E: Hissetmek

973 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 Beraber annemlere geçtiğimizde de yemek boyunca da sesi çıkmamıştı. Sorulan sorulara kısa cevaplar vererek önüne dönüyordu. Kendini fazlalık gibi hissediyordu. Hal ve hareketleri açık açık belli ediyordu. Bu kızın herşeyi bu kadar açıkken neden ona inanmıyordum. Suçsuz olduğunu her fırsatta söylerken neden neden... Neden inanmak istemiyordum. Onun söylemiyle neden gerçeklerle yüzleşmek istemiyordum. O ve annem mutfağa gidip geldiklerinde annem bana tuhaf bir şekilde bakıyordu hatta kızgın gibi, anneme birşey söylediğine emindim ama susacaktım, zaten o kendini tutamayıp ya bana söyleyecekti ya da ağzından kaçıracaktı. Yolda söz de evimize ilerlerken birden bağırmasıyla ne olduğunu anlamamıştım. "SANANE. KİMSİN SEN? SENİ NE İLGİLENDİRİYOR. " niye zoruma gitmişti ki böyle konuşması, ben kimdim ki ona hesap soracak. Onun hayatındaki yerim neydi? Sadece onun duyguları ile oynayıp kandırarak evlenen biriydim, nişanlımın intikamı için onunla kedinin fareyle oynadığı gibi oynamıştım. Niye o saatlerce bankta otururken eve gitmek yerine uzaktan onu izliyordum. Amacım onu bezdirmek değil miydi? Niye kararlarımın arkasında duramıyordum. Niye onu üzgün görünce ben de üzülüyordum. Onun bu hâli beni mutlu edecekken niye dibine kadar mutsuzdum. O günün üstünden birkaç gün geçmişken ikizlerin ağabeyim de kalacağını ögrendiğimde babama itiraz edip biz de kalsınlar demiştim peki. Yeşim ile zaman geçirmek için mi neden? Ya onların biz de kalacağını Yeşim'e söylemek için o odaya girdiğimde o vanilya kokusu niye aklımı başımdan almıştı. Ya onunla konuşurken niye doğru dürüst bir şekilde kendimi ifade edemiyordum. Neden lan neden? Ona ikizler burada kalacak dediğimde "Gelsinler. Burası senin evin. Benden izin mi istiyorsun?" demesi neden içimde birşeylerin kopmasına neden olmuştu. Anlamıştım artık benden gerçekten nefret ediyordu, bizim diye hazırladığımız evi sahiplenmiyordu bile.... BİZ o ve ben . Gerçekten biz miydik? ... Ben ona dememiş miydim biz diye birşey yok diye, niye böyle konuşması zoruma gidiyor ki.... Serdar haklı çıkmayacaktı ben ne pişman olacaktım ne de ona karşı birşeyler hissedecektim. Hele ki Başak'tan sonra imkansız... Bu saçma düşüncelerim hep o şerefsiz Serdar yüzündendi. Yoksa o kıza birşey hissettiğim için değildi. O Başak' ın ölümüne neden olanlardan biriydi.... Başak' ın ölümüyle alakası olmadığını söylemesine rağmen niye gerçekleri öğrenmek istemiyordum. İkizlerin bizde kaldığı günlerde onunla daha yakın olmak beni neden mutlu ediyordu. Gerçekten evlenmişiz gibi hissetmem normal miydi? Ya onun yaptığı yemekleri yemek beni neden mutlu ediyordu. Onunla zaman geçirmek niye içimde başka şeyler olmasına neden oluyordu.... Ne olduysa ikizler gittikten sonra olmadı mı Emre? İlk bulduğun fırsatta ya onun babasının evinde ya da kendi babanın evinde onun yanında olmak niye huzurlu hissettiriyordu. Bilerek birşeyler çıkarıp onların evinde kalmayı istemem ne kadar normaldi peki. Yok annenler mutlu olur kalalım, yok annem küser kalalım diye bahane bulup onunla aynı yatak da uyumam ne kadar normaldi. İlk günler de onunla uyumak normal gelse de sonra o kokusuna karşı gelmem imkansız oluyordu... Onun uyumasını bekleyip, tam uyuduğuna emin olunca ona sarılıp saçlarını öpüp kokusunu içime çekmem ya bunlar. Bunlarda mı Serdar'ın aklımı karıştırmasıydı ? Değildi işte değil... Sırf ona sarılarak uyuduğumu anlamasın diye sabah namazına yakın ondan uzaklaşıp sırtımı ona dönmem ve onun aylarca bunu fark etmemesi. Ya onun kış aylarında kadınsal hastalığının çok zor geçtiğini öğrendiğimde ne yapacağımı bilemeyip, endişe ile ona bakmam... FLASHBACK Mutfağa girdiğimde dolapta birşeyler arayan Yeşim'i görmeyi beklemiyordum. -Ne arıyorsun? -Birşey yok. -Emin misin? Kötü görünüyorsun. -Aslında adaçayı arıyorum, burada vardı eminim ama şimdi bulamıyorum. -Ne yapıcaksın ki? -Sence ne yapacağım. Tabi ki içeceğim. -Ondan sormadım, sen ilk defa adaçayı içeceksin de. -Evet ilk defa. Sadece kışın içiyorum. -Sen otur ,ben hazırlarım Normalde dünyanın lafını söyleyerek itiraz edecekken hemen mutfak masasına geçip oturması gerçekten kötü olduğuna işaretti. Çayı hazırlayıp ona döndüğümde başını masaya yaslamış, gözünü kapatmıştı. Aynı geçen yıl hastanedeki gibiydi... Daha fazla durmayarak bardağı masaya bırakıp onu kucağıma alıp odaya çıkardım. Başta itiraz etse de bırakmayacağını anlayınca sesini çıkarmamıştı. Onu yatağa bırakıp alt kata inip hazırladığım çayı vermiştim. O çayını içerken internetten ne iyi gelir diye bakmıştım. Sıcak su ve ağrı kesici. Hemen torbaya sıcak su koymuştum, bir bardak su ile ağrı kesiciyi alıp odaya çıktığımda çayını içmiş üstüne sıkıca örtmüştü. Yanına gidip seslendiğimde mırıldanmıştı. -Yeşim. -Hı. -Hadi kalk ağrı kesici getirdim, iç ağrını alır. -Hayır, içmeyeceğim. -Niye bak, okudum ağrın için iyi gelirmiş. -Ya hayır. Bu zamana kadar toplasan beş kere içmemişimdir hayatım da, kalkmış böyle bir durumda içmem. -Tamam öyleyse, sıcak su torbasını al. -Hı hı. Diyerek elimden almıştı. Ayaklarının altına torbayı koyunca şaşırmıştım ben karnına falan koyar diye düşünmüştüm... Aslında okuduğum yazılarda kasıklarına doğru masaj yapma da vardı ama onu yapmayı teklif etsem muhtemelen beni burada öldürürdü... Ama karşımda böyle kıvranması beni kötü hissettiriyordu. En son dayanamayarak konuşmaya başladım. -Yeşim.... ıııı, istersen masaj yapabilirim . Öyle yazıyor rahatlatıyormuş. Herhangi birşey söylememesinden güç alarak yatağa oturdum. Ona yaklaşıp elimi karnına koyup yavaşça kasıklarına doğru masaj yapmaya başladım. Herhangi bir tepki vermiyordu. Biraz sonra eğilip yüzüne baktığım da uyuduğunu fark ettim. Yaptığım şeyler iyi gelmiş olacaktı. Yüzü daha iyi görünüyordu. Masaj yapmaya devam ettim... Sabah uyandığımda burada Yeşim'in yanında uyuduğumu fark ettim. Bu sefer sadece ben sarılmamıştım o da bana sarılmıştı. Uyuduğu için ne yaptığını bilmemesine rağmen bu hareketi kalbimin hızlı çarpmasına neden olmuştu. Burada uyuduğumu fark etmesin diye hızlıca kalkıp odadan çıktım. Yoksa uyandığı gibi beni burada çiğ çiğ yerdi. Ona yardımcı olmak ,onun acılarını almak bana iyi gelmişti. O günün sabahı ona kahvaltı hazırlayıp çıkmıştım. Niye ona karşı söz de tavrımı koruyamıyordum. Amacım neydi, ben ne yapıyordum. Gün içinde defalarca saçma sapan nedenler bularak iyi mi diye aramam.... .... Ailesiyle yaptığımız benim onları bitirmek için yaptığım proje bittiğinde herkesi bize davet edip kutlamamızı istemem.... Tabi bunları Yeşim hep bizimkiler öyle istedi diye biliyordu. Ben ona sırf seninle aynı ortamda olmak beni mutlu ediyor diye böyle şeyler yapıyorum diyemezdim. Gerçi söylesem de bana inanmazdı. Yine altında birşey arardı.... Birşeylerden artık emindim ama bunu dillendirmekten korkuyordum. Ama emin olmuştum. Pişmanlığı dibine kadar yaşıyordum ama bunu Serdar dahil kimseye diyemiyordum. Ne diyecektim ki sen haklı çıktın pişmanım hatta ona karşı birşeyler hiss..... Kendi kendime bile konuşurken bile diyemiyordum..... 🍀🍀🍀
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD