Galip Başkomiserle ayrıldıklarında saat gecenin sınırına ulaşmıştı. Ada, karanlık bulutlu gökyüzünü izlerken Özgür Komiser de kolunda taşıdığı paltoyu giymeye başlamıştı. Uzun bir akşamdan sonra iki tarafında dinlenmesi gerekiyordu. Özgür, eve kendi başına gidebilirdi, Ada’nın da zaten kendi arabası vardı. O yüzden hiçbir şey demeden arkasına dönüp ilerlemeye başladı. Ada’yı geride bırakan ayakları hızla ilerlerken aklına geçmişinin kirli tozlarının varlığı geldi. Yıllardır bu şehirde kendini paramparça eden Özgür, kendini kaybetmenin acısını yıllar önce hallettiğini sanırken aslında onun aniden ortaya çıkacağını düşünmemişti. Geçmişte gerçekleşenleri tekrar yaşarsa diye içinde bitmek bilmeyen endişeler sona ermiyordu. Ya yine biri onun yüzünden ölürse… Bu sefer kaldıramazdı çünkü. Üzer