TOPRAK “Dalga mı geçiyorsun?” diye sordum şaşkın bir sesle. Bu uyarıyı içmeden önce yapması gerekmez miydi? Zaten iki kadeh anca içmiştim ve bunu şimdi mi söylüyordu? Tam bir haftalık özlemimi dindireceğim anda? Bir haftanın acısını çıkaracağım gecede? Tüm bedenim istekle alev alırken? Hadi oradan! “Şaka yapıyorsun,” diye devam ettim şaka olmasını umarak. “Ben hemen duş alıp, dişlerimi fırçalayıp geliyorum. Sakın uyuyayım deme! Uyandırırım yemin ederim. “Yarın akşam şey ederiz,” dedi utangaç bir sesle. “Ney ederiz,” dedim sırıtarak. Piçlik kanımda vardı. Ağzından duymak istiyordum işte. “Şey işte daa! Allah Allah ille söylemek mi lazimdur!” “Duymak istiyorsam demek ki!” “Yarın sevişiriz,” dedi sinirle. Saçlarını taramıyor da onlara işkence ediyordu sanki. “Hayır, bekle beni on be