E: Kaybetme Korkusu

1079 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 Günlerimiz eskiye göre daha sakin geçiyordu.... Hatta nöbetten çıktığında falan emrivaki yaparak onu hastaneden bile alıyordum. Yeşim sorduğunda buralarda işim vardı diye geçiştiriyordum her seferinde ama zeki kızdı anlamıştır onu almaya bilerek geldiğimi. O nöbetten sonra araba kullanınca kendimi kötü hissediyordum acaba yolda uyur mu? Acaba başına birşey gelir mi? Diye diye kendimi bitirmektense bizzat almam en doğrusuydu. Yeşim evde olmadığında ya da geç geldiğinde yemek hazırlayıp onu beklemek bana heyecan veriyordu. Nişanlıyken ona beraber yemek yaparız eğlenceli olur demiştim, o zamanlar böyle birşeye ihtimal bile vermezken şimdiler de onunla mutfağa giriyordum ve gerçekten eğleniyorduk. Onun mesafelerine rağmen güzel vakit geçiriyordum. Onunlayken artık aklıma başkası ya da onunla neden evlendiğim gelmiyordu sadece o oluyordu aklımda. Sadece çimen gözlü kız.... Ama onun için aynı şeyler geçerli değildi, zamanında benden nefret etsin diye elimden gelen herşeyi yapmıştım, şimdi görüyordum ki işe yaramıştı. Bu evde yabancı gibiydi. İşten çok geç geliyordu. Bazen fazladan nöbete kalıyordu, bazen arkadaşına gidip gece yarısından sonra geliyordu. Mecbur kalmadıkça benimle iletişime bile geçmiyordu. Ben pişmandım ama biliyordum ki son pişmanlık fayda etmiyordu. Onu kaybetmiştim. Başak'a zarar verdiğini düşünmeme rağmen ona çekilmiştim, ona rağmen ona karşı birşeyler hissediyordum. Aşk mıydı yoksa başka birşey mıydı bilmiyorum. Ama Başak'a hissettiğim gibi değildi. Yeşim.... Yeşim... Bu kız niye aklımı bu derece karıştırıyordu. Onunla ilgili şeyleri niye merak ediyordum. Alakasız konuları bile niye onunla bağdaştırıyordum... Ona birşey olacak düşüncesi niye beni kahretmişti. Onu kaybetme korkusu... FLASHBACK Ofiste dosyaları incelerken çalan telefon dikkatimi dağıtmıştı. Telefonu elime alıp baktığım da kayıtlı olmayan bir numara olduğunu fark ettim. Hemen telefonu açarak konuşmaya başladım. -Alo.... -Alo, Emre? -Buyurun, benim. -Ben Aslı. Yeşim'in arkadaşı. -Sizi dinliyorum? -Yeşim hastanede ufak bir kaza geçirdi. Kimseye haber vermemi istemedi... Seni aradığımı bilmiyor. Hastaneye gelir misin? -Ne... Ne oldu Yeşim'e? -Hastaneye gelince anlatırım... Benim iki saat sonra ameliyatım var , onu yalnız bırakmak istemiyorum. -Ta... tamam. Hemen geliyorum. Diyerek hemen şirketten çıktım. Ya ona birşey olursa ya o da giderse.... Hastaneye gidene kadar aklımdan binbir düşünce geçmişti. Orada başına nasıl birşey gelebilirdi. Nasıl kaza olmuştu? Yol bir türlü geçmek bilmiyordu. Kaç tane trafik kuralı ihlal ettim bilmiyorum. Hastaneye girdiğim de danışmada Yeşim'in kaldığı odayı öğrendim. Yukarı çıktığımda Aslı kapıda bekliyordu. Hemen yanına gidip konuşmaya başladım. -Yeşim nerede? Durumu nasıl? Nasıl oldu bu kaza? -Sakin ol önce... Yeşim şu an odada dinleniyor. Nasıl oldu ya gelirsek kriz geçiren bir hastanın itmesi sonucu düşerek başını çarptı. Tomografi falan çekildi ama bu gece gözlem altında tutulacak. Ayrıca uyumaması gerekiyor komplikasyon riskine karşı. -Ne demek hasta yüzünden oldu. Siz necisiniz burada? -Bana baksana sen.... Beni dinlemiyor musun? Hasta kendinde değildi.... Hastanın bilinci yerinde değilken Yeşim'e zarar verdi ya sen? Senin de mi bilincin kapalı? Saçma sapan intikam planını ne çabuk unuttun sen.... Ameliyata girmesem seni aramazdım.... Ben çıkana kadar Yeşim uyumasın yeter... Ben geldiğini Yeşim'e söyleyeyim sonra girersin odaya ... Bu gece burada kal ki iyi koca rolüne zarar gelmesin. Diyerek yanımdan ayrılarak odaya girdi.... sonuna kadar haklıydı. Yeşim'e en büyük zararı ben vermiştim, hâlâ da vermeye devam ediyordum.... Birkaç dakika sonra Aslı odadan çıkıp yanıma geldi. -Konuştum Yeşim'le ... Zorla da olsa senin burada kalmanı kabul ettirdim... Denize düşen yılana sarılırmış .... Ben gelene kadar dursan yeter. Yeşim ne olursa olsun uyumasın. -Tamam. Diyerek Yeşim'in kaldığı odayı doğru yürümeye başladım. Odanın kapısının önünde durmuştum, ne diyecektim. Nasıl davranacaktım ki.... En son dayanamayıp içeriye girdiğimde yatak da uzanan Yeşim'i görünce içimden birşeyler koptu. Başını sarmışlardı, gözlerinin altı morarmıştı. Yüzü kireç gibiydi.... Benim geldiğimi fark edince bana döndü ama konuşmadı. -Geçmiş olsun. -Sağol. -Nasıl oldu? -Ufak bir kaza. Önemli değil. -Ufak mı? -Evet. -Bu gece burada kalman gerekiyormuş? -Ben Aslı'ya kimseye söylememesi gerektiğini söyledim ama o dinlememiş seni aramış. İstersen gidebilirsin , burada kalmak zorunda değilsin... Bakarım ben başımın çaresine.... Evden birisi öğrenirse bulurum birşeyler. Gidebilirsin ... -Zorla gelmedim buraya. Gelmek istediğim için geldim. Ben, burada kalacaksın istediğin birşeyler var mı diye soracaktım. Rahatsız olacaksan... -Yok birşey lazım değil. Diyerek uyuklamaya başlayınca hemen yanına gidip hafifçe sarstım. Sarsmamla bana sen ne yapıyorsun der gibi bakınca hemen konuşmaya başladım. -Arkadaşın bu gece uyumasın dedi. Uyumaman gerek. -Aff.... Ya benim birşeyim yok. Onlar abartıyor... Hem senin haberin var mı ? Nöbetten çıktım iki gündür uyumuyorum , çok uykum var. Beni rahat bırak. -Yok öyle dünya... Arkadaşın uyumasın dedi. Sen de uyumayacaksın... Hem yatağı böyle yapmışsın, tabi uykun gelir Diyerek yatağı dik pozisyona aldım. Ben yatağı düzeltirken ters ters bakmaya başlamıştı. Kararlılığımı görünce oflayarak önüne döndü. Onun bu hâline gülümseyip kenardaki televizyon kumandasını elime alıp birşeyler açtım.... Televizyondaki şeyler sarmayınca Yeşim'e dönüp konuşmaya başladım. -Laptopun falan var mı burada? Film falan açayım. -Asistan odasında var benim ki. Kattaki hemşirelerden birine sor o seni yönlendiririr. Üstünde zaten adım yazıyor. -Tamam. Ben gelene kadar uyuma. Arkadaşının çenesini çekemem. Dememle göz devirmişti. Ona açık açık sana birşey olacak diye korkuyorum diyemeyeceğim için arkadaşını ortaya atmıştım. Odadan çıkıp kattaki hemşirelerden birine asistan odasını sormuştum. Odayı nihayet bulduğumda kapıyı tıklayıp içeriye girdim. Odada dedemle ilgilenen diğer asistan vardi. -Oooo enişte, sen buraların yolunu bilir miydin? -İşler... Ben Yeşim'in bilgisayarını alacaktım. Buradaymış. Hangisi? -Masanın üstündeki beyaz olan.... Yeşim nasıl? Başında örtü yok diye Aslı benle Mert'i odaya almadı. Birkaç hemşireye sordum ama sen görmüşsündür. -Şimdi iyi... Sürekli uyumak istediğini söylüyor, oyalıyorum ama fayda etmiyor ben de film falan izleyelim dedim. -Zor oluyordur onun için, 48 nöbetinden sonra çok kötü oldu. Resmen üç gündür uykusuz... -Öyle ama mecburuz.... -Ben seni tuttum. Kusura bakma. Sen git bir an önce Yeşim şimdiye yüzüncü rüyasını görüyordur. -Görüşürüz. Diyerek odadan çıktım. Yok Yeşim'i görmeye geleceklermiş, yok yüzüncü rüyasını görüyormuş. Sanane lan benim karımdan, kaç rüya gördüğünden . Puşta bak sen, gelmiş bir de benimle konuşuyor... Odaya geldiğimde Yeşim yine uyukluyordu. -YEŞİM. Dememle sıçrayarak uyandı. Etrafına baktıktan sonra beni görünce başını tekrar yastığa bıraktı. Bu şapşal hali çok tatlıydı ama konumuz bu değildi. -Ne bağırıyorsun. Burada uyuyorum görmüyor musun? -O yüzden bağırıyorum zaten. Uyumaman gerek biliyorsun değil mi ? -Bilmem mi... Geldiğinden beri bırakmadın iki dakika uyuyayım... Aslı'nın da alacağı olsun. Sen gitsene ben tek başıma kalırım... Bak valla uyumam. Söz. -Yemezler... Beni yollayıp uyuyacaksın.... -Pislik ,mahlukat. -Duyuyorum seni. -Sanki yalan yanlış birşey söyledim. Duysan kaç yazar. -Sus da laptopu getirdim. Ne izlemek istersin onu açayım. -Bilmiyorum aklıma birşey gelmiyor. Sen aç. Demesiyle film açmıştım. Her bulduğuma bir kulp bulup kapattırıyordu. Bu hâli gerçekten çekilmiyordu... Tam bir çocuk gibiydi. Poyraz'dan farkı yoktu... En son dayanamayıp Poyraz'a açtığım bir çizgi filmi açtım. -Yaaa.... Tom ve Jerry 'i mi izleyeceğiz? -Kapatayım mi? -Yok hayır... Kapatma izleyelim. Ben bayılıyorum. Küçükken hep izlerdim. Şimdi de Deniz ile birlikte izliyoruz. 🍀🍀🍀
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD