BÖLÜM 3

1024 Words
"Amca... Amca nerdesin?" diye seslenen Sema ile birbirimizden ayrılmıştık. Beni iyice kucağına çekip kısık bir sesle inlediğin de gıcık tutmuş gibi ilk önce öksürdü sonra da konuşmaya başladı. "Banyodayım Sema ne oldu?" "Amca Goncagül sana yemek getirdi mi diye geldim ama mutfakta gördüm getirmiş." dedi. "Getirdi getirdi zaten oda birkaç dakika önce gitti." dediğin de kalçamı sıktığın da eliyle ağzımı kapatıp inlemem elinin içine olmuştu. "Tamam neyse çıktıysa bende yakalarsam arabayla bırakırız demiştim ama." dediğin de elini ağzımdan çekmeden başparmağını ağzıma sokup çıkartıyordu. "Çıktı çıktı o, neyse sen düğün evine gitmeyecek miydin? Daha fazla bekletme onları gelinlerisin git bir an önce." dediğin de kendini bana iyice bastırıyordu. "Amca kaynatam burada birisine uğrayacaktı diye geldim dedi ki 1 saate gelirim o zamana kadar evdeyim. Hem ben sana yemeğini hazırlıyorum sende çıkarsın banyodan." dediğin de ona karşılık tamam dediğin de ağzından sanki küfür gibi çıkmıştı. "Beni görmesin burada bir saat oyalanmazsın banyoda." sessizce konuştuğum da kucağında indirdi. "Seninle başka gün görüşeceğim unutma alacağım var senden." diyerek dudaklarıma saldırarak öpmeye başladı. Karşılık bile veremiyordum. En sonunda benden ayrıldığın da göğsümü özenle sütyenimin içine yerleştirdi. "Bekle duş almam lazım sonra seni çıkaracağım." diyerek dimdik olmuş aletini gözlerimin içine baka baka eliyle kendini boşalttı. Gözlerimi ayrımadan onu izliyordum ve çok da hoşuma gitmişti. Gözlerimin içine içine bakıp kendini tatmin etmesi bacaklarımı sıkıca yapıştırmamı sağladı. Hızlıca yıkandığın da bornozunu giyip ilk önce başını dışarı uzatıp baktı. Sonra bir hışımla beni içeriden çekip yatak odasına soktu. "Burada bekle yarım saat sonra gider o zaman çıkarsın evden." dediğin de başımı iki yana salladım. "Olmaz amcam düğünden ayrıldığımı görmüştür eğer evde görmezse hiç iyi şeyler olmaz." dediğin de kaşlarını çattı. "Tamam o zaman buradaki pencereden çık ve hemen eve git sağa sola bakma koşarak git eve." dediğin de başımı onaylarcasına salladım. Pencerenin önüne geldiğim de elimden tutup kendine çevirdi. Ve sonra üstüme kendi hırkasından bir tane giydirdiğin de ben anlamayarak ona baktım. Bu sıcakta hırka giymek pek akıllıca değildi. "Hırkayı üstün ıslak diye giydirdim. Malum banyo da olanlardan sonra göğsün falan hep belli birisi görmesin daha onlarla ilgili çok planlarım var." diyerek son düğmemi de ilikleyip elbisenin üstünden son kez göğsümü sıktıktan sonra penceresini açıp belimden tutarak aşağıya doğru beni indirdiğin de sanki bunları yapan ben değildim. Ayaklarım yere değdikten sonra vücuduma değen rüzgarla kendime gelip arkama bile bakmadan koşarak o evden kaçtım. O kadar hızlı koşuyordum ki amcamın evine geldiğim de nefes nefese kalmıştım bile ama hızımı kesmeden sanki arkam da birileri var gibi kapıyı açıp kendimi odaya attığım da kapıyı kapattığım gibi kapını arkasına oturdum. Bir elim ağzımı sıkıca kapatmış diğer elim ise göğsümdeydi. Nefeslerim düzene girdikten sonra yaptıklarım aklıma gelince sanki ben değil de başkası gibime geliyordu. Bunu nasıl yaptık inanamıyordum. Sapık gibi adamı izlerken yakalanırsan böyle olurdu. Hemen yerden kalkıp üstümü bile değiştirmeden kendimi yatağa atıp yorganı da üstüme çektim. Nasıl böyle bir ahlaksızlığı yapardım. Adama resmen benimle seviş demiştim. Ve oda bunu yapmıştı daha doğrusu Sema gelmeseydi yapacaktı. Ben de ona ayak uyduracaktım, tövbe Allah'ım tövbe. Ben anlamadım ne olduğunu birden oldu her şey. Ne derdi hakkımda gidip anlatır mıydı? Ah her yerimi ellemişti, öpmüştü. Hele ben onun organını görmüştüm. Çıplak ama yapılı vücudunu hissetmiş onun kolları arasındaydım. Ahh şu anda vücudum sızlıyordu hem de nasıl acaba bundan dolayı mıydı? Nasıl bu kadar aptal olabildim hiç anlamıyordum. Bu gibi düşünceler aklımı yiyip bitiriyordu. Ben böyle sabahı sabahı etmiş ama bir gram yol bile alamamıştım. Sabah erkenden kalkıp tarlanın yolunu tutmak için yataktan çıktığım da aynanın karşısına geçip kendime baktım. Daha farklı bakıyordu sanki gözlerim bu ben miydim? Üstümdeki hırkayı çıkarttığım da elbisemin düğümelerini çözerken onun çözüşü aklıma gelirken gözlerim kapanacaktı neredeyse. Bu bendeki şey neydi bilmiyorum ama hoşuma gidiyordu. Çözdüğüm de gördüğüm şeyle gözlerim kocaman açıldı. Bu neydi yarabbi göğüslerim de yer yer kızarık vardı. Sütyenimi de çıkarttığım da uç kısımları mor olmuştu. Emerken mi olmuştu bunlar kimse görmemeliydi. Hızlıca dolaptan uzun ve kapalı bir elbise alıp giyindim. Hırkayı da kimse görmesin diye dolabın en uç noktasına koydum. Hızlıca kahvaltıyı hazırlayıp evden kaçarak çıktım. Ahh kimsenin yüzüne bakamayacaktım. Ama bu terbiyesiz bir şey olsa her evlenen kişi yapmazdı herhalde demek ki utangaçlık bir durum yoktu. Hem kimse görmemişti ki görseydi utanmam gerekirdi değil mi? Ama her şeyi geç ben o adamla nasıl yapabildim. Sema'nın amcasıydı o ve adam ayrıca 30 yaşında da göstermemesinin yanı sıra genç bir delikanlı gibiydi. Beni nasıl kaldırıp kucağına almıştı. Tek eliyle belimden tutup adeta içine hapsetmişti. Ahh tekrardan o kollarda olmak istemem ne kadar doğruydu? Ahh aptal Sema bok vardı değil mi gelecek hayır yani tamam dedik verdik de ne olurdu gelmeseydin. Boşuna sevmemezlik yapmıyorum işte seni al bok ettin yine durumun içine. Hele bir kere de olsa o işi yapsaydık o zaman anlayacaktım her şeyi. Ahh ahh keşke bu konuları anlatırlarken kaçmasaydım. Bizden büyük evli ablalar anlatırlardı bu olayları da ben bazı yerleri dinleyip bazı yerlerinde kalkar kaçardım. Bok vardı kaçacak en azından ne yapacağımı bilirdim. Bana farklı bir gözle bakıyor muydu? Aslında onu bir kadınla anılırken duymadım ama kaç sene olmadıysa bana patlaması normal geliyordu. Burnuma gelen çiçek kokusuyla onun kokusunu hatırladım. Yeni yıkandığı için sabun koksa da kesinlikle başka küçük ama sert bir şeyin kokusu geliyordu. Ah be adam ah be adam ne olurdu sanki karşıma çıkmasaydın. Pişman değildim hatta daha doğru daha da ileri gidemediğimiz için pişmandım ama hep o Sema cadısı yüzdendi. "Kız ne yapıyorsun burada?" diye cırlayan bir sesle korkarak arkamı döndüm. Salak Semaydı dün gece olanlar yine aklıma gelince kaşlarımı çatıp baktım. "Ne bağırıyon kızım insan gibi seslensene." derken içimden bir an önce yok olsa geçiyordu. Usta başı gelip bizi direkt kaldırıp işi sürüklediğin de biraz da olsa rahat nefes almıştım. Neden mi çünkü beni sorularıyla bunaltıyordu. O kadar çok konuşuyordu ki nasıl bu kadar konuşabilirdi hâlâ şaşırıyorum. Yok dün gece neredeymişim kapıya bırakmışım yemek buz olmuş faso fiso bir sürü şey söylerken ben ona bir yandan da kızgınlıkla cevap veriyordum. Hayır her şeyi sen mahvet sonra gel bana çıkış, gebertirdim bu kızı. İş yaparken zamanın hızlı akması aklımın da biraz da olsa ondan uzaklaşması çok iyiydi. Biraz erken ayrılıp annemin mezarına gittiğim de her şeyi anlattım. Saklamazdım ondan bu yüzden utansam da sıkılsam da her şeyi açıkca ona anlatıp akıl istedim cevap vermeyeceğini bile bile...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD