordu. Ya da bir nedenle Toprak Bey' e öfkeliydi ona farklı konuşuyordu. Sonuçta Güneş' e iyi gelecekti. Ben kazanmıştım. En azından şimdilik. Toprak Bey' e yaklaştım.
' Artık bu geceyi sağ elinizle geçirirsiniz. ' dedim ve Güneş' e doğru adım attım. Toprak Bey sol eliyle beni yakaladı ve kendine doğru çekti. Kısık sesle; ' Ben solağım yalnız. Ayrıca kendimi tatmin etmekten haz etmem ama sen ilk postamız daha uzun olsun istersen öncesinde o küçük ellerinle beni boşaltabilirsin. ' dedi. Bu adamda cidden edep yoktu.
' İstemem. Neden isteyeyim?'
Güneş annesine bakıcıları şikayet etti. Sonra yine annesinin sesi duyuldu.
' Eğer bunu da sevmediysen abinden yenisini iste. Sana ne demiştim? Erkekleri kadınlar yönetir. Bütün erkekler sen ne dersen onu yapar ama kendileri istedi zannederler. '
Cidden kızına böyle akıllar veriyor olamazdı. Tam öne doğru hamle yaptım ki Toprak Bey tekrar geri çekti.
' İşimi yapmama izin vermiyorsunuz. '
' Seni muhatap almaz Nesrin. O seni muhatap almayınca Güneş hiç almaz ama sen bilirsin tabii. Uzman olan sensin. ' dedi. Uzman kısmını alayla söylemişti.
' Anne gel lütfen. ' dedi Güneş.
' Sana gelmeyeceğimi çünkü artık senin büyüdüğünü söylemiştim. Zırlayıp durma. Sürekli ağlayan bir kadının silahı olmaktan çıkar gözyaşları. '
' Ama ben silah istemiyorum. Ben seni istiyorum. Ben bakıcı da istemiyorum. '
' Bende seni istemiyorum. İyi bir kız ol ve bana yük olmayı bırak. Sana bakmak zorunda olan ben değilim abin. Derdin neyse ona söyle. ' dedi ve telefonu kapattı. Bu cidden yaşanmış olabilir miydi? Güneş ağlamaya başladı. Yanına gidip ona sarıldım ama beni ittirdi. Bağırmaya, beni kovmaya ve oyuncaklarını parçalamaya başladı. İşte bu benim bitiş anımdı. Toprak Bey Güneş' i kucağına aldı ama Güneş hala sakinleşmiyordu. Bunları duyan hangi çocuk iyi olabilirdi ki?
' Böyle bir şey nasıl olur ya? Biliyordun. Bal gibi biliyordun. Bile bile kardeşini krize soktun. Sana inanamıyorum. Sen nasıl bir insansın?'
Bana cevap vermedi. Güneş' le ilgilendi. Bana odadan çıkmamı söyledi. Bende dediğini yaptım. Çok öfkeliydim. Güneş bağırmaya devam etti. Anne diye ağlaması benim odama kadar geliyordu. Sonra ses azaldı ve kapı sesi duydum. Odamdan çıktığımda Toprak ve Güneş' i gördüm. Toprak bana baktı.
' Gece için hazırlanırsın artık. Bir duş al bence. ' dedi.
Bir kaç gündür buradaydım ve tabii ki kıyafetim yoktu. Gerçi olsa onun için hazırlanacak mıydım? Asla. Sadece kendim rahatsız olduğum için zaten hazır o sapık ortada yokken duş alacaktım. Malum eski odamda duş yoktu.
...
Güzelce duşumu aldım. İç çamaşırlarımı yıkayıp kuruması için banyodaki peteğe astım. Ev yerden ısıtmalı olsa da iyi ki petek vardı. İç çamaşırı olmadan giyinmek rahatsız ediciydi ama başka çarem yoktu. Akşama doğru kapı çalındı. Açtım. Beni zorla getirip kilitleyen adamdı.
' Toprak Bey bunları gönderdi. ' diyerek elime poşetler tutuşturdu. O an azıcık içim ısındı. Büyük ihtimalle kıyafetti. Keyfim yerine gelmişti. İnşallah iç çamaşırı hatırlamıştır diye düşünüyordum. Normalde bir erkekten böyle bir şey istemezdim asla utanırdım ama burada hapistim. Gidip kendim alamazdım. Sonunda mikrop kapmak vardı.
Poşetleri açar açmaz hevesim kursağımda kaldı. İç çamaşırını hatırlatmıştı ama sadece onu hatırlamıştı. Giymesem de olur iç çamaşırları ve gecelikler dışında hiçbir şey yoktu bu poşette. Bu adam ciddi miydi? Gerçekten onunla seks yapmamı mı istiyordu? İyi de neden istiyordu?
Akşam geldi. İlk kez bu evde düzgün bir şekilde akşam yemeği yiyecektim. Masada kuş sütü eksikti. Güneş hiçbir şey beğenmiyordu. O yüzden de çeşit çeşit yemek yapılmıştı. Bu evi sanki bu kız yönetiyordu. Gerçi annesini düşününce sağlıklı bir davranış beklemek hata olurdu. Güneş' e arada bir şeyler yedirmeye çalıştım ama elimi ittirdi.
' Bebek miyim ben? Kocaman kız oldum. ' dedi. Bebekti aslında. Anne kuzusuydu ama annesi kimbilir ne zamandır büyüdün sen diyordu?
Karışmadım daha fazla. Üzerine gitmek doğru değildi. Yemekten sonra odama çıkarken Toprak kolumdan tuttu.
' Hazır mısın? Giydin mi içine aldıklarımdan. '
' Değilim ve istemiyorum. '
' Peki. Tercihi sen yaptın. '
Yürüyüp gitti ve ben öylece kaldım. Israr etmedi. Zorlamadı. Adamın altına alabileceği bir sürü kadın vardı. Umrunda değildi kabul etmem ya da etmemem. Yukarı çıktım. Yatağın üzerine döktüğüm ve öylece bıraktığım iç çamaşırlarına baktım. Yaşamak isteyen bendim. Adam Mehmet Bey' i öldürdükten sonra duş almıştı. Hatta belki gelip bir kadınla yatmış ve ardından duş almıştı. Beni öldürüp normal hayatına devam edebilirdi. Bunu yapamayacak olan bendim. Buraya seks için gelmemiştim ama istediklerimi yapmak için yaşamak zorundaydım. Bunun içinde galiba bunu yapmam.
İçlerinden en kapalısını giydim. En kapalısı bile kapalı değildi. Üzerine de gecelik giydim. Bir ihtimal ben oraya gidince vazgeçerdi. Benim gibi bir acemiyi ne yapacaktı? Korkuyordum. Daha önce hiç yaşamadığım bir şeydi. Odasının önüne geldim. Daha odasını bile bugün öğrenmiştim. Kapıyı tıklattım. Tam olarak kapalı bile değildi. İçeri girdim. Bana baktı ve buz gibi bir sesle ; ' Geleceğini biliyordum. ' dedi. Ben bile bilmiyordum. Bunu nasıl bilebilirdi?
Ürkek adımlarla yatağa doğru yürüdüm. Yatağın yanında durdum.
' Korkacak bir şey yok. ' dedi. Korktuğum çok mu belli oluyordu?
' Elimde değil. ' dedim.
' Amacım canını yakmak değil. '
Amacın neydi en azından onu anlasaydım keşke.
' Neden?' diye sordum.
' Onu ancak bu yataktan çıktıktan sonra öğrenebilirsin. '
Durdum. Öylece durdum. Toprak kalktı. Geceliğin ip askılarına parmağını taktı. Omuzlarımdan aşağıya çekti. Gecelik usulca süzülüp yere düştü. Utanıyordum. Uzanıp boynuma bir öpücük kondurdu.
' Sana tecavüz etmiyorum. Buraya kendin geldin. '
' Daha önce hiç... O yüzden...'
Boynuma bir öpücük kondurdu.
' Biliyorum. Kendini bana bırak. Buraya zorla getirilmedin. Kendini bırakırsan zevkin doruklarına ulaşabilirsin. '
En azından kötü davranmıyordu. Galiba öyle davransa öleceğimi önemsemeden kaçardım. Üzerindeki t-shirt hızla yeri boyladı. Ellerimi tuttu. Göğsüne koydu.
' Tenimi hisset. ' dedi. Ve hafifçe eğilip beni bacaklarımdan tuttuğu gibi kucağına aldı. İşte o an içim bir tuhaf oldu. Aniden alınmanın etkisi miydi yoksa çıplak tene dokunmanın mı bilmiyorum ama içim bir tuhaf oldu. Düşmemek için boynuna sarıldım. Göğüslerimin arasına ufak bir öpücük kondurdu.
' Tahmin ettiğimde daha kadınsıymışsın. ' dedi. Bu bir iltifat mıydı yoksa normal halimin çocuksu olduğu yönünde bir hakaret miydi anlamadım ama sırtım soğuk çarşafla buluşurken içim ikinci kez tuhaf oldu.
' Rahatla. Bu gece senin istemediğin hiçbir şey olmayacak. Dur dediğin yerde dururum. '
Dur dediğim yerde dururdu belki de vurma dediğim yerde durmazdı.
' Canım çok yanacak mı? Bana doğruyu söyle. Kendimi ona göre hazırlamak istiyorum. '
' Cinsel fantezileri olan bir adam olabilirim ama ilkinde sana canını yakacak bir şey yapmam. Seks gibi muhteşem bir şeyi doğru öğrenmelisin. Bunun için ilk önemlidir. ' dedi. O an gözüm tavana takıldı. Yatağın tam üzerinde neredeyse yatak boyunda bir ayna vardı. O ayna neden oradaydı? Üzerine düşer diye hiç mi korkmuyordu? Ayrıca sanırım bu adam sekse aşıktı.