Ahmet' ten
Bir sabah nasıl kötü başlayabilir. Tabi ki hakan diye bir arkadaşınız varsa.
Gözümü hakanın kapımın zilini s*kmesi ile açtım. Bütün geceyi ertesi gün olan davamın son aşamalarını inceleyerek geçirmiş ve geç yatmıştım.
Sinirle yataktan kalktım ve kapıyı açtım. Bu sinir ve uykusuzlukla gelen kim olursa çeşitli yollarla beynini dağıtma hayalleri kurdum. Karşımda 32 diş sırıtan bir hakan gördüğümde suratının ortasına yumruğumu geçirmemek için kendimi tuttum. Dişlerimi sıkarak arkamı döndüm ve kapıyı açık bırakarak salona doğru ilerledim.
"Sabahın 6' sında ne evimde ne işin var hakan?"
Televizyonun karşısındaki koltuğa kendimi resmen attım. Kafamı arkaya yaslayıp gözlerimi kapattım. Halen tam uyanamamıştım.
" Ev arkadaşı arıyor musun? "
Duyduğum şeyle gözümü açtım. Hakan son derece ciddi bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu.
" Ne saçmalıyorsun sen ?"
"Bir süreliğine kalacak yere ihtiyacım var. "
"Tabiki kalabilirsin ama senin evine ne oldu ?"
Hakan bütün ciddiyetini kaybetmiş karşımdaki tekli koltuğa çökerken anlatmaya başladı.
" Büşrayla kaldığımı biliyorsun. Yani ev onun ama 2 aydır beraber yaşıyorduk. Ama beni koyacağını düşünmemiştim. E kendi evimden de çıkmıştım. "
"Seni kovdu mu iyi de neden? Bildiğim kadarıyla büyük aşk yaşıyordunuz."
"Evet. Ee şey geçen gece gittiğim barda birazcık eğlenmiş olabilirim. Ama ahmet kızı bir görsen tam bir esmer bombaydı. Nasıl Hayır diyebilirdim. Tek gecelikti zaten. Kız uyurken benim telefonumdan resmimizi çekmiş. Haberim bile yoktu. Kendinden hatıra kalsın istemiş. Dün gece de büşra telefonumu kurcalarken resmi gördü. Saatlerce kavga ettik. Düşünebiliyor musun ? Bir gecelik kaçamak için beni evden kovdu."
Ona nasıl baktığımı bilmiyorum ama yüzüme baktığında biraz korktuğunu fark ettim. Korkmalıydı da. Büşrayla onu ben tanıştırmıştım.
Şimdi kız gelip benim başıma ekşiyecekti.
"sadece bir gece mi ?"
Hakan karşımda gözlerini kaçırınca ayağa kalktım. Bu çocuk adam olmayacaktı. Onun ciddi bir ilişkiye başlayacağını hayal dahi edemiyordum
"Misafir odasında kal. Ve sakın eve kız getireyim deme. "
Hakanın sırıtarak kafasını salladığını gördüğümde giyinmek için odama gittim.
Büyük evleri sevmezdim
Bu yüzden kaldığım ev iki Odalı sıradan bir evdi. Büyük evler bana yanlızlığı , sessizliği hatırlatıyordu.
Yarım saat içinde duşumu almış, giyinmiştim. Odanın içinde yankılanan telefonumun sesi ile yatak baş ucumdaki komidine yöneldim. Yine o arıyordu. Bir haftadır her gün hiç bıkmadan arıyordu. İlk aradığında yabancı numarayı gördüğümde müvekkil olabileceği düşüncesi ile aramayı cevaplamıştım. Ama değildi. Onun olduğunu anladığımda bir daha aralamasını söyleyerek kapattım. O ise inatçı çıkmış hergün aramaya devam etmişti.
Yine uzun uzun çalan telefona baktım. Sonunda sustuğunda elime alıp cebime koydum. Onunla konuşmayacaktım.
&&&&&&&&&
"Davanız nasıl geçti Ahmet bey ?"
Masama geçmiş kendimi rahat sandalyeme atmıştım. Öğeye doğru anca gelebilmiştim. Ilk defa bir davada aklım başka yerde olduğu için, söz hakkı bana geçtiğinde öylece yerimde oturmuş karşıya bakmıştım. Salondaki herkes bana tuhaf tuhaf bakarken meslek hayatımda bir ilk daha yaşamış hakimden azar işitmiştim.
Nazlı nın sesi ile düşüncelerimden sıyrılıp cevap verdim.
" Iyi sayılır. Üç ay sonraya ertelendi. 'Benim hatam yüzünden ' "
İçimden kendime söylenirken Nazlı başını sallayıp kendi yerine geçti. Yüzündeki bakışlar bakışlar bendeki gariplihit fark ettiği ama sormaya cesaret edemediğini gösteriyordu.
Sandalyemde iyice geriye yaslanıp onu incelemeye başladım. İşe başlayalı bir hafta olmuştu. Disiplinli ve çalışkan biriydi. Öğrenmeye hevesli gibi görünüyordu. Bazen insana öyle bir bakıyordu ki sanki kafamın içindekileri anlamaya çalışıyormuş gibi hissediyordum.
Kısacık saçları vardı. Ama başvuru formundaki fotoğrafında uzun görünüyordu. Bu halinin daha yakıştığını düşündüm. Fındık burnu , kalemle çizilmiş gibi dudakları vardı. Aslında oldukça tatlı biriydi. Tuhaf davranışları olduğu zamanlar da vardı. Mesala kendi kendine gülerken görmüştüm bir kaç kere. Bazende hiç tanımadığı kişilere sinirle bakarken yakalamıştım.
Ben onu incelemeye devam ederken kapının 'yine' aniden açılması ile boş bulunup irkildim. Tabiki gelen hakandı. Zaten bu kadar dayanması bile mucizeydi. Kaç gündür nazlıyı merak edip soruyor ama benim engellemelerim sonucu tanışamıyordu. Sonuçta kız benim çalışanımdı. Bir nevi benim korumam altındaydı. Yani öyle sayılırdı. Ayrıca büşra vardı. Artık olmayan büşra.
" Selam beni özledin mi ?"
" Hoşgeldin hakan otur lütfen. "
Hakan masamın önündeki koltuğa kurulurken bir gözünün nazlı da olduğunu görebiliyordum. Nazlı ya baktığımda kaşlarını çatmış olduğunu gördüm. Sanki hakana öfkeli gibi bakıyordu. Acaba tanıyor olabilir miydi. Ama hakanın onu tanımadığı belliydi.
"Eee bizi tanıştırmayacak mısın ahmet ? "
" Nazlı avukat adayımız. Bu da hakan. Sana bahsetmiştim yakın arkadaşım. "
Nazlı sadece bir baş selamı verip işlerine döndüğünde hakan da hayal kırıklığı ile bana baktı. Nazlının onunla ilgilenmeyişine bozulmuştu belliki.
Gülmemek için dudaklarımı sımsıkı birbirine bastırdım. Nazlının bu hareketi hoşuma gitmişti.
" Al bakalım. "
Hakanın masamın üstüne koyduğu anahtara baktım. Bu sabah yedeğini çıkartmak için almıştı. Anahtarımı alıp cebime koyarken hakanın bakışlarının nazlıya kaydığını gördüm
Birden kaşlarım çatıldı. Sinirlendiğimi hissettim.
Önümdeki kalemi alıp hakanın kafasına fırlattığımda küçük bir inleme ile bana döndü.
" Önüne bak."
Sert çıkışım yüzünde şaşkınca bana bakmaya başladı. Bende kendime şaşırmıştım. Ama bu kesinlikle çalışanımı koruma iç güdüsündendi.
Öyle olmalıydı.
Kesinlikle öyleydi.
&&&&&&&&