ALİN

1545 Words
Melek'e Aslan Bey' in ortağı ile yaşadıklarımı, olanı biteni anlatırken heyecanla beni dinliyordu. Bazı yerleride tekrar tekrar anlattırıp soru yağmuruna tuttu beni. Mafyatik Aslan Çetin Kaya' nın nasıl oluyorduda Melek 'e karşı sabrı oluyordu o an anlayamıyordum. Büyük bir dikkatle dinledi beni. Bu arada evin hizmetlisi kucağıma bir kucak yasemin çiçeği bıraktı. Yasemin çiçeklerinin suçu yoktu ama artık sinirimi bozmaya başlamışlardı. Israrcı olunması hoşuma gitmiyordu. Melek konuştuğunda çiçeği köşeye atıp ona baktım. ' Sen sakın kendini üzme. Ben onun kulağını çekerim. Riccardo sadece çok zarif bir adam, eminim ki seni kırmak istememiştir. Ancak bir daha sana bu şekilde davranmaması için onu karşıma alıp konuşacağım. ' dediği anda bütün ciddiyeti gitmişti Melek' in. Neyse zaten ona ciddiyet yakışmıyordu. Aslında tam ideal arkadaştı. Bu kadar konuşmayı seven insanlardan genelde iyi dinleyici olmazdı. Hep kendilerini anlatmaya yer ararlardı ama Melek onlardan değildi. Ona gülümsedim aslında sarılmak istiyordum. Sarılıp saklamak. Minnoş haliyle bir mafyanın kulağını çekmekten bahsediyordu. Üstelik bunu ciddi bir şekilde söylüyordu. Yap desem yapardı emindim. Riccardo ise onu sadece Aslan' ın hatırına dinliyor gibi yapardı ama bunu ona söylemedim. Gerçi söylesem bile üzülür sonra beni yine affederdi. Melek' in herkesi her şeyi affedebilecek bir görünümü vardı ve bu onu kullanılmaya çok müsait hale getiriyordu. Öyle sen beni hafife alıyorsun triplerine falan girmezdi. Aslan Çetin Kaya umarım Melek 'in kıymetini bilirdi. Yeniden çiçek geldiğinde çalışan kadının yüz ifadesi nedeniyle iyice sinir olmaya başlamıştım. Kadın haklıydı. Gecenin bu saatinde bizim için ayakta olduğu yetmiyordu bir de çiçeklerle uğraşıyordu. Melek yanıma yaklaşıp elimi tuttu. Aslan' a seslendi. ' Aslan Riccardo' yu arayıp şu yaptığını kesmesini söyler misin? Gönderecekse insan gibi bir buket çiçek göndersin. Bu ne böyle gerçekten? Çiçekçiye de yazık, getiren kuryeyede, Hanife ablaya da. Yasemin' in sinirini bozma konusuna hiç girmiyorum, onu gördüğümde kendim söyleyeceğim zaten. Biricik arkadaşımı sinir etmeye ne hakkı var? ' ' Denemediğimi mi sanıyorsun güzelim? "Beni sadece Yasemin' in davetimi kabul ettiğini söylemek için ara" diyip telefonu yüzüme kapattı. ' Gerçekten tam bir şımarık çocuktu. Çocuk sevimliliğine sahip olmadığı için yaptığı şirin gelmiyordu sadece. Belki de bu zamana kadar her kadın kendisini red etmediğine alıştığı için aksi durumu kabul etmiyordu. Melek ciddi bir yüz ifadesiyle konuştuğunda bu halinin bile ne kadar minnoş olduğunu bilmiyordu. ' Seni bile dinlemediğine göre bu özür konusunu fazla ciddiye alıyor. ' dedi Aslan' a ve bana doğru döndü. Ellerimi tuttu. Artık temas bağımlısı olduğundan şüphem kalmamıştı. Şefkatle yüzüme bakarken konuştu ' Belkide ona bir şans vermelisin. Baksana gerçekten pişman görünüyor. Ayrıca merak etme. Seni tekrar üzecek bir şey yapmaz. Evet patavatsızlık yapmış. Söylediği çok kötü bir şey ama tekrar edecek biri değildir. Tanırsan çok seversin, kadınlara karşı zarif bir adam aslında. ' Melek herkesi ve her şeyi affedebilecek biri demiştim değil mi? Evet demiştim. Az önce. Hemen ispat etmesine gerek yoktu. Kötü olan her şeyi çabuk unutuyor, iyi olan her şeyi abartıyordu. Riccardo' ya siniri de geçmişti. Bunu bana değer vermediği için yapmıyordu üstelik. Ona yapılan bir kötü davranışı bundan çok daha kolay unutabilirdi. En azından o enerjiyi veriyordu. 'Melek sen nasıl böyle her şeyi...' Cümlemi yarım bıraktım. Böyle dan diye olmazdı. Nasıl sormalıydım? Of! Sormak için düzgün bir cümle bile bulamıyordum. Onu incitmek istemiyordum. Ama merakta ediyordum. Sakin olmaya çalışarak ses tonumu ayarlayıp konuşacağım sırada Melek konuştu. ' Her şeyi nasıl olumlu karşılayabildiğimi mi soracaktın? Ya da her şeye nasıl bu kadar safça bakabildiğimi mi? Çekinme. Bu lafları çok duydum. En yakın arkadaşlarım bile defalarca sordu aynı şeyleri. ' Bunu fark eden ilk kişi olmadığım kesindi ama bu kadarda, soruları ezberleyeceği kadar çok insana fark ettirdiğini de düşünmemiştim. Beni yanlış anlasın istemiyordum, mahcup bir şekilde ona bakıp konuştum ' Gerçekten seni kırmak istemiyorum. Ayrıca saf olduğunu düşünmüyorum. O kadar iyi niyetlisin ki insan şaşırıyor. Senin kadar iyi niyetli birini daha önce hiç görmedim sanırım. ' Ben üzülür mü derken o sadece gülümsedi ve anlatmaya başladı. ' Ben sadece şanslıyım. Aslında annem ve babam ben küçükken boşandı. O yüzden kavga gürültü hatırlamam evde. Boşandıktan sonra dost kaldılar. Annem her zaman zorlasaydık düşman olurduk. Bazen duracağın yeri bilmen gerekir der bu durum için. Çocuğu bahane ederek zorlanan evliliklerin çocuk gelişiminde çok daha önemli sorunlara yol açtığına inanır. Sanırım haklıda. Boşandıktan sonra çok büyük bir değişim hissetmedim. Sadece aynı evde değildiler. İkisini aynı anda nadiren görüyordum ama bunun dışında bir değişiklik olmadı. İkisi de benimle ilgilendi özel günlerimde yanımda oldu. İkiside evlendi. Ama harika insanlarla. Yani iki anne iki baba ile büyüdüm ben. Hatta annem ve babam bir seferinde birbirine teşekkür etti. Yaptıkları evlilik kendilerini tanımalarına ve nasıl insanlarla mutlu olabileceklerini anlamalarına neden olmuş. Öyle diyorlar yani. Evliliklerine bakınca bende haklı olduklarını görüyorum ama ben evlenip boşanıp öğrenmek istemem. Ben doğru insanı ilkinde bulduğuma inanıyorum. İlk aşkım Aslan oldu. Ondan ayrılınca çok üzülmüştüm ama sonra yeniden karşıma çıktı. Anne ayrı baba ayrı bir abim var. Annemin eşinin ilk eşinden. Aslan' ın mafya olduğunu öğrenince ağladım diye gelip Aslan' a yumruk atmıştı. Ne iş yaptığını bilmesine rağmen üstelik. Beni her zaman korur kollar. Benim için her şeyi yapar. Yani şanslı bir insanım. Sanırım bu nedenlede kötü bir şey bile olsa ardından güzel bir şey olacağına inanıyorum. Bende hep öyle oldu en azından. ' Hayat adaletsizdi ne yazık ki. Ona kötü yüzünü hiç göstermemişti. Elbette görsün istemezdim ama başkalarınada arasıra da olsa iyi yüzünü gösterse iyi olurdu. Merak ettiğim soruyu Melek' e sordum. ' Peki Aslan Bey' in işini öğrendikten sonra ne yaptın, özel değilse?' ' Bey demeyi bırak bence. Yoksa başkasının yanında da söylersin. Yanlış anlama ama ikinizde zor durumda kalın istemem. Ayrıca ne özel olacak? Sen benim arkadaşımsın. Önce ayrıldım. Aslan hiç gitme bile demedi. Gururlu ya. Neyse.. Sonra düşündüm. Belki de Aslan' ın ihtiyacı olan bendim. Yani onu daha iyi biri olmaya yönlendirebilecek kişi. ' O an dönüp Aslan' a baktım. Buna inanmadığı belliydi ama Melek 'e çok güzel bakıyordu. Sadece kendinin iyi olacağına inanmıyordu. Şahsen bende inanmıyordum. İyilik bu kadar havalı ve kazançlı değildi. Aslan ikisindende vazgeçecek gibi durmuyordu. Melek konuşmaya devam etti. ' Mafya olmak aynı zamanda kötülüğü kontrol etmek demek. Ben Aslan' ın iyi birine asla zarar vermeyeceğini biliyorum. Çünkü sevmeyi sevilmeyi biliyor. Ben geri dönmeseydim kalbi dahada kararabilirdi. Yani kendi kendime gittim. Ağladım. Sonra kendi kendime geri döndüm. Arada Aslan abimden yumruk yemiş oldu. İyi ki döndüm değil mi sevgilim?' Son cümleyi Aslan' a bakarak söylemişti. Aslan yanımıza geldi. Melek' i saçından öptü. ' İyi ki döndün ve iyi ki teklifimi kabul ettin.' Melek ona gülümsedi. Madem bu kadar iyi ki diyorsun kızı kaybetmemek için biraz uğraşsaydın. Ne o eğilirsen tacın mı düşerdi demek istesem de diyemedim. Tüm erkekler aynıydı işte. Sevgisinden emin oldukları kadınları kaybetmekten korkmuyordular. Melek' te bu kadar güzel kalp oldukça Aslan beyefendinin rahatı hiç bozulmaz , kaybetmek nedir bilmezdi. Melek bana döndüğünde ona baktım. ' Bence sende Riccardo' nun teklifini kabul et. Kimbilir sende iyi ki diyebilirsin belki sonunda. ' Evet Melek gerçekten şanslıydı. Hayat ona acı yüzünü göstermemişti. O yüzden bu kadar sevgi dolu olabiliyordu. Aslan' dan teklifini kabul ettiğini söylemesini rica ettim. Melek' in hayal dünyasını bozmak istemiyordum. Gerçeğin asla böyle olmadığını bildiğim halde. Aslında daha çok Riccardo ile beni böyle durumlara düşürmemesi için konuşmak istiyordum. Aslan önce bir şaşırsada sonunda aradı. Bana bir şey sormaya ya da söylemeye gerek duymadı. Sanırım o da benim Melek kadar kolay bağışlayan biri olmadığımın gayet farkındaydı. Bütün bu sohbetin arasında bir kucak daha çiçek gelmişti ve gerçekten bıktırmıştı artık. Onu diğerlerine yaptığım gibi koltuğun köşesine umursamazca attım. Keşke kafasına fırlatabilseydim. .... Sabah... Sabah erken kalktım. Aslan kahvaltı masasındaydı. Melek tabii ki ona eşlik ediyordu ve tabii ki yine bıcır bıcır konuşuyordu. Geldiğimi anladığında hızla bana döndü. Yüzünde kocaman gülümsemesiyle konuştu. ' Günaydın Yasemin. Akşam için alışverişe çıkalım ister misin? ' ' Gerek yok. Sadece çiçekler dursun diye kabul ettim. Özel bir hazırlık yapmayı düşünmüyorum. Hem affedecek kadar yüce gönüllü de değilim ' Bir an sert mi çıktım diye düşünsemde neyse ki Melek hala gülümsüyordu. Aslan' a döndüm. Yüzünden duygusuzluk akıyordu. Aynı mesafeli duruşumu bozmadan konuştum. ' Aslan Bey müsade ederseniz dışarıda ufak bir işim var. ' ' Ne kadar sürer? ' ' Fazla uzun sürmez. Melek için yapmak istediğim bir tatlı var. Aşağıda pasta malzemeleri satan bir dükkan varmış. Oraya gideceğim. ' Melek için akan sular duruyordu herhalde buna da izin verirdi. Melek hemen sevinçle ellerini çırpmıştı. Cidden çocuk gibiydi. Demek ki gerçekten insanı acılar büyütüyordu. Ben çok küçük yaşlarda olgunlaşmak zorunda kaldım. Aslan yüzüme duygusuzca baktı. ' Adamlara söylersen alırlar. ' dedi Aslan yine o buz gibi sesiyle. ' Bu konulardan erkeklerin anladığını düşünmüyorum. ' Özellikle belinde silah var diye her şeyi yapabileceklerini zanneden o kaba koruma tayfasının hiç sanmıyordum ki zaten amacımda tatlı malzemesi almak değildi. Bir şekilde evden çıkmam gerekiyordu. Neyseki imdatıma Melek yetişti. ' Aslan!.. Kızı rahat bırak. Hapis değil sonuçta. Hem benim için pasta yapacak ,nasıl olacak merak ediyorum. ' diyen Melek bana gülümsedi. ' Belki bana da öğretirsin yapmayı. ' ' Tabii ki öğretirim. Eminim ki hemen öğrenirsin.' Aslan sıkıntıyla nefes verdi ama Melek' i yine kırmadı. ' Yanına iki koruma al. ' dedi yüzüme bakmadan. Aslan 'ın dediği gibi korumaları aldım. Yol boyunca sessizlik oldu. Dükkanın önünde beklemelerini söylediğim de başta bana ters ters baktılar. Sonra da dükkana baktılar. Sanırım içeride satıcıdan başka biri olmadığı için yalnız girmeme ses etmediler. İçeri girdim. Tezgaha yaklaştım. ' Alin. Seni buraya çağırdım çünkü... ' Belli etmemeye çalışarak dışarıya baktım. Adamlar dikkatle bize bakıyordu. Onlara hiç bir şeyi belli etmemeliydim.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD