GÖREV SAVAŞI

1132 Words
Ilgaz için mesele daha başka bir hal aldı adamın eli kızın beline gittiğinde. İçindeki öfke harlandı. Tamam adama öfke duyması çok normaldi ama o eli kırmak istiyordu ve bu hiç normal değildi. "Bir kere sevişelim geçer. " dedi iç sesi. Ilgaz normalde iç sesiyle sohbet eden bir adam değildi ama bugün ne normaldi ki bu normal olacaktı? Genelde iç sesi de zaten öldürelim, yok edelim falan derdi o da cevap vermez yapardı. Konuşmaya gerek yoktu. " O bizim düşmanımız. " dedi kendine vurgulayarak düşman kelimesini. " Tamam bir kere sevişelim sonra yine düşman oluruz dış ses. " "Dış ses mi?" "Ne diyeyim kanayan yaram mı? Benim dış sesimin sen olması resmen dram.. Seninle milli olmayı başardığıma seviniyorum. " " Abartma. Bir kere ben çok erken milli oldum. " Üvey babası asker olmak istediğini öğrenince dünya nimetlerinin tadına varsın diye beş yıldızlı bir otelde oda tutmuştu ve Ilgaz o geceden beri milli formayı giyiyordu. Henüz 14 yaşındaydı. "Hayal kırıklığısın dış ses. Bilsem böyle olacak her sene o günün yıldönümünü kutlardım. Oysa ergenlikte ne seviniyordum yakışıklı bir dış sesim var diye. " " Ses olan sensin gerizekalı. " " Maalesef. Aksi durumda zaten şimdi şu hatun ile erkekler tuvaletinde al takke ver külah oynuyorduk. " Hareketlenme yine baş göstermişti ki beklenen adam geldi. " Hazır mısın?" diye sordu Ilgaz' a. " Kes sesini!" diye kısık sesle söylemesine rağmen vurgusu resmen bağırıyordu. " Dur bakalım. Her kimsen. Bana böyle davranamazsın. Ayrıca bu tavırla onunla tanışamazsın. Kendini yakman umrumda değil ama beni yakacaksın. " " Yanlışın var. Sen zaten yanmışsın. İşbirliğinden başka çaren yok. Sakın bana patronum gibi davranma. " Kulaklıktan bir ses; " Ilgaz. Öfkeni sonraya sakla. Adam şimdilik lazım ve tek parça lazım. " Bu sesin sahibi Ilgaz' ı tanıyordu ve Ilgaz' ın o anda tek parça mı lazım, sadece parçaları olsa iş görmez mi diye düşündüğünü biliyordu. " Gidelim bir an önce yanına da bitsin şu işim. " dedi adam. Ilgaz adım attı. Geri dönüp baktı. Gözleri hadi diyordu. Sevmiyordu fazla kelime tüketmeyi. Hayatta en çok silahları ile konuşmayı seviyordu. Adam yürüdü. " Kazım. Seni biriyle tanıştırmak istiyorum. " dedi. " Sen buralara gelir miydin?" " Sadece gerekli olduğunda. Bu dostum Ilgaz. Kendisi silah işinde. " dedi. Kazım Ilgaz' a baktı. " Adını hiç duymadım. Yenisin galiba. " " Türkiye pazarında yeni bir soluk olmayı umut ediyorum. " " Öyle mi? Hangi ülkelerde çalıştın?" " İsrail, İngiltere, Amerika daha ağırlıklı ama insanın vatanı gibisi yok tabii. " dedi alaycı bir gülüşle. Ülkesinden alaycı bir ifadeyle bahsetmek sinirini bozmuştu. " Ne kadar bir sevkiyattan söz ediyoruz?" " Bulacağım kişiler ne kadar getirmeyi başarırsa." " Anladım. İddialı. Alıcı hazır mı?" " Alıcılar elbette hazır. Bu yüzden de fazla vaktim yok. " Armin sinir olmuştu. Adamın koluna girdi. " Hayatım burada da iş mi konuşacaksın?" dedi cilveli bir şekilde. Lafı böldüğü için Ilgaz' da ona sinir olmuştu. Yine de gülümsedi. " Özür dilerim. Kabalık ettim hanımefendi. " diyerek elini uzattı. Armin elini uzatınca tuttu. Dudaklarına götürüp minicik bir öpücük bıraktı ama kızın teni tenine değince içindeki alev iyice coşmuş sanki bütün bedenini kaplamıştı. Güney istikametinde işler iyice karışıyordu. Armin ters ters baktı. "Kibar görünmeye çalışan kaba erkeklerden haz etmem. " dedi. "Bende güzel görünmeye çalışırken doğallığından vazgeçen kadınlardan hiç haz etmem. " diye cevapladı Ilgaz. Laf altında kalmayı sevmiyordu. Kulaklıktan dinleyen kişi sessiz bir küfür savurdu biliyordu ama o ses her ihtimale karşı Ilgaz' ın kulağına ulaşmadı. Armin' in onun tanıdığı adıyla Arzu' nun karşısındaki adam yakışıklı ve zengin adama olan soğuk tavrı Kazım' ın hoşuna gitti. " Yarın bana uğra. İhtiyacın olan bilgileri verir. Şimdi ilgilenmem gereken güzel bir hanım var. Müsaadenizle. " dedi ve eli Armin" in belinde çıktılar oradan. Ilgaz sinir olmuştu. Kız her şeyi berbat etmişti. Kulaktaki ses; " Doğruca evine git. Her şeyi dinledik zaten. Yarına hazır ol. " dedi. Ilgaz eve gitti. Kendi evine hiç benzemeyen eve. Kazım' ın takip ettirdiğini fark etti elbette. Zaten amaçta buydu. Her şey hazırdı. Eve gider gitmez takım elbiseden kurtuldu. Altına bir şort giydi. Şehir ona sıcak geliyordu. Üzerine hiçbir şey giymedi. Gizli yerinden silahlarını çıkardı. Hepsini getirememişti elbette. Silahlarını tek tek masaya koydu özenle. Kutusunu açtı. Fırçaları, yağı ve bezleri çıkardı. Önce ana silahını aldı eline. M16A4 Tüfeğini. Özgürlük Kızı diyordu ona. Söktü hızla. Temizleyip yağlamaya başladı. "Güzel kızım, sen benim en güvenilir silahımsın. Sana gösterdiğim her hedefi vuracağını biliyorum. Bugüne kadar hiç kara çıkarmadın yüzümü ." Söktüğü gibi hızla taktı parçalarını ve diğer silahı aldı eline. Glock 19 Tabanca. Güçlü Fare' ydi silahının adı. O koymamıştı bu adı. Bir silah arkadaşı koymuştu. En yüksek mertebeye erişmiş bir silah arkadaşı. Evinde her delikten çıkabilirdi çünkü bu silahı. O da fareye benzetmişti. "Küçük dostum, sen her zaman yanımda olacaksın. Şimdilik kısa bir ara vermek zorunda kaldık." Sivilde hep yanında bulundurduğu silah buydu çünkü. Onsuz kendini çıplak hissediyordu. Keskin nişancı tüfeği M110 SASS ' ı aldı eline. Onu da okşar gibi temizlemeye başladı. Adı Kalp Kraliçesi' ydi çünkü onunla hedefleri kalbinden vurmayı seviyordu. "Güzelim, senin tek bir kurşunun bile hedefini şaşırmaz. Sana her zaman güvenebilirim. Daha çok kalp avlayacağız seninle " Son olarak ağır silahı M249 SAW Makineli Tüfeğini aldı eline. Adı İmparatoriçe' ydi. "Kraliçem, senin gücün karşısında hiçbir şey duramaz. Birlikte düşmanlarımızı darmadağın edeceğiz." dedi. Ilgaz ölüme sözlüydü de şimdiye kadar sözlüsüne kavuşmama nedeni silahları ile nişanlı olmasıydı. Onları bırakıp gidemiyordu. Daha birlikte yapacakları çok şey vardı. Armin yaptığı şovdan sonra adamdan zor kurtulmuştu. Israrcıydı Kazım. Çok arzuluyor ve elde edemedikçe daha da hırslanıyordu. İlk defa bir kadın ona kolay teslim olmuyordu. Bu yüzden Armin tek gecelik bir kadın olmamıştı gözünde. Armin iyi hamleler yapmıştı. Adam için bir kedi fare oyununa dönmüştü olay ve bundan zevk alıyordu. Armin Kazım onu eve bıraktıktan sonra bir süre bekledi. Onun için ev hiçbir anlam ifade etmiyordu. Sabit bir evi hiçbir zaman olmamıştı. Beline Glock 19 Gen5 silahını taktı. Usulca apartmanın otoparkına indi. Diğer arabaya ilerledi. Kapıyı açtı. Peruğunu taktı ve oradan çıktı. Kendini karargaha attı. Öfkeliydi. " Amirim. Bugün olanlar ile ilgili bir açıklamanız var mı?" " Sakin ol Armin. " " Nasıl sakin olayım? Üç aydır emek veriyorum ve bir izbandut gelip emeğimin ortasına dalıyor resmen. " " Armin sakin. Biliyorsun 29 Ekim' e az kaldı ve askerler edişeli bu konuda. Olayın çok uzadığını düşünüyorlar. Bu yüzden müdahale ettiler. " " Dalga mı geçiyorsunuz Amirim? Bu mu yani? Böyle mi hızlı çözecekler? Kazım şüphelendi bile adamdan. " " Görüşmeler yaptım bu konuda. Başarısız olduğunu düşünüyorlar Armin. Üzgünüm. Görevden geri çekilmen bile söz konusu. " " Amirim ben ne zaman yarım görev bıraktım?" " Biliyorum Armin. Uğraşıyorum emin ol. Sen evine dön ve benden haber bekle. Sakın bir delilik yapma. Duydun mu beni?" " Duydum Amirim." " Emredersiniz Amirim olacaktı sanırım o. " " Ben asker değilim. Duydun mu dediniz bende duydum dedim. Şimdi müsaadenizle. " Armin' in bu görevin kendinden alınmasına izin vermeye hiç niyeti yoktu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD