Bölüm 3

1049 Words
Zaman öyle hızlı akıp geçmişti ki bir ay olmustu ve bizde gece yola cıkacaktık iş yerimden izin almama gerek kalmamıştı çünkü işler bittiği için yöğmiye işi de yoktu bu yüzden rahat bir şekilde yola cıkmak için hazırlandık. Gece yola cıktık ne yalan söyliyeyim çok heyecanlıydım çünkü ilk defa istanbuldan hatta bulunduğum semtten çıkıyordum, bizim hayatımız bir tutsak hayatından farksızdı abimle babam yüzünden çok çektik yaşıtlarımız gibi olamadık hiçbir zaman. Öyle ki sırf vucut hatlarımız belli olmasın diye abım bize yazın sıcağında uzun kollu triko hırkalar altta ise eteklerle gezdirirdi çok baş kaldırmak istesem de anneme yapacaklarından korkuma ses edememiştim ama en son cihan abim gene kıyafet yüzünden bize vuracağı sırada Cevat abim araya girmiş ve ilk defa onlara diklenmişti işte o gün bizim için dönüm noktası oldu ve istediğimiz gibi giyinip az da olsa rahat etmiştik. Annemde rahat etmişti çünkü bize her vurduklarında annem araya giriyordu kurtarma için ve o da nasibini alıyordu bizim yüzümüzden işte bu yüzden susuyorduk onlara anneme zarar veriyorlardı çünkü. Düşüncelerimden abimin şeytan karısı ayşenin sesiyle sıyrıldım ayyy chan daha ne kadar kadı diyordu kendince cilve yaptığını sanarak şeytan diyoki patlat ağzını yaya yaya konusan ağzına Birtane. Neyseki aldığım cevap sayesinde biraz yatışmıştım bir saatten az kalmıştı varmamıza. Nedensizce bir heyecan kaplıyor du içimi sanki hayatımda hep var olacak bişey varmış gibiydi çok garipti ama gerçekten güzel hissettiriyordu. Sonunda varmıs tık ve Cansu un da dediği gibi hayran kalınacak kadar güzel yerlerdi buralar cennet gibi yemyeşildi. Abim teyzemlerin evinde durunca indik arabadan eve girdiğimizde annemle teyzem uzun uzun sarılıyordu birbirlerine sonra bizi gördü teyzem sıkıca sarıldı bize öyle sıcak öyle samimiydi ki içim titredi. İçeri girdikten sonra yemek yemeye başladık teyzemin bir oğlu vardı Cansu yaşlarında adı Kaan Dı çok espiriliydi aynı teyzeme benziyordu. Yemekten sonra biz misafir odasına geçtik orada sohpet ederken içeri biri girdi arkamı dönmem ile gördüğümle dünyadaki bütün sesler susmus ben sağır olmus gibiydim herkesle selamlastıktan sonra bana elini uzattı kim olduğunu bilmediğimden uzaktan tuttum elini kaanın tanıştırmasıyla kendime geldim. " Ortanca teyzemizin oğlu Ertuğrul abim bu güzel bayanda mahinur abla abi" O da durgundu ne oldu bir anda bilmiyorum ben gidiyorum abisi yarın gelirim gene dedi ve gitti gene kaldım karanlığıma baş başa ne yani aşık mı olmustum neden üzülmüştüm ki bu kadar olmamalıydı diye inkar ediyordum kendime. Gece yatağa girdiğimde çok düşündüm daha önce hiç sevmemiştim o yüzden nasıl bir duygudur bilmiyordum ve zamana bırakmaya karar verdim zamanla emin olacaktım muhakkak o güne kadar beklemekten başka bir yolu da yoktu zaten o yüzde uyumaya karar verdim ve uykunun kollarına teslim ettim kendimi. Sabah annemin seslenmesiyle açtım gözlerimi bugün isteme olacaktı ama ben gitmeyi hiç istemiyordum şimdi istemiyorum desem cihan abimle birde babamla uğraşıcam burada da rezil olucaz o yüzden sessizce ayağa kalktım yatağımı topladım ve kahvaltıya indim. Kahvaltı yapıldıktan sonra cihan abim siz Cansu ile evde kalın kalabalık gitmeye gerek yok deyince sevincten göbek attım resmen. İstemeden hemen sonra kına düğün falan olacaktı kızın ailesi tutucuymuş nişanlı tutmayız dediler bizim de canımıza minnetti. Annemlere cıkınca Cansu ile Kaan bilgisayarın başına oturmus lardı bende etrafı toparlayıp bir kahve yaptım kendime sigaramı yaktım düşünüyordum ki kapı çaldı açtığımda Ertuğrul la karsılastım öylece durdum gözlerindeki karmaşa bir bakısta belli olur cinsten Din en son kendime geldim içeri davet ettim. " Hoş geldin abi bende kahve yapmıstım kendime sende ister misin" " Olur abisinin ballisi yapta içelim bir keyif kahvesi" Bu diyalog yüreğimi kanatmıstı ama ismiyle seslenemezdim mecburdum benden büyük gibiydi abimler tepki gösterirdi. Kahveyi yapıp önune koyduğum sırada kaanlar geldi onlara da yaptım muhabbet etmeye başladık daha doğrusu Ertuğrul la Kaan ve Cansu konusıyordu ben dinliyordum ama canımı yakan konuşmalar başlamasıyla kalbim tuzla buz olmustu. " Abi ne yaptınız eceyle başladınız mı çıkmaya" " Çıkma nedur la sevgili diyeceksin olmadık daha koşuyorum peşinden askere gidene kadar da hlledicem bu işi ben onsuz olamam oğlum" " Hayırlısı be abi inşallah olur ama olmazsa da üzülme belki daha iyisi vardır etrafında" " Hani ula ben niye görmeyrim o olacak başkasını istemem" Niye içim acıyordu ki sanki birileri kalbimi sıkmıs nefes almamı engelliyor du bu da neyin nesiydi böyle neden kendimi böyle hissediyordum. Sessizce kendimle boğuşurken kaanın bakışlarıyla kendime gelmeye calıstım anlamasını istemiyordum ama o anlamıştı çoktan. Bir süre baktıktan sonra durumumun daha kötü olacağını anladığı an hızlıca hareket edip Ertuğrul la cansuyu odasına götürüp beni yalnız bırakmıştı. Kendimi balkona attım nefes almaya calıstım bir süre sonra nefesim kendine gelmeye başladı. Kendime tam anlamıyla gelmeye başlamıştım ki gene geldi ve dengemi altüst etti " Abisinin gülü ne oldu sana yüzünün rengi falan kaçtı hastaneye gidelim mi" " Yok abi iyiyim Karadenizin havası çarptı alısık değilim ondan herhalde" " E iyi o zaman abisinin ballisi de bakalım var mı birisi hayatında korkma cıkmaz benden" Bir süre düşündüm söyleyip söylememek arasında kaldım ve en son söylemeye karar verdim basladım konusmaya. " Vardı aslında ama artık yok" " Ayrıldınız mı o mu bıraktı seni yoksa eğer öyleyse kırarım onun kemiklerini" " Yok abi Valla o bırakmadı ben ayrıldım yani annem öyle istedi" İnanmayıp köpürmeye başlayınca en son maasımdan para saklayıp aldığım telefonu cıkardım mesajları okuttum o zaman duruldu. Telefonun ailemden gizli olduğunu söyledim yadırgamadı abimle babamı tanıyorlar dı. " Nasıl katlanıyorsun o adamlara mahinur canını yakmıyorlar mı" " İstedikleri olunca hem bizim hem annemin canı yanmıyor bir şekilde idare ediyoruz yani" " Ben hep senin yanında olucam biliyorsun dimi sıkıstığında alo demen yeterli bunu unutma tamam mı abisinin gülü" " Tamam unutmam abi teşekkür ederim" Bizimkilerin gelmesiyle konuşma böylece bitmişti demekki eceyi çok seviyordu o zaman bana da geri durup sadece kuzen olmak kalıyordu kimsenin arasına girecek değildim sonucta. Annrmlerin dediğine göre kızı vermişler bir hafta içerisinde kına ve düğün olacaktı annesi ve babası aşırı tutucu olduğu için bütün çocuklarını öyle evlendirmiş oğullarının da kızlarının da isteme kına düğün bir haftada olmus hep. Şimdinin konusu ise alısveris kına ve düğündü herseyi ayarlamıslardı bitek bizlerinde kıyafetleri kalmıştı sabah erkenden gidip onları halledecektik. Sabah erkenden uyandık apar topar kahvaltımızı yaptıktan sonra çarsıya gittik casuya anneme bana ve ayse yengemle çocuklara bişeyler aldık. Gelin alışverişine de gitmek istemediğim için eve gittim ve kendimi yorgun bir şekilde yatağa attım. Ne kadar uyudum bilmiyorum baamların sesine uyandım gelmişlerdi yerimden kalktım salonda yemek yiyorlardı sessizce yerime geçtim yemeğe başladım teyzemin dediği ile babamın vereceği cevabı bekledim. " Enişte çocuklar kuzenleriyle kaynaşsın diye dısarı çıksınlar diyorum daha bir çogu ile tanısamadılar bu sayede tanışmış olurlar"
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD