GÖZLER

1262 Words
Ece karşıma geçti. ' Engin seni böyle görecek. Sonra dans teklif edecek. Tamam dede ruhlu falan ama kibardır kankam. ' Elimi tuttu omzuna koydu. Diğer elimi elinin arasına aldı. Kendi elini de belime koyup mağaza ortasında benimle dans etmeye başladı. ' Ece rezil oluyoruz dur. ' ' Kendi isteğinle rezil olmak cesaret ister. O yüzden takma. Cesaretini sergile. Ve eli böyle sırtında tenini hissedince. Ooo yanacak mekan ateşinizden. ' ' Benim öyle bir amacım yok Ece. ' ' Tamam siz masum çocuklarsınız. Ama masum insanlarda tahrik olur. Leylek getirmiyor kimseyi. Bana Engin' i hiç seksi bulmadığını çıplak hayal etmediğini söylemeyeceksin değil mi? ' Sanırım kıpkırmızı olmuştum. En az elbise kadar. Kendimi geri çektim. Konuyu değiştirsem iyi olacaktı. ' Sen kendini düşün sen ne giyeceksin?' ' Tek ve biricik kız arkadaşım olarak izin verirsen senin elbisenin uzununu giymek istiyorum. Takım giyinebileceğim bir kız kankam olmadıda bugüne kadar. ' Karşı çıkamazdım. Bugün onun doğum günüydü. Ve hiçbir zaman pişti olmayı dünyanın sonu ilan eden kızlardan olmamıştım. Elbiseleri aldık. Onun elbisesini de ben ödedim. Bütün gün yanımda olduğu için özel bir hediye arama şansım olmamıştı. Ayrıca Ece 'ye ne alınabilirdi ki? Henüz onu tanımak için çok erkendi. Ne zaman ne yapacağı kestirilemez biriydi. Engin' le arkadaşlıkları tamamen onların da dediği gibi zıt kutupların çekimiydi. Onları yan yana göre zıtlık tarifi için siyah beyaz gibi yerine Ece Engin gibi derdi. Mekana gittiğimizde gözlerim Engin' i arıyordu. Ece koluma girdi.. ' Uçaktan yeni inmiş olmalı. Gelmesi biraz zaman alacaktır. ' Herkes başta Ece dans edip eğleniyordu. Zaten sadece bir kaç arkadaşı vardı ve hepsi erkekti. Slow bir müzik başladığında ilk dans teklifi edenin teklifini kabul etti ve giderken kulağıma eğildi. ' Keyfine bak. Bu masada Engin' in kıskanacağı kimse yok. Hepsi arkadaşımız ve senin kim olduğunun farkındalar. ' Tamam klişe bir şekilde yolda tanışmıştık ama başka hiçbir klişe beni bulmuyordu. Mesela Ece' ye ayıp olmasın diye arkadaşlarından birinin dans teklifini kabul etseydim. Dans ettiğim kişi iltifatlar yağdırırken abartsaydı. O sırada Engin gelip yumruğu ile yere derse ve beni belimden kendine çekerek öpseydi harika olmaz mıydı? Tamam şiddet ve taciz yanlısı gibi görünüyor olabilirdim şu an ama Engin o kadar naifti ki benden hoşlandığına dair bir işarete Ece' nin çenesi dışında bir işarete ihtiyacım vardı. O kadar kası varsa yumruk atabiliyor olmalıydı. Umarım yani. Adının Cemil olduğunu öğrendiğim bir arkadaşı ile dans ederken Engin geldi. Onun geldiğini gören Cemil dans için teşekkür ederek beni masaya yönlendirdi. Engin çoktan oturmuştu. Cemil kendi yerini vererek yanına oturmamı sağladı. Engin bana bakıyordu. Resmen süzdü. Yanaklarım kesin kızarmıştı. Onun yanında arsız kız birden kayboluyordu. 'Hoş geldin.'' dedim. ' Hoş buldum. Çok güzel olmuşsun. ' ' Teşekkür ederim. Şey... ' ' Ece' nin seçimi değil mi?' ' Nereden anladın?' ' Çünkü senin tarzın değil. ' Beni tanıyordu. Beni gerçekten tanıyordu. Sevda ya da Ece' ye söylesem ana sınıfı aşkı muamelesi yaparlardı bu halime ama beni mutlu etmeyecek yetmişti. İş için Samsun' daydı. ' Yorucu muydu?' 'Kısmen. Bir an yetişemeyeceğim sandım. ' ' İyi ki yetiştin. ' ne demiştim ben böyle? Hemen toparladım. ' Yoksa Ece' nin sana yapmayı düşündüğü planları dinlemek işkenceye dönebilirdi. ' ' Ece' nin işkence de iyi olduğu kesin ama ben asıl seni gördüğüm için sevindim. Bütün yorgunluğum gözlerinde yok oldu. ' Elimi tuttu. Çığlık bile atabilirdim. İlk kez biri elimi tutmuyordu ama Engin' le karşılaşmam tesadüfler her şey bu ilişkinin kaderim olduğunu düşündürüyordu. ' Bana bu dansı lütfeder misin?' Cevap veremeyince başımı olumlu anlamda salladım. Elimi hiç bırakmadan piste geçtik. Eli çıplak sırtıma temas edince Ece' nin söyledikleri aklıma gelmişti. Başımı öne eğerken Ece' yi gördüm. Pis pis gülüyor eliyle üçgen yapıyordu. Yaptığı imayı anlamamak mümkün değildi. Lanet olsun şimdi yere doğru baksam Ece erkekliğine bakıyorum sanacaktı. Yüzüne bakmaya cesaretim yoktu. Çünkü aklımdan geçen bu düşünceler ile yüzümün halini tahmin edebiliyordum. ' Derin. ' Uysal bir denizi andıran sesi kulaklarıma ulaşınca kafamı kaldırdım. ' Derin. O kadar derin bakıyorsun ki. Bir isim bir insana bu kadar mı yakışır? Gözlerin başka bir dünyaya açılan geçit gibi. ' ' Aslında göz renklerimiz birbirine çok yakın. ' Evet hatta nerdeyse aynı bu nedenle bir çocuğumuz olsa yeşil gözlü olma ihtimali yüksekti. Daha sevgili olmadığım biriyle çocuk düşündüğüme inanmıyordum. ' Rengini çalmış olsam da asla bu anlamlı ve derin bakışları çalamam. Dünya üzerinde sadece sen böyle bakabilirsin. Böyle anlamlı ve güzel. ' ' Senin gözlerin daha güzel aslında. Engin denizler gizli. Güvenli limanlar. Sadece bir bakışın bile en kötü anında huzur bulabilir insan. ' ' Sözlerinle beni cesaretlendirmesen bir de Ece bu gece de açılmazsan o çok özendiği kemiklerden yapılma yamyam kolyesini yapmak için seni kullanırım demese. Off her şeyi berbat ettim bu cümle ile. Ama Ece' yi biliyorsun işte. Bu çok saçma oldu ama ben seninle arkadaştan daha fazlası olmak istiyorum. ' dediğinde uzandım ve dudaklarına kısacık bir öpücük kondurdum. Daha önce öpüşmüştüm. Ama şu kısacık andaki hissi bile vermemişti bana. Bu çok çok başkaydı. Engin gülümsedi ve burnumdan öptü. Ruhu gibi naif bir öpücüktü. Bir an tutkulu bir öpücük bekleyip hayal kırıklığına uğramış olsam da Engin' in yaptığı son derece hoş bir hareketti. Hep Sevda ile Ece bozuyordu beni. Müzik hareketlenmişti ve biz hala dans ettiğimiz şekilde durup konuşmuştuk. Ece 'nin alkışlarıyla kendime geldim. Ece zıplayarak yanımıza geldi.. ' Sonunda. Çok sevindim ama biliyorsunuz ki bu gecenin yıldızı benim. Pasta kesmek için daha ne kadar sizi bekleyeceğim?' dedi ve kolumdan tutup beni masaya doğru çekti. Beni yine utançtan kurtarmıştı Ece. Eğer öyle kalmaya devam etseydik ilk günümüzden dudağına temas ettiğim ve karşılık alamadığım için büyük bir utanç içine düşerdim. Masadaki herkes tek tek tebrik edip çok yakıştığımızı söyledi. Pasta kesimi sonrası Engin Ece ile bense Suat ile dans ettik. Engin gerçekten fazla kıskanç değildi. Yani ondan izin istememiştim tabii ki ama zaten o da görünce gülümsemişti. .... Bir ay sonra.... Engin' le her şey rüya gibiydi. İşten kalan zamanını bana ayırıyordu. Tek sorun işten geriye kalan zamanın azlığıydı. Çalışmak zorunda olduğu için bu konuda ona baskı yapamazdım. Birlikte sinemaya, tiyatroya, lunaparka gittik. Hatta bir gece yarısı Ece ile ikimizi çocuk parkında sallamıştı. Fikir Ece 'den çıkmış olsa da bende çok eğlenmiştim. Engin sadece sevgilim değildi. Abimden babamdan görmediğim ilgiyi gösteriyordu. Güvenli bir liman sırtımı yaslayacak bir dağdı. Evini sadece bir kez görmüştüm. Fazla eşyası olmayan iki odalı bir apartman dairesiydi. Gerçi Ece baskın yapalım demeseydi onu da görmemiş olacaktım. Engin hiç evine gitmeyi teklif etmemişti. Sevda' nın ilk izlenimleri çoktan değişmişti. Engin' e güvenmiyordu. Daha doğrusu gay olduğunu düşünüyordu. Bir erkeğin bu kadar ince düşünebilmesi ve bunu sevgiliyken de devam ettirmesi ona göre normal değildi. Engin' le henüz öpüşmemiştik. Dudağımın kenarına bıraktığı küçük dokunuşları saymazsak. Sevda bunu da normal bulmuyordu ama benim şikayetim yoktu. Yani çoğu zaman yoktu. Kendimi dudaklarına bakarken yakaladığım zamanlar hariç. Ece ile her gün biraz daha samimi oluyorduk. Sevda' nın bu durumu kıskandığı kesindi. Engin ise Ece ile anlaşmamdan mutlu olduğunu ama Sevda' yı ihmal etmememi söylüyordu. Sevda' yı ihmal eden ben değildim. Sevgilisi vardı. Ve haftanın yarısında onda kalıyordu. Ece' yle gittimiz her yere davet etsem de her seferinde bir bahane bulması nedeniyle artık davet edesim gelmiyordu. Ece ve sevgilisi yokken zaman geçiyorduk. Onda da Engin hakkındaki olumsuz fikirleri canımı sıkıyordu. Benden çok erkek tanıdığı kesindi ama her erkek aynı olacak diye bir kural yoktu.. Aramızdaki maddi uçurum Engin' i ilk zamanlar olumsuz etkilemişti. Lüks yerlerde yemeğe çıkarmıştı beni bir kaç kez ama sonunda benimde sadelikten hoşlandığımı anladı. Yemek için en çok karşılaştığımız köfteciyi tercih ediyorduk. Ece' nin kokoreç krizi tutmadığı zamanlarda. Ece kendini küçük kızımız ilan etmişti. Ona göre bizde anne baba olacak ağırlık vardı. O ise asla büyümeyecekti. Ece böyle söyleyince bizi aile olarak hayal ediyordum. Çok erkendi belki ama güzel olmaz mıydı gerçekten?
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD