Okula yaklaştıklarında saat öğleden sonra ikiyi gösteriyordu. Yine diğer günler gibi öğlen yemeği yememişlerdi ve bir dakika bile dinlenmemişlerdi. Ada, sürekli notlarıyla kıyaslama yaparken Özgür kafasından hesaplıyordu olayları. İkisinin birbirinden farklı tarzları ve birbirinden farklı düşünceleri vardı. Ortak düşünceleri çok nadirdi. Biri doğru derken, diğeri bunu onaylamayıp reddediyordu. Araba kullandığı o yarım saatlik yolculukta da bunu tartışmışlardı. Olay hakkındaki gerçek hala meçhuldü. “Of karnım acıktı.” diye hayıflandı Özgür. Bugün Ada -geçen günkü gibi olmasın diye- kendi arabasıyla göreve çıkmıştı ve arabayı da o kullanıyordu. Özgür, uzun zaman sonra ilk defa bir göreve giderken rahattı. “Benimde,” diye destek çıktı Ada. Onunda karnı çok acıkmıştı. Kahvaltı yapmayan bir