MASUMİYET

1134 Words
' Ne! Herkesin mi? Beni zehirleyen o izbandut herifinde mi? Kusura bakmayın ama benim bunu kaldırmam mümkün değil. Öldürün ne yapayım. Hayat buraya kadarmış.' Yani Toprak' ı onunla düşününce içim bir tuhaf oluyordu. Tamam karşı değildim de kardeşim biraz yaşı yaşına olmalıydı yahu. ' Yatağımdan geçmek mesele değilde onun geçmiş olması mı mesele? Merak etme sadece kadınlar. ' Bu adam benim kadar laf cambazı olabilecek potansiyele sahipti bence de pek konuşmayı tercih etmiyordu sanırım. Kendisi tek kelime beydi gözümde. ' Ama bu cinsiyet ayrımcılığı oluyor. ' 'Sen cinsiyet ayrımcılığı yapmamak için kadınlarla da mı yatıyorsun yoksa?' Kesin vardı potansiyel kesin. 'Ne münasebet. Niye kadınlarla yatayım? Yatmıyorum elbette. Erkeklerle de yatmıyorum ama. Yani ortada bir ayrımcılık yok. Yatmakmış. Ben daha kimseyle öpüşmedim bile. Niye yatayım yahu ben? Üstüme iyilik sağlık. Tanımadan bilmeden sizde. ' Belimden tutup kendine çekti. Yüzlerimiz arasında bir kaç milim mesafe kalmıştı sadece. Nefesi yüzüme çarpıyordu. Gözlerini gözlerime kilitledi. Aman tanrım ayaklarım tam olarak yere basmıyordu. Hayır elbette onu yakından görünce ayaklarım yerden kesilmedi. Resmen beni tek eliyle kaldırmıştı. Gerçi aramızdaki boy farkını düşününce yüz yüze gelmemizin iki yolu vardı sadece ve bence bu beyefendi başını eğmekten hoşlanan biri değildi. Kısaca dik başlı herifin tekiydi işte. Nefesi yüzüme çarparken birden dudakları dudaklarımı esir aldı. Beni öpüyordu. Beni neden öpüyordu. Önce üst sonra alt dudağımı emdi. Öylece duruyordum. Sinirlenmiş gibi dudağımı ısırdı. Ağzıma metalik bir tad geldi. Hayvan herif resmen dudağımı kanatmıştı. Herhalde karşılık vermemi istiyordu. Dudaklarımın sağlığı için versem iyi olurdu. Beceriksizce karşılık verdiğimde kendini geri çekti ve beni neredeyse yere attı. Ayaklarımın üzerinde hafif bir sendeledim. İnsan öyle pat diye kaldırılıp pat diye bırakılır mıydı? Gözlerime öfkeyle baktı. ' Masumiyetten haz etmem. ' dedi. Bu nasıl bir cümleydi. ' Anlamadım. Ayrıca siz beni neden öptünüz? Eğer benden etkilendiyseniz hislerinizin karşılığı yok bilin. Sonra hayal kırıklığı olmasın. ' Alaycı bir gülümseme ile baktı. ' Ben senden mi etkileneceğim? Neyinden mesela? ' Bir adım geri çekildi ve beni arsızca süzdü. ' Görmediğim, bilmediğim bir meziyetin mi var?' Ona doğru bir adım attım ve tokat atmak için elimi kaldırdım ancak bileğimi tuttu. ' Sakın deneme. Böyle bir şeye kalkıştığın için bile seni ecelin gelmesi ve seni alması için yalvaracak hale getiririm. ' Yürüyüp gitti. .... Yazarın anlatımı... Çağla ne olacağı belirsiz ve kafası karışık bir halde öylece kaldı. Yanına adamlardan biri geldi ve yukarı çıkardı. Odaya ittirdi. Kapıyı üzerine kilitledi. O sırada Toprak Karasoy' un elinde bir dosya vardı. ' Çağla Sevinç. 23 yaşında. Ana okulu öğretmenliği öğrencisi, bulaşıkçı vs vs. Bu kadar mı yani? ' ' Evet Patron. Hakkında bulabildiğimiz her şey bu. ' Toprak dosyanın içine konmuş kağıt parçasına bir daha baktı. Sonra öfkeyle üst kata çıktı. O gelince adam kilitli kapıyı açtı. ' Buyurun Toprak Bey. ' Odaya girdiğinde kapıyı geri kapattı. Çağla yatağın kenarına oturmuş düşünüyordu. Toprak' ı görünce tedirgin oldu. ' Tekrar öpeceksen sakın!' ' Sen kimsin?' ' Ama tekrar başa mı döndük? Aşk olsun. O kadar yaşanmışlık var aramızda. Yani sonuçta ilk öpücüğümü aldınız. Peki şimdi ben bunu nasıl unutacağım? İlk öpücük unutulmaz derler. ' ' Anlat!' ' Ama siz yine tek kelime bey olursanız anlaşamayız ki. Tamam biliyorum. Unutmam lazım. Bakın buldum. Bir film izlemiştim. Hafızasını sildiriyordu adam. Beni bırakın. Bende sildireyim hafızamı. Böylece beni öptüğünüzü unuturum. Mehmet Bey' i öldürdüğünüzü de unuturum. Sizinle ilgili her şeyi unuturum. Böylece sizin için tehdit oluşturmam. ' Çağla yine stres altında konuşmaya başlamıştı ama Toprak bu durumdan sıkılmış durumdaydı. ' Sus!' ' Siz soru sormadan önce gayet susuyordum aslında. ' Toprak aradaki mesafeyi kapattığında Çağla geri geri gitmeye çalıştı ancak oturur pozisyonda bu pek mümkün olmadı. Toprak Çağla' nın boğazını tuttu. Sıkmaya başladı.. ' Gerçekte kimsin sen? Nasıl bir insanın park cezası bile olmaz? Kimse bu kadar temiz olamaz. Buna inanacağımı mı sandın?' Çağla nefes alamıyordu. Geriye doğru yaslanmaya başladı ancak Toprak üzerine doğru gelmeye devam etti. Çağla eliyle zorlukla boynundaki eli işaret etti. Artık rengi bile değişmeye başlamıştı ki Toprak boğazını bıraktı. Çağla öksürük krizine girdi. Bir süre kendine gelemedi. Sonra konuşmaya başladı. ' Beni neredeyse öldürecektin. ' ' Farkındayım. Boş gevezelik et diye bırakmadım seni. ' Çağla hala iki eliyle boynunu tutuyordu. Derin bir kaç nefes aldı. ' Park cezam bile olamamasının sebebi arabam olmaması olabilir mi? ' ' Tek mesele park cezası mı sence?' ' Onu sordun onu söyledim. Ne bekliyorsun anlamıyorum? Sen benden şüphe etme diye banka mı soysaydım? Aslında fena fikir değilmiş yani en azından şu an burada olmazdım. ' ' Laf kalabalığını kes!' Çağla ağlamaya başladı. Artık sinirleri boşalmıştı ve kendine inandıramıyordu. ' Ne diyeyim? Nasıl bir suç vereyim abime? Bak iyi fikir. Ben bir suç işleyeyim. Sende kayda al. Ben seni satarsam ki asla yapmam sende beni verirsin polise. ' ' Ben adaletimi kendim sağlamayı tercih ediyorum. ' ' Ne yapayım? İşlemedim bir suç diye ağlayacağım aklıma gelmezdi. Burada Güneş' e bakayım gözünün önünde olayım işte. Senden habersiz evden çıkmam. Valla çıkmam. ' ' Güneş' e faydalı olacağını sanmıyorum. Daha okulu bile bitirmemişsin. Ne eğitimli insanlar başaramadı. ' ' Ama ben başardım. Gördün. Bak bana bir kaç bilgi verirsen ben Güneş' e iyi gelirim. Kendime güveniyorum. Çocuklar beni sever. ' ' Üç gün deneme süresi. Daha fazla değil. Bir kere bile kriz geçirirse işin biter. ' Aslında bu fikir Toprak' ın da işine geliyordu ancak Güneş' in kimseyi kabul etmediği ve sevmediği de bir gerçekti. Toprak kardeşinin bu yönünün kendine benzediğini düşünüyordu. ' Anlaştık ama bazı sorularım olacak. ' ' Sor. ' ' Güneş' te büyüme geriliğine sebep olacak herhangi bir sağlık sorunu var mı? Yani bu halinin sebebi bir sağlık problemi olabilir mi?' ' Hayır yok. ' ' Ama bu durum nedensiz olacak bir şey değil. ' ' Nedensiz demedim. ' ' Peki nedeni ne? ' Toprak sıkıntılı bir şekilde nefes aldı. Bu konuların bilinmesinden hoşlanmıyordu ancak karşısındaki kızı salak bulduğu için çokta önemsemedi. ' Annesi hamilelik döneminde kilo almamak için diyet yaptı. ' Çağla bu cevaba çok şaşırmıştı. ' Ne!' ' Duydun işte. Doğum yaptığında önceki kilosundan sadece iki kilo fazlası vardı.' ' İyi de niye böyle bir şeye izin verdiniz? ' ' Çok soru sorma. Sadece gerekli şeyleri sor. ' ' Annesi ne zaman gelecek. En azından bir görüntülü görüşme sağlayamaz mısınız?' ' İki güne hallederim ancak seni uyarıyorum bu sandığın kadar iyi bir fikir değil. ' Çağla anne meselesinde bir tuhaflık olduğunu fark etmişti. ' Maruz kaldığı travmatik bir olay var mı?' ' Evet var. ' ' Ne peki?' ' Bunu üç günün sonunda kalmana karar verirsem anlatırım. Tabii gerçekten gerekli olduğuna da inanmam lazım önce.' ' Anladım. ' ' Bu arada bir şey daha var. Burada kalmanın yolunun yatağımdan geçtiği konusunda ciddiydim. ' Çağla' nın elleri terledi. Göz bebekleri büyüdü. ' Yalan söylüyorsun. Zengin ve yakışıklısın. Etrafında bir sürü kadın varken Hediye Abla ile yattığına inanacak kadar salak değilim. ' ' Doğru onunla yatmadım ama seninle yatacağım çünkü bu masum tavırların sinirimi bozuyor. Kararını ona göre ver. '
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD