Nazlı ' dan
Aslı yatağıma uzanmış elindeki dergiyi karıştırıyordu. Bense elbise dolabımın önünde durmuş yarın gece ne giyeceğimi düşünüyordum. Ahmet bey dün beni bir yere davet ettiğinde işle ilgili olabileceğini düşünmüştüm. Ama sonra bir arkadaşının düğünü olduğunu öğrendiğimde gereksiz bir heyecana katılmıştım.
" Ne giyeceğim ben bu düğündee."
Kendi kendime yakınırken Aslı kafasını kaldırıp dolabımın içine baktı.Gördüklerini beğenmemiş gibi yüzünü buruşturup kafasını iki yana sallayarak odadan çıktı. Biraz sonra elinde bir kaç elbise ile geri geldi. Yatağa bıraktığı elbiselere baktığımda pek te benim tarzım olmadığını gördüm. Çok iddialı çok cesur elbiselerdi. Kırmızı, pembe ,siyah ve maviden oluşan elbiselere bakarken renkli olanları direk elemiştim . Tanımadığım bir düğünde dikkat çekmenin alemi yoktu. Siyah olanlardan birini elime alıp inceledim. Fazla miniydi. Aslı benim bunu giyeceğimi nasıl düşünmüştü Allah aşkına. Elimdekini bırakıp diğerini aldım. Bu biraz daha usturupluydu en azından. Dizlerimin hemen üstünde bitiyordu. Fazla kısa da değildi. Kesinlikle benim tarzım bir elbiseydi bu. Boy aynasının önüne gelip üzerime tuttum. Kesinlikle bunu giyecektim. Aslı nın yanağından öpüp teşekkür ettim.
Her zaman neşeli olan arkadaşım bu gün biraz durgundu. Bir kaç gündür canının sıkkın olduğunun farkındaydım ama ne olduğunu kendisi anlatsın istiyordum. Elbiseyi dolaba astıktan sonra yatağa yanına oturdum. Şu anda akıl okuma olayının işe yaramasına çok ihtiyacım vardı. En yakın arkadaşıma yardım edemeyeceksem ne işe yarıyordu ki bu yetenek. Erkeklerin aklından geçenler çok önemliymiş gibi hepsini duyuyordum . Ah ama bir kişi hariç. Benim sessiz adamım. Ne düşündüğünü en çok merak ettiğim ikinci kişi. Patronumu düşünmeyi bırakıp Aslı ya döndüm.
" Ee Aslı hiç anlatmıyorsun. Emre ile nasıl gidiyor. "
Emrenin adının geçmesi ile yüzüne gülümseme oturan arkadaşım hülyalı bir şekilde konuşmaya başladı.
" Çok güzel gidiyor. Geçen gün beni sevdiğini söyledi biliyor musun? Artık resmen beraberiz. Sürekli konuşuyoruz ya arıyor ya mesaj atıyor."
Duyduklarımla benimde keyfim yerine gelirken tekrar arkadaşıma sarıldım. Onun için çok mutlu olmuştum.
" Çok sevindim canım arkadaşım. "
Aslının niyahet yüzü gülerken aklıma gelen yarın gece ile yine içimi bir heyecan sarmaya başlamıştı bile.
&&&&&&&
Önümdeki market arabasını sürerken sabaha kadar gördüğüm daha doğrusu boğuştuğum rüyaları düşünüyordum. Her gözümü kapattığımda kendimi sessiz adamımla düğünde görüyordum ve bir şekilde rezil oluyordum. Salondaki herkes bana gülerken oradaki erkeklerin benim hakkımdaki düşüncelerini dalga geçmelerini duyup ağlayarak kaçıyordum. Önüme gelen raftan elime bir düzine çikolata alıp sepete atarken kafamı dağıtmak için başımı iki yana salladım. Bu konuya neden bu kadar taktığımı bilmiyordum. Alt tarafı bir düğündü. Patronumla gideceğim bir düğün.
Oflayarak kasadaki kuyruğa girdim. Sıranın bana gelmesini beklerken gözlerim nerede kaldığımı soran Aslının mesajına odaklanmıştı.
"Sıkı kalçalar "
Duyduğum sözle bir an irkilsemde kendimi hızla toparlayıp yavaşça arkama döndüm. Sırada bekleyen benim yaşlarımda oldukça yakışıklı bir çocuğun bana baktığını daha doğrusu kalçalarıma baktığını gördüm. Boğazımı temizleyerek dikkatini çektiğimde hızla kafasını kaldırıp gözlerime baktı. Yakalanmanın verdiği utançla gözlerini kaçırır diye beklerken o tam tersi utanmazlıkla sırıtmaya başladı. Ben şaşkınlıkla ona bakakalırken ondan birde gözleriminde çok güzel olduğunu duyuyordum. Hemen önüme döndüm ve sıranın bana geldiğini fark ettim. Aldıklarımı geçirip hızla marketten çıktım ve neredeyse koşar adım sokaklara daldım. Çocuğun arkamdan gelip numaramı isteyeceğini de duymuştum ve tek eksiğim bir market aşkıymış gibi onunla uğraşmazdım.
&&&&&
Hazırlanmış Ahmet Beyin gelmesini beklerken içimdeki heyecana anlam veremiyordum. Bu kadar heyecanlandığım için de kendime sinir olmuştum. Ayrıca nerede kalmıştı bu adam ?
Saate bakmamla kapının çalması bir oldu. Hemen ayağa kalkıp elime küçük çantamı aldım. Hızla kapıyı açtığımda nefesini tuttum. Bu benim sessiz adamım mıydı?
Siyah takımının içinde çok yakışıklı görünüyordu. Onun mavi gözleri de beni baştan aşağı incelerken ortamın birden sıcaklaştığını hissettim. Sonunda beni süzme işini bitirdiğinde bende rahat bir nefes aldım. Biraz daha o şekilde baksaydı domates gibi kızaracağıma emindim. Bu adamın bakışları ne zamandan beri böyle deliciydi?
Gözleri gözlerime sabitlendiğinde çok kısa bir an bakışlarında farklı bir şey hissettim. Ama o kadar kısaydı ki gerçekliğinden emin olamadım. Sonunda bana gülümseyip konuştuğunda bende gülümseyerek cevap verdim.
"İyi akşamlar Nazlı. Çok güzel görünüyorsun."
"Teşekkürler Ahmet Bey."
Bir adım geri çekilip yolu gösterdiğinde bende kapıyı kapatarak ona eşlik ettim. Arabasına binip yola çıktığımızda ise birden gerilmeye başladım. Kısa süren yolculuktan sonra oldukça gösterişli bir otelin önünde durduk. Beraber kapıdan girecekken bana kolunu uzatan Ahmet Beye bir süre boş boş baktım. Daha sonra akıl edip koluna girdiğimde gülmesini bastırmak ister gibi kafasını iki yana sakladığını gördüm. Allahım daha ilk dakikadan rezilliğim başlamıştı. Rüyalarımdaki gibi bir son olmaması için şimdiden dua etmeye başlamıştım bile.
Düğünün yapılacağı salona geldiğimizde kapıdan girmemizle bir çok kafa da bizden tarafa döndü. Ve aynı anda kafamın içinde bir sürü ses yankılanmaya başlamıştı. Kendi heyecanıma o kadar odaklanmıştım ki bu ses saldırısına hazırlıksız yakalanmıştım ve saniyelik bir tökezleme yaşadım. Ahmet Bey kolunu sıkılaştırıp kulağıma eğildi.
"İyi misin Nazlı ?"
Hemen kafamı olumlu anlamda salladığımda o da ikna olarak bizim için ayrılmış olan masaya doğru beni ilerletti. Derin bir nefes alarak kafamdaki bütün sesleri uzaklaştırmam için büyük bir çaba sarf etmem gerekti. Kalabalık ortamlarda sesleri duymamak için konsantre olup kendimi seslere kapamak çok zordu. Ama her gün yaptığım pratiklerle bu işte gün geçtikçe daha iyi oluyordum.
Nihayet oturacağımız masaya vardığımızda boş olan sandalye ye kendimi resmen attım. Ayağımdaki topuklular beni öldürüyordu. Ahmet Bey de yanıma otururken onun karşısındaki Hakan Bey bana gülümseyerek hal hatır sorduğunda onun hakkında ön yargılı olmamaya çalışarak kısa bir sohbet başlattım.
Bir süre sonra benim karşımda oturan sarışın kadına kaydı gözlerim. Çok güzeldi. Mankenler benziyordu. Adının Büşra olduğunu öğrenmiştim. Hakan Beyin sevgilisiydi. Fazla konuşmuyordu. Ama bunu birbirimizi tanımamamıza bağladım. Yan tarafa döndüğümde Ahmet Bey ve hakan beyin koyu bir sohbete daldığını gördüm. Anladığım kadarıyla büşra ile ne zaman ve nasıl barıştığını anlatıyordu. Onları rahatsız etmemek için etrafta gezdirdim bakışlarımı. Mekan fazla lükstü. Böyle yerlerde elimde olmadan geriliyordum işte. Bakışlarımı tekrar Büşra ya çevirdim. Onu daha önceden tanıdığım hissi büyürken sormadan yapamadım.
"Acaba daha önce tanıştık mı sizinle? "
Bana anlayışlı bir gülüşle baktıktan sonra cevap verdi.
"Lütfen sizi bizi kaldır canım. Hayır tanışmadık. Ama beni dergilerde görmüş olabilirsin."
Şaşkınca ona baktıktan sonra " dergi?" diye sordum.
"Evet. Ben fotomodelim. Neredeyse yayınlanan her dergide en az bir fotoğrafımı görmüşsündür. "
Gözlerimi kırpıştırarak ona düz düz bakamaya devam ettim. Vay canına bu kadar egoyu nereye sığdırıyordu bu kadın. Ama yinede önyargılı olma diyerek kendimi telkin ettikten sonra yüzüme bir gülümseme oturtarak onunla sohbet etmeye başladım.
Bir süre sonra da aslında Büşranın gerçekten hoş biri olduğunu düşünüyordum. Ancak mesleği söz konusu olduğunda egosunu konuşurduğu da bir gerçekti. Yüzüne ve vücuduna çok güveniyordu. Eh onun yerinde olsam bende kendime güvenirdim.
Yaklaşık 45 dakikanın sonunda gelin ve damat gelmiş ilk danslarını yapmışlardı. İkinci dans müziği başladığında Ahmet Beyin bana elini uzatması ile dansa kalktık.
Kollarını belime doladığında kısa bir an titrediğimi hissettim. Sanki küçük bir elektrik akımı bütün vücudumu dolaşmıştı. Ahmet Bey de bunu hissetmiş olmalı ki gülümseyerek bakmıştı bana. Bir rezillik daha..
"Sıkıldın mı Nazlı? Kusura bakma masada hakanla konuşmaya dalınca ihmal ettim seni. "
Sıcacık gözleri ile bana bakarken beni düşünmesine nedense mutlu olmuştum. Karnımdaki kelebekleri bastırmaya çalışarak cevap verdim.
"Yok hayır bende zaten Büşra ile konuşuyordum. Sıkılmadım yani. "
Ahmet Bey memnun olduğunu belli eden bir ifade ile omzumun üstünden karşıya bakmaya başladı. Bende bakışlarımı ondan çevirdiğimde etrafımızda dans eden çiftlerin bizi izlediğini fark ettim. Neden sürekli bizi izlediklerini merak etmeye başladığımda bir risk alarak etrafımdaki seslerin beynime süzülmesine izin verdim. Duyduğum her söz ile bedenim gerilirken Ahmet Bey de bendeki değişimi fark etmiş soran gözlerle bana bakıyordu. Bende konuşulanları dinlemeye ve sinirlenmeye devam ediyordum. Neden bu kadar sinirlendiğimi de bilmiyordum. O sırada mantığım devre dışıydı. Ama içimde hissettiğim hayal kırıklığı ve gittikçe artan sinirim ile kaşlarımın çatıldığının farkında değildim. Ağzımı açtığımda söylediklerimin farkında hiç değildim.
" Beni eski sevgilinin düğününe mı getirdin? "
&&&&&&&&&&
Arkadaşlar hikayemde birinci bölümden bu yana olan yazım yanlışları için özür dilerim. Bilgisayar sorunumu halen halledemediğim için bütün hikayeyi telefondan yazıyorum ve hızlı yazdığım için bazen parmağım kayabiliyor. Buda yazım yanlışlarını ortaya çıkarıyor görmezden gelirseniz sevinirim. Oldu ki mantık hatası gördünüz o zaman da beni uyarırsanız memnun olurum. Teşekkür ederim..