Melek durgun ve düşünceli halimi düzeltmek istercesine güven veren jest ve mimikleri bana baktı. Gerçekten bir an senin Aslan Çetin Kaya denilen ego kralı adam ile ne işin var demek istedim. Melek o kadar cana yakın sıcakken Aslan Bey soğuk ve karanlıktı. Belkide onu zorla kendine esir etmiş olamaz mıydı? Belkide Stockholm Sendromu söz konusuydu. Hikayelerini kurcalasam kesin altında kitaplardaki gibi bir senaryo çıkardı. Melek masallardaki gibi bir karakterdi ve bir masal kahramanı olsaydı kesinlikle Güzel ve Çirkin de ki güzel olurdu. Melek zihnimde geçenlerden habersiz bir şekilde konuştu.
' Evi gezelim mi artık? ' diye sordu bir anda eski neşesine dönüp. Enerjisi çok çabuk yükselip çok çabuk düşüyordu.Aslan Bey onu dengesiz duygu durumuna soktuğu kesindi. Melek istekli bakışlarla bana bakarken ben mahcup bir şekilde konuştum.
'Sana ayıp olmazsa ben biraz yalnız kalabilir miyim? '
' Tabii ki, nasıl istersen. Ben aptallık ettim pat diye söyledim. Tekrar özür dilerim. Amacım seni korkutmak değildi. Dediğim gibi mecbur falan değilsin. Eğer çalıştığın yerdeki insanlardan endişe ediyorsan etme. Kararını verirken onları düşünme. Aslan onların sana zarar vermesine asla izin vermez. '
Eğer biraz daha konuşmaya devam edersek Aslan Çetin Kaya' yı melek gibi bir adam falan zannedecektim. İyilerin dostu, kötülerin korkulu rüyası Aslan Çetin Kaya geliyor. Kendi düşünceme kendim gülümsedim ama Melek ona gülümsediğimi zannedip hemen karşılık verdi. Gözünde resmen karanlıklar lordu olabilecek bir adam beyaz atlı prensiydi, hoş Aslan Bey olsa olsa kara şövalye olurdu. Melek bana bakarken nedensizce konuştum
' Önemli değil. Ben özür dilerim. '
Niye dilediğimi bilmiyordum ama galiba bulaşıcıydı özür dilemek. Eskiler boşuna iyilik bulaşıcıdır demiyordu. Melek içten tebessüm ederken konuştu
' Ben sana rahat bir şeyler gönderirim. Kendi evin gibi rahat et lütfen. İstediğin bir şey olursa çekinmeden lütfen söyle. '
Gülümsedim. Sonunda elimi bıraktı ve odadan çıktı. Ne kadar gerçek olduğundan emin değildim ama yine de eğer Aslan' ın yanında da sürekli böyle davranıyorsa Aslan' ın korumak için yapabileceklerinin bir sınırı olmamalıydı. Çünkü insanda dış dünyadan koruma isteği uyandırıyordu. Böyle özel ambalaja alınıp en gizli yerlerde saklama isteği. Dış dünyadan tamamen izole etme. Çünkü hayatı hiç tanımıyor gibiydi. Sadece çok fazla Yeşilçam filmi izlediği kesindi. Adile Naşit misali ' Kuzucuklarım. ' diyerek lafa başlasa şaşırmazdım.
Bir kaç dakika sonra odanın kapısı tıklatıldı. Çalışanlardan biri hala ambalajlı bir gecelik ve bir pijama takımı getirmişti. Melek talimat vermiş olmalıydı. Pijama takımını giymeyi tercih ettim. Kısa süre sonra kapı oldukça zayıf bir şekilde tıklatıldı. Sanki çekiniyordu çalan kişi.
' Yasemin. Müsait misin? '
Melek 'in sesi de kısıktı. Uyuyor olabileceğimi mi düşünüyordu? Daha bir kaç dakika önce birileri odama gelmişken üstelik. Daha fazla onu kapıda bekletmeden konuştum,zira gel demeden gelecek kadar kaba biri değildi.
' Gelebilirsin. '
İçeri girdi. Tedirgin gibiydi. İlk zamanki rahatlığı yoktu. Tuhaf bir şekilde sanki burası artık ona ait değil gibi davranıyordu. Gözlerime çekingen bir şekilde bakıp konuştuğunda kendimi tuhaf hissettim.
' Düşündün mü? Sıkboğaz ediyor gibi olmak istemiyorum. Sadece merak ettim.'
' Kalacağım. Eğer senin için bir sakıncası yoksa. Ben insanın başına gelecek bir şey varsa her türlü geleceğini düşünen biriyim. ' dedim. Ne kadar kaderci olduğum tartışılırdı. Bana pek gülmeyen kaderimi çokta sevmezdim ama değiştiremediğimi uzun zaman önce anlamıştım. Elbet bir gün ölecektik ama bunun ne zaman ve nasıl olacağını bilemezdik.
' Bu evde yaşıtım bir kızın olması harika bir duygu. Birlikte yaşayacak ve çok iyi arkadaşlar olacağız. Aslan' la konuştum zaten. Seni çok iyi ki koruyacak. O da gitmeyeceğini düşünmüştü. Bu arada çok yakışmış. Çok tatlı olmuşsun. Ben sadece bedenini doğru tahmin ettim mi emin olmak istedim. Eğer rahat etmediysen başka bir şey verebilirim. Yeni başka kıyafetlerde var. Yarına kadar seni idare eder. '
Aslan Bey sözleşme nedeniyle ya da ondan korkuma gidemeyeceğimi düşünmüş olmalıydı. Melek' e öyle söylemek işine gelmeyeceği için sanki ben istemem gibi anlatmıştı. Gerçi söylediklerim onu haklı çıkarmıştı. Yine Melek' in gözünde bir kahraman olmuştu. Melek hakkında fazla bir bilgi sahibi değildim. Herhangi bir magazine falan çıkmamışlardı. Magazine göre yalnız bir bekardı. Aslan Bey gerçekten koruyordu kızı. Kendisinin aksine Melek neşe doluydu. Belki de kendinde olmayan aydınlık yanı sevmiştir. Zihnimde kendimce ürettiğim cevaplara son verip konuştum.
' Son derece rahat teşekkür ederim. '
' Şey bir de yarın seninle Paris' 'e uçuyoruz. Alışveriş için. Aslan oranın daha güvenli olduğunu söyledi. Hafta sonu katılmanız gereken bir davet varmış. '
' Anladım. '
' Alışveriş sevmiyor olamazsın değil mi? İçinde bulunduğun durumun zorluğunu tahmin etmekte bile zorluk çekiyorum ama en azından Paris' te iki gün iki iyi arkadaş gibi gezip eğlenip alışveriş yapmaya ne dersin? İki gün hiçbir şey düşünmeden gezeriz. Çılgınlar gibi alışveriş yaparız. '
Sadece sevgili rolü yapacaktım. Bu ne kadar zor olabilirdi ki? Mesleğimi düşününce oldukça basit bile kalıyordu. Melek biraz daha durgun kalırsam kesin mutsuz olduğumu düşünecek ve üzülecekti. En iyisi yapabildiğim kadar ona ayak uydurmaktı. İnsanın gerçekten bu kızı üzesi gelmiyordu. Onun gibi neşeli bir ses tonuyla konuşmaya çalıştığımda heyecanla bana bakıyordu
' İki gün harika geçecek. ' dedim gülümsemeye özen göstererek.
Melek kendini yatağıma bıraktı.
' Hiç yoktan iyidir en azından.'
' Anlamadım. '
' En azından birazcık sevindin. '
Düşündüğüm kadar başarılı değildim anlaşılan.
' Çok sevindim. Çok güzel zaman geçireceğimizden eminim ben sadece duygularımı çok iyi gösteren biri değilim. '
Neyse ki buna inandı. Alışveriş seven biri olmadığım gibi internetten iki üç parça kıyafet siparişi vermek varken neden uçağa bineceğimizi anlamıyordum. Ne kadar güvenli olduğu söylenirse söylensin beni ikna etmiyordu. Hiçbir yere tutunmadan ve devasa binaları bile yerde sabit tutan yer çekimine karşı gelerek bir şey nasıl güvenli şekilde ilerliyor olabilirdi ki? Düşününce bile geriliyordum. Melek mutlu mutlu Paris' i anlattıktan sonra gitti. Sevgilisi ile Paris gezisine gidecek kadar heyecanlıydı. Ben ise başıma ne gelebilecegi konusunda kötü senaryolar kura kura uyuyup kalmıştım.
. ...
Ertesi gün....
Sabah kahvaltısında hiçbir şey eksik değildi. Hani derler ya bir kuş sütü eksik inanın o bile eminim ki vardı. Melek bütün kahvaltı boyunca konuştu. Aslan' la lisede tanıştıklarından, o zamanlar Melek' in ilk, Aslan' ın son senesi olmasına, Aslan' ın defalarca okuldan atılmış olup, liseden 20 yaşında mezun olabilmesine kadar her detayı anlattı. Aslında zeki bir adam gibi görünüyordu ama küçük yaşta karanlık dünyaya adım attığına dair söylentiler vardı. Gerçek sebep bu olabilirdi. Aralarında 6 yaş vardı. Aslan her popüler çocuk gibi basketbol oynarken Melek arkadaş zoruyla amigo olmuştu. O şekilde tanışmış, sevgili olmuş çekingen bir kızdı. Amigo kız takımında olmak bile ona yeterli enerjiyi vermiş olacak ki oradan büyük bir aşk hikayesi çıkmadı. Kısa bir flört devresi geçirmiş olsalar da asıl ilişkileri yıllar sonra tekrar karşılaştıklarında başlamış. Aslan' ın ne iş yaptığını öğrendiğinde artık vazgeçemeyecek kadar aşık olduğunu, aslında denediğini ama ayrı kalamadığını bile anlatmıştı. Aslan Bey' in aslında ne iş yaptığını farkında bile olmadan bir kez daha doğrulamış oldu. Aslında ilk açığı sözlüsü olarak tehlikede olacağından bahsettiğinde vermişti. Sıradan bir iş adamının sevgilisi bu derece tehlike altında olmazdı. Aslan bir kaç kez ters baksa da, Melek her defasında ' Çatma o kaşlarını, kırışacaksın. Konuşmayı sevdiğimi biliyorsun. Sende benim konuşmamı seviyorsun zaten. ' diyor ve anlatmaya devam ediyordu. Aslan Bey ' de bir yerden sonra pes etti. Sonuçta elinde kapı gibi sözleşme vardı. Kimseye bir şey anlatmayacağımı düşündüğü için Melek' in hevesini kırmadı. O anlattı, biz dinledik. Arada Aslan Bey' e öpücük attı. Uzandı elini tuttu. Göz kırptı. Aslan Bey hepsini aynı küçük gülümseme ile cevapladı. Bu kız bu adama çok fazlaydı. Çok seviyordu evet ama Aslan Bey' in aynı şekilde sevdiğinden emin değildim. İnsan böyle birini sevse onu soldurmaktan endişe ederdi. Melek gerçekten sabaha kadar konuşabilecek bir enerjiye sahipti. Neyse ki Aslan Bey bana gösterdiği nezaketsizliği ona göstermiyordu
Aslan Bey 'in düşmanları karşısına Melek' i çıkarmaya sadece bu nedenle bile çekinmesi gerekiyordu. Herhangi bir zorlamaya gerek kalmadan her detayı anlatması mümkündü. Sadece dost gibi yaklaşmak yeterliydi. Ve eğer rol yapmıyorsa insanlara çabuk güveniyordu.
Kahvaltıdan sonra Aslan Bey benimle çalışma odasında konuşmak istedi. Melek hazırlık yapacağını söyleyerek odasına çıktı. Öylece bırakıp gitmişti. Ben olsam neden yanında konuşmadığımızı merak ederdim. Gerçekten bu kadar güveniyor muydu? Kimse bu kadar güvenilmeyi haketmezdi. Çalışma odasına geçtik. Kapıyı kapatmamı söyledi. Koltuğuna geçip oturmamı işaret etti. Bakışı ,duruşu, her şeyi yine emir verme pozisyonuna geçmişti.
' Melek sana seçimler konusunda yardım edecek. Onun dışında istediğin her şeyi alabilirsin. '
Melek' le gönderilme nedenim belli olmuştu. Benim gibi basit bir kız Aslan Bey ' in sözlüsü nasıl giyinir nereden bilecekti?
' Fark etmez. Neden burada olduğumu biliyoruz. '
' Bir süre bazı ortamlarda rahat tarzından uzaklaşman gerekecek. Bunun için kusura bakmazsın umarım. '
Tarzımın rahat olduğunu anlamıştı anlamasına ama bu konuşma tarzı ilginçti. Daha doğrusu yüzündeki ifadeye uymuyordu.
' Baksam bir şey değişir mi?' diye sordum. Sadece neden böyle olduğunu anlamaya çalışıyordum.
' Sadece nazik olmaya çalışıyorum. ' dedi. Elbette önemli değildi benim ne düşündüğüm ya da ne hissettiğim. Belki de Melek' e söz vermişti bana nazik olacağına dair.
' Yaptığım iş size basit veya laubali görünüyor olabilir ancak son derece ciddi ve disiplin ister. Ayrıca sağlam durmayı sır saklamayı. Her duruma ayak uydurabilecek biriyim endişe etmeyin. ' diyerek konuyu sahte nezaketten asıl noktaya çektim ama konuya bambaşka bir yerden yaklaştı.
' Mesleğini seviyor gibi konuşuyorsun '
' Sevmek ve saygı duymak farklı şeylerdir. Para kazanıyorum. Bu nedenle de işime saygım var. Konuşacağımız başka bir şey var mı? '
' Evet. Seni buraya asıl çağırma nedenim dikkatli olman. Bu ev dışında nerede olursan ol söylediğin her şeyin hepimiz için tehlike oluşturacağını unutma. Bu evin dışında sen benim sözlümsün ve Melek' te senin en yakın arkadaşın. Burada yazan her şeyi ezberle harfi harfine. Davetlerde seni fark ettirmeden sorgulayacaklar . ' diyerek bana bir dosya uzattı. Bu adam dosya seviyordu. Dosyayı aldım ama açıp bakmadım.
' Ezberlerim sorun değil. ' dedim. Benim için çocuk oyuncağıydı. Adam her adımını hesaplıyordu.
' Ayrıca mesleğin konusunda iyi düşün. Gerçekten severek yapıyorsan beni ilgilendirmez ama Melek işinde mutlu değilsen sana bir iş ayarlamam konusunda son derece ısrarlı. Seni sevmiş görünüyor. Arkadaş rolü yapmakta zorluk çekmeyeceksiniz. '
' Gerçekten iyi biri ve fazlasıyla sıcak kanlı. '
Aslan gülümsedi. Belli ki Melek' e gerçekten değer veriyordu. Melek' se gerçekten türünün son örneği gibiydi. Beni kurtarmak için gerçekten uğraşıyordu. Gerçekten Aslan Bey' e güveniyordu. Kendimi beğenmiş biri değildim ama bu işi yapmak için belli bir fiziğe ve güzelliğe ihtiyaç duyuluyordu. Aksi durumda kimse koluna takıp gezmek istemezdi. Melek kendi de çok güzeldi ama yine de insan azıcık olsa da rahatsızlık duymaz mıydı? Melek dünyaya bambaşka bir gözle bakıyordu. Polyanna yanında staj yapabilirdi.
.....
Paris...
Melek yol boyunca konuştu. Artık emindim. Kimse bu kadar rol yapamazdı. Uçaktan korktuğumu anlayınca elimi tutup öyle çok konuştu ki nerede olduğumu unuttum. Havaalanından bizi bir araç aldı. Otele geçtik. Üzerimizi değiştirip yemek için buluştuk.
' Hep Paris' te yaşamak istemiştim. ' dedi yine o sesinden eksik olmayan çoşkuyla. Hatta biraz daha fazlasıyla...
' Evlenince yaşarsınız belki. '
' Sanmıyorum. Aslan işlerini asla bırakıp gelemez. Bir kaç gün ayrı bile kalamıyor. Bazen Riccardo' ya çok özeniyorum. '
' Riccardo? '
' Aslan' ın ortağı ve arkadaşı. Onları görünce hep kıskandırdım. Çok iyi arkadaşlar. '
' Senin gibi birinin nasıl arkadaşı olmaz anlamıyorum. '
' Aslında vardı. Ama Aslan ilişkimizi gizlememiz gerektiğini söyledi. Benim için onlardan bir şeyler saklamak oldukça zor oldu. Üstelik hiçbir çağırdıkları yere gidemez oldum. Aslan güvenliğim için endişe ediyordu. Söyleyemedim de. Zamanla koptuk. "
Anlatırken gözleri dolmuştu. Arkadaşlarını özlediği belliydi. Yalnız olmayı hak etmiyordu ama Aslan' a hak veriyordum. Güvenliği için bu gerekliydi kesinlikle.
' Belki bu durum yakında çözülür. '
' Aslan' da öyle söylüyor. Dostunu düşmanını bilince her şey daha normal olacakmış. Neyse şimdi sen varsın. Artık kendimi yalnız hissetmiyorum. Seni Riccardo ile tanıştırmak için sabırsızlanıyorum. Ama seni uyarmam gerekiyor. '
' Hangi konuda? '
' Riccardo çok yakışıklı. Ve tam bir kalp avcısı. Ama kalpsiz olanından. Etrafında pervane olan kadınlara kızamıyorum. Gözü Aslan' dan başkasını görmeyen benim bile inkar edemeyeceğim kadar yakışıklı. İtalyan ama tam bir Yunan heykeli. '
' Merak etme görünüşe önem veren biri değilim. Zaten burada olmamın bir nedeni var. '
' Evet burada olmamızın bir nedeni var; alışveriş yapmak. Yemeğimiz bittiğine göre sana mükemmel bir tatlı ısmarlamama izin vermelisin. Nasılsa alışveriş yaparken epey kalori harcayacağız. Bir kaçamağı hak ediyoruz. '
Melek hiç bıkmadan saatlerce alışveriş yaptı. Ama aldığı her şey neredeyse benim içindi. O alışverişin doğasını seviyordu. Ayrıca her şey için pazarlık yapıyordu. Hemde sıkı pazarlık. Her erkeğin rüyası ideal bir kadındı. Parası çok diye ederinden fazla verme taraftarı olmadığını söylemişti. O parayla yapılacak çok daha iyi şeyler var diyordu. Bir çok yardım derneğine üye olduğunu da böylece öğrenmiş oldum. Evlat edindiği hayvanlar için Aslan ona bir çiftlik hediye etmişti. Aslan' ın asıl amacının evde kendine yaşam alanı açmak olduğunu gülerek anlatmıştı. Yaralı ya da hasta hayvanları seçiyor iyileştikleri zaman sahiplendiriyordu. Mutlaka bir gün çiftliğe gideceğimiz konusunda benden söz aldı. Paris' te ömrümden üç yıl gitmiş gibi hissettim. Melek' in enerjisi hiç bitmiyordu. Ona ayak uydurmak çok zordu çok.