2 gün sonra...
Melek' le Paris gezimiz sonrasında kesintisiz on saat uyumuştum bu hayatımın rekorlarından sayılırdı. Uyumak benim için oldukça zordu genelde. Hayatımın ağır yükünü sırtlandığımdan beri uyku ile aram yoktu. Sanki hep zihnim açık kalıyordu. İlk kez yabancı bir yerde bu kadar uzun uyudum. Galiba zengin hayatın vermiş olduğu konforlu hayata alışık olmayan ruhum keyfini çıkarmak istiyordu. Kapının tıklatılması ile uyandım. Kesin gelen Melek' ti. Rahat hissetmem için elinden geleni yapıyordu. Bazen boğulduğumu hissediyordum ama beni düşünen nadir insanlardan biri olduğu için ayak uydurmaya çalışıyordum. Enerjisi bir türlü bitmiyordu içten içe bazen bu duruma imreniyordum. Ben saksıda solmaya yüz tutmuş bir çiçek olabilecekken Melek kışa inat açan kardelen misaliydi. Melek içeri girdiğinde gözlerindeki ışığı görmemek için kör olmak gerekiyordu.
' Sonunda uyandın. Seni çok yorduğum için üzülmeye başlamıştım. Dinlenebildin mi? '
' Sadece alışık değilim. Hava değişimi de etkiledi sanırım. Merak etme iyiyim. '
Kendini üzmesini istememiştim. İnsanlar başkalarında açtığı yarayı umursamadan sorumluluk dahi almadan hayatlarına devam ederken Melek en ufacık bir şeyde sorumluluğu üstlenip duruma çözüm bulmaya çalışan biriydi. Onunla başka bir hayatında tanışmış olsaydık kesinlikle çok yakın arkadaş olabiliridik. Öyle ki Aslan Bey ile olmasına dahi izin vermezdim çünkü böyle adamlar güzel olan ne varsa karanlığının soğuğunda çürütürdü.
' İyi olmana sevindim. Çünkü davete az kaldı. Ve hazırlıklar için seni bekliyorlar. '
On dakika içinde resmen kuşatıldım. Cilt bakımı, saç, makyaj, kıyafet. Etrafımda dönüp duruyorlardı. Resmen başım dönmüştü. Tenime değen parfüm ,yüzümdeki makyaj , saçlarım gerçekten bana fazla geliyordu. Gerçekten bu kararına gerek var mıydı ? Bilmiyordum ama Melek sanki uygulama da bir barbie bebekmişim gibi beni süslemeye çalışıyordu. Sonunda her şey bittiğinde Melek karşıma geçip gülen gözlerle bakıp konuştu.
' Çok güzel oldun. '
Sanki o davete neden ve ne olarak gideceğimi unutmuş gibiydi. Benimkisi sahte bir hayatın içinde sözde sevgili olarak Melek 'e gelebilecek zararın önüne geçen bir zırh misali görev üslenmekti. Tabi benim hayatımın hiçbir değeri yoktu. Melek haricinde herkes gidince Aslan geldi. Elinde bir kutu vardı. Soğuk bir sesle konuştu.
' Bunu takmalısın. '
Kutuyu alıp açtım. İçinde harika bir gerdanlık vardı. Elime aldım. Melek uzanıp dikkatle baktı. Kızlar görseydi kıskançlığından çatlayarak bana hakaret edebilecekken Melek onların aksine içten bir sesle tatlı tatlı konuştu.
' Sana çok yakışacak. Gerçekten çok güzel. Güle güle kullan. '
' Ben sadece geçici olarak takacağım. '
Uzanıp Aslan' ın dudağına bir öpücük kondurdu. Acaba hani Aslan benim imajımı vermeye çalışıyordu ?Off aman hala hayatımdaki kötü ruhlu insanların etkisinde kalıp iyi birinin olabileceği gerçeğine inanmakta zorlanıyordum. Melek tüm sevimliliği ile Aslan 'a bakıp gururunu okşayacak sözleri söyledi.
' Çok zevklisin sevgilim. ' dedikten sonra bana döndü.
' O artık senin Yasemin. Zaten tam sana uygun. Sözlüm diye demiyorum ama zevklidir. '
' Kabul edemem. ' dedim elbette. Kim bilir kaç paraydı? Özel tasarım olduğu belliydi.
Aslan sert bir sesle konuştu.
' Geç kalıyoruz. Takta gidelim artık. '
Kutusundan çıkardım. Kutusu bile kaliteliydi. Aslan o konuda bir şey dememişti. Elbette ne iş yapıyor olursa olsun parayı sokaktan toplamıyordu. Benim gibi birine böyle değerli bir şeyi verecek değildi. Eminim davetten sonra geri alınacaktı. Ucuz olarak gördüğü hayatımı böyle pahalı bir hediye ile ödüllendirmeyecekti. Kolyeyi takmaya çalışırken beceriksizliğim ağır bastı. Melek fark edip Aslan Bey' e yönelerek konuştu.
' Sevgilim bence Yasemin' e yardım etmelisin. Takarken saçını bozabilir yoksa. '
Aslan gerdanlığı elimden alıp taktı. Eli boynuma değdiğinde bir an içim ürpermişti. Ama bu anlık bir refleksti. Melek nasıl bu kadar rahattı? Yani insan bu kadarda olmaz artık diyordu. Sevdiği adama belki de çok güveniyordu ama ben hiç bir erkeğe güvenilmemesi gerektiğine inanıyordum
....
Davetin yapılacağı lüks mekana gittiğimizde Aslan beni sayısız insana taktim etti. Belli ki burada haberler hızlı yayılıyordu. Gizemli sevgiliyi herkes tanımak istiyordu. Eşiyle ya da metresiyle gelen bir sürü adam vardı. Metresleri ile gelen adamlar bence sabah kahvaltısında yürek yemiş olmalıydı. Eşlerinin kulağına gitse kıyamet koparabilirlerdi. Aslan kısa bir iş görüşmesi için benden izin istedi. Sözde benden yani. Rolünü iyi oynuyordu. Tebessüm ederek onu onayladığımda hiç beklemediğim bir şey yaptı.
' Bunun için kusura bakma. İnandırıcı olmak zorundayım. ' dedikten sonra uzanıp beni dudağımın kenarından öptü. Onunda bunu yapmaktan memnun olduğunu sanmıyordum. Aslında tam olarak değmemişti bile. Aşık görünmek zorundaydık. Yanımdan ayrıldı. Etrafa gülümsüyordum. Ve birden onu gördüm. Çok yakışıklıydı. Gülümseyerek bana doğru yürüyordu. Ona böyle bakmamalıydım ama gözümü alamıyordum. Önümde durdu ve elimi tutup dudaklarına götürdü. Bir an film sahnesini aratmayacak sahne yaşadığımızı hissettim.
' Seni gördüğüme sevindim Yasemin.' derken ki aksanı kim olduğunu da beni nerden tanıdığını da ele veriyordu.
Elimi hızla çektim. Aslan' ın ortağı da olsa fazla samimi görünmek saçmaydı. Etraftaki akbaba tipler bize bakıyordu. Mesafeli olmaya çalışarak konuştum.
' Siz Riccardo olmalısınız.'
' Tam olarak Riccardo Enzio Russo. Ayrıca sesini biraz alçalt ve siz demekten vazgeç. Buradaki insanlar sevgilinin ortağı ile yeni tanışmanı tuhaf bulacaklardır. Aslan konuşmayı sevmez ama seni yazılı şekilde bilgilendirmiş olmalı. Biz yakın arkadaşız. Sözlüsüyle aramda resmiyet olması saçma olur. '
Ona gülümsemeye devam ettim. O da aynı şekilde gülümsüyordu.
' Bilgim var. Sadece burada olacağınızdan pardon olacağından haberim yoktu. '
' Aslan' ın da yoktu. Sürpriz yapmayı severim. Ama bu kez bana sürpriz yapıldı. Burdan uzaklaşalım mı? '
' Bu uygun olur mu? ' derken beni bileğimden tutup teresa sürükledi. Eteklerimi toplayıp onun hızına yetişmeye çalışıyordum. Terasa çıkınca balkondaki sütuna yaslandı.
' Tanıştığımıza memnun oldum Yasemin. Açıkcası güzel olmanı bekliyordum ama bu kadarı. Ah Türkçem yetersiz kaldı. Bella. '
' Teşekkür ederim. Sizde. Sende'
' Bana daha önce duymadığım bir şey söyle Bella. Daha önce görmediğim bir güzelliğe yakışacak bir söz ya da hiçbir şey söyleme. '
Melek' in neden kalp avcısı dediğini daha şimdiden anlamıştım. Aksanlı konuşmasına ve bazı kelimelerde tereddüt etmesine rağmen ağzı iyi laf yapıyordu.
' Şımarık bir çocuk gibisin. Bambino. '
' Bunu sevdim. İtalyanca biliyorsun demek. '
' Sadece bir kaç kelime. '
' Önemli değil. Dilimden bir tek kelime bile senin dudaklarında şiire dönüşüyor. '
' Senin için kalp hırsızı demişlerdi ama gerçekten düşüyor mu kızlar bu bayat laflara?'
Dünyanın en seksi kahkahasını attı. Bu adamla fazla zaman geçirmek cidden tehlikeliydi.
' Düşmek isteyene söz bile gerekli olmuyor. '
Ne kadar yakışıklı olduğunun ve kusursuz fiziğinin farkındaydı. Aslan' la arkadaş olmalarına şaşmamak gerekiyordu. Egoları aynıydı.
' Aslan' ın yanına gitsek iyi olacak. ' dedim. Konuyu değiştirmek gerekiyordu.
' Şimdilik haklısın ama buradan çıkınca bana gitmeye ne dersin?'
Söylediğim bütün olumlu lafları geri alıyorum. Klasik erkekti işte. Klasik kendini bir şey sana iki güzel söz söyleyip yatağa atmaya uğraşan erkek. Demek ki erkeklerin milletleri de önemli değildi.
' Sen beni ne sanıyorsun!' dedim. Gözlerimden ateş çıktığına emindim ama onu etkilemedi.
' Kendini role fazla kaptırmışsın. Sen Aslan' ın gerçek sözlüsü değilsin.'
Ne ima ettiğini anlamak hiç zor değildi.
' Evet ben eskortum. Eskort ne demek biliyor musun peki? Eşlik eden demek. Ve benim eşlik ettiğim yerler arasında yatak yok. Yani kısaca başka kapıya. Şu an sağlam bir tokatı da hak etmiştin ama çalışıyorum şu anda. Ve Aslan Bey 'i yani işverenimi zor duruma düşürmek istemem. '
Adımlarıma sinirimi yansıtmamaya çalışarak Ricardo 'nun yanından ayrıldım. Aslan etrafa bakınıyordu. Göz göze geldiğimizde gülümsedim. Sevgilisini görmüş onunla göz göze geldiği için mutlu bir kız edasıyla adımlarımı hızlandırıp yanına ulaştım. Elini belime attı.
' Neredeydin? '
Yüzü gülümsemesine rağmen sesi tehditkardı. Belimdeki eli tehdidini tamamlar nitelikte sıkıyordu. Parmakları belimi delip geçecek sandım bir an ama yüzüm bunu ele vermedi.
' Ben. Terastaydım. '
Cümle kurmayı unutmuş gibi çıkmıştı kelimeler dudaklarımdan. O sırada Riccardo' da yanımıza geldi.
' Benimle birlikteydi ortak. Sorun yok. '
Riccardo ve Aslan yumruk tokuşturdular. Mafya dendiğinde daha ağır insanlar bekliyordum. Riccardo bana doğru bakarak Aslan 'la konuştu.
' Az önce güzel sözlüne terbiyesizlik yaptım. Müsaaden olursa kendisine bir yemek ısmarlayıp gönlünü almak isterim. '
' Yine ne yaptın acaba? Neden beni şaşırtmayı hiç denemiyorsun Riccardo? Başbaşa yemekte görünmeniz uygun olmaz. Hediye almayı dene. Bu konuda fazlasıyla iyisin. '
Ne ima ettiğini anlamamıştım. Aralarında bir konu beni ilgilendirmez de diyemiyordum çünkü konu bendim. Hediyeye gerek olmadığını söyleyecektim ama sanki söz hakkım yok gibiydi.
' Yemeği benim evimde yeriz. Öyle hediyeler ile gönlü alınacak birini seçmemişsin '
Ben buradaydım. Zaten o da bana bakıyordu ama izni Aslan' dan istiyordu. Önce bana sorması gerekirdi. Daha fazla sessiz kalamadım.
' Zor kadını oynadığımı mı sanıyorsun? Ayrıca benim kabul edeceğimi nerden çıkardın? '
' Oynadığını düşünmüyorum. Hatta düşündüğün her şeyi olduğu gibi söyleyen gerçekten zor bir kadınsın. En azından benim alıştıklarıma oranla. Ayrıca önce Aslan 'dan izin istedim. Çünkü iki dakika da ikna olmayacağından eminim. İşin kısa kısmını halledeyim demiştim. Sana gerçekten bir özür borcum var. '
' Tekrar etme yeter! '
Her şeyi çok bildiğini zanneden erkeklerden nefret ediyordum.
' Ah Bella. Bir kadının bana bu kadar öfkeli ama özellikle kırgın olmasına alışık değilim. '
O sırada garson geldi. Bana bir dal yasemin çiçeği verdi. Geri gitti. Duruma anlam vermeye çalışırken Riccardo konuştu.
' Teklifimi kabul edinceye kadar her dakika bir tane gelecek. Burada geçirdiğin dakikalar için toplu olarak çıkışta alacaksın. Çünkü ortağımın sözlüsünü çiçeğe boğmak tuhaf karşılanır. '
' Yaptığının bir kaç dal çiçekle affı olmaz. Boşuna masraf yapma! '
Tek istediğim benimle muhatap olmamasıydı. Anlamamıştı hatta anlayacak gibi de durmuyordu.
Biraz daha durduk. Dışarı çıktığımızda elime bir demet yasemin tutuşturuldu. Arabaya bindiğimizde Aslan' ın şoförü yine bir dal yasemin uzattı. Yolda motorlu bir kurye kırmızı ışıkta bir demet daha verdi. Eve girerken bir demet daha. Eve girdik. Kapı çaldı. Bir dal daha yasemin. Çiçeği Aslan' ın yardımcısı bana verdiğinde bir kez daha kapı çaldı. Kadın sonunda gidip gelmekten yorulmaya başlamıştı. İnsanın sinirleri bozuluyordu. Ne kadar arsız ve reddedilmeye tahammülü olmayan biri diye düşünüyordum.
Melek bizi yine bütün enerjisi ile karşılamıştı. Nasıl geçtiğini öğrenmeye çalışıyordu ama ne yazık ki düzgün konuşma fırsatımız olmuyordu. Artık kadın kapının önünde duruyordu. Kapıyı açıp bir kenarda biriktirmeye başlamıştı. Toplu halde getirecekti sanırım.
Hepimizin siniri bozulmuş haldeyken Melek gülümsüyordu.
' Riccardo' nun radarına girmişsin. '
' Sadece yaptığı kabalığı affettirmeye çalışıyor. '
' Desene Riccardo' yu ilk günden dize getirdin. '
' Alakası yok. '
' Riccardo hiçbir kadından özür dilemedi bugüne kadar. Özel değilse ne yaptı sorabilir miyim?'