Yıldız'dan...
Herkes birbirine bakarken, bu ortamda yalnızca içeri giren yengeme üzüldüm. Yengem her şeyi biliyordu! Berfu'nun ablasını gördüğü an gözleri doldu ve eliyle karnını tutarak Çınar abime baktı.
Çınar abim ise yengeme dönerek yaşlanmış gözleriyle nabız ölçmeye çalıştı. Nasıl yani? Abim Doğulu bir kadını mı seviyormuş? Hem de Berfu'nun ablasını!
Ay cidden şu an sadece bu ortamdan uçarak kaçmak istiyorum! Yengem biliyordu; ama yengemin bildiğini abim bilmiyordu. Kendini silkeleyerek abimin yanına gelip kolundan tuttu ve o kadına baktı. "Ne oluyor burda hayatım?" diye sordu. Dik durmaya çalışsa da, rengi atmış, bembeyaz olmuştu. Hatta her an bayılabilirdi...
"Yenge al abimi git!" dedim. "Haydi herkes çıksın evden hayde! Dağılın diyorum size dimi?"
Son sözümle Baran Berfu'yu ve ablasını, Perihan ise Toprak abimi alarak çıktı. Kaldık mı 3 kişi baş başa... Ela yengem hepsi çıktıktan sonra abimin kolundan çıkarak çok ağır bir tokat attı. İşte bunu ben bile beklemiyordum... Abim gözlerini kapatıp yumruğunu sıktı; ama tek kelam dahi etmedi.
"Bana bunu da yapacaktın he sonunda Çınar? Çok mu seviyorsun o kadını?" demesiyle abim korkarak yüzünü yengeme çevirdi. "Ne kadını, ne sevme..."
"Sus Çınar! Her şeyi biliyorum o yüzden sus! Şimdi soruma cevap ver! Çok mu seviyorsun o kadını he!" diye bağırdığında abim sessiz kaldı. Abim de olsa erkekti! Yengem bu sessizliğin karşısında kafasını iki yana sallayıp "O zaman bu evliliği uzatmanın manası yok Çınar! Yarın anlaşmalı olarak boşanalım!" dedi, başını dik tutarak.
Aralarına karışmak istemiyordum. "Asla Ela! Bu evliliği bitirmek gibi düşüncem asla olmadı, olamaz da!"
"Hiç sevmediğin bir insanla ömür mü çürüteceksin Çınar?" diyerek bağırmasıyla gözlerimi yumdum. Bebek 7 aylıktı ve bir şey olacak diye ödüm kopuyordu. "Seni seviyorum Ela..." dediğinde yengem yüzüne tükürdü. "Yalan söyleme bana! Sen hep o kadını sevdin Çınar! Sen beni asla sevmedin!"
"Yenge lütfen sakin ol..." diyip yaklaşmak istediğimde eliyle beni durdurdu. "Bitti Çınar! Benim de gururum var bitti!" diyip kapıdan çıkmak istediğinde abim ayaklarına kapandı. "Yapma Ela! Senin yerin ben de hep ayrı oldu yapma! Sevmesem neden çocuk yapayım ki? Sen benim evlatlarımın anasısın, bunu bana, bize yapma!" dedi başını yengemin dizlerine koyarak.
Yengem ise elleriyle ileri doğru itip "Ben seni sevdim Çınar! Senin o kadını sevdiğin gibi sevdim! Sana defalarca kez 'seni seviyorum' dedim... Belki bir gün senin de ağzından böyle kelime çıkar diye dedim; ama sen hiç söylemedin! Keşke hayatıma hiç girmeseydin! Belki de şu an başkasını sevmiş, onunla daha mutlu olmuştum!" demesiyle abim ayağa kalkıp kollarından tuttu.
"Sen benimsin, ölene dekte benim olarak kalacaksın!" diyerek dudaklarına yapışınca arkamı döndüm. Abimi ilk defa yengemle bu pozisyonda görüyordum. Bence abim yengemi seviyordu, hatta aşıktı; ama farkında değildi. Yoksa bu kadar mücadele etmezdi...
Abim zorluyordu, yengem ise ayrılmak için elinden geleni yapıyordu. Son gelen sesten sonra, abimin tekrardan tokat yiyerek ayrıldığını anladım. Onu ilk kez böyle görüyordum; çaresiz ve bitik... "Bana bir daha dokunma sakın! O kadını buraya getirmişsin! Ne yapıyordunuz burda he, hasretlik mi gideriyordunuz Çınar Bey? Belki de çoktan işi pişirmişsinizdir! Ya da bu zamana kadar ben ayakta uyutuluyordum dimi?" Sinirinden ötürü ağzından çıkanı kulağının duymadığı aşikârdı. İkimizde abimin böyle bir şeyi yapmayacağını biliyorduk çünkü...
"Yavaş Ela yavaş! Ne olursa olsun benim karım, benim helalimsin! Değil başkasıyla oynaşmak, yan gözle dahi bakmam ben!" diye bağırdığında yengem acı ile karnını tuttu.
Abimle yanına koşup koluna girdik ama çığlık atarak abimi yanından uzaklaştırdı. Kadın kim bilir ne zamandan beri bu gerçek ile yaşıyordu... İçinde neler yaşamış, ne mücadeleler vermişti acaba?
"Yenge gel biz doktora gözlükelim senle."
"İstemiyorum Yıldız!" diyerek beni de itti. "İyi olmamı istiyorsan, boşanma konusunda bana yardım edip şahitlik edersin!" dediğinde abim yüzüme baktı. Yemin ediyorum ki abim zerre boşanmak istemiyordu...
"Boşanma yok Ela..." dedi abim. "Var işte var! Neyi beklememi istiyorsun Çınar? Kadını kuma getirmeni mi he?" Yengemin cümleleri adamı yaralamaz, direk öldürürdü.
"Bak... Sinirlisin diye üstüne gelmek istemiyorum; ama ağzından çıkan sözlere dikkat et!"
"Etmezsem ne olur Çınar Kurt? Yine o kadınla mı yatarsın?" demesiyle abim çıldırdı. Yengem, hiç olmayan olayı ortaya atarak abimi delirtmişti ve ben onun bu hâlinden aşırı korkuyordum. "S.ktirme lan bana ikinci kadınını!"
"Belki de s.kmişsindir Çınar!" diye bağıran yengemin son sözü ağır olmuştu. Eline aldığı cam vazo havada kalmıştı. Sadece yengeme bakarak "Ayıp ediyorsun Ela. Hiç mi tanımadın sen beni? Böyle bir şey yapmayacağımı bilmiyor musun?" dediğinde sakinleşmiş gibi vazoyu yerine koyarak yavaş yavaş yengeme yanaştı.
"Sen benim bu hayatta ki tek kadınımsın! Onca yıldır aynı yastığa baş koymuş, aynı yatağı paylaşmışız. Benim için teksin Ela." dediğinde Ela yengem sessizce "Yaklaşma!" dedi.
"Senden ayrı kalamam! Hâlâ o kadını seviyor olsaydım, boşanalım dediğin an buna karşı gelir miydim güzelim? Öyle güzelsin ki, değil ayrılmak, bir gün ayrı kalamam bu güzellikten..." dediğinde yengemin dibine kadar girip belini tutarak kendine yaklaştırmıştı.
Sanki ben yokmuşum gibiydiler. Ben de heyecanla onları izliyordum. İşte aradığım tutku!
"Ela'm... Sen benim Mira'mın..." dedi ve elini yengemin karnına koyarak "Doğmamış oğlumun anasısın. İnsan sevmediği kadından nasıl çocuk yapar, hem de iki tane?" dediğinde yengem gözlerini kapatmış sadece ağlıyordu. Abim yaklaştı yaklaştı... Dudaklarını dudaklarına değdirdiğinde bu sefer arkamı dönmeden onları izledim. Aralarında ki tutku bambaşkaydı. Yengem hep derdi; ama bu kadar büyük olacağını hiç tahmin etmezdim.
İkisi de birbirine aç gibi öpüşürken sırıtarak onları izliyordum. Bu konuyu abimle sonra enine boyuna konuşarak, bir kaç fırça da ben atacaktım; ama yengemi sevdiği için şimdilik ses etmiyordum. Evet... Abim yengemi seviyordu... O bile farkında değildi belki fakat seviyordu... Bunu onun gözlerinde görebiliyordum. Diğer kadın sadece takıntıydı.
Eli yengemin çıplak bacağına gittiğinde arsızca izlemeye devam ediyordum. Abim nefes nefese ayrılarak "Çıkmak için ne bekliyorsun Yıldız?" diyerek beni açıkça kovdu. Yüzüm kıpkırmızı olmuştu ve kaçarcasına evden dışarı çıktım. Abim perdeleri çekmiş, anahtarım da evde kalmıştı. Şimdi ne fuşki edeceksun Yıldız?
***
Çınar'dan...
Sevmediğim bir kadın için neden bu kadar çaba göstermiştim ki? Yoksa tahmin ettiğim gibi, ben Ela'ya aşık mı olmuştum?
S.ktir! Eliyle kollarımı ellediğinde daha fazla tahrik oldum. Çok istekliydi ve hatta ilk kez bu kadar istekliydi... Yukarı ki kata, bize ait odaya çıkarttım onu. Hamileliği çok ilerlediği için nazik olmaya çalışsam da, yatakta bu kadına asla karşı koyamıyordum. Soluksuz öpüşürken, elbisesini üstünden sıyırıp kenara attım. İyice büyüyen karnını okşayarak hafifçe yatağa yatırdım ve nazik dokunuşlar ile bedeninin her yerine dokunmaya başladım...
***
Duş aldıktan sonra yatakta uzanan karımın yanına geçtim. Hamile olmasına rağmen, hâlâ mükemmel bir fiziği ve çok güzel yüzü vardı. Her erkeğin aşık olabileceği türdendi Ela...
Örtüyü kaldırıp yanına yattığımda çıplak olan göğsüme kafasını koyarak bana sıkı sıkı sarıldı. Eliyle göğsümü okşarken "İlk tanıştığımız günü hatırlıyor musun Çınar?" dedi. Şimdi buraya niye dönmüştü? "Evet." dedim tereddüt ederek.
"Seni ilk gördüğüm an aşık oldum Çınar. Yeşil gözlerin, sert yüz hattın, dik duruşun, ağır başlılığın... Sana sen olduğun için aşık oldum." O konuşurken saçlarını okşuyordum.
"Seni öyle sevdim ki, senin de beni sevdiğini düşündüm. Tam 2 yıl önce o kadını sevdiğini öğrendim." dedi acıyla yutkunarak. Sesi titremeye başlamıştı. "Ela..." desem de "Lütfen lafımı kesme!" dedi ve sustum.
"İlk öğrendiğimde yıkıldım, hayata küstüm, yemeden içmeden kesildim. Hatırlıyor musun o günleri?" dediğinde aklıma geldi hemen. "Hatırlıyorum evet..." dedim. "İşte o günden beri biliyordum; ama sana hâlâ aşık olduğum için ayrılmak istemedim. Yalan söyleyemem... Bana karşı çok merhametlisin, dikkatlisin... Zaten bu yüzden birlikteliğimize devam ettim." diyerek göğsümden kalkıp parmaklarını dudaklarıma koyup okşamaya başladı.
"Çok yakışıklısın..." dediğinde sesindeki arzu ile alt tarafımda hareketlenme başladı. Yüzüme yaklaşıp öpmeye başlayınca kendimi tutamayarak alt dudağını ısırınca hafif inleyerek benden ayrıldı. Ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum. Elleriyle yüzümü tutarken, kulağıma doğru eğilip "Bu bana son dokunuşundu Çınar!" dedi. İşte son cümlesi beni beynimden vurulmuşa çevirdi.
"Senin bugün o kadına bakışlarını gördüm ya... Bitti Çınar! Bizim evliliğimiz bitti! Bir daha seninle aynı yatağa asla girmem!" diyerek kulağıma fısıldadığı cümlelerin ardından yüzünü kaldırarak ağlayan gözlerime baktı. Ayağa kalktığında üstünü hızla giyerken, ben hareket dahi edemiyordum. Onu kaybedemezdim!
Kendimi silkeleyerek ayağa kalkıp pantolonumla t-shirtümü giyerek, üstünü giyip giden karımın peşinden koştum. Bunu yapamazdı! Ben her şeyi yoluna koyduğumuzu düşünürken, oysa ki o bizi çoktan bitirmiş!
"Ela dur!" diye peşinden koşarken, cevap vermeden gidiyordu. "Ela lütfen dur! Bak bu dediğini asla kabul etmem dur!" dediğimde kapıdan çıkmıştı, ben de peşinden... Yıldız çardakta oturuyordu, Ela ise arabanın kilidini açmıştı. "Ne oldu yenge? Eve mi geçiyorsunuz abi?" diye sordu bacım.
"Ela konuşalım bi dur!" Kolundan tutarak kendime çevirdiğimde çığlık attığında irkilerek geri çekildim. "Bu bana son dokunuşundu demedim mi ben sana? Dokunma bana dokunma!" Hayatımın en büyük ağlamasını yapıyordum. Ela'yı kaybedemezdim...
"Ela yapma, bunu benden isteme Ela!"
"Ya siz az önce birlikte değil miydiniz? Ne oluyor size?" diyen kız kardeşime döndü Ela.
"Senin abin her güzel şeyin içine etmeyi sever Yıldız! Gururum yok sandı, birlikte olmaya devam edeceğimi sandı; ama yanıldı." dedi ve tekrardan bana döndü. "Bu sana son iyiliğimdi. Az önce bana hayatımın en güzel anlarını yaşattığın için teşekkür ederim Çınar; ama biz bittik... Kabul et biz bittik... Bizi sen bitirdin, başkası değil! Şimdi yoluna bak ve bir daha yoluma çıkma!" diyerek arabaya gittiğinde peşinden gidiyordum ki, Yıldız koşarak durdurdu.
"Ben gideceğim, sen burda kal abi. Konuşacağım merak etme!"
"Yıldız, sana yalvarıyorum ikna et... Benden ayrılırsa dayanamam."
"Ektiğini biçiyorsun abi; ama elimden geleni yapacağım." diyerek arabaya bindiğinde ikisi de gitmişti. Dizlerim üstüne çöküp ağlamaya başladığımda arkadan duyduğum ses ile tüm gücümle bağırarak Karadeniz'i ayağa kaldırmak istedim.
"Çok mu seviyorsun karını Çınar?" sesiyle arkamı döndüğümde o kadın ile yıllar sonra yüz yüze geldim. "Ayrıldı mı senden?" dedi acıyla gülerek. İki kadın arasında kalmıştım; ama ben tercihimi yıllar öncesinden yapmıştım... Ela ile yüzleşmiştik, şimdi sıra o kadın ile yüzleşmekteydi...