Hafifçe geriye çekildi ve gözlerimin
içine bakarak elini altıma soktu ve sütyenimin kopçasını açtı. Bu beni ekstra utandırmadı çünkü zaten danteldi ve göğüslerimi görmüştü. Utanç verici anı az önce yaşamıştım.
Dudaklarını göğsümün ortasına
bastırıp, öpücükleri ile tenimi
okşayarak karnıma kadar indi. Şaşırtıcı bir şekilde davranıyordu bence. Sanki buraya ölmemek için de onunla sevişmek isteyerek gelmişim gibi. Bitse de gitsem olmuyor muydu?
Elleri dokunmak ile dokunmamak arasında tenimi okşadı. Belime geldiğinde hafifçe irkildim. Belimin yan tarafını morartırcasına emmeye
başladığında kendime engel olamayarak elimi saçına götürdüm ve saçlarını çekiştirdim. Sanki elleri az önce hassas nokta analizi yapmıştı. Kahretsin bunun bir kabus ya da zorunluluk olması gerekiyordu. İki parmağıyla hafifçe göğüs ucumu sıktığında zayıf bir inleme firar etti dudaklarımdan. Hassas belim öpücükleri ile yay gibi gerilirken boş bulunmuştum.
Hemen iki parmağnı ağzıma
soktuğunda, sanki çıkardığım
sesleri ve çıkaracağım sesleri
engellemek ister gibiydi.
' Em onları, güzelce ıslat. Sana lazım olacaklar. ' dedi.
Boğazıma kadar giren o parmakları emiyordum. Bana neden lazım olacakları ile ilgili bir fikrim yoktu ama dediğini yapmıştım. Dudaklarını meme ucumda hissetmeye başlayınca parmaklarını daha istekli bir şekilde emmeye başladım. Diğer mememe geçti ve meme ucumu dişlerinin
arasında kıstırarak ısırıp, hafifçe acıttıktan sonra usulca öptü. Dengem şaşıyordu. Göğüslerimden ayrılıp dudaklarıma geldi. Alt dudağımı hafifçe ısırdıktan sonra emmeye başladı. Ardından üst dudağıma geçti ve dilini ağzıma soktu. Dili ağzımın içinde bir keşfe çıkmıştı adeta. Dişlerimin üzerinde geziyor ve damağımı okşuyordu. Dilimin üzerinde gezdirdi dilini. Bu adam bu işi biliyordu da ben bir şey bilmiyordum. Elinde şekillenen bir oyun hamuru gibiydim.
Bir kez daha dudaklarımı öptü ve
hafifçe geri çekilip gözlerime baktı.
' Birazdan içine gireceğim. Kendini sakın sıkma. Emin ol çok zevk alacaksın. Altımda zevkle inleyeceksin.' dedi.
Kelimeleri beni önce ürkütse de biraz da tahrik ediyordu ve farkındaydı bunun. Hiç çekinmiyordu. Utanma bilmeyen bir adamdı. Ne kadar acemi olsam da o profesyoneldi ve bu bir acemi için bile anlaşılacak derecedeydi. Kadınlığımı okşadı. Baş parmağı bir noktaya baskı uyguluyordu. Diğer parmağını girişimde hissettim.
' Islanmışsın. ' dedi. ' İç çamaşırının dışına kadar çıkmış ıslaklığın. ' Hiçbir şey diyemedim. İç çamaşırımı çıkarmadan kenara çekti .Parmağını içimde hissettim. Ardından ikinci parmağını. Parmakları içimde hareket ediyordu.
Beni zirveye kadar
taşıdı, ancak rahatlamama izin
vermeden elini hemen çekti.
O an hiç beklemediğim bir şey oldu. Ona sabırsızlık ve biraz da hayal kırıklığı ile baktığımdan emindim. Bu hale geldiğim için kendimden nefret edecektim ama engel olamıyordum.
Üzerimde hafifçe doğruldu. Eşofmanını sıyırıp attı. Boxer vardı üzerine ama o bile gizleyemiyordu.
' Gözlerime bakarak iç çamaşırını çıkar. ' dedi. Korkuyordum. Artık korkuyordum ama ona itaat ettim.
' Benimkini de. ' dedi. Boxerı indirmeye çalışırken taş gibi olmuş erkekliği ile yüz yüze geldim. Öyle büyüktü ki benim bunu almam mümkün değildi. Asla değildi.
' Vazgeçtim. ' dedim..
' Korktuğun için mi?'
' O gerçekten çok büyük. '
' Ama canını yakmayacak. '
Elini göbeğimin üzerinden usulca gezdirerek yavaşça bacaklarımın arasına getirdi ve kadınlığıma
ulaştığımda yavaşça okşamaya başladı. Tekrar parmağı içime girdiğinde hafif bir inlemeye engel olamadım.
'Şimdi söyle bana, sana ne yapmamı
istiyorsun? İstemiyorsan gidebilirsin.'
Cevap veremedim. Ölmek istemiyordum. Ayrıca lanet olasıca herif sanki beni nasıl bu yatakta tutacağını iyi biliyordu. Ona devam et demedim ama kalkmaya da çalışmadım.
Geniş omuzları, şişkin
biseps ve uzun trisepsleri, geniş
esmer göğsü, karıin kasları,
adonisleri, belirgin bacak
kasları vardı. Kusursuz bir heykelden farksızdı ve bu hiç adil değildi. Altında küçücük kalan bedenim izlediği manzarayı elbette beğeniyordu. O kocaman şeyi saymazsak.
Bir anda bana yaklaşıp, üzerime uzandı. Ellerimi omuzlarına koydu.
Bacaklarımı sertçe alıp beline doladı
ve onu bacak aramda hissettim.
İkimizi birbirimize tamamen düğüm olmuş gibiydik.
Onu girişimde hissettiğimde istemsizce kendimi sıktım. Kendini bana bastırdı.Dudaklarımı dudakları ile örterek savurduğum acı dolu inlemeyi dudaklarında boğdu. Dudaklarımdan bir an ayrıldı.
' Kendini sıkma. Neden son anda bunu yaptın ki?' dedikten sonra öylece durdu.
' Gevşe. Rahatla. Bak geçti. Hiçbir şey olmadı. ' diyordu ve ses tonu gerçekten insanı rahatlatıyordu. Kendini bir kez daha bastırdı. İçimdeki doluluk canımı yakıyordu ve sanki patlayacağım gibi hissediyordum. İstemsizce kendimi tekrardan sıktım. Yavaş yavaş hareket etmeye başladı. Kendimi rahat bırakmam gerektiğini biliyordum ancak bir
süre bunu başaramadığım için
canım yansa da, farkına varıp da
bacaklarımı sıkmayı bıraktığımda
yaşadığım acının da azaldığını
hissettim. Üstelik o da kendimi sıkmayı bıraktığımı hissetti ve dudaklarımdan ayrılıp, gözlerimin içine bakarak devam etti. yapmayı Tutku dolu, sert bakışları insanı bir teslimiyete sürüklüyordu.
Gözlerimin içine baka baka söylediği
ayıp kelimeleri algılayamıyordum
sanki, bacak aramdaki zonklamayı
duyuyordum ve kulaklarım sanki yaşadığım doluluk nedeniyle duymaz olmuştu.
' Bu kadar seksi olmanı ve dar olmanı beklemiyordum. ' dedi .
Yüzünü boynuna gömüp öpmeye,
yalamaya ve emerek morartmaya
devam ettiğinde, gözlerimi kapatıp
tırnaklarımı sırtında boydan
boya gezdirdim. Geçen her an, acı
yerini tutkunun bahşettiği bir zevke
bırakıyordu. O hareketlerini hızlandırırken ikimizde zevkten inliyorduk. Bu kadar zevkli bir şey olmasını da onu içime sığdırabilmeyi de asla beklemiyordum. Sonunda ben ikinci kez boşalırken o da çıkarıp göbeğime boşaldı. Sonra kendini yanıma yatağa bıraktı.
' Gerçekten bakireymişsin. ' dedi. Bu beni sinirlendirdi.
' Ne sanıyordun?'
' Kadınların sözlerine güvenmem. Nesrin hamile kaldığında babam aldırmasını istedi diye üç gün kendini odaya kilitleyip ağlamıştı. Sözde çocuğunun yaşaması dışında ne para ne evlenmek hiçbir şey istemiyordu. Sonuç ortada. '
' Bu yüzden mi güvenmiyorsun yani?'
' Sadece bu değil elbette. Bu sadece seni ilgilendiren kısmıyla ilgili bir örnek . Neyse devamını sonra anlatırım. Banyoda ılık bir duş al. İyi gelir. Bende burayı düzelteyim. ' dedi.
.....
Yazarın anlatımı...
Çağla duş almak için kalktığında ardına dönüp baktı ve yataktaki kanı gördü. Böyle bir şey yaşayacağını asla tahmin etmiyordu ancak yıllarca bunca acıyı da amaçlarına ulaşmadan ölmek için çekmiş olamazdı. Banyoya gitti ve ılık bir duş almaya başladı. O yokken Toprak çarşafı değiştirdi. Çağla geldiğinde odasına gitmek için yerdeki kıyafetlerini toplamaya çalışıyordu. Toprak yatağın üzerine koyduğu kendi t-shirtünü gösterdi.
' İstersen onu giy. Uğraşma şimdi toplamaya. ' dedi. Çağla dediğini yaptı çünkü şiddetli olmasa da ağrısı vardı. Giydikten sonra kapıya yöneldi.
' Çağla. '
Çağla ona doğru döndü.
' Komodin üzerinden paranı da al bari. '
Çağla öfkelendi..
' Sen ne diyorsun?' diye bağırdı.
' Ben bir şey demiyorum. Öyleymiş gibi işi bitirip gitmeye kalkan sensin. '
' Ne yani burada mı kalayım?'
' Hakkımda nasıl bir izlenimin var bilmiyorum ancak bakireliğini aldığım bir kadını ücretlik tutmuşum gibi geceden gönderecek bir adam değilim. Geç yat. Bir şey olmaz ama sen yine de her ihtimale karşı gözümün önünde ol. Bir sıkıntı hissedersen uyuyor olsam da uyandır. Erkekler genelde seksten sonra biraz derin uyur. ' dedi. Bu sözler Çağla' yı endişelendirdi. Üzerine baktı. Yerden iç çamaşırını almaya eğildi..
' Endişe etme. İkinci kez sana dokunacak değilim. Sen istesen bile bunu yapmam. Bana doyamadıysan bile hevesini başka geceye sakla. ' dedi.
Çağla yatağın kenarına oturdu. Kendini bitkin hissediyordu.
' Bir daha olacağını sanıyorsan avucunu yalarsın. ' dedi. Zevk almıştı almasına ama bu adam onu zorla tutan biriydi. Büyü uçmuş ve gerçek geri dönmüştü. Sadece söyledikleri ürküttüğü için Toprak' a asla değmeyecek şekilde yatağın ucuna uzanıp, battaniyeyi üzerine çekti. Boynuna kadar örtmüştü. Toprak duş alıp geldi. Çağla uyukluyordu bile. Toprak onu kendine doğru çevirdi. Kolunu altından geçirip göğsüne yatırdı. Çağla karşı çıkacak halde değildi. Daha derin uykuya daldı. Bir süre sonra Toprak yataktan kaldı. Kamerayı koyduğu yerden alıp hafıza kartını çıkardı. Kıyafet bölümüne geçti ve kasasını açtı. Kartı kasaya koydu. Toprak hiçbir zaman kadın öldürmeyi tercih eden biri olmamıştı ama kendini güvene de alırdı. Artık Çağla gidip cinayeti polise anlatsa bile sadece eski sevgili kıskançlığı ile atılmış bir iftira olarak gösterecek yeterli sahne vardı elinde. Güneş' e kıymet veriyordu ve ona iyi gelir mi diye denemek için yanında tutmaya devam edecekti ama artık bir tehdit oluşturmuyordu.
Yatağın ucuna uzandı. Hiçbir kadınla uyumayı sevmiyordu aslında. Sadece hem görüntü için gerekliydi hemde gerçekten ilkini yaşamış bir kızı öylece göndermek istememişti. Toprak sekse önem verirdi. Seks onun için bir sanattı adeta. Çağla' nın gözünde kötü bir şey olsun istemiyordu. Çağla oldukça seksi bir kız diye düşünüyordu. Toprak' ın cinsel hayatına karışmadığı sürece isterse tekrar beraber olurdu. Bunca zamandır kimseyle olmamasını bile nasıl bir zevk olduğunu bilmemesine bağlıyordu. Kadınlara güveni yoktu Toprak' ın. Çağla gibi böyle bir şeyi kolay kabul ettiğini düşündüğü bir kadına ise hiç yoktu.