5.Bölüm

1398 Words
Üzerime yayılan kanla kafama hücum eden şeyler, arkadan gelen silah sesleri. Çok büyük bir problemdi şimdi ne olacaktı? Zar zor bağırarak. "Yiğit vuruldu. Biriniz buraya gelsin..." "Sakin ol doktor. İlk yaralanmam değil." "Ne? Düzenli olarak vuruluyorsunuz sanırım." Gülümsedi delirmiş bu adam vurulmuş olmasına rağmen gülüyor birde. Biranda silah sesleri kesildi. Yanımıza koştular. "Ambulansı arayın hemen." "Ambulans olmaz. Olmaz." "Vuruldunuz, üstelik bir adamınız daha vuruldu. Ambulansı aramamız gerekecek." "Sen tedavi edeceksin." O sıra sırt üstü yatırdım onu yarasına baktım giriş yarası var ama arkada çıkış yarası yok kurşun içeride. Beynimin içinde hücum eden şeylerle kırk tilki döndürdüm. "Tek başıma sizi ameliyat etmem imkansız. Oradan bakınca büyücüye mi benziyorum? Kan kaybediyorsunuz." Hızlıca diğer adama baktım. Çok şükür onun ki sıyrık yarasıydı. "Bir ekibin vardır herhalde beni burada ameliyat etmene yardım edecek birilerini çağır." Ayaklandım. Ne yapacaktım şimdi. Adam ölüyordu üstelik daha operasyon bitmedi. Ölmesi işime yaramazdı. "Olmaz. Arayın ambulansı bakmayın öyle. Kan kaybından ölecek hadi!" "Sana hayır dedim Azra. Sen halledeceksin." Ellerimle yüzümü kapadım ağlamaya başladım. Biraz paniklemiş ve korkmuş gözükmem gerekti. Sonuçta sıradan bir kızım. Silahlar patladı önümde birisi vuruldu. Üstelik ben vurulacaktım beni kurtarmak için atladı. Keşke ben vurulsaydım çok daha kolay olurdu her şey daha önce defalarca vurulmuş olmamı sayarsak kolay atlatırdım da. "Biraz daha düşünüp ağlarsan öleceğim. Yavaş yavaş uykuya meyilli olmaya başladım. Midemin bulanmaya başlaması normal mi?" Değildi. Vücut şoka giriyordu. Biran önce kanı kesmeli kurşunu çıkarmalıydık. Cebimden telefonu çıkardım ve Deren'i aradım. "Azra ne oldu neden aradın biliyorsun?" "Çok acil çok acil söylediğim adrese ameliyat için bir ekip topla. Anestezi uzmanı, yardımcı cerrah, cerrahi aletler. En önemlisi kendini unutma." "Ne oluyor? İyi misin? Sana mı bir şey oldu?" "Soru sorma Deren hadiii." "Tamam." "En azından adamınızı bir yere yönlendirin. Bakın ikinize aynı anda müdahale edecek durumumuz yok. Yeterince ağır durumunuz." Kafa salladı. Gözleri kapanmak üzereydi. "Uyanık kalman gerek." Adamı başka yere yönlendirdik. Yiğit kötüydü. Yaranın üzerini bastırmam gerekti gömleğinin her yeri kan içindeydi ve etrafımda bastırabileceğim bir şey yoktu. Ekip gelene kadar onu hareket ettirmezdim. Kafasını yana çevirdim. Üzerimdeki tişörtü çıkarıp temiz kısmını yarasına bastırdım. Hala uyanıktı. "Benimle iletişimde kal tamam mı bilincini kaybetmemem gerek lütfen." Adamlardan birine seslendim. "Yukarıdan gazlı bez falan getirin ne kadar getirebilirseniz. Sedyeyi de getirim. Hadi acil." Nabız yavaştı. Solunumu hızlı hızlı alıp veriyordu. Yüzüne dokundum. "Sakin olman gerek tamam. Sakin nefes alıp ver." "Bakalım gerçekten dediğin kadar iyi bir doktor musun?" "Ben iyi bir doktorum ama sen tam bir delisin. Aklım almıyor. Şuan bana yasadışı iş yaptırdığının farkındasındır umarım." O sıra bahçeye gelen yabancı araba ile ayaklandım. Sedyeyi anca getirebilmişti. Deren yanıma koştu. "Neler oluyor?" "Ateşle yaralanma. Uzak mesafeden. Kurşun girişi var ama çıkışı yok. Nabız yavaş. Bilinci açık ama uykuya meyilli acilen ameliyata almamız gerek." "Nerede? Sen çıldırdın mı?" "Deren hadi. Ölecek çabuk." "Aptal." Dedi Hızlıca sedyeye bindirdik ve evin içine taşıdık. O sıra evin içinde zorla tutulan Birsen Hanım ve Zeynep koştu. "Oğlumm. Azra oğlum." "Birsen hanım lütfen panik yapmayın. Halledeceğiz. Yeterince zorlu ve saçma bir ortamdayım şuan beni daha fazla germeyin. Şuan yasadışı bir ameliyat yapacağım." Cevap vermedi. Hızlıca o kocaman hastaneyi andıran odaya girdiğimizde hepsi şaşırdı. Deren pek şaşırmadı zaten biliyordu ama. Anestezi uzmanı Yiğit'i hazırlarken ben, yardımcı cerrah ve Deren sterilize olduk. Maskeler eldivenler. Yardımcı cerrah panikle bana döndü. "Hocam bu doğru mu? Onu kaybedersek başımız belaya girecek." "O zaman kaybetmemek için çok çabala Ozan." Kafa salladı. Derin bir nefes aldım ve kurşun yarasının olduğu yere ufak bir kesikle başladım... 1 saat geçmiş kurşunu çıkarmayı başarmış olsak da hala solunumu yavaştı ve makineye bağlı alabiliyordu. Hastayı kapadıktan sonra Ozan'a döndüm. "Kontrol et. Kalp ritmi zayıflamasın, tansiyon düşmesin ve yaklaşık iki saat içinde uyanmaz ise haber ver." Kafa salladı. Deren ile odadan çıktığımızda büyük bir çığlık koptu Zeynep'in odasından geliyordu koştum Birsen Hanım ağlayarak Zeynep'e "Yapma ne olursun yapma. Kızım öldürecek misin beni." Zeynep inatla eline geçen şeyleri yere fırlatıyordu ve gülüyordu tüm bunları yaparken. Bana baktı bir tepki vermemi bekledi. Deren Zeynep'i tanımadığından şaşkındı ama bozuntuya vermedi. "Ne o kızacak mısın bana?" Gözlerimin içine bakarak masada duran bardağı ardından sürahiyi de duvara fırlattı. Oda savaş alanı gibiydi. Yerler cam kırıkları ile dolmuş. Odanın penceresini bile indirmiş. Tek kelime etmedim. Tekrar göz göze geldik. "Ne o? Bir şey mi diyeceksin çokbilmiş doktor." "Bitti mi?" "Bitmedi. Bırakın beni çıkacağım. Abimi göreceğim." "Abini şuan göremezsin." Yanıma geldi boğazımı tuttuğu an Deren atılacaktı durdurdum. Hafifçe sıktı. "Abimi görmeme engel mi olacaksın?" "Abin ameliyattan yeni çıktı onu kendine gelene kadar görmen mümkün değil." "O zaman bu evden çıkart beni. Benim için tekrar gelecekler sıradaki annem mi olsun?" "Zeynep kızım." Öfkeyle annesine döndü. "Sen sus abim ne derse onu yapıyorsun ben zaten ölüyüm bırak öldürsünler." Birsen Hanım daha çok ağlamaya başladı. Zeynep biraz daha sıktı. "Şimdi beni bırakıyor musun?" Kafamı olumsuz anlamda salladım. Beni kışkırtmak ister gibi tavırla. "Seni burada delirtirim." Gülümsedim. "Şansını dene." Gözlerime baktı baktı ve imalı bir kaş kaldırışın ardından biranda elini ağzına götürdü öğürdü ve birden üzerime doğru kustu. Sinirlendim mi? Evet, çok şuan tokatlamak istiyorum bunu ama çok şükür ki duygu kontrolünü öğrenmiş biriydim. Üzerimden yere damlayan kusmuğun kokusu doldu burnuma kahkaha attı. Birsen Hanım koştu. "Kızım kusura bakma hay Allah. Zeynep neden yapıyorsun bunu?" "Şansını dene demedi mi?" Deren kolumu tuttu. "Gel üzerini değiştir sonra Yiğit Bey'e bakalım." Kafa salladım. Birsen Hanıma döndüm. "Yiğit Bey iyi uyanmasını bekliyoruz. Kontrolümüz altında." Zeynep'e baktım. "Onu yalnız bırakın şuan tek kalsın ve bırakın neyi kırmak istiyorsa kırsın. Küçük bir kız çocuğu gibi istediklerini eşyaları kırarak elde edemeyeceğini anlayıp genç bir kadın gibi konuşmak isterse ben yeniden burada olacağım." "Ama." "Birsen Hanım o zamana denk çıkmayın yukarıya. Lütfen." Kafa salladı. Odadan çıktık aynı anda. "Özür dilerim Azra kızım seni neyin içine çektik. Hayat borçluyuz sana." "İnanın çok şaşkınım ama şimdilik tek gayem Yiğit Bey'in uyanması. Sonrasını konuşuruz." Odaya geçtik hemen odadaki duşa yöneldim üzerimdekileri çıkarıp bir çöp poşetine attım. Deren şaşkınlıkla. "O gerçek bir deli 1 aydır onunla nasıl baş ediyorsun?" "Deli falan değil tilki kadar kurnaz. Kimi zaman delilik kolayına geliyor." "Öyle mi dersin?" Kafa salladım. Amacı delirip ona öfkelenmemdi ama ben zayıf değildim ona öfkemi gösterecek kadar aptal değildim. Ben onunla başka dilden konuşurdum. "Bu olanlar ne? Az önce ne yaptık biz." "Yasadışı işler." Omuz silktim. "Her zaman ki gibi." Diye devam ettim. Deren'in yüzündeki endişeli tavır bu olanlardan hoşlanmadığını belli ediyordu. "Sence bu saldırı." "Şişttt." Deren'i susturdum onu odaya gönderdim kendimse ılık bir duşa girdim. Gerilmiştim fazlasıyla ve şuan karma karışıktım. Duştan çıkınca hızlıca üzerimi değiştirdim ve Yiğit'i görmek için çıktığımda bu kez başka kadının bağırışı doldu kulaklarıma merdivenin başında Aylin ile göz göze geldiğimizde. "Nerede o? İyi mi? Yaşıyor mu?" "Endişelenmeyin onu görmeye gidiyorum." "Görmem gerek." "Göremezsiniz Aylin Hanım şuan değil." "Bakın ben." "Asıl siz bakın. Saatler önce illegal bir ameliyat yaptım. O adam şuan ölse mesleğimden olurum. Oluruz. Yiğit Bey istedi diye devlete ait hemşire, anestesi uzmanı, yardımcı cerrah çağırdım buraya. Bunun farkında mısınız? Şuan ufak bir mikrop kapması durumunda ölürse sorumluluk bana ait olacak." Tek kelime etmeden aşağı indi. Bense Deren ile odaya girdim. Hala uyuyordu. "Hocam kendi başına oksijen sağlandı. Kalp ritimleri düzenli. Tansiyonu normal. Birkaç dakika içinde uyanması için ilacı yaptım." Kafa salladım. Çok geçmeden Yiğit'in gözleri aralandı. Göz göze geldiğimiz an durdu. "Doktor." Cevap vermedim. Hafif gülümsedi. "Başarmışsın beni cehennemden kurtardığına göre epey yeteneklisin." "Kendinizi zorlamayın. Dikişiniz var yaranız mikrop kapabilir bir süre burada kalmanız gerek." "Sende biliyorsun ki kalamam." Öfkeyle tısladım. Odadaki herkes bana baktı o an. "Bal gibi kalacaksınız. Herkese aynı şeyi söylüyorum size de söyleyeyim. Sırf sizin inadınız yüzünden yasadışı bir ameliyat yaptım, kendimle birlikte buradaki diğer insanları tehlikeye attım. Neyin içine çekildim hiç bilmiyorum. Sıradan bir doktorum ben, kendi halinde bir kızım. Silahlar. Çatışmalar neyin içindeyim? Neden yapıyorum bunu?" "Sen Hipokrat yemini etmedin mi o yüzden." "Hipokrat yeminim yasadışı işler yap demiyor. Sizi hastanede tedavi etmem gerekti." "İyi burada hastane." "Burada kalacaksın! Ve ben tedavin tamamlandı diyene kadar çıkamazsın. Aynı anda hem seninle hem kardeşinle uğraşıyorum. Yetmiyor nişanlın ve anneni teselli ediyorum. Umarım biran önce iyileşirsiniz ve bende kendime yeni bir iş bakarım." Güldü. "Kızma doktor tamam hadi kalıyorum burada." Arkamı döndüm tam gidecekken. "Hemşireye ihtiyacım var Deren burada kalacak." "Hayır bu." "Kalmalı. Zeynep kontrolden çıktı. Az önce üzerime kustu, odasını savaş alanına çevirdi yani diyeceğim o ki herkesi aynı anda kontrol edecek sihirli güçlerim yok." Tek kelime etmedi. Hep birlikte odadan çıktık. Ozan ve Salim'e teşekkür ederek gönderdim onları. "Deren ara ara Yiğit'i kontrol eder misin?" Bana gülümseyerek bakıyordu. "Seninle gurur duyuyorum."  Gülümsedim... Çok işimiz vardı karmaşayı toparlamamız ve fırsata çevirmemiz gerekti.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD