5. bölüm

785 Words
Nazlı ' dan Hakan denilen adamı hiç sevmemiştim. Daha kapıdan girer girmez benim hakkımda düşüncelerini okumamla ondan uzak durmam gerektiğini anladım.  Bakışlarımı sessiz adamıma çevirdim. Evet ona artık sessiz adam diyordum. Bir haftadır yanındaydım. Ve hiç bir şekilde düşüncelerini duyamamıştım. Bu gün dalgın görünüyordu. Hatta bir ara sinirlendiğini fark ettim. Ama ne olduğunu anlamadım.  Hakanın düşünceleri de çok karışıktı. Daha çok zihninde büşra diye bir isim geçiyordu.  Bütün gün Ahmet Bey'in eski davalarını inceleyerek geçirdim. Eve resmen uçarak gittim. Kapıdan girdiğimde aslının şarkı söyleyen sesini duydum. Aslı ve şarkı söylemek. Bunun tek bir anlamı vardı. Aslı mutluydu. Sesini dinleyerek mutfağa gittiğimde onu yemek yaparken buldum. Harika kokular geliyordu. Bir yandan yemekle uğraşıyor bir yandan şarkı söyleyerek kalçalarını sallıyordu. Beni fark ettiğinde gülümseyerek yanıma geldi ve yanağımdan öperek işine geri döndü. Ondaki bu gülümseme bana da bulaşmıştı.  " Bu neşeni neye borçluyuz aslı hanım. " "  bir arkadaşım vardı hani sana anlatmıştım adı emre.  Bu akşam onu yemeğe davet ettim. Birazdan gelir. Sende hemen üstünü değiştir. " Arkasını dönüp bana baktı kurnazca. " Hem benim Hakkımdaki düşüncelerini merak ediyorum." Göz kırparak önüne döndüğünde gülerek odama geçtim. Emreyi hatırlıyordum. Geçen ay sırf ondan bahsedip durmuştu. Anlaşılan aslı emreyi beklemeyi bırakıp kendi bir atak yapmıştı. Üzerimdeki yorgunluğu atmak için uzun uzun yaptığım duştan çıktığımda kapının açılıp kapandığını duydum. Hızlıca kurulanıp giyinirken salondan konuşma sesleri geliyordu. Saçlarımı da taradıktan sonra odadan çıkıp seslere doğru gittim. Emre ve aslı yan yana oturmuş sohbet ediyorlardı. Beni fark ettiklerinde aslı yerinden kalkıp bizi tanıştırdı. Beraber yemeğe geçtik. Arkadaşım servisleri yaparken bende emreyi inceliyordum. Uzun boylu yakışıklı biriydi. Hareketlerinden onunda aslıya ilgisi olduğu belli oluyordu. Şimdiye kadar emreden aslının ne kadar güzel olduğunu, saçlarının Kıvırcıklığının ona nasıl yakıştığı, gözlerinin ne kadar derin baktığını öğrenmiştim. Tabi sadece kendi duyduğum yolla. Aslı çorbalarımızı koyup benim yanıma oturduğunda gözleri emredeydi. Büyük bir özenle hazırladığı yemekleri emrenin beğenip beğenmeyeceğini merak ediyordu. Heyecanı çok belliydi ve emreninde bunu anladığını görebiliyordum. "Çok güzel olmuş aslı ellerine sağlık.  Allahım mercimekten  nefret ederim nasıl bitecek bu çorba. " Emrenin ağzından çıkan söz ile aklından geçen farklı düşüncesi ile şaşkınca ona baktım. Ama onun gözü yemeğini yiyen aslıdaydı. Gülümsediğinin farkında mıydı acaba. Bu yaptığı çok tatlıydı. Arkadaşıma gerçekten değer veriyor olmalıydı. " Kaç yaşındasın emre ? " Emre yüzünde gülümseme ile sohbet açma girişimimden memnun cevap verdi. " Aynı yaştayız Nazlı. Ayrıca aslı ile aynı dönemdeyiz." "Öyle mi bilmiyordum. " " Seninde hukuk okuduğunu duydum. Zor değil mi ? " " Bana sizin mesleğiniz zor geliyor. " Ikimiz sohbet ederken Aslıyla kaçamak bakışları tam bir seyirlikti. Yemekten sonra kahverimizi almış sohbetimize balkonda devam ediyorduk. Konuştukça emrenin iyi birisi olduğuna daha da emin oluyordum. Konuşurken sehpanın üzerinde ışığı yanıp sönen telefonumu gördüm. Sessize aldığım için diğerleri fark etmemişti. Telefonu elime aldığımda bilmediğim bir numaradan mesaj geldiğini gördüm. Mesajı açıp okuduğumda ise kalbimden geçen sızıya engel olamadım. Sonrasında ise kaşlarım çatılmış ve sinirden telefonu elimde sıkmaya başlamıştım. " Nazlıcan iyi misin ? " Aslı ve emre bana endişeli gözlerle bakıyordu. " Orkun mesaj atmış. " Söylediğim sözle aslının yüz ifadesini sertleştirmişti. Emre ise hiç bir şey anlamamış bize bakıyordu. Aslı bir açıklama yapma gereği hissetmiş benden izin isyetcesine yüzüme baktı. Başımı olumlu anlamda salladığımda ona dönerek anlatmaya başladı. " Orkun nazlıcanın erkek arkadaşıydı. Görsen nasıl aşık nasıl seviyor. Ah ah göremedik gerçek yüzünü. Nazlıcanım bir süre önce kaza geçirdi. Tabi bunu duyan orkuna koşa koşa geldi hastaneye. Nazlıcan ameliyattan sonra komaya girdi. Doktorlarda olumsuz konuşuyorlardı. Orkunu o günden sonra bir daha görmedim. Ne hastaneye geldi ne nazlıcanın durumunu sordu. Ama öldürmeyen Allah öldürmüyor işte. Bir hafta sonra arkadaşım komadan çıktı. Doktorlar bile çok şaşırmıştı. " Aslı gözlerinde dökülmeye hazır yaşlarla bana bakıyordu. Emrede onun bu halina dayanamayıp ona yandan sayılmıştı. Aslı kendini biraz toparladığında anlatmaya devam etti. Bir yandan da ellerimi sıkı sıkı tutuyordu. O zor günlerde benim için nasıl endişelendiğini biliyordum. "Nazlıcan uyandığında orkuna haber vermek için hemen okula gittim. Ama gördüğüm şey bizim okulun eksik eteği ceyda ve orkunun birbirlerinin ağızlarının içine girmiş olduğuydu. Beyfendi ilk günden Nazlıcandan ümidini kesmiş hemen başka kollara atılmış. " Aslı anlatmayı bitirdiginde hışımla bana döndü. "Ne diyor o şerefsiz ? " Telefonu ona uzattım. Sinirle elimden alıp okudu. Okudukça gözleri kocaman açıldı. " Hah utanmaza bak. Seni seviyormuşmuş, çok pişmanmışmış, beni affetmişmiş." Aslı sinirle söylenirken emrede baygın gözlerle onu izliyordu " Sinirlenince nasıl da seksi oluyor. " Emrenin aklından geçenleri duyduğumda tüm sinirime rağmen gülmeye başladım. Emre ve aslı neye güldüğümü anlamamış bana bakıyordu. Başımı iki yana sallayarak izin istedim ve yanlarından ayrıldım. İkisini biraz baş başa bırakmam lazımdı. Emreyi sevmiştim. Günün yorgunluğu çökünce hemen yatağıma girdim. Istemesemde orkunu düşünmeye başladım. Ona aşık değildim. Ama yinede onu kendimce sevmiştim. Oflayarak yan döndüm. Orkun onu düşünmemi bile hak etmiyordu. Gözlerimi kapatıp uyurken sessiz bir gün diledim. &&&&&&  
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD