MAFYA MISIN?

1221 Words
' Bence benden hoşlanıyorsun ama söyleyeyim duygularının bende karşılığı yok. ' Çağla Toprak' ı yakışıklı buluyordu ama o kadardı gerçekten. Toprak' ta ise durum gerçekten farklıydı. O gerçekten bir insanın bu kadar masum olacağına inanmıyordu. Bir açık arıyordu. Tabii Çağla' da yattığı kadınlardan biri olsaydı buna da hayır demezdi. Onun ne ruhen ne de bedenen masum olduğuna inamıyordu. Belki de bu şekilde kendine ispat etmek istiyordu yanılmadığını. Toprak için yaşayan tek masum kardeşi Güneş ve diğer çocuklardı. Çocukluk bitince masumiyette biterdi. Kafasında bazı hesaplar vardı. Bunların içinde Çağla' yı öldürmek yoktu ama tabii işkenceye hayır demezdi. Onda rahatsız olduğu bir şey vardı. Şu an bu masumiyeti gibi görünse de daha derinden başka bir şeyler daha vardı. Bu duygusal ya da fiziksel bir his değildi. Daha çok bir öngörü gibiydi. ' Senden hoşlandığım falan yok. ' ' O zaman benimle yatmak için niye takla atıyorsun. Taklacı güvercin misin sen?' ' Takla attığım yok. Sana bir seçenek sunuyorum. ' ' Hamdi Bey 'in teklifine hayır diyorum. ' ' İğrenç bir espri anlayışın var. Hamdi Bey' e senin yaşın yetiyor mu?' ' Ufalayım da cebine gireyim bari. Yetiyor. Ayrıca internet diye bir şey var. İstersen açıp sen daha portakal ağacında vitaminken çekilmiş şeyleri bile izleyebilirsin. ' ' Boş işler müdürü olunca tabii. ' ' Boş işler müdürü değilim. Ayrıca kardeşini susturmayı başaran tek kişiyim. Ben olsam beni öldürmezdim. Yani sonuçta işine yarıyorum. Beni öldürünce ya kardeşin yeni bir sinir krizi geçirirse ne yapacaksın?' ' Başka bir bakıcı tutacağım. ' Çağla bir an düşünüyor gibi yaptı. İçinden şansına küfretti. Dünyanın öbür ucundan bile bakıcı getirebilecek maddi güce sahipti karşısındaki kişi. Dünyada bunu başarabilecek tek kişi değildi ve ayrıca kızın durumu da belli değildi. Sadece bu kez şansı yaver gitmişti. ' Yeni bir anlaşma teklif ediyorum. ' ' Sen bana anlaşma teklif ediyorsun öyle mi?' ' Öyle. ' ' Peki benim bu yeni anlaşmayı kabul etmekteki kârım ne olacak?' ' Ama her şeye böyle kar zarar diye bakamazsın.' ' Ben bir iş adamıyım. Benim için her şey kâr zarar hesabıdır. ' ' İyi tamam. Yeni anlaşmamız şu. Ben Güneş' e bakarım. Eğer o bir kez daha kriz geçirirse sen ne istersen onu yaparım. ' ' Bunu kabul etmek için bir neden göremiyorum. Zaten bir anlaşmamız var. Güneş bir daha kriz geçirirse seni öldüreceğim. ' ' Off ya. Düz mü söyleyeyim. İmadan anlamıyor musun? Eğer Güneş bir daha kriz geçirirse seninle yatarım oldu mu?' ' Şu an telefon açıp canım seks istiyor desem dünyanın en kalabalık grup seksini yapacak Guinness Rekorlar Kitabı' na girecek kadar kadın dizerim buraya senin ne ayrıcalığın var?' Çağla yine gerilmişti. Kendine hakim olmaya çalışıyordu ama bu şartlarda mümkün değildi. ' Ya ben mi açtım yatma konusunu, sen sen açtın. Sanki zorla benimle yat diyorum. Aksine yatmamak için uğraşıyorum burada. Ayrıca Guiness Rekorlar Kitabı' nda böyle bir rekor kısmı olduğunu sanmıyorum. Zaten böyle bir rekor olsaydı da sen kıramazdın bence. Yani dünyada o kadar iri yarı insan var. Tamam sende irisin ama yani senden iriler var. O kadar vücut yapanlar var. Onlar varken sana kalmazdı bu rekor. ' ' Sen ne sanıyorsun ki? O kadar kas yapan erkeklerin genelde kendilerini şişirmekten şeyleri küçük kalır. Hayır ileride büyük ve işlevli olsun diye öyle bir koca hayal ediyorsan baştan uyarayım. İstediğin performansı bulman mümkün değil. ' ' Ne bileyim ben be! Sanki adamların karşısına geçip açın bakayım diyorum. Gerçi sen bildiğine göre sen baktın herhalde.' dedikten sonra durdu. Alnına vurdu. Ne dediğini sonradan anlamıştı ama iş işten geçmişti tabii ki. Zaten bu hastalık yüzünden hep böyle oluyordu. ' Yani öyle demedim. Öyle demek istemedim. Sen birden öyle diyince bende işte lafın gelişine koydum lafı. ' ' Ben sana bir koyacağım gözlerin yuvalarından fırlayacak. İyi tamam seninle anlaşma yapmayı kabul ediyorum. ' Çağla elini yumruk yapıp hızla aşağıya doğru çekti. ' Yes be! Biliyordum. Bana kıyamayacağını biliyordum. Yani çok gencim, ufak tefeğim, çocuk gibi bir şeyim. Sende çok vicdansız birine benzemiyorsun o yüzden şey ettim. Yoksa bana niye kıyamayacaksın değil mi? Kıyarsın normalde. En güzel sen kıyarsın. En güzel kıyma olarak Guinness Rekorlar Kitabı' na bile girersin. Yani birine kıyma açısından. Normal kıyma değil. Normal kıyma ile ne işin olur? Sen kasap mısın ki? Değilsin. ' ' Ya insan kasabıysam?' 'Değilsin. Çünkü öyle olsa Mehmet Bey' i vurmaz doğrardın. Ben hep bu konuyu kendi ağzımla açıyorum değil mi? Ağzıma tüküreyim ben. ' diyerek kendi ağzına avucunun içiyle vurdu Çağla. Toprak onu öylece izliyordu. Bu kız saçmalamaya başladığında bir açık bulmak için dikkatini ona veriyordu. Zaten bu kadar cevap vermesi de sırf bu nedenleydi. Yoksa normalde konuşmayı seven biri değildi. Çağla konuşmaya devam etti. ' Anlaşma diyorduk. Ne anlaşması? Lütfen konuyu dağıtmayalım. Şurada ciddi bir şey konuşuyoruz. Hayat memat meselesi bu. Ben ölümden nasıl kurtuluyorum şimdi benim güzel abim. ' ' Sen bu esnaf ağızlarını nereden öğrendin? Lanlar, abimler falan havada uçuşuyor. ' ' Şöyle ki, ben bulaşıkçı olmadan önce okul parasını çıkarmak için ikinci el kitap sattım bir süre ama pek başarılı olamadım. Ülke okumuyor abicim. Okusa böyle mi olurdu zaten? Gazeteyi masa örtüsü gibi kullanıp üzerinde yemek yiyen abiden, cam silmek için kullanan abladan ne beklersin ki. Gerçi yalan yok bak gazete çok güzel cam kuruluyor ama okumakta lazım tabii. ' ' Kes!' ' Kestim abicim kestim. ' ' Şu abicim demeyi de kes. ' ' Onu da kestim tamam. Nerede kalmıştık? Anlaşma diyorduk. ' ' Tamam anlaşma kabul. Eğer Güneş bir kez kriz geçirirse benimle yatarsın ama benimde bir şartım var. ' ' İpler senin elinde gönder gelsin. Bana çocuk yaparsın falan deme valla kitapta değiliz. Mafyadan hamile kalan saf kız değilim ben. ' ' Aman senden çocuk istemem zaten. Hani sen beni tanımıyordun? ' ' Seni bütün ülke tanıyor. Ben onu tanımak saymam ki. Adını soyadını ve iş adamı olduğunu biliyorum. Bir de galiba çapkınsın. ' ' Az önce neden mafya dedin o zaman?' ' Eee kitaplarda öyle oluyor. Adamlar mafya oluyor. Saf kızlarda onlara aşık olup hamile kalıyor işte. ' ' Benim mafya olduğumu nereden biliyorsun?' ' Sen mafya mısın?' ' Daha az önce dedin ya şimdi salağa yatma bu kez öldürmeden bırakmam o boğazını. ' ' Yahu sen adam öldürdün ya. Hani sen kötü adamsın ya. O yüzden dedim. Zaten o kitaplarda mafyalarda mafya olmuyor ki hep özünde iyi insanlar oluyor. Sonra masum kız sayesinde iyi yanı ağır basıyor vs vs. işte. Hani sevgi iyileştirir hikayesi. Yani çoğu adam bile öldürmüyor onların. Ya da kötü adamları öldürüyorlar. Sende kötü adam öldürdün ben o yüzden şey ettim yani. Sen mafya mısın gerçekten? ' ' Neyse elbet anlaşılır her şey. Biz anlaşmaya gelelim. Eğer Güneş ikinci kez kriz geçirirse seni işkence ederek öldürürüm. ' ' Ama niye ben bu hikayenin sonunda hep ölüyorum?' ' Çenen yüzünden. ' ' Dudaklarımı diksek sadece. ' ' İşkencenin ilk aşaması o olacak zaten ama beni kesmez. ' Toprak gözleri kan bürümüş gibi baktı Çağla' ya. Çağla iki adım geri çekildi korkuyla. ' Tamam tamam. Kabul ediyorum. En azından Güneş iki kez kriz geçirinceye kadar yaşarım böylece. Belki o zamana kadar kimseye söylemeyeceğime inanır. ' ' Sen Güneş' e gerçekten iyi bakacağına inanmıyorsun da sadece zaman kazanmaya mı çalışıyorsun?' ' Ben kabul ediyorumdan sonrasını da dışımdan söyledim değil mi? Kendimle sesli konuşmayı bıraksam çok iyi olacak sanırım. ' Toprak tam bir şey söyleyecekti ki telefonu çaldı. Arayanı görünce Çağla' ya eliyle gitmesini işaret etti. Çağla koşar adım uzaklaştı. Belki unutur diye umut ediyordu. Dışından söylemesi hiç iyi olmamıştı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD