Yiğit kucağında Meyra ile boş depoda yerde oturuyordu. Bir yandan da eli ile kurşun yarasına tampon yapmaya devam ediyordu. Ahmet ağır adımlarla yanına geldi. Yiğit’ten sadece “Olmaz, böyle olmaz beni bırakma” cümlelerini bir tekerleme gibi duydu. Kerim koşarak geldi. “Yiğit ambulans geldi. İzin ver alsın çocuklar”. Çatışma çıkacağını tahmin ettiği için paramiliter yapının kaynaklarını seferber etmişti Kerim. Sultan’ı hastaneye göndermişti bile. Sıra Meyra’daydı. Acil tıp teknisyenleri koşarak girdiler içeri. Meyra önce sedyeye alındı. Sonra ambulansa taşındı. Yiğit olanları inanılmaz gözlerle izliyordu. Sonra o da bindi ambulansa. Acı acı sireni çalarken teknisyenler kendi aralarında konuşuyorlardı. “Nabız çok düşük. Kurşun kalbin hemen üstünde. Çok kanaması var. Sonra bir telaş aldı a