Aslan Bey Hazretleri yüzüme ters ters baktıktan sonra lütferdermiş gibi konuştu.
' Yakışıklı, zengin, tanınmış ve sözlü bir adamım. Ve sen bazı nedenlerle bir süre sözlüm senmişsin gibi davranacaksın. Çözmem gereken bazı olayları çözene kadar. Bu süre zarfında da dosyada kurallara uyacaksın. Aksi taktirde Tuğrul' un sana yapabilecekleri yapacaklarımın yanında hafif kalır. '
Tehdit eder gibi konuşması beni sinirlendirdi. Bazı nedenlerden ötürü onun sevgilisi gibi rol yapacağımı söylüyordu ama bu nedenler acaba neydi ?Aslan Bey' e ego tavan adamsın dememek için dudağımı ısırdım. Bunu yaptığım anda aklım başıma geldi. Umarım karşıdan ondan etkilenmiş gibi görünmemiştim. Tamam yakışıklıydı. Tam kara kaş, kara göz, uzun boy ve atletik vücut sevenler için özellikle kalemle çizilmiş gibi bir adamdı ama bananeydi. Ben işime bakardım. Genel tanım olarak yakışıklı demiştim. Esmer sevmeyen biri bile bu adamın sevgilisiz kalacağına inanmazdı. Ben kendi derdime düştüğüm için söylediği kelimeyi sonradan algıladım. Sözlüydü. Gerçi bu da sözlüsünün sorunuydu. Kadın dayanışmasına sonuna kadar destektim ama bu öyle bir durum değildi. Kulvarlarımız farklıydı. Aslan Bey 'in neden bu yola başvurduğunu merak ediyordum,kafamdan senaryolar üretmek yerine direk aklımdaki soruyu ona sordum.
' Tam olarak buna neden gerek duyduğunuzu anlamadım. Peki bu sözlü rolünde neler var?Bunu bir açıklık getirmeniz gerekir ki bende neyin içinde olduğumu bileyim. '
Çokta anlamam gerekmiyordu. Sınırları bilsem yeterdi. Aslan Bey oturduğu koltukta rahat bir şekilde kendini yaydığında kara gözleri dipsiz bir kuyuyu andırıyordu. Karanlığında cevaplar yok oluyordu sanki. Bir müddet bana baktıktan sonra konuştu.
' Benimle davetlere organizasyonlara geleceksin. Şüphe çekmemek için aynı odada kalacaksın. Ama için rahat olsun suit odalarda fazladan yatak her zaman bulunur. Benimle aynı evde yaşayacaksın. '
' Temas olarak peki? '
Sonuçta kırmızı çizgimdi,bunu öğrenmem gerekiyordu. Aslan küçümser bir edayla bana bakıp konuştu.
' Gerekli olmayan hiçbir temasta bulunmayacağımdan emin olabilirsin. '
İşte bu iyi haberdi. Gerçi çokta seçme şansım yoktu ama böylesi tercihimdi.
Dosyayı imzalayıp uzattım. Kimliğimi isteyip bilgileri doğru yazıp yazmadığımı kontrol etti. Kimseyi dinlemediği gibi kimseye güvenmiyorduda. Kimliğimi geri uzattı. Alıp çantama geri koydum. Çantamı alıp karıştırmakta isteyebilirdi ama neyse ki yapmamıştı. Bu tamamen kendine güveninden olabilirdi. Bana güvenmediği kesindi. Her şeyin üzerinde kontrol sağlayabileceği bir gücünün olduğunu düşünüyordu. Bakışlarını başka yöne çevirip telefonuna baktığında bende camdan dışarıya baktım. Sanki zaman geçmiyordu. Yolda yürüyüp gidenlerin hayatlarında kim bilir ne telaşı, ne umudu vardı. Bir zamanlar bende umutluydum ama karanlık beni içine çekmişti. Geçmiş ile gelecek arasında ince çizginin arasında zihnim gidip geliyordu.
Sonunda yolculuk bittiğinde takım elbiseli adamlar açmıştı kapıyı. Arabadan indim. Öylece durdum. Ev değil sanki şatoydu. Aslan Bey Krallığı bu olsa gerekti. İnsan neden bu kadar büyük bir eve gerek duyardı ki? Bence gereksiz bir gösterişti. Hayır yani kaç oda kullanabilirdi bir insan? Gömlekleri ile pantolonları ayrı odalar mı istemişti? Bu kadar oda o şekilde bile dolmazdı. Yani pencerelere göre kabataslak bir oda sayımı yapmıştım. Beyaz saraya falan mı özenmişti? Ayrıca evin neredeyse kendine ait bir ormanı vardı. İstanbul' un gittikçe betona döndüğünü düşünürsek kendi oksijenini mi karşılamaya çalışıyordu? Aslında mesleğini düşünürsek bu ağaçlar ürkütücü görünüyordu. Öldürdüğü insanları buraya gömdürüyorsa bulmak epey zaman alırdı. Gerçi hakkında ispat edilmemiş bir söylentiydi mafya olduğu. Tabii dediğim gibi yapıyorsa ispat edilmemesi normaldi. Elde delil olmadan kimsenin mülküne girip kazı yapılamazdı. Oksijen çarpması yaşıyordum resmen. Ben ki bir İstanbul' lu olarak böyle oksijen bolluğuna alışık değildim. Kafayı bile bulabilirdim. Oksijen güzel kafa yapardı. Belki de bizi düşündükleri için İstanbul' da ağaçları kesip betona çeviriyorlardı. Ben salak saçma düşünürken Aslan yanıma geldi
' Bu evdeki herkes durumu biliyor. Buradaki kişiler dışında sadece Rıfat, ortağım ve yakın arkadaşım Riccardo biliyor. Kendisi şu an İtalya da. '
En azından evin içinde rol yapmayacaktım. Aslan' ın önden yürümesiyle eve girdik. Centilmenlik falan beklemiyordum zaten ama öndende yürünmezdi artık. Salona geçtik. Salonda son derece güzel ve şirin görünen bir kız vardı. Kumral hafif dalgalı küt kesilmiş saçları, bebek gibi yüzü, iri sayılacak gözleri ve minnacık burnuyla tam bir şirinlik abidesiydi. Boyunun kısa olması ekstra bir sevimlilik katmıştı. Hem güzel hem tatlıydı. Erkeklerin sarıp sarmalamak isteyeceği türden bir kızdı. Bana bakıp gülümsedi..
' Merhaba ben Melek. Öncelikle hoş geldin ve kabul ettiğin için teşekkür ederim.'
Bana ne için teşekkür ediyordu? Kesin dünyaya geldiğinde annesi ve babası bu kızın adı Melek' ten başka bir şey olamaz diye düşünmüştü. Aslan elini beline koydu. Elimi Melek' e uzattım tokalaşmak için.
' Yasemin.'
Elimi iki elini arasına aldı. Elleride kendi gibi küçüktü. Aslan 'ın yanında iyice kısa görünüyordu. Melek yüzüme mahcup bir şekilde bakıp tatlı tatlı konuştu
' Memnun oldum. Senin kadar tatlı bir kız geleceğini bilseydim hiç endişe etmezdim. Ve özür dilerim. Gerçekten. Seni görmeden mesleğin ile ilgili ön yargılı davrandım. Endişelerim vardı.'
Aslan Çetin Kaya' nın sevgilisi özür diliyordu. Aslan' ın çatılan kaşlarını fark ettim. Sözlüsü bu kız olmalıydı ve onun sözlüsü olma şerefine erişmiş bir kadının kiralık bir kadından özür dilemesi tabii ki onu rahatsız etmişti. Neticede gözünde ucuz ve değersizdim. Tam olarak böyle düşündüğünden emindim. Melek 'e gülümseyerek bakıp konuştum
' Önemli değil. Dışardan nasıl göründüğünü biliyorum. Ancak içiniz rahat olsun. Bizim şirketimiz sadece arkadaşlık...'
Lafımı kesti. Melek ile Aslan Bey' in benzeyen tek yanı bu olabilirdi.
' Kendini anlatmana gerek yok. Seninle çok iyi arkadaş olacağız hissediyorum. Sözünü kestim kusura bakma. Bazen böyle atlıyorum hemen. Biraz telaşlı bir yapım var sanırım.'
Bu kız nasıl olmuştu da Aslan gibi birini sevmişti? Aslan uzanıp dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. Tövbe tövbe bir an burada aile var demek istedim de içinde bulunduğum durum sessiz kalmama neden oluyordu. Aslan sadece Melek 'e bakarak sakin ve sıcacık bir sesle konuştu
' Benim yapmam gereken bazı görüşmeler var güzelim. Yasemin' e evi sen gezdirir misin? '
' Memnuniyet duyarım. Hem bizim kız kıza konuşacağımız şeyler var. '
Aslan gitti. Sahte sözlüsü ile gerçek sözlüsünü aynı çatı altında tutacak tuhaf bir adamdı ya da Melek' in gösterdiği neşe sahteydi. Yani sahte bir sözlü olsa bile kim gözü önünde olsun isterdi ki? Kızın hal ve hareketleri bana tuhaf gelmişti. Geldiğim yerde resmen rekabet vardı ve seçildiğim içinde eminim arkamdan epeyce konuşmuşlardı. Şimdi Melek böyle bir hayatı yaşarken sözlüsünün sahte sevgililik yaşayacağı kadına rahat şekilde konuşması tuhafima gidiyordu. Melek yine tatlı ve içten bir sesle konuştuğunda bir an içimin fesat olduğunu düşündüm
' Sana odanı göstereyim önce. Eşyalarını getirdin mi, yerleştirdiler mi? '
' Aslan Bey getirmemi istemedi. '
Sanki çok güzel bir şey söylemişim gibi sevindi.
' Harika! Beraber alışverişe gideceğiz demek bu. Önce odanı göstereyim eğer beğenmezsen başka bir oda seçeriz birlikte. '
Üst kata çıktık. Misafir odasıydı ve son derece zevkli döşenmişti. Televizyon, laptop kendine ait banyosu hatta kendine ait yatak odası olan iki odalı bir yerdi. Evin içinde ev gibiydi. Evinin tamamı bundan küçük insanlar vardı. Hayatın adaletsizliği bir kez daha yüzüme vurdu. Melek gözlerime heyecanla bakıp konuştuğunda gerçekten ismini hak ettiğine inandım.
' Beğendin mi? Bak beğenmediysen söyle lütfen. '
' Gerçekten çok güzel.'
Melek kapıyı kapattı yatağın üzerine oturdu. Bu hareketi ile içimdeki kötü yanım işte şimdi gerçek yüzünü gösterecekti sanırım diyordu. Çünkü kimse bu kadar iyi olamazdı. Kalbinin güzelliği yüzüne yansıyan insanlar kalmamıştı bu devirde. Melek ise yüzüyle konuşmasıyla aksini iddia eder gibi karşımdaydı, inanmam kolay olmayacaktı. Melek ayakta durduğumu görünce elini hafifçe yatağa vurarak sevimli bir şekilde konuştu.
' Gel otur lütfen burası sana ait artık. '
Ben kendimi hiçbir zaman hiçbir yere ait hissedemiyordum ki. Ona içimi açacak değildim. Sonuçta benim için yabancıydı ve belkide art niyeti vardı. Yine uzatmayıp oturdum. Uzanıp elimi tuttu. Şefkat dolu bir sesle konuştuğunda şaşırdım.
' Ben sana teşekkür ederim. Aslan' la evlilik kararı aldık. Geçen hafta bana evlilik teklifi etti. '
Bana ne anlatmak istediğini bilmesemde konuya geçen haftadan başlamasına sevindim. Doğumundan da başlayabilirdi. Melek' te o konuşma potansiyelini hissediyordum.
' Çok yakışıyorsunuz. ' dediğimde hemen gözleri ışıl ışıl oldu. İltifatada inanıyordu. Edi' yle Büdü gibisiniz diyecek halim yoktu. Elimi hala bırakmamıştı.
' Teşekkür ederim. Ama sonra huzursuz oldu. Bazı adamlarla sorunlar yaşıyor. Benim tehlikede olacağımı düşünüyor. Sonra Rıfat bu teklifle geldi. Sahte sevgili. Benim içime hiç sinmiyordu zaten. Seni görünceye kadar ön yargılı davrandım. Eskort diyince affedersin ama böyle farklı birini bekliyor insan. Bilmiyorum pek bu işi özür dilerim. Yinede huzursuzdum. Benim yerime biri tehlikede olacak diye. Ama seni görünce ben bunu yapamam. '
' Gitmemi mi istiyorsun?'
Sahteydi tabii ki iyiliği. Beni göndermekti amacı. Bu da son derece normaldi. Hatta bütün davranışlarından daha normaldi. Kim sözlüsüyle sözlü rolü yapacak birine o kadar sıcak davranabilirdi? Sürekli teşekkür ediyor, özür diliyordu. Özür dilemeyi bilen insan mı kalmıştı artık? Hayat herkes için bir savaştı ve herkes ne olursa olsun haklı çıkmak istiyordu. Haklı olmak güçlü olmaktı ya da güçlü olmak haklı olmaktı.
'' Hayır. Gitmeni istemiyorum. Bu sözüm umarım seni kırmaz ama oraya dönmeni istemiyorum. Yinede Aslan' la evlenecek olan benim. Benim yerime senin kendini tehlikeye atman gerçekten içime sinmiyor. Ben sadece bu konu seni de korkutuyorsa, eğer mecbur olduğun için kabul ettiysen ben Aslan' la konuşurum demek istedim. '
Kız gerçekten iyiydi ve gerçekten benim için endişeleniyordu. Gözleri sözlerini doğruluyordu ve hala elimi bırakmamıştı. Temas bağımlısı olabilirdi.
'' Ben neden geldiğimi bilmiyordum. '
Aslan Bey parayı basıp kiraladığı için bir açıklama yapma gereği duymamıştı. Önüme sözleşmeyi koyuvermişti. Gerçi bende imzalamıştım. İkimizde başka seçeneğim olmadığını biliyorduk. Geri dönersem Tugrul' un yapacakları ortadaydı. Kalırsamda Aslan beyimizin karanlık dünyasında belkide kayan bir yıldız olacaktım. Melek sessiz kalışımın ardından tekrar güven veren bir sesle konuştu
' Aslan söyledi sanmıştım. Aslan tabii ki beni nasıl koruyacaksa seni de öyle koruyacak ama yine de... ' duraksadığı için lafa girdim.
' Ben bu konuyu biraz düşünsem olur mu? '
Aslan Çetin Kaya beni sözlüsü yerine ölmem için tutmuştu. Sözlüsünü elbette koruyacaktı ama benim için öyle bir zahmete gireceğini sanmıyordum. Melek fazla hayalperestti. Adam zaten koruyacağına kendi insansa arkadaşı böyle bir şey teklif ettiğinde kabul etmezdi. Melek sakinlikle tekrar konuştu.
' Tabii ki. İstediğin kadar düşün. İstersen Aslan' la da bir konuş. Seni hiçbir şeye mecbur tutmaz için rahat olsun. Biraz sert görünüyor olsa da aslında öyle biri değildir. Anlayış gösterecektir. '
Aslan onun düşündüğü gibi biri değildi. Kendi krallığını ve gücünü kabul etmiş bir adam kibar ve anlayışlı olamazdı. En azından bizim dünyamızda. Belkide ona farklıydı. Belkide kızı kandırıyordu. Gerçi bu kızı kandırmak gerçekten hiç zor olmazdı. Sözleşme imzalanmıştım. Aslan' ın öylece gitmeme izin vereceğine asla inanmıyordum. Melek' e düşüneyim derken aslında yalnız kalmak istemiştim. Belki de buradan kaçmalıydım. Kaçarsam her şeyi çok daha fazla karıştırırdım biliyordum ama Aslan Çetin Kaya beni herkesin içine atıp dostum kim düşmanım kim oynamaya niyetliydi. Peki benim hayatla bağım ne kadar güçlüydü? Bir yanım uzun süre önce ölmüştü zaten. Karanlığın içinde daha ne kadar yaşabilirdim ? Bilmiyordum.